Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, partisinin Meclis’teki haftalık basın açıklamasında gündeme ilişkin konuştu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamalara değinen Erkan Baş, “Saray’ında oturup, neredeyse memleketin tüm zenginliğine el koyan 1 kişi dün bir kez daha hepimizle resmen alay etti. Biz, bu aşılar ne zaman yapılacak, ekonomik durumumuz ne olacak, işsizlik nasıl bitecek gibi sorulara yanıt bekliyorduk. Belli ki durum çok kötü en az 15 yıldır dinlediğimiz hamasi laflarla dolu bir konuşma daha dinledik. Bu iktidarın çok ilkel bir taktiği var, Türkiye’de, iktidar ve yandaşları ne zaman biraz daha paraya ihtiyaç duysa zaten yıllardır çok ustaca istismar ettiği halkın dini duygularını daha fazla istismar etmeye başlıyor.Memlekette işler ne zaman kötüye gitse, işsizlik artsa yoksulluk artsa Tayyip Erdoğan daha fazla ırkçılık, milliyetçilik, şovenizm dolu konuşmalar yapıyor. Dün de bunun örneğini gördük” dedi.
“Virüs arayan Saray’a baksın”
AK Parti kongreleri tamamlandıktan sonra salgın tedbirleri açıklanmasını eleştiren ve Ramazan ayında dışarıda yemek yemenin fiilen yasaklandığını söyleyen Baş, “Buradan ilan ediyorum. Bu ülkede halkın sağlığını korumakla birinci derecede görevli devlet kurumları, virüsü salgını sadece kendi çıkarları için kullanıyor ve halkı ölümü terk ediyor” dedi.
“Pandemi, AKP su katılmamış bir sermaye partisi, patron partisi olduğunu bir kez daha gösterdi” diyen TİP Genel Başkanı, AK Parti’nin “3Y ile (Yasaklar, Yolsuzluk ve Yoksulluk) ile mücadele edeceğiz” diyerek iktidara geldiğini, şimdi ise 5Y üzerine iktidar kurduğunu öne sürerek, “AKP iktidarı yasakçılık üstüne kuruludur. AKP iktidarı yolsuzluk üzerine kuruludur. AKP iktidarı yoksulluk üzerine kuruludur. AKP iktidarı yobazlık üzerine kuruludur. Ve AKP iktidarı yalan üzerine kuruludur” dedi.
Baş, devamında şöyle konuştu:
“Dün itibariyle net olarak ortaya çıkmıştır. Türkiye’de hastalıktan, virüsün bulaşmasından bir numaralı sorumlu Saray iktidarıdır. Buradan tüm halkımıza çağrı yapıyoruz: Virüs arayan Saray’a baksın. Bu ülkeye koronavirüsü, yolsuzluk virüsünü, yobazlık virüsünü, hırsızlık virüsünü, yoksulluk virüsünü bulaştıran Saray’dır”
“Saray’ın örnek genci Kürşat’tır”
AK Parti genel merkez çalışanı Kürşat Ayvatoğlu’nun lüks araçta uyuşturucu kullanırken çekilen görüntüleri hakkında konuşan Erkan Baş, “Kastamonu’dan başlayan bir semirme hikayesi gözler önüne serildi. Güya dindar ve kindar nesli temsil eden bir partinin nadide bir üyesi, bir emekçinin iki ayda kazandığını iki saniyede burnuna çekerken görüldü. Virüs arayan Saray’a baksın demiştim. Çürümeyi arayan da Kültür Müdürü Kürşat’ın, Danışman Kürşat’ın AKP Genel Merkezi çalışanı Kürşat’ın hikayesine baksın” dedi.
Baş, ortaya çıkan tabloyu şu şekilde anlattı:
“AKP Genel Başkan Yardımcısının özel telefonunu emanet edeceği kadar yakın. Yatlar, katlar, lüks arabalar… Saray’ın örnek genci Kürşat’tır. AKP Belediyelerinde, genel merkezinde yetiştirilen örnek gence bakın. Bütün amacı servet daha fazla servet sahibi olmak. Bütün amacı güçlü olanın yanında durup güçlüymüş gibi görünmek olan yaşam amacı para ve lüks hayat olan bunun için her türlü hırsızlığı, yolsuzluğu yapabilen, insanları güçle teslim alabileceğini sanan bir tür. Önce mücahittiler, müteahhit oldular, maşallah şimdi her şeye müsait oldular. Eğer AKP’liysen her şeye hakkın var, değilsen sana tüm cefalar mübah”
“Kürşat bunların kurduğu düzenin suyunun suyunun suyu bile değil”
Ortaya çıkan tablonun yaşananların çok küçük bi örneği olduğunu öne süren Erkan Baş, Öyle bir örmüşler ki rant sistemini, akılları çıkıyor bir ilmek kaçacak diye. Zira gerisi çorap söküğü gibi ellerinde kalacak. Kürşat bunların kurduğu düzenin suyunun suyunun suyu bile değil, onun bile elinden geçen milyonlar varın düşünün değirmenin başında neler oluyor. İşçinin emekçinin çocuğu taze meyve bile yiyemesin, dıdısının dıdısının Kürşat’ı Porche’lardan inmesin. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kurduğu düzen bu, bunların gençliği bu. Ramazan’da halkın dışarıda yemesini yasaklayanların, neler yediklerini, nasıl yediklerini bir bir anlatacağız! Önümüzdeki günlerde danışman, parti bürokratı vb. bu tiplerin zenginleşme hikayelerini tek tek dile getireceğiz” diye konuştu.
“Kanada’ya sincaplar kovalayacak”
Kaz Dağları’ndaki maden arama ruhsatı iptal edilen Kanadalı Alamos Gold şirketinin Türkiye’deki iştiraki Doğu Biga Madencilik’in Genel Müdürü Ahmet Şentürk’ün verdiği bir röportajdaki "30 yıldır bekliyoruz madeni açmak için. 3-5 ay daha bekleriz" sözlerine yanıt veren TİP Genel Başkanı, “O küstahlığın kaynağı belli, Türkiye’de patrondan yana siyaset yapanların bu ülkenin her bir karış toprağını yerli yandaşların veya yabancı katillerin önüne altın tepside sunuyor olmasına güveniyorlar. Denizlerimizi, ormanlarımızı, tarlalarımızı, yaylalarımızı AKP ve onun gibi talancıların insafına terk edersek işte ülkemiz böyle bunların kirli ellerinde can çekişir. Biz buradan olanca açıklığıyla söyleyelim; bizi ezip geçmeden hiç kimse kanlı ellerini derelerimize, yaylalarımıza, tarlalarımıza süremez. Bu ülkenin insanları, dereleri, dağları, ormanları, sincapları bu emperyalistleri ve işbirlikçilerini Kanada’ya kadar kovalayacak” dedi.
Erkan Baş, Türkiye İşçi Partisi’nin iktidara geldiği gün, yerli ve yabancı bütün şirketlerin Türkiye toprakları üzerindeki bütün hak iddialarının tek taraflı olarak feshedileceğini de sözlerine ekledi.
“Meclis’i apar topar kapatıp kaçtılar”
Türkiye’nin Cumhurbaşkanı kararı ile İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi ile ilgili konunun Meclis’ten kaçırıldığını öne süren TİP Genel Başkanı, “Geçtiğimiz Salı günü Meclis gündeminde Uluslararası sözleşmeler vardı, daha iki gün önce bir imza ile sözde İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı alınmışken konu doğal olarak İstanbul Sözleşmesi oldu ve AKP’liler yaptıklarını savunamayınca Meclis’i apar topar kapatıp kaçtılar” dedi.
AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun, “"İstanbul Sözleşmesi dünyadaki uygulamalarıyla birlikte ele alındığında aileyi dağıtmaya ve ortadan kaldırmaya dönük sonuçları görülmüştür" şeklindeki sözlerine yanıt veren Baş, “Bu grup başkanvekili ne dediğini bilmiyor. Bu sözleşme 2011 Kasım’da Bakanlar Kurulu onaylamış, 18 Kasım’da hem KEFEK, hem Dışişleri Komisyonu’na gönderilmiş. 24 Kasım görüşmeleri bitmiş Genel Kurul’a gelmiş. AKP’liler tam boy evet oyu vermiş. İstanbul Sözleşmesi bu ülkenin kadınlarının mücadelesinin eseridir. AKP iktidarının uygulamalarına karşı yaşayabilmek için çok çetin bir mücadele verdiler. Bu iktidar her gün işine ne geliyorsa onu söyler, o gün yapması gerekeni yapar, yarın ise o gün yaptığının tam tersini yapan bir iktidardır” şeklinde konuştu.
“Kızıldere’ye selam olsun””
“Bugün Kızıldere katliamının 49. Yıldönümü” diyen Baş, “Ne mutlu On'lara ki bu dünyadan bedenen göçtüler ama bu halkın yüreğine bir daha asla çıkmamak üzere yerleştiler. Selam olsun Kızıldere'ye, selam olsun Mahir'e. Onlardan öğrenecek çok şeyimiz var, onlara sözümüz devrim olacak” dedi.
Independent Türkçe