Karar gazetesi Mehmet Ocaktan, geçmişte milletvekilliği yaptığı AK Parti’nin 7. Olağan Kongresi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı konuşmayı kaleme aldı.
Ocaktan, “Eski AK Parti’nin manifestosunu okuyabilir miydi?” başlıklı köşe yazısında Erdoğan’ın Çarşamba günü gerçekleşen kongre için yapacağı konuşmanın ciddi bir beklenti oluşturduğunu ifade etti.
Erdoğan’ın söylediğinin aksine konuşmanın bir manifesto olmaktan çok uzakta olduğu görüşünü dile getiren Ocaktan, “AK Parti’nin iddialı olduğu 2023 hedefleri bile çoktan hayal olmuştu. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında 2023 hedeflerini yeni bir başlangıç haline dönüştürdüklerinin altını çizdi, 2053 vizyonu ve 2071 idealine işaret etti. Yani 2023 olmadı, yeni hedef 2071…” dedi.
Konuşmanın satır aralarında bir manifesto aradığını söyleyen Ocaktan, şöyle yazdı:
Herkes gibi ben de konuşmanın satır aralarını okuyarak hep bir manifesto sesi duymaya çalıştım ama nafile… Biraz zorlamayla da olsa belki sadece şu cümlenin altını çizmek gerekiyor: “İnsanlığı hakkın, hakkaniyetin, adaletin, merhametin, sevginin, huzurun teminatı olacak bir küresel yönetim anlayışıyla buluşturacak medeniyet nöbetini devralmaya hazırlanıyoruz.” Güzel bir cümle, sadece o kadar…
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
“Keşke cumhurbaşkanı bu ülkede yaşayan herkesin kendini güvende ve iyi hissedeceği şöyle bir manifesto konuşması yapabilseydi” diyen Karar yazarı, şöyle devam etti:
- AK Parti şu saatten itibaren kuruluşunda yer alan temel ilkelerine geri dönerek, temel hak ve özgürlüklerin, sadece anayasal ve yasal güvenceye alınmasıyla yetinmeyip, fiilen uygulanması ve siyasal kültürümüzün yerleşik bir boyutu olarak güçlendirilmesi yönünde ciddi adımlar atacaktır.
-Konuşanların, eleştiri hakkını kullanan gazetecilerin, sivil toplum temsilcilerinin, siyasetçilerin hapse atılması artık tarihe karışacaktır.
-Kamu yönetiminde tepeden inmeci ve tek yönlü anlayışlar terk edilecek, yönetişimci bir anlayışla devlet-toplum diyaloğuna ve eğitim, sağlık, çevre gibi sosyal boyutu olan hizmetlerde işbirliğine dayanan modeller hayata geçirilecektir.
-Partimiz hukukun üstünlüğüne dayalı yönetim anlayışının teminatı olacaktır. Ülkemizde yaşanan krizlerin temelinde, evrensel normlara uygun bir hukuk devleti ve adalet sisteminin eksikliği yatmaktadır. Demokratik bir hukuk devleti anlayışını hayata geçiremeyen ve adalete güveni tesis edemeyen ülkelerin ekonomik yönden kalkınması da mümkün değildir.
-Yargı gücünü kullananların görevlerini yasaların emrettiği doğrultuda tarafsız olarak kullanmaları, kişi hak ve özgürlüklerinin en önemli teminatıdır. Ülkemizde yargıya çeşitli müdahalelerin olduğu, yargıçların tarafsız olarak karar vermelerini engelleyen siyasal etkiler kesin olarak ortadan kaldırılacaktır.
-Herkesin içi rahat olsun, şu saatten itibaren yargının telefon ve talimatlarla yönlendirilmesi asla mümkün olmayacaktır.
-Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi bağlamında taraf olduğumuz ve Anayasamızda bir üst hukuk mercii olarak tanımladığımız “AİHM’nin kararlarını tanımıyoruz” söyleminden vazgeçiyoruz.
-Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nda belirtildiği gibi, yerel yönetimler kanun tarafından belirlenen yetki sınırları içinde kalan tüm konularda faaliyette bulunmak açısından taktir hakkına sahip olacaklardır. Bundan böyle halka bedava ekmek dağıtan belediyelere hiçbir şekilde “paralel devlet” suçlaması yapılmayacaktır.
-Partimiz akademik özgürlüğün teminatıdır. Üniversiteler her çeşit düşüncenin demokratik bir ortamda hoşgörü içinde öğretilip tartışıldığı, yasakların ve sınırlamaların olmadığı özgür bir foruma dönüştürülecektir. Kayyım rektör atamalarına son verilecek ve yasal olarak protesto haklarını kullanan öğrenciler “terörist” olarak yaftalanmayacaklardır.
-İktidar artık üniversite kapatmaktan vazgeçecek, KHK ile öğretim üyeleri işlerinden edilmeyeceklerdir.
-Dünyaya meydan okumaktan vazgeçiyoruz. Gelişmiş demokratik dünya ile hukukun üstünlüğü ve ekonomik rasyonalite ekseninde birlikte hareket edeceğiz.
Ocaktan, yazısını şöyle sonlandırdı:
Eğer Çarşamba günü gerçekleşen kongre, reformcu ve özgürlükçü eski AK Parti’nin kongresi olsaydı, Cumhurbaşkanı Erdoğan aynen böyle bir manifestonun altına imza atardı. Ama ne yazık ki artık AK Parti, eski AK Parti değil… Devlet Bahçeli ve Doğu Perinçek’in hayalleri istikametinde şekillenen yeni AK Parti daha otoriter ve kendi içine kapanan bir Türkiye’nin şarkısını söylüyor artık. Ve manifestodan aklımızda kalan tek cümle: Yastık altındaki altın ve dövizlerinizi çıkarın ve ekonomiye katın… Maalesef yeni AK Parti’nin vizyonu bundan ibaret…
Karar, Independent Türkçe