Latin Amerika'nın en büyük ülkesi Brezilya'da hafta sonu ülkenin birçok şehrinde Devlet Başkanı Jair Bolsonaro'nun görevinden azledilmesi (impeachment) için binlerce kişi gösteri yaptı.
Bolsonaro, koronavirüs ilk çıktığı günden beri aldığı/almadığı kararlardan ötürü birçok kez sert bir şekilde eleştirildi. Ülke an itibarıyla siyasi açıdan kaynayan bir kazan durumda. Politik kutuplaşma hat safhada.
Brezilya'da resmi rakamlara göre, koronavirüsten ötürü yaklaşık 250 bin kişi öldü. 12 milyon kişi virüse yakalandı. Gerçek rakamın çok daha yüksek olduğu tahmin ediliyor. Brezilya, ABD'den sonra virüsten en çok etkilenen ülke konumunda.
Bolsonaro hükümeti, 4 ay sürecek olan aşılama programının ilk aşamasında 200 milyon Brezilyalıdan 50 milyonun aşılanmasını öngörüyor. Nüfusun geri kalanının daha sonra, (tahmini 12 aylık bir süre), yani 2022'ye kadar aşılanması gerekiyor.
Ancak, aşılama programın daha ilk aşamasında ciddi aksamalar yaşandı. Hükümet, gereken iki dozla 3 milyon insanı aşılamaya yetecek kadar, yani yalnızca 6 milyon doz aşıya sahip. Kalan aşıların üretimin akıbeti belirsiz! Zaten protestoların çıkış noktası tam olarak burası.
Ülkenin en büyük ve en kalabalık eyaleti ola São Paulo'da Butantan Enstitüsü ile Çin ile birlikte üretilen Coronavac aşısının devam etmek için Çin'den yapılacak sevkiyatları bekliyor. Ancak aşıların ne zaman ulaşacağıyla ilgili bir tarih yok.
Bolsonaro hükümeti İngiliz Oxford/AstraZeneca aşısının üretiminde anlaştı ama üretime daha başlanmadı. Sadece Hindistan'dan çeşitli zorlularla getirilen/getirilecek olan 2 milyon aşı sevkiyatı var.
Ülkede aşı meselesi yeterince politize olmuş ve ekonomik kriz yıkıcılığını hissettirdiği birkaç gün içinde; Brezilya'da iki yerli kabile lideri, Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (ICC) Cumhurbaşkanı Jair Bolsonaro hakkında 'insanlığa karşı işlenen suçlar' kapsamında dava açtı.
Aşı meselesi ve Amazon eyaletinin başkenti Manaus'da sağlık sisteminin çökmesinden sonra Brezilya'nın neredeyse tamamında protesto gösterileri yapıldı.
Göstericiler, Boslonaro hükümetinin koronavirüs salgınıyla mücadelesindeki başarısızlığından dolayı Bolsonaro'nun görevden alınmasını talep etti.
Üstelik Bolsonaro'nun kongrede sayısal üstünlüğü bulunmuyor. Evanjelikler ve askerlerin dışında destekleyen bir klik kalmadı.
Bolsonaro, Brezilyalıların güvenini kaybetti
Son yapılan Datafolha anketine göre, Brezilya Başkanına verilen destek yüzde 37'lere geriledi. Bolsonaro'nun devlet başkanlığını "kötü ya da korkunç" olarak niteleyenlerin sayısı yüzde 40'a çıktı.
Datafolha ayrıca, yüzde 41'inin başkanın sözüne 'asla güvenmediğini', yüzde 38'inin 'bazen güvendiğini' ve yüzde 19'unun da her zaman güvendiğini açıkladı.
Anketteki güvensizlik artışı, Kovid-19 salgınının kötüleşmesi, pandeminin ikinci dalgasının daha öldürücü olması, aşılamadaki zorluklar ve acil yardımın sona ermesiyle ortaya çıkıyor.
Aslında bu son anketten önce Bolsonaro 5 puan civarında güven endeksini artırmıştı. Ancak pandeminin kontrolden çıkması ve aşı tartışmalarında Sao Paulo Valisi Doria ile yaşadığı 'aşı polemikleri' bardağı taşırdı.
Alman Biontech'i sorumluluk almadığı için reddetti. "Timsaha dönerseniz sorumluluk almam" diyerek dalga geçti. Sputnik V ve Sino'yu Rus ve Çin manşeili olduğu için ideolojik nedenlerden ötürü reddetti.
Bolsonaro'nun imajını, Çin'in aşısı ve 5G bitirdi
Brezilya Cumhurbaşkanı, göreve başlar başlamaz; açık ve aşırı bir Çin karşıtlığı politikası geliştirdi. Çin'in Brezilya'daki altyapı projelerini rafa kaldırıldı. Çin ile uluslararası mekanizmalarda (G-20 ve BRICS) bir araya gelmekten kaçındı.
Brezilya iş dünyasının baskılarıyla Çin ile köprüler atmamaya gayret gösterilse de vasatı aşamadı. Çünkü Brezilya, Çin'in Latin Amerika'da 150 milyar kredi verdiği ilk beş ülkeden birisidir.
Ancak Bolsonaro küreselci karşıtı olduğu için Fransa ve Çin ile sürekli bir gerilim yaşandı.
Kovid-19 başladığı günden beri Başkan Bolsonaro ve oğulları, Trump gibi Çin'i hedefe koydu. Özellikle Çin'in hassasiyet gösterdiği 'Çin gribi' söylemini Trump'dan daha fazla dile getirdi.
Bu yüzden Çin'in Brezilya'daki Büyükelçisi ile birçok kez sosyal medyada diplomatik teamülleri yerle-yeksan edercesine karşı karşıya gelindi.
Brezilya'nın birinci ticaret ortağı olduğu Çin; sermaye, medya ve altyapı endüstrisince sürekli Bolsonaro karşıtlığından ötürü muhaliflerce desteklendi.
Son olarak Çin, Brezilya'da 5G teknolojisini ve altyapısını geliştirmek istedi. Ancak Bolsonaro, buna da karşı çıktı.
Ayrıca Çin aşısının, Brezilya'da kullanılmasına karşı çıkması ülkenin sağ-sol bütün kesimlerini tahammül edilmez noktaya getirdi. Nihayetinde Boslonaro aşı tedarikinde farklı bir alternatif de sunamıyordu.
Bunun üzerine Sao Paulo Valisi ve Bolsonaro muhalifi Doria, Çin ile aşı tedariki ve üretimi anlaşması yaptı. Bu durum, Bolsonaro'nun hem yönetişim konusunda yetersizliğini hem de Brezilya halkını düşünmediği algısını oluşturdu.
Geçen hafta Amazon'un başkenti Manaus'ta sağlık sisteminin tamamen çökmesi ülkeyi şok etti. Hastanelerdeki oksijen tüpünün tükenmesinden ötürü 7 kişi öldü.
Biden yemin ettikten 24 saat sonra Brezilya ve Rusya karıştı
Bolsonaro, seçildiği günden beri sıkı bir Trump taraftarı olarak kendisini tanımladı. Milletvekili olan oğlu Edurado'nun Trump'ın damadı Krusher ile arası çok iyiydi.
Trump'ın seçimi kaybetmesine 'seçim hilesi' yapıldığı gerekçesiyle karşı çıktı. 6 Ocak'ta ABD'de Kongre'nin basılmasını da seçim hilesine bir gerekçe olarak rasyonelleştirdi.
Biden'ı son dakikaya kadar tebrik etmedi; fakat son günlerde Biden ve küreselcilerin hedefi olmamak için mektup yazıp 'birlikte çalışmaktan memnuniyet duyacağını' açıkladı.
Bolsonaro hükümetinin Çin'e olan düşmanlığı ve ABD (Trump) ile uyumlu dış politikası, birçok kişi tarafından Çin'den aşı ithalatındaki gecikmeden sorumlu tutuldu.
Bolsonaro'nun görevden alınmasıyla ilgili tartışmalar da Manaus'taki hükümetinin cezai ihmal suçlamaları nedeniyle yeniden başladı.
Ancak uluslararası konjonktürdeki gelişmelerden bağımsız bir gerilim olmadığını vurgulamalıyız.
Çünkü ABD'nin 46. Başkanı Biden, yemin ettikten 24 saat sonra Trump ile grift ilişkileri bulunan Rusya'da Putin ve Brezilya'da Bolsonaro yönetimlerine karşı sokak gösterileri patlak verdi.
Aslında iki lider de yakın zamanda bir seçim ortamından 'mutlak' bir üstünlükle ayrılmıştı. Dolayısıyla her ne kadar ülke içinde rasyonel talepler söz konusu olsa da gerilimlerin uluslararası bir baskıdan azade olmadığını da vurgulamamız gerekir.
Bolsonaro, 'askeri vesayete' gönüllü teslim oldu
Asker kökenli olan Bolsonaro, 1964 askeri darbesini ve insan hakları ihlallerini büyük bir hararetle savundu. Hükümetinin üçte birini askerlerden oluşturmuş olmasına karşı, çeşitli nedenlerden ötürü istifa eden bakanların yerine, askerleri getirerek, kabinenin yarısını askerlerden oluşmasına neden oldu.
Bunun dışında Cumhurbaşkanlığı makamından bakanlıkların orta ve üst düzey 'sivil bürokrasisine' binlerce askeri personel atadı. 2020 yılında 3 kez değişikliğin yaşandığı Sağlık Bakanlığı'na tıp eğitimi olmayan bir general atadı.
Brezilya devletinin ve hükümetinin aşırı militaristleşmesi demokrasi için büyük tehdit olarak değerlendiriliyor. Ancak sivil bürokrasinin yoğun askerileşmesinin ardında Başkan Bolsonaro'nun büyük oğlu ve Senatör Flavio Bolsonaro'nun adının Rio de Jenerio'da bir solcu-LGBT mensubunun öldürülmesine azmettirmek, mafya ile yakın ilişkisi, yakın ilişkide olduğu mafya liderinin şaibeli şekilde öldürülmesi, yolsuzluk 'iddiaları' ve polis teşkilatına yapılan atamalarda Bolsonaro'nun oğullarının aktif rol alması; yolsuzluk ve rüşvet iddialarına adı karışan Flavio'nun danışmanı ve kasasının yakalanması gibi karanlık ve gizemli olaylara adının karışması Bolsonaro ve ailesini zor duruma soktu.
Başkanın güven kaybetmesi sadece pandemi sürecini yönetememesinden kaynaklanmıyor. Ayrıca oğullarının yolsuzluk ve illegalitiye adının karışması ve sürekli yeni bir skandalın patlaması da buna neden oluyor.
Bu durum ancak fiilen bakanlar kurulun ve sivil bürokrasinin askeri vesayete edilmesine neden oldu. Çünkü Flavio Bolsonaro, 'hukuki süreç' devam etmesine rağmen yukarıda sayılan 'iddialardan' bir şekilde sıyrılmayı başardı.
Bolsonaro, hükümetine ve özellikle faal bir ordu generali olan Bakan Eduardo Pazuello'ya yönelik tüm eleştirileri, 'Silahlı Kuvvetlerine' yapılmış saldırı olarak tasvir ediyor. Bu şekilde orduyu, hedeflerinin arkasında toplamaya çalışıyor.
Cumhurbaşkanı Bolsonaro, destekçilerine ve aşırı sağ basına "Biz ordu olarak sosyalizmin önündeki son engeliz. Bir halkın demokraside mi yoksa diktatörlükte mi yaşayacağına kim karar verirse; Silahlı Kuvvetler onlarındır" dedi.
Bolsonaro ayrıca şunları söyledi:
Brezilya son iki yıldır bir değişim yaşıyor. En önemlisi personeli ve bakanları ile birlikte Tanrı'ya inanan ve orduya saygı duyan bir Cumhurbaşkanı var, bu ülkemizde son 30 yılda görülen nadir bir gerçektir.
Sonuç olarak Brezilya, tarihinde eşi görülmemiş bir krizin arifesinde yer alıyor. Bu krizi Bolsonaro nasıl atlatır bilmiyorum ama Brezilya halkına ve devletine çok zarar verdiği açık.
Brezilyalı ünlü doktor ve bilim adamı Miguel Nicolelis, ekonomik faaliyetleri açık tutmanın feci sonuçları konusunda uyarıda bulunuyor.
Nicolelis, 18 Ocak'ta El País'e yaptığı açıklamada şunları söyledi:
Virüsün Brezilya genelindeki bu senkronize ilerlemesinin etkisi ilk dalgadan daha kötü olma eğilimindedir. Aşının burada yürürlüğe girmesi aylar alacak ve şu anda minimum doz yüzdesine sahibiz. Kısıtlayıcı önlemleri yeniden uygulamanın zamanı geldi.
Açıklamasının devamında Nicolelis, şöyle dedi:
Bitti. Brezilya denklemi şudur: Ya ülke derhal ulusal bir tecrit altına girer ya da 2021'de ölülerimizi gömemeyiz.
Bunun dışında Bolsonaro, kongrede üstünlüğü bulunmadığı için sadece askerler ve evanjelikler tarafından desteklenmesi de sayısal olarak olası bir azil süreci başkanın tasfiyesini kolaylaştıracaktır.
Bunun dışında 'onurlu bir geri çekiliş' için istifa edebilir ama bu ihtimal çok zayıf. Diğer bir senaryo ise Cumhurbaşkanı yardımcısı olan ve eski General Hamilton Mourao'ya görevi bırakabilir.
Zira General Mourao'nun Çin ve küreselcilerin arası oldukça iyi. Ancak Bolsonaro kabinesi ve devletin sivil bürokrasisine hakim olan diğer askerler Mourao'dan hoşlanmadıkları için iktidarı bırakmamak adına askeri darbe seçeneği yüksek bir ihtimal olarak gözüküyor.
* Bu konuyla ilgili detaylı analizi Independent Türkçe'de yazdığımız yazılardan bulabilirsiniz.
UYARI ve RİCA: Son olarak yazılarımı takip eden yetkili kişi ve kuruluşlarına bir rica istirham ederek; Manaus hastanelerine oksijen tüpü desteği için TC Cumhurbaşkanlığı Makamı, TC Sağlık Bakanlığı ve TC Dışişleri Bakanlığı'ndan Brezilya halkı için oksijen tüpü ve medikal cihaz yardımı istiyorum. Yardımsever ve kadirşinas Türkiyemin, mazlum Manaus halkının yanında görmek en büyük arzumdur. Mümkünse Manaus Hastaneleri ve Manaus Valiliği ya da Brezilya makamlarıyla iletişime geçilmesini özellikle rica ederim. Zira oksijen tüpü eksikliğinden ötürü Kovid-19 hastaları sadece değil; yeni doğum yapan bebekler ve bir kaza nedeniyle hastaneye düşen hastalarda hayatını kaybediyor.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish