Doğu Perinçek Rudaw’a konuştu: Öcalan’a yarın silah bırakma talimatı verdirebilirler

Perinçek, Abdullah Öcalan'ın MİT'in isteği ile PKK'ya silah bırakma çağrısında bulunabileceğini savundu

Doğu Perinçek, Rudaw’dan Rawin Sterk'in sorularını yanıtladı / Fotoğraf: Rudaw

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi merkezli Rudaw, “Türkiye siyasi tarihinin son 50 yılında hep değişerek, etkin olma konumunu değiştirmeyen ve özellikle 60’lı yıllar sonrasında ismi her daim Kürtlerle ilintili meselelerde anılan” diyerek takdim ettiği Vatan Partisi Genel Bakanı Doğu Perinçek’le bir söyleşi yaptı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Söyleşide “bizzat iktidarda olmasa dahi fikirleri iktidarda olan bir siyasetçi” olduğunu dile getiren Perinçek, röportajda, “Öcalan dışarıda olsaydı ne değişirdi, kanaatiniz nedir” sorusuna verdiği yanıtta “Onun yapabileceği bir şey yok ki. Ama bundan sonra ne olur, şunu da bekliyorum, bir müddet sonra Öcalan Türk devletinin, MİT’in emriyle çıkıp ‘silahları bırakın’ da der. Dedirtirler ona yani” ifadelerini kullandı.

“Türkiye bir özgürleşme dönemi yaşıyor”

Türkiye’nin şu anki durumunu “Zincirlerini Amerika’dan koparmakta olan, Atlantik’ten kopup Asya’ya yerleşmekte olan, dolayısıyla komşularıyla ilişkilerini geliştirmekte olan, dolayısıyla aydınlık ve önü açık bir ülke” olarak değerlendiren Doğu Perinçek, Türkiye’deki demokrasinin durumunu nasıl gördüğü sorusuna şöyle yanıt verdi:

“Tabi Türkiye sancılı bir dönemden geçiyor. Demin de belirttim, yaşadığımız dönemi şöyle tanımlayabiliriz. Atlantik sisteminden kopuyor ve Amerikanın Türkiye üzerindeki gücünün ağırlaştığı bir dönemden geçtik. 2014’ten sonra o dönem bitti. Biz 2014’te Silivri duvarını yıktık ve o bir özgürleşme başlangıcı. Başında da biz vardık. Türkiye olarak FETÖ üzerine yürüdük ve Amerika’nın Türkiye içindeki gladyosunu yerle bir ettik ve onları hapislere tıktık. Türkiye aynı zamanda Amerika’nın piyonu olan PKK’ya karşı da başarılı bir mücadele yürütüyor. Dolayısıyla Türkiye Amerika ile dünyada ön cephede silahla savaşan bir ülke. Tabi bu sancılı dönemin problemleri var. Ama özgürlükten bahsederken Amerika gladyosuna, FETÖ’ye özgürük diyorsak onlara özgürlük yok. PKK’ya diyorsak ona da özgürlük yok. DEAŞ’a diyorsak onlara da özgürlük yok. Ama onları tasfiye eden Türkiye gerçek özgürlüğüne kavuşuyor, yani Amerika’dan kurtuluyor, Amerika zincirlerini kırıyor. O bakımdan bunu bir özgürleşme dönemi olarak görebiliriz. Ekonomik olarak haklısınız. 41 yıldır Amerika’nın dayattığı ekonomik programın sancıları var. Borca battı Türkiye, Şimdi o borç batağından çıkmayı önümüze koyuyoruz. Bir de dış güvenlik tehditleri var Doğu Akdeniz’den gelen. Amerika’nın Suriye’nin kuzeyinde kurduğu üsler ve oradan gelen tehditler var. Ama Türkiye komşularıyla işbirliği yaparak o tehditlerden kurtulacaktır”

“Haksızlıklar, baskı ve eşitsizliklere karşı en önde savaşanlardan biriyim”

“Kendinizi demokratik bir Türkiye’de hissediyor musunuz?” sorusuna “Özgürleşen bir Türkiye’de, Amerika’dan bağımsızlaşan bir Türkiye’de hissediyorum” şeklinde yanıt veren Perinçek, Türkiye’nin özgürlük meselesinin Amerika’dan kurtulmasıyla mümkün olacağını düşündüğünü belirterek şöyle konuştu:

“ Çünkü arkada kalan dönemde özgürlükleri yok eden 12 mart, 12 Eylül, 15-16 Temmuz darbeleri hep Amerika’dan geldi. Türkiye 1945’ten sonra Amerika’nın denetlediği bir döneme girdi. Dünya çapında özgürlüklere düşman olan ABD idi. Onun için Amerika’dan özgürleşme Türkiye’de bireylerin, insanların da özgürleşmesi anlamına gelir. Kürt meselesi açısından ele alırsak, büyük oranda Kürüt meselesini biz demokratik haklar açısından çözdük. Yani haksızlıklar, baskı ve eşitsizliklere karşı en önde savaşanlardan biriyim”

“Irak’ta Kürtlerin kendi seçimlerine saygı duyuyoruz”

60’l yıllardan itibaren siyasette ve kurdukları medya organlarında “Kürtlerin kolektif haklarından da bahsettiği ve bağımsızlık karşıtı olmadığı hatırlatılan ve Rudaw’dan Rawin Sterk’in “Ne değişti dünden bu güne?” şeklindeki sorusuna yanıt veren Perinçek, “Şu değişti.. Kürt meselesi Amerika meselesine dönüştü. Eskiden Türkiye’de Kürt meselesi Kürtlerin eşitliği, vatandaşlarımız olarak Türkiye’de haklara sahip olmaları, demokratik haklara sahip olmalarıydı. Orada büyük mücadeleler oldu ve biz hep en öndeydik ve büyük başarılar kazandık. Demokratik hakları konusunda bakarsak, gazete çıkarmak, Kürtçe yayın yapmak, vatandaşların eşit sayılması konularında büyük kazanımlar sağlandı. Bu gün artık Kürtçe gazete tutmadı ama serbest. Biz Kürdoloji enstitüleri kurulsun diye mücadele ettik ve kuruldu. Ne kaldı geriye, Kürtlerin bağımsız devlet kurmaları kaldı. Bu doğru değil. Neden doğru değil? Çünkü böyle bir girişim, Irak’ın düzenleme ve yasalarına biz hürmet ediyoruz. Orada böyle bir şey oldu ve Kürtlerin kendi seçimine saygı duyuyoruz. Ama bölgede bir Kürt devleti olacak iş değil. Neden, çünkü Türkiye’yi, Suriye’yi Irak’ı, İran’ı böleceksiniz. Bu bir tek Amerika’nın işine yarar” diye konuştu.

“Kürtler birey olarak hak sahibidir, topluluk olarak değil”

“Kürtlere etnik kökenleri dolayısıyla her türlü haksızlığın ve eşitsizliğin tam olarak karşısındayız. Bunu ben hayatıyla ödemiş bir insanım. 14 yıl hapislerde yattım, partim kapatıldı ve Kürtlerin hak ve hukukunu savunmada hep en önde oldum. Ve bunu bölge halkı da çok iyi bilir” diyen Doğu Perinçek, “Tarafı olduğunuz haklardan bahsediyorsunuz. Kolektif hakların verilmesinden de yana mısınız?” sorusuna ise “Kolektif derken eğer Kürtlerin vatandaş olarak haklarından bahsediyorsanız onun yanındayız ama Kürt diye ayrı bir grup olarak hakları doğru değil” yanıtını verdi.

Perinçek şöyle konuştu:

“Kürtler Türk milletinin, Türkiye vatandaşlarının bir parçası ve birey olarak haklara sahipler ama diyelim topluluk olarak ayrı bir hak, onun eşitlikçi bir çözüm olmayacağı kanısındayız. Mesela Irak’ın tercihi ve seçimi ayrı. O doğru bir seçim olabilir ve onu Irak karar verir. Bu gün Türkiye’de diyelim bölgesel bir özerklik falan verdiğinizde bu Kürtlerin yararına olmaz. Çünkü bu onları ikinci sınıf yapar. Onlar bizden değil, onlar başka dediğiniz zaman bütün Türkiye’de eşitlik ve özgürlük konusunda olumsuz sonuçları olur”

“Doğal asimilasyon kötü bir şey değildir”

Anadilde eğitim hakkındaki görüşü sorulduğunda “Biliyorsunuz PKK’ye yakın bir örgüttür” dediği KESK’in Diyarbakır’da yaptığı bir araştırmada “Anadiliniz nedir” diye sorduğunda bölge halkının yüzde 60-70 oranında Türkçe” yanıtını verdiğini söyleyen Perinçek, “Kürtlerin de en iyi bildiği dil Türkçe. Tarihi sebeplerini tartışmıyorum. Ama Kürtçe, devlet kurulmadığı için geçmişinde, bir eğitim geleneği, üniversite geleneği olmadığı için çok gelişmemiş. Bir de parçalar var tabi. Kurmanci, Zaza, Soran gibi farklı lehçeler var. Onun için Mazgirt’teki bir Kürt on kilometre ötedeki bir Kürtle farklı konuşuyor ve yine Türkçe konuşuyorlar” dedi.

Perinçek, ortaya çıkan bu tablonun aslında asimilasyonun bir göstergesi olduğu şeklindeki tespit karşısında ise şöyle konuştu:

“Doğal asimilasyon kötü bir şey değil. Baskı ve zorla bir asimilasyona karşıyız. Örneğin Irak’ta da Kürtler, Talabani bölgesinde konuşulan dil farklı, Barzani bölgesinde konuşulan dil farklı. Ben hatırlıyorum mesela Yurttaşlık Bilgisi kitabı Barzani bölgesinde Arapçaydı ve o bölgede üniversitede de daha çok eğitim Arapçaydı. Şimdi durum nedir bilmiyorum. Sonuç itibariyle tarihten kalan bazı problemler var”

PKK’ye bağlı çok dar bir grup dışında Kürtçe eğitim talebi olmadığını savunan Doğu Perinçek, “Ama şunu ayırmak lazım, Kürtçe öğrenmek başka. Kürtçe öğrensin. Ben de biraz Kürtçe bilirim. Diyarbakır cezaevinde Kürtçe epey öğrendim. Kürtçe öğrenmek hak ama anadilde eğitim dediğimiz zaman, ilkokuldan başlayıp üniversite sonuna kadar dili kastediyoruz. Onların Türkiye’de önemli mevkilere gelmesi, ilerlemesi, hayatlarını kazanmaları, Türkiye ekonomisinde kazançlar elde etmelerine yararlı değil” diye konuştu.

“MHP dahil Türkiye’nin bütün partileri Kürt kimliğini kabul ediyor”

Kürt kimliğinin kimlik olarak savunulmasının önüne engeller konulduğunu ve Kürtlerin de kimlik konusundaki tercihlerinin bundan kaynaklı olabileceği yönündeki itiraz üzerine, “Türkiye Kürt kimliğini kabul etti artık. Türkiye’de bir zaman bir problem vardı haklısınız ama bugün Kürt kimliğine saygıda kusur yok. Türkiye bugün MHP dahil Türkiye’nin bütün partileri Kürt kimliğini kabul ediyor” dedi.

Bu sözlerin ardından Rudaw muhabiri Rawin Sterk ile Doğu Perinçek arasında geçen diyalog şöyle:

Dil kimlik değil midir?

Doğu Perinçek: O halkın talebine bağlı. Bakın bir araştırma yapalım, yapılıyor da zaten, Kürt vatandaşlarımız içinde Kürtçe eğitimi ilkokuldan üniversiteye kadar isteyenlerin sayısı yüzde 2-3ü geçmez.

Yine aynı noktaya geliyoruz kimlik bilincinin olmadığı yerde dil talebinin olmaması normal..

Doğu Perinçek: Ona o bilinci kim aşılayacak. Yani ayrılıkçı amaçlarla aşılamak isteyen PKK var zaten. Ama halk kabul etmiyor. Halk diyor ki ben Türkçemi geliştirmek isityorum. Mesela Diyarbakır’da Sur’da futbol maçı yapıyor çocuklar ama futbolu bile Türkçe oynuyorlar.

Bir korkunun olduğunu da inkar edemeyiz herhalde, sokakta kürtçe konuştuğunuzda başınıza birşey gelmeyeceğinin garantisi yok?

Doğu Perinçek: Hayır öyle değil, bakın abartmayalım. Türkiye’de bakın hiçbir husumet olmadı, bağnaz uygulamalar olmadı. Devletin uygulamalarına karşı da hep beraber çıktık geçmişte.

Siyasetin başına dönelim. Türkiye İşçi Köyle Partisi, Sosyalist Parti, İşçi partisi ve Vatan partisi. Kendinizi hala sosyalist olarak tanımlıyor musunuz?

Doğu Perinçek: Tabi ben bilimsel sosyalistim. Doğu Perinçek bilimsel sosyalizmi kendisine rehber olarak, felsefe olarak ve siyasi yol gösterici olarak benimsiyorum.

Ulusların kendi kaderini tayin hakkı meselesi sosyalizmin nizamiye girişi ve giriş suflesidir. Reddediyorsunuz bunu?

Doğu Perinçek: Reddetmiyoruz hayır. Kendi kaderini tayin hakkı demek ayrılmak demek değil. Soralım bu gün Türkiye’de ayrılmak isteyenlerin sayısı yüzde 4-5ü geçmez. İkiyi bile geçmez. Ben de görüşüyorum insanlarla. Diyarbakır Cezavinde de kaldım. Orada da konuştum insanlarla. Siz de Adıyamanlısınız. Ben de Erzincanlıyım, anne tarafından Malatya, Adıyamanlıyım. Annem Adıyaman doğumlu. Bakın Türkiye’de birisinin başına bir problem geldiği zaman, Irak’ın kuzeyi veya Suriye’nin kuzeyindeki Kürt şeylerine kaçmıyor. İzmir, İstanbul veya Mersine geliyor. Gene Türkiye içinde çözüm arıyor. Gidip kendisini güvence altında görece topraklar gene Türkiye toprakları.

“Öcalan güvenilir bir insan değildir”

Kürtlerin bağımsızlığını hiçbir dönem savunmadığını ancak onların kendi iradelerine saygılı olduklarını belirten Perinçek, Türkiye’de  çok dar bir kesim dışında zaten Kürtlerin de böyle bir taleplerinin olmadığını savundu.

Kürtlerle “dayatılan” değil “gönüllü bir beraberlikten” yana olduklarını ve o birlikteliğin de zaten var olduğunu söyleyen Doğu Perinçek, “Kıbrıs Türkleri, Trakya Türkleri, Kafkasya Türkleri ve Irak Türkmenleri için de bağımsızlıktan ve haktan kastınız aynı şey mi, onlara istediklerinizi neden Kürtlere hak görmüyorsunuz?” sorusuna ise,  “Irak Türkmenleri Irak’ın bir parçasıdır. Suriye’dekiler Suriye’nin, İran Türkmenleri İran’ın bir parçasıdır. Biz oralardaki Türklerin bir ayrılıkçı uygulamanın ve eylemin içinde olmasını hiçbir şekilde onaylamıyoruz. Çünkü bu ayrılıkçılığı kışkırtan Amerika. Yani Suriye Türkmenleri Suriye içinde olacak. Irak’taki Türkmenlerimiz de Irak’tan bir parça koparsınlar ya da bağımsız olsunlar biz bunu kesinlikle tasvip etmiyoruz” diye yanıt verdi.

rudaw.jpg
Perinçek, Öcalan ile görüşmesinin bir kez daha anlattı / Fotoğraf: Rudaw.net

 

Rudaw muhabirinin “Türkiye siyasi tarihinin son 50 yılına baktığımızda iki kişi var yerinde duran. Biri siz biri Öcalan, fark ve benzerlikleriniz neler?” şeklindeki sorusuna ve Öcalan’la görüşmesine dair soruya, “Ben Öcalan ile bir gazeteci olarak 2000’e Doğru Dergisi Genel Yayın Yönetmeni olarak görüştüm. Aynı şimdi sizin benle yaptığınız gibi” diye yanıt veren Perinçek, Öcalan’la görüşmesinde Bağımsız Kürdistan davasının ancak Amerika ile olabileceğini Öcalan’a da söylediğini, Amerika ile olduğu zaman da Kürtleri “hain halk” haline düşeceğini ve “Kürt halkı merttir bunu kabul etmez” dediğini söyledi.

Doğu Perinçek, Yalçın Küçük’ün “Ben onları Kullandım” şeklindeki ifadesinin hatırlatılması üzerine ise şunları söyledi:

“Benim sözlüğümde kullanma kelimesi yoktur. Ben hiç bir insanı kullanmam. Hele halkları ve örgütleri kullanmam. Ama şunu söyleyeyim. Öcalan güvenilir bir insan değildir. Kişilik olarak karakter olarak. Babam Diyarbakır yargıçlığı yaptı. Benim 5-6 yaşına kadar çocukluğum Diyarbakır’da geçti. Babam şöyle derdi; Diyarbakırlılar Türkiye’nin en iyi insanlarıdır. Bütün hakimlik tecrübesi içinde. Bizim Kürdümüz, Irak Kürdü de, Kürtler saf temiz, dürüst, karakterli, mert insanlardır. O ayrı mesele. Ama Öcalan için, o Kürtlerdeki, Anadolu halkına, bölge halkına, Batı Asya halklarında görülen erdemleri onda görmüyoruz”

Perinçek, “Nereden yola çıkarak söylüyorsunuz bunu, özel bir anektodunuz mu var?” sorusuna ise “Öcalan’ın hayatı istihbarat örgütleriyle işbirliği hayatıdır. Bütün hayatını inceleyin, Türkiye istihbaratıyla işbirliği, Şam’da Suriye işbirliği, CİA ile işbirliği, MOSAD ile işbirliği...ve bunları inkar etmez” diye yanıt verdi.

Perinçek, Öcalan’ın da o örgütleri ve ülkeleri kendisinin kullandığını söylediğinin hatırlatılması üzerine ise “Desin. Ama şimdi Öcalan ile Şam Muhaberatı arasındaki ilişkide, Amerika ile ilişkide Amerika onu kullanır. Öcalan Amerika’yı kullanamaz” diye yanıt verdi.

Perinçek, “Buradan Irak Kürt halkına sesleniyorum. Öcalan yok oluyor. PKK yok oluyor. Birkaç sene sonra PKK diye bir örgüt olmayacak. Bitiyor” dedi.

“Öcalan çıkıp silahları bırakın diyebilir”

“Öcalan dışarıda olsaydı ne değişirdi” sorusuna da yanıt veren Doğu Perinçek, “Onun yapabileceği birşey yok ki. Ama bundan sonra ne olur, şunu da bekliyorum, bir müddet sonra Öcalan Türk devletinin, MİT’in emriyle çıkıp silahları bırakın da der. Dedirtirler ona yani” dedi.

“MHP ve AK Parti ile şimdi aynı cephedeyiz”

Bir konuşmasında “MHP genel başkanı olmak şereftir” dediği hatırlatılan Doğu Perinçek, “Ben Vatan Partisi genel başkanıyım. Orada MHP aleyhine bana farklı bir şey söyletmeye çalıştılar. MHP faşisttir falan gibi. “Siz bu gidişle MHP’nin başkanı olursunuz” dedi. MHP şu an AK Partiyle birlikte Amerika’ya karşı direnen bir çizgide ben onun aleyhine laf söylemem. Çünkü aynı cephedeyiz. Ben şu anda diyelim bölgemizde Amerika’ya karşı direnen hiçbir güç aleyhine bir şey söylemem. MHP’nin kendi genel başkanı var. Vatan partisi farklı. Ama MHP, AK Parti şimdi Amerika’ya karşı direnme cephesinde. Ben laf söylemem” dedi.

Perinçek, MHP ile ilişkilerinin geçmişte ve bugünde ne şekilde değiştiği sorulan ve Kürtlerin haklarına bakışta nerede ayrıştıkları sorusuna, “Amerika’ya tavır aldığınız ve Türk vatanını, milliyetçiliği savunduğunuz zaman Kürde karşı saygılı ve eşitlikçi olmak zorundasınız. Bakın Türk milliyetçiliği büyük bir milliyetçiliktir. Yani imparatorluk geleneğinden geldiği için hakları bir arada tutma geleneği vardır. MHP dar bir milliyetçilik değil de, imparatorluk geleneğinden gelen büyük millet milliyetçiliği, hoşgörülü bir tavrı benimsediği için kendisini çok önemli şekilde değiştirdi” yanıtını verdi.

Perinçek, “Partinizin MHP’den farklı olarak kabul ve ret ölçüleri neler?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi:

“Geçmişte çok büyük ayrılıklarımız vardı. Ama şimdi bir yerde buluştuk. O yer neresi. O da Türkiye bu gün Amerika ve İsrail merkezli tehditlerle karşı karşıya. O tehditlere tavır aldığımız zaman beraber oluyoruz. Şimdi bu Kuzey Suriye’deki ve Kuzey Irak’taki Kürtler için geçerli. Onlar Amerika ve İsrail’e tavır aldığı zaman beraber oluyoruz, kardeş oluyoruz. Ortak davalar ve ortak gelecekler oluyor”

“NATO’da gladyosunu ezen bir tek Türkiye var”

Doğu Perinçek, partisindeki emekli general ağırlığına dikkat çeken ve “Türkiye’de NATO görevi yapmadan general olmanın imkansızlığını biliyoruz. Elbette şart değil. Sizin için bu bir avantaj mı çelişki mi?” diye soran Rudaw muhabirine, “Bakın bunların hepsi Amerika ve NATO’nun hapse attığı generaller. Türkiye’nin son 3-5 yılına bakalım, NATO ve Amerika binlerce Türk Ordusu subay ve generalini hapse attı. Türk Ordusu NATO’ya isyan eden bir ordu olduğu için hapse atıldı. 2008’den başlayarak, Ergenekon, Balyoz süreçlerinden beri. NATO’da gladyosunu ezen bir tek Türkiye var. 15-16 Temmuz’da devlet içindeki gladyo darbe yapmaya kalktı ve Türkiye onu ezdi. Bakın bunu ne İngiltere ne Almanya, ne Fransa, ne Hollanda yapabildi. Hiçbir NATO ülkesi bunu yapamadı. Neden? Çünkü Türkiye NATO içindeki mazlum. NATO içindeki ülkelere bakalım hepsi emperyalist kapitalist ülkeler. Belki Yunanistan falan hariç. Türkiye NATO’ya benzemeyen bir ülke. Ben Türkiyemizin bağımsızlığını istiyorum, refahın, zenginleşmesini istiyorum. Türikye’nin Amerika sistemi içinde güvenliğine kavuşması, bağımsız, egemen ve zengin olması mümkün değil” diye yanıt verdi.

Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğini desteklemediklerini ancak Avrupa ile dost olmayı istediklerini söyleyen Perinçek, “Bakın iki şey ayrı. Avrupa Birliği’ne girdiğimiz zaman kanunlarımız Brüksel’den gelecek. Yönetimi oraya vereceğiz onu istemeyiz. Avrupa ile dost olalım. Çünkü Avrupa’da da Amerika’dan bağımsızlaşma eğilimleri yükseliyor. O bakımdan o eğilimleri biz faydalı görüyoruz. Yalnız Türkiye için değil, Irak için de Suriye ve İran için de ve orada yaşayan Kürt halkları için de hayırlı görüyoruz” dedi.

Avrasya seçeneğini neden savunduklarını ve  Avrasya’nın Türkiye için batı bloğundan farklı olarak ne getireceği sorusunu yanıtlayan Perinçek, “Bağımsızlık getirecek ve zenginlik getirecek. Artık Avrasya bir uygarlık. Dünyada artık uygarlığın merkezi Avrasya’ya kayıyor. Bunu Amerikalılar da, Alman ve Fransızlar da kabul ediyor. Avrasya çağdaş uygarlık ve Kürtler de o uygarlığın içinde yer alacak çünkü Kürtler de bir Asya halkı” diye konuştu.

“Rusya ve Türkiye arasında stratejik çelişkiler olmaz”

Doğu Perinçek, Rudaw muhabiri Rawin Sterk’in Suriye’deki gelişmeler ve Türkiye’nin Suriye politikası ile ilgili sorularına ise şöyle yanıtlar verdi.

Siz Suriye resmi rejimiyle ilişki kurulmasını uygun görüyorsunuz. Öte yandan Türkiye’nin radikal islamistlerle işbirliği yapmasını da destekliyorsunuz?

Doğu Perinçek: Hayır öyle bir şey yok. Türkiye’nin bölgedeki hiçbir şekilde terör örgütleriyle işbirliği yapmasını ve onları kullanmasını istemem kabul etmem. Dün Suriye savaşının 10. Yılıydı. Biz hiçbir şekilde Türkiye’nin Suriye’nin bölünmesinde falan roller almasını doğru bulmadık. Emevi camisinde namaz gibi söylemler ortaya atıldı. Dedik ki Emevi Camisine tankla girilmez, postalla girilmez, tüfekle girilmez, saygıyla girilir orada namaz kılınır. Onlara hep karşı çıktık.

Özellikle Afrin gibi Türkiye’nin kontrol ettiği bölgelerde çok yoğun insan hakları ihlalleri yaşandığını hem sahada çalışan gazeteciler, hem Birleşmiş Milletlere bağlı örgütler ve hem de başka bazı küresel örgütler doğruluyor. Türkiye’nin arkasında olduğu bu güçlerin yoğun büyük zararlar verdiğine dair deliller, kanıtlar var. Ne diyorsunuz.

Doğu Perinçek: Bu tür haberler var. Orası bir hercümerc şu anda. Maalesef Suriye’nin ve Irak’ın toprak bütünlüğü Amerika tarafından sarsıldığı için maalesef bazı silahlı güçler örgütler var. Biz Suriye’nin toprak bütünlüğüne çok büyük önem veriyoruz. Suriye devleti her tarafa hakim olsun ve o küçük El Kaide kalıntısı örgütler, PKK falan var. Tabi onlar güvenliğe zarar veren ve şiddet uygulayan örgütler var. Onları hoş görmüyoruz.

Kürdistan Bölgesinin Federal yapısıyla ilgili biraz önce söylediklerinizi Suriye’nin kuzeyinde istemeyişinizin nedeni orada PKK’nin hakim olmasından mı?

Doğu Perinçek: Suriye devletinin kendisi istemiyor. Beşar Esad ne diyor, biz diyor Suriye’nin toprak bütünlüğünü sonuna kadar koruyacağız, burada özerk yapı falan istemiyoruz.

Beşar Esad Şam’ı koruyamıyor. Onun ötesinde sizin açınızdan?

Doğu Perinçek: Bizim açımızdan da orada PKK’nin bir devletçik kurmasını kesinlikle istemeyiz.

PKK dışında başka bir Kürt gücü olsaydı isteyecek miydiniz?

Doğu Perinçek: Öyle bir şey yok. Olanı konuşalım. Mesela Irak’ın kuzeyinde bir özerk Kürt bölgesi yönetimi var değil mi. Biz ona saygı duyuyoruz. O Irak’ın kendisinin verdiği bir karar. Irak anayasası içinde böyle bir çözüm üretilmiş. Biz böyle olsun öyle olsun demeyiz.

Anayasal Çözümden yanasınız yani?

Doğu Perinçek: O ülkenin çözümünden yanayız. Suriye’nin kuzeyinde Amerika’nın güdümünde PKK gibi, Amerika’dan silah alan ve aynı zamanda silahını Kürtlere de uzatan bir gücün orada bir otorite kurmasını bölge halklarının ve Kürtlerin de zararına görüyoruz.

Rusya bir süredir Türk Ordusu kontrolündeki bölgeleri bombalıyor. Yarın Rusya Suriye’de Türkiye ile çelişirse ne olur?

Doğu Perinçek: Çelişmez. Ufak tefek çelişmeler olur dostlar arasında da anlaşmazlıklar olur. Ama Türkiye ve Rusya artık stratejik bir beraberlik sürecine girdiler o bakımdan Amerika’nın istediği gibi Rusya ve Türkiye arasında stratejik çelişkiler olmaz.

“Baas Partisi ile temas halindeyiz”

Perinçek, “Türkiye’nin Suriye ile yeniden ilişkilerin düzeltilmesi konusunda sizin bir çabanız var mı? Cumhurbaşkanı sizden böyle bir şey istedi mi?” sorusuna,  “Çabamız var tabi. Cumhurbaşkanımız benden böyle bir şey istemedi. Ama biz bir Türkiye partisi olarak Vatan Partisi olarak, Türkiyemiz ve bölge halklarını yararına olduğu için görüşüyoruz. Biz Baas Partisi ile Vatan Partisi olarak devamlı görüşmelerimiz var” diye yanıt verdi.

Perinçek, Mısır ile ilişkilerde ilerleme olduğu ve Suriye ile ilişkilerin de düzelebileceğini belirterek, “Mısır ile de Suriye ile de ilişkiler düzelecek ve bu hepimizin yararına olacak” diye konuştu.

Rusya ile Türkiye’nin ilişkilerin düzelmesinde devreye girdiklerini ve büğyük etkilerinin olduğunu söyleyen Vatan Partisi lideri, “O zaman Rusya’ya büyük bir heyet gönderdik. Değişik isimlerden oluşan bir heyet gönderdik. Zaten Rusya yöneticileri de çıkıp dedi ki ‘Vatan Partisi geldi ve bizi ikna etti Türkiye ile onun için iyi ilişkiler kurduk’ diye söylediler” dedi.

“Barzani değerli bir insandır”

Kürdistan Bölgesi ile Türkiye ilişkilerinin daha da gelişmesi gerektiğini belirten Doğu Perinçek, Irak Kürt özel bölgesinde bir ayrılıkçı eğilim görmediğini ancak Papa’nın üzerinde Türkiye Topraklarında kapsayan bir sözüm ona Kürdistan haritasının olmasını Kürtlere de bir hakaret olarak gördüğünü ve çok üzüldüğünü söyleyerek, “Kürtlerin Papa'nın himayesine ihtiyacı olmaması lazım. Ve bu Kürtler için iftihar konusu olacak bir şey değil. Kürtler bunu ayıplar. Bakın Kürtleri hem Türkiye Kürtlerine soralım, hem Irak Kürtlerine soralım, hem Suriye Kürtlerine, İran Kürtlerine ‘Papa size bir şey bahşedecek onun yardımıyla bir şeyler elde edeceksiniz’ falan ben bunu kabul edecek Kürt görmüyorum” dedi.

Irak Kürdistan Bölgesi’nin Batı ile olan ilişkilerinin hatırlatılması üzerin Perinçek şöyle konuştu:

“O Başka. Batı ile ilişkileri herkesin batı ile ilişkileri var ama batıya dayanarak batıya yaslanarak, Amerika’ya yaslanarak ve Amerika’ya güvenerek bir şeyler kazanma çizgisi felaket getirir. Bakın arkamızda bu konu da çok önemli dersler de var. Özellikle Barzani’nin.  Değerli bir insandır Barzani. Barzani’nin de çok önemli dersleri var. Yani o ne zaman Amerika ile işbirliği yaptıysa felaketle sonuçlandı. Ona kan ve gözyaşı getirdi yani bölgede bölücülük yapmaya kalktığınız zaman ne oluyor bir nevi hain damgası yiyorsunuz yani diğer mazlumlara sonuç itibariyle bölgedeki Türkler de Kürtler de, Araplar da, Farslar da bütün bölge halkları mazlum halklar. Bunların birbirlerine ihanet etmemesi lazım birbirlerine arkadan hançer saplamaması lazım. Bu kültürü zaten hem İslamiyet’ten alıyoruz hem mazlum olmaktan alıyoruz, hem mertlikten alıyoruz”

“”Irak’ta ayrılık istemeyiz ama olursa da saygı gösteririz”

Kuzey Irak’ta yapılan ve yüksek oranda ‘Evet’ sonucu çıkan bağımsızlık referandumu için “Evet ama bakın o da bir yanlıştı. Oradan bak olmadı yürümedi gördünüz onu Amerika ve İsrail tezgahladı ve yürümedi” diyen Perinçek, “Irak devleti yarın ayrılma konusunu kabul ettiğinde siz ne düşünürsünüz?” sorusuna da şöyle yanıt verdi:

“Yani ben öyle bir ihtimal görmüyorum. Sonuç itibariyle ayrılıkçılık bölgede iyi sonuçlar getirmez. Ama her ülke kendi kaderini çizer. Öyle bir şey yaparlarsa ki ben hiçbir ihtimal görmüyorum. Ama yaparlarsa yaparlar biz bunun yanlış olduğunu söyleriz ama buna karşı sonuç itibariyle o ülke öyle bir gelecek çizmiş ona da biz saygı gösteririz”

“Biden kendi pantolonunu bağlayacak durumda değil”

“Biden’ın seçilmesiyle birlikte Ortadoğu’da, Türkiye açısından neler değişecek?” sorusuna, “Valla Biden’ın kendi ülkesinde kendi pantolonunu bağlayacak hali yok. Perişan vaziyetteler yani Amerika yenildi” diye yanıt veren Doğu Perinçek, Trump’ın bu yenilgiyi tespit etmesine rağmen Biden’in yenilgiyi kabul etmediğini belirterek, “Amerika Dolar saltanatı çöktü. Amerika’nın silahlı gücünün karşısında önemli kuvvetler belirdi. Bakın Amerika Suriye’yi parçalayamadı. Türkiye’de başarılı olamadı. İran’a diş geçiremedi. Çin’e Rusya’ya karşı bir şey yapamıyor. Yani Amerikan saltanatı artık dünyada yok. Onun için Amerika’ya dayanan hesaplar geçerli değil ve Biden’ın da boyunun ölçüsünü alır. Suriye’yi bölemeyen bir Amerika kalkıp da bundan sonra bölgemizde Amerika adına veya Amerikan emperyalizmi adına bir şeyler yapma şansını görmüyorum. Gidecektir yani defolup gidecektir ve onun gittiği koşullarda biz hep beraber birlikte güzel yaşama formülleri üretelim bizim Vatan Partisi olarak formülümüz Türkiye, Irak, İran, Suriye yani bu bölge ülkeleri bir konfederasyon mu yaparız bir batı Asya birliği yapalım Kürtler de bu birliğin içerisinde daha eşitlikçi daha özgürlükçü bir atmosfer bulurlar ve beraber kol kola gireriz” dedi.

“Koskoca AK Parti’yi biz rehin alamayız, almak da istemeyiz”

Doğu Perinçek, “Bir görüşe göre AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan’ı rehin almış durumdasınız.  AK Parti ile aynı cephede hangi saikler üzerinden buluştunuz, birliktelik devam edecek mi?” sorusun şöyle yanıt verdi:

“Sonuç itibariyle 2014 sonrası Türkiye’nin geldiği nokta AK Parti Fettullah terör örgütüyle birlikte bizi hapse atmıştı, şimdi Fettullah terör örgütünün üzerine yürüyor. Efendim PKK’yla bilmem açılımlar çözüm süreçleri falan üretmişlerdi,  şimdi PKK’nın üzerine yürüyor. Ondan sonra en son 2 gün önce açıklamış olduğu reform paketi yatırım, istihdam, üretim formülleriyle ifade edildi. Bu bizim aynı zamanda programımız onun için Türkiye’nin ihtiyacı olan programda ortaklıklar beraberlikler oluşuyor ama koskoca AK Parti’yi biz rehin alamayız almak da istemeyiz. Bu şekilde politikalarda doğru değil ama nedir Vatan Partisi’nin programı Türkiye’nin gündemine bir bir geliyor ve bu bizim partinin doğru gördüğünü bu süreci ifade ediyor. Bu birlikte MHP de var. Biz Cumhur ittifakı’nın içinde değiliz böyle bir talebimiz de yok ama Türkiye Cephesi’ndeyiz. Bu cephenin içinde bütün bölge ülkeleri olmalı bölge halkları olmalı ve o cepheyi biz bölge ülkeleri ve halkları ile de paylaşmak istiyoruz”

Perinçek, “Erdoğan ile yüz yüze görüşmeleriniz oluyor mu?” sorusuna ise, “Karşılaştığımız oldu ama sizin anladığınız manada oturup bu konuları görüşmelerimiz olmadı. Ama karşılaştığımız, merhabalaştığımız ve hal hatır sorduğumuz ortamlar oldu” diye yanıt verdi.

 

Rudaw

DAHA FAZLA HABER OKU