Güneydoğu Asya ülkesi Myanmar'da ordunun 1 Şubat'ta yönetime el koymasının yankıları sürüyor. Ülkenin düzenini kendi isteklerine göre yeniden şekillendirmek isteyen askeri cunta, basının kelime tercihlerine de karışıyor.
Cuma günü Enformasyon Bakanlığı tarafından Myanmar Basın Konseyi'ne iletilen yazıda, askerin "cunta" ve "rejim" olarak adlandırılmaktan rahatsız olduğu bildirildi.
Yaşananın "darbe" değil, "anayasaya uyumlu olağanüstü hâl" olduğu da aynı yönergede öne sürüldü.
"Yanlış" kelimelerin halkta rahatsızlık yaratabileceği vurgulanarak gazetecilere kanunları çiğnememeleri yönünde gözdağı verildi.
Bu hafta, ayrıca yeni kabul edilen sibergüvenlik yasasıyla "toplumsal panik" yaratacağı iddia edilen sosyal medya paylaşımlarına ceza getirilmiş, İnsan Hakları İzleme Örgütü bu kanun için "despotların rüyası" ifadesini kullanmıştı.
Orduya bağlı True News ekibi de halkın tanıdığı 7 ünlüye karşı şimdiden dava açıldığını cumartesi günü açıklamıştı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Tatmadaw olarak da bilinen Myanmar ordusu, kendisine yakın siyasi grupların 8 Kasım 2020 seçimlerinde hile yapıldığı iddialarını ortaya atması ve ülkede yükselen gerilimin ardından 1 Şubat'ta yönetime el koydu.
Ordu, 1 yıllığına olağanüstü hâl ilan ederken Dışişleri Bakanı ve ülkenin fiili lideri Aung San Su Çi başta olmak üzere pek çok yetkili ve iktidar partisi yöneticisini gözaltına aldı.
Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği (AB) başta olmak üzere uluslararası toplum darbeyi kınadı. ABD, Myanmar'a yaptırımları geri getirmeyi gündemine alırken Ankara'dan da darbeye tepki geldi.
Aung San Su Çi 55 milyonluk ülkenin vatandaşlarına "askeri diktatörlüğe karşı çıkma" çağrısı yaptı. Halk, 6 Şubat'ta demokrasiye dönüş talebiyle gösterilere başlarken polis yer yer göstericilere müdahalelerde bulundu. Ordu, bazı kentlerde sıkıyönetim kararı aldı.
Independent Türkçe, Bangkok Post, AA
