"Kovidler göçü" virüsün farklı kentlerde yayılmasına neden olur mu?

18 günlük tam kapanma öncesi büyük şehirlerden farklı noktalara kaçış var. Uzmanlar, seyahatlerin Kovid-19'un yayılışını artırmaya etkisi konusunda farklı görüşlere sahip olsa da bunun aslında bir tam kapanma olmadığı konusunda hemfikir

Uzmanlar, Kovid-19 salgınını kontrol altına almak amacıyla verilen tam kapanma kararını “gecikmiş ancak yerinde bir karar” olarak değerlendirirken, işin ekonomik destek tarafını yetersiz buluyor / Fotoğraf: AA

Pek çok uzman yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınını kontrol altına almak amacıyla verilen tam kapanma kararını, 'gecikmiş ancak yerinde bir karar' olarak değerlendirirken, işin ekonomik destek tarafını yetersiz buldu.

Vaka ve can kayıplarının artması üzerine alınan kapanma kararının ilanıyla birlikte, bu süreyi farklı kentlerde geçirmek isteyenler yollara düştü.

İstanbul'dan Anadolu kentlerine göç başlarken, üç gündür hem şehir içi hem de şehir dışında trafik yoğunluğu had safhaya ulaştı.

Oluşan kalabalık ve şehirlerarası hareketliliğin virüsün yayılmasını artırıp artırmayacağı merak konusu oldu.

Başer: Asıl sorun ekonomik destek paketi olmadan kapanmaya geçmek

Independent Türkçe'ye konuşan uzmanlar, seyahatlerin virüsün yayılmasını etkileyip etkilemeyeceği konusunda farklı görüşte.

Kadıköy Medicana Hastanesi'nden Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bengi Başer'e göre uçaklar, otobüsler ve özel araçlar yoluyla oluşan hareketlilik vaka sayısını artırabilir.

Seyahat öncesinde alışveriş yapabilmek için AVM'ler ve dükkanlar gibi kapalı alanlardaki yoğunluğa dikkati çeken Başer, salgın döneminin başında İtalya'nın yaşadığı durumu hatırlattı.

"Salgını önlemekten ise yaymak gibi oldu"

Salgını kontrol altına almaktan ziyade yaymaya yönelik bir tablo ile karşı karşıya kalındığını savunan Başer, "Asemptomatik vakarlardan ya da yayıcılardan enfekte olanları HES koduyla saptamanız mümkün değil" şeklinde konuştu.

 

Prof. Dr. Bengi Başer Medicana.jpg
Prof. Dr. Bengi Başer / Fotoğraf: Medicana

 

Sönmez: İlk tablodaki az riskli, yüksek riskli ayrımı pek kalmadı, her yer riskli

Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Güner Sönmez ise kurallara uyulduktan sonra seyahatlerin vaka sayılarını artırmayacağı görüşünde.

İki ay önceki gibi az riskli, orta riskli, yüksek riskli şehirler gibi keskin bir ayrımın bulunmadığını ifade eden Sönmez'e göre, mevcut tabloda Türkiye'nin her yeri riskli durumda.

Bireylerin kapanma sürecini bağda, bahçede, yazlıkta geçirme isteğiyle seyahat etmesinin sorun teşkil etmeyeceğini savunan Güner Sönmez, "Gidilen yerler de riskli yerler, büyük kentlerden çok farklı değil. Ama açık alanda kalanlar temiz hava alır, D vitamini alır, onlar açısından olumlu" yorumunu yaptı.

"Aşılama hızı yavaş giderse, bir süre sonra yeniden aynı şeyleri yaşamamız mümkün"

Toplu buluşmaların denetiminin kırsalda nispeten zor olduğunu savunan Prof. Dr. Sönmez, "Şehirlerde sıkı denetim olduğundan ev ziyaretleri mümkün görünmüyor ama kırsalda ve tenha yerlerde denetim güçleşiyor. Otokontrolle kişiler kurallara uyarsa sorun olmaz. Ancak kapanma sürecinde hızlı aşılama şart. Aşılama hızı yavaş giderse bir süre sonra yeniden aynı şeyleri yaşamamız mümkün" şeklinde konuştu.

 

Prof. Dr. Güner Sönmez Twitter DrGunerSonmez.jpg
Prof. Dr. Güner Sönmez / Fotoğraf: Twitter / @DrGunerSonmez

 

"Bu tam kapanma değil"

Uzmanların hemfikir olduğu noktalar da bulunuyor. Öncelikle tam kapanma kararını "gecikmiş ama gerekli" bir karar olarak değerlendiriyorlar.

Ancak onlara göre, mevcut kapanma kararı, tam kapanmayı yansıtmıyor.

Fabrikalar ve pek çok iş kolunun kapanmadan muaf olduğu bir durumun tam kapanma olmadığını savunan uzmanlar, ekonomik destekleri de "çok yetersiz" buluyor.

Prof. Dr. Başer: Ekonomik desteksiz tam kapanma olmaz

Hayati yerler dışında özel sektör, sanayii kuruluşları gibi pek çok iş yerinin açık olması nedeniyle "Bu tam bir kapanma değil. Bu kadar çok yer açık olmamalı" yorumunu yapan Bengi Başer, 4 gün önceden 'kapatacağız' denilmesi nedeniyle kalabalıklara neden olunduğunu ve doğru bir strateji yürütülmediğini savundu.

Türkiye'nin salgın döneminde en düşük maddi desteği sağlayan ülkeler arasında yer aldığı çalışmalara da değinen Başer, "Ekonomik desteksiz tam kapanma olmaz" dedi ve şunları kaydetti: 

Günübirlik çalışarak geçinen, kıyıda köşede parası olmayan insanlar varken verilen desteksiz kapanma kararı, çok plansız ve adil değil. Kapanma olmalıydı ama devlet desteği şarttı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

Prof. Dr. Sönmez: Kapanma sürecinde ekonomik destek paketleri şart

Prof. Dr. Güner Sönmez'e göre de 18 günlük kapanma aslında tam bir kapanma değil ve ekonomik destek açısından çok yetersiz.

"Fabrikalar ve pek çok yer çalışır durumdayken bu nasıl kapanma" diye soran Sönmez, açık havada buluşulmasının engellenmesini ise yanlış bulduğunu anlattı:

Ben olsam hayati yerler dışındaki her yeri kapatırdım. Dışarıda belirli saatlerde insanların dolaşmasına imkan tanırdım çünkü açık havada virüsün yayılması neredeyse imkansız. Böylelikle insanlar için daha kolay bir kapanma olurdu.

Kapanma süreci ekonomik açıdan çeşitli paketlerle desteklenebilse, halkın geçim kaygısı taşımayarak bu dönemi bir "ara tatil" gibi görüp, rahatça evlerinde kalacağını da savunan Güner Sönmez, "Böylelikle insanlar gönüllü olarak kapanma kararına uyardı, şimdi insanlar çalışmak zorunda, eve ekmek götürme şansı yok başka türlü, devletten destek almazsa geçinemez" yorumunu yaptı.

13-14 aylık süreçte bireylerde bezginliğin de oluştuğunu dile getiren Prof. Dr. Sönmez, "İnsanları kutu gibi evlere hapsedip, 18 gün boyunca dışarı çıkmamalarını beklemek çok zor" dedi.

DAHA FAZLA HABER OKU