Anayasa Mahkemesi, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Muş Şube Başkanı Mustafa Demiraydın’ın il valiliğinin belirlediği alanlar dışında basın açıklaması yaptığı için verilen idari para cezasını hak ihlali saydı.
Emre itaatsizlikten 189 lira para cezası
Kamu Emekçileri Sendikası’na (KESK) bağlı Eğitim Sen Muş Şube Başkanı Mustafa Demiraydın, beraberinde sendika üyelerinin de bulunduğu bir grup ile 24 Haziran 2014 tarihinde, Muş adliyesi otoparkında toplandı. Sendikacı Demiraydın, Diyarbakır Lice’de kalekol yapımını protesto eden gruptan 3 kişinin öldürülmesiyle ilgili yaptığı basın açıklamasının ardından grup dağıldı.
Muş Valiliği, grubun toplandığı alanın, basın açıklaması yapılabilecek alanlardan olmadığı gerekçesiyle Demiraydın hakkında Kabahatler Kanunu uyarınca emre itaatsizlikten 189 lira idari para cezası verildi. Demiraytın’ın sulh ceza mahkemesinde yaptığı itiraz da kesin olarak reddedildi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Sendika aidatı bile idari para cezasından fazla
Sendikacı Demiraydın 19 Ocak 2015’ta Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Demiraydın eyleminin yasalar kasamında, herhangi bir ceza gerektirmeyen temel hak ve özgürlüklerinin kullanımı niteliğinde olduğunu vurgulayarak, sendikal hakkının ihlal edildiğini savundu. Başvurucu Demiraydın sendika üyelik aidatının 135 lira olduğunu dikkate alındığında, Kabahatler Kanunu uyarınca kesilen 189 liralık idari para cezasının, hak kullanımında caydırıcı nitelikte olduğunu söyledi.
AYM başvuruyu kabul etti ve hak ihlali kararı verdi. Kararda “Kolluk güçleri başvurucunun katıldığı basın açıklamasının kamu hizmetlerini aksattığını, kamu düzenini bozduğunu veya bozma tehlikesi ortaya çıkardığını ortaya koyamamışlardır. Ceza, basın açıklamasından sonra kolluk güçleri tarafından düzenlenmiştir” denildi.
Para cezası, sendikal hak konusunda caydırıcı ve demokratik değil
AYM kararının gerekçesi şöyle:
"Anayasa’nın 34. maddesi, fikirlerin silahsız ve saldırısız, başka bir ifade ile barışçıl bir şekilde ortaya konabilmesi için toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını güvence altına almıştır. Dolayısıyla toplantı hakkının amacı şiddete başvurmayan ve fikirlerini barışçıl bir şekilde ortaya koyan bireylerin haklarının korunmasıdır.Barışçıl amaçlarla bir araya gelmiş kişilerin toplantı hakkını kullanırken kamu düzeni açısından tehlike oluşturmayan ve şiddet içermeyen davranışlarına devletin sabır ve hoşgörü göstermesi çoğulcu demokrasinin gereğidir.
Bu nedenle başvurucuya verilen idari para cezasının demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekmiştir.”
AYM yargılamanın yenilenerek hak ihlalinini giderilmesi talebiyle dosyayı yerel mahkemeye gönderdi.
Independent Türkçe