DTÖ'de tarih yazmaya hazır Okonjo-Iweala, ürkütücü miktarda meseleyle karşı karşıya

İktisatçı, Dünya Ticaret Örgütü'nün tüm paydaşlarını kurumun iyilik için bir güç olduğuna ikna etmek zorunda olacak

Ngozi Okonjo-Iweala, Dünya Ticaret Örgütü'ndeki bir oturumda (AFP)

Öncelikle, Dünya Ticaret Örgütü'nün (DTÖ) yeni başkanı olacağı neredeyse kesinleşen Dr. Ngozi Okonjo-Iweala'ya hoş geldiniz diyelim. Kendisi, kariyerinin çoğunu Washington'daki Dünya Bankası'nda geçirirken bir de Nijerya maliye bakanlığı vazifesini araya sıkıştıran Nijeryalı bir ekonomist.

Afrikalı olduğu göz önünde bulundurulursa (yakın zamanda ABD vatandaşlığı da almış olmasına rağmen) burada bariz bir sembolizm var: Bu, dünyadaki güç dengesinin gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere doğru değiştiğinin bir işareti. Aynı zamanda, kurumun başına geçecek ilk kadın. Ama geçmişine ya da pek tabii cinsiyetine odaklanmak yüzeysel çünkü dünya için önemli olan DTÖ'nün emin ellerde olması. Dünya Bankası ve Nijerya'daki sağlam başarılarına bakarsak, öyle olacağından emin olabiliriz.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

DTÖ birbiriyle bağlantılı bir dizi sorunla karşı karşıya ya da daha doğrusu, dünya ticareti birçok sorunla karşı karşıya ve DTÖ bunlarla mücadelede çok önemli bir rol oynayacak.

Başlangıç olarak DTÖ'nün ABD'yi yeniden yanına alması gerekiyor. ABD teknik olarak hâlâ üye ama kendisini diğer ülkelere, özellikle de Çin'e karşı dezavantajlı konuma düşüren bir sistemi yönettiği gerekçesiyle birkaç yıldır kuruma baskı yapıyor. Bu görüş tüm partilerde karşılık buluyor çünkü Donald Trump saldırılarında bilhassa lafını esirgemiyor olsa da, Joe Biden da Amerikan malı satın alma ilkesine güçlü bir şekilde inanıyor. Biden, başkanlık için yarışırken, "Amerika'nın endüstriyel ve teknolojik gücünü artırmak ve geleceğin 'Amerika'nın her yerinde, tüm Amerikalı işçiler tarafından üretilmesini' sağlamak için Amerikan halkının yetenekleri, cesareti ve yenilikçiliğiyle beraber federal yönetimin tüm gücünü seferber edeceğini" beyan etmişti.

Bundan sonra DTÖ'nün çok taraflı ticaret ilkesini yeniden tesis etmek için yollar bulması gerekiyor. Varoluş nedeni bu: Ticaret 1930'larda olduğu gibi kapalı ticaret bloklarıyla kuşatılmamalı, herkese açık olmalı. Bunu sürdürmenin giderek daha da zor hale geldiği kanıtlandı ve dünya, bölgesel ticaret bloklarına doğru sürükleniyor ki bunun en önemli örneğini AB teşkil ediyor.

Bölgesel bloklara yönelik bu eğilim, Donald Trump'ın geçen yıl imzaladığı ve ABD, Meksika ve Kanada'nın oluşturduğu, NAFTA'nın yeni bir biçimi olan USMCA bloğunu, Afrika Kıtasal Serbest Ticaret Bölgesi'ni ve Birleşik Krallık'ın da (BK) katılmak için başvuru yaptığı Pasifik kıyısındaki ülkeler için yeni gelişen ticaret anlaşmasını da içeriyor.
 


Evet, BK'ın en yakınındaki ticaret bloğundan çıkıp da dünyanın öteki ucundaki bloğa katılmaya çalışmasının biraz tuhaf görünüyor olabileceğini biliyorum ama bu ayrı bir konu. Buradaki önemli nokta, dünyanın sadece bölgelerin kendi içinde değil bölgeler arasında ticareti geliştirmeye odaklanmaktansa ticaret serbestliğinin en iyi ikinci yoluna doğru ilerliyor olması.

DTÖ için daha da büyük bir sorun, ticaretteki büyümenin durmuş olması. Geçen yılın ticaret için felaket bir yıl olduğu ortada ama bunun dışında, GSYİH içindeki oranında ticaretin halihazırda yatay seyre geçtiği aşikar.

Bir anlamda, daha fazla ürünün tüketildikleri ya da kullanıldıkları yerin daha yakınında üretilip üretilmediği önemli olmayabilir. Aslında, küresel tedarik zincirlerinin çok karmaşık ve çok savunmasız hale geldiğini düşünmek için pek çok neden var. İşletmeler daha fazla şeyi yerelde üretmeyi isteyerek seçerse, bu muhteşem olur. Ancak bunu ticarete yönelik bürokratik tıkanıklıklar arttığı için yaparlarsa, bu hem üreticilere hem de tüketicilere zarar verir.

Son olarak da hizmetler var. Bu, uluslararası ticaret için harika bir büyüme alanı olsa da DTÖ bunu büyütmenin yollarını bulmaya çalışmakla pek de alakalı değil. Bir vizyon anlayışına ve kurumu bu yöne itecek dürtüye ihtiyacı olacak.

Bu yüzden Okonjo-Iweala muazzam bir görevle karşı karşıya. Kuruma çok sayıda nitelik sağlayacak. Nijerya'da maliye bakanı olarak başardıklarından, özellikle de yolsuzluğun kökünün kazınmasındaki çalışmalarından etkilenmemek mümkün değil. Bunun üzerine bir kitap yazdı: Fighting Corruption Is Dangerous (Yolsuzlukla Mücadele Tehlikelidir). Şimdiyse farklı bir savaş verecek çünkü bu sefer sorun yolsuzluk gibi bir şey değil, özel çıkar gruplarının diğer üreticileri dışarıda tutarak kârlarını ve pazar paylarını artırma becerileri.

Okonjo-Iweala, DTÖ'nün tüm paydaşlarını kurumun dünyada iyilik için bir güç olduğuna ikna etmek zorunda. Dahası, adil bir şekilde ticaret yapma özgürlüğünü, son 75 yılda adım adım bir araya getirilen önlemleri kötüye kullanan ülkeleri kontrol etmesi gerekiyor. Bu büyük bir görev. Arkadan gelecek bir rüzgarı hak ediyor ve hepimizin iyiliği için bunu bulacağını umuyorum.



* Hamish McRae'nin makalesinin tasarımdan kaynaklanan nedenlerle kısalttığımız başlığının tamamı şöyledir: Ngozi Okonjo-Iweala, DTÖ'de tarih yazmaya hazır ve baş edilecek ürkütücü miktarda meseleyle karşı karşıya

independent.co.uk/independentpremium/voices

Independent Türkçe için çeviren: Ata Türkoğlu

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU