Ondokuzuncu yüzyıl, ulus edebiyatlarının inşa edildiği, ulus devletlerin imparatorluklardan arındırıldığı bir yüzyıl olarak düşünebilir.
Şüphesiz ulus edebiyatları mitlerle, ritüellerle yeniden icat edilir, Eric Hobsbawm'ın deyimiyle "geleneğin icat edilmesi" diyebiliriz buna. Bu bağlamda Afrika'da sömürgeciliğin icat ettiği "uluslardan" bahsedilebilir.
Güney Afrika'da, Lesotho'da yaşamını sürdüren Thomas Mofolo'nun Chaka romanı da bir ulus inşasının çabası olarak okunabilir.
Mofolo'nun romanın etkisi çok büyük de olsa Afrika tarihinin bu önemli figürünü yerleşik tarih disiplininde yer almasını sağlayamamıştır.
Dolayısıyla Zulu kralı Chaka hiçbir zaman Napolyon'un yanı sıra anılabilecek bir isim olarak var olmaz.
Gazeteci, editör ve romancı kimliğiyle bilinen Mofolo da diğer çağdaşları gibi misyoner okullarından yetişmiştir. Misyonerlik faaliyetlerinin özellikle yerli dillerde okuma/yazma üzerine etkisi azımsanamaz.
Yerel dillerde Kutsal Kitap'ın çevirisinden sonra periyodik olarak çıkan yayınlarda pek çok yazar dinî metinler üretmiştir.
Mofolo'nun ilk romanı Moeti oa bochabela [Doğuya Yolculuk], 1907 yılında tefrika edilmiştir. Roman, 1934 yılında Traveller to the East diye İngilizce basılmıştır.
Soto dilinde yazılan ilk roman olarak da bilinen Moeti oa bochabela'da bir Soto kabile reisinin Hıristiyanlık arayışı konu edinilir.
Mofolo'nun bu eserinde, bir dinî alegori olan John Bunyan'ın The Pilgrim's Progress [Hac Yolunda] romanının etkisi çok açıktır. Ki Bunyan'ın romanı, 1868'de Sotoca yayımlanmıştır.
Bunyan'ın Afrika yazınına etkisi, özellikle yerel dillerde yazılan ilk metinlerde belirgindir.
Henry Masila Ndawa'nın Xhosa dilinde yine erken dönemde 1909 yılında kaleme aldığı U-Hambo luka Gquboka [Hıristiyan Gqukoba'nın Yolculuğu] romanı, dinî bir arayışı, hakikat yolculuğunu anlatır.
Nijerya'daki yerel dillerde de benzer dinî temalı metinler, oyunlar, şiirler ortaya çıkmıştır.
Bir Afrika ulusunun inşasına doğru: Mofolo'nun Chaka romanı
Mofolo'nun uluslararası bir yazar olarak ünlenmesini sağlayan Chaka adlı epik romanıdır.
1925 yılında yayımlanan ve Afrika edebiyatındaki ilk tarihsel roman olarak da bilinen Chaka'nın gerek yazım biçimi gerekse teması itibarıyla ünü tüm Kıta Afrikası'na ve dünyaya yayılmıştır.
Roman, aslında 1909 yılında tamamlanmıştır, ancak yayımlanması uzun sürmüştür. Tarihî bir figür olan Chaka, Shaka olarak da anılır, Zulu Krallığında yenilmezliği ve başarısıyla bilinir.
Mofolo'nun Chaka romanı, özellikle Fransızca Afrika edebiyatında hayli etkisini göstermiştir.
"Negritude" (Siyahi Bilinç) edebî akımının kurucularından Senegalli şair ve entelektüel Léopold Sédar Senghor'un şiirine de ilham vermiştir.
Senghor, "Chaka" adlı dramatik şiirindeki imgelem gücünü ve Afrikalılık bilincini kısmen Mofolo'ya borçludur.
Senghor'un Chaka'dan esinlenerek yazdığı aynı adlı dramatik şiiri, Bantu şehitlerine ithaf edilmiştir.
Şair, Chaka'yı bir özgürlük miti olarak yaratır. Senghor şiirinde Chaka'yı "Ethiopic Lion" yani siyah aslan olarak anar, İsevi bir kahraman yaratır.
Senghor'un Chaka'sı şüphesiz Mofolo'nunkinden farklıdır. Şair Chaka'yı anti kolonyal bir kahraman, beyazlarla mücadele eden bir figür olarak çizer
Daha sonra Malili yazar Seydou Badian, 1961 yılında La Mort de Chaka [Chaka'nın Ölümü] adlı oyununda yarı mitik karakteri canlandırır.
Yine Fildişi sahillerinden oyun yazarı Charles Nokan'ın Les malheurs de Tcako [Chaka'nın Davaları] adlı oyunu, 1968 yılında yayımlanır.
Mofolo'nun yapmaya çalıştığı, tarihsel bilinci yeniden oluşturarak Zulu ulusunun tarihini yeniden inşa etmek. Bütün ulus devlet inşalarında olduğu gibi, romanda geleneksel ritüeller önemli yer kaplar.
Belki tüm Afrika'da Zulu toplumunun güç ve yiğitlikle anılması tamamen toplumsal bir oluşumdur, gerçekliği tartışılsa da savaşçı bir halk olan Zuluların tamamen bedensel imgelemle anılması ulus edebiyatının gelişiminde iyi bir inşa örneğidir.
Romanda kullanılan geleneksel tedavi yöntemleri de bu güce hizmet eder. Vücudun diri ve güçlü kalmasını sağlayan ilaçlarla romanın kahramanı Chaka, korkusuz ve yenilmez bir savaşçı olarak önüne geleni devirir.
Roman, Zulu kralı Sanzangakhone'un tahtına vâris olacak erkek çocuğunun olmaması üzerine yeni bir eş aramasıyla başlar, eş seçme merasiminde seçtiği Nandi adlı dansçı kızla daha evlenmeden ilişkiye girmesi kralın başına işler açacaktır.
Zira Zulu geleneklerinde evlilik dışı hamileliğin cezası ölümdür. Kralın yeni karısının saraya girerken hamile olması, diğer eşleri harekete geçirir, daha kral yeni doğan ve vârisi olarak ilan ettiği erkek çocuğu Chaka'ya doyamadan, diğer kadınların da erkek çocuk doğurması ve kralın evlilik dışı ilişkisini bahane etmeleri sonucu, bu utancın yayılmaması için Chaka ve annesiyle birlikte geri köye gönderilir.
Özel bitkisel ilaçlarla ve ritüellerle yetiştirilen Chaka'nın, bebeklik dönemindeki korkusuzluğunu anlatır anlatıcı.
Mesela yere düşünce ağlamaz, annesine kesinlikle sıkıntı çıkarmayan bir bebek olarak tanıtılır Chaka. Bir günah çocuğu olduğuna dair yayılan dedikodular çocuk üzerinde baskıyı artırır.
Ancak gücüyle de herkesi hayretler içinde bırakır, herkesin kaçtığı bir aslanı köyün meydanında öldürünce, tüm ahali onu tehdit olarak algılar.
Daha sonra köyde uyuyan bir kızı kaçıran sırtlanı öldürüp kızı kurtarmasıyla Chaka'nın ünü tüm köyleri dolaşır. Kızın erkek arkadaşının Chaka'nın kardeşi olması ve korkudan çadırdan çıkamaması Chaka'nın ününe ün katar.
Hakkında deyişler, övgüler yayılır. Bunları duyan diğer Zulu kralı Dingiswayo, Chaka'yı yanına komutan olarak alır, kız kardeşiyle evlendirir, babasının ölümünün ardından Dingiswayo'nun da yardımıyla hakkı olan krallığın başına geçer, gücüyle önce kendisine rakip olanları temizler, sonra da topraklarını genişleterek kahramanlık üstüne kahramanlık yapar.
En ufak bir hatayı affetmez, öldürmekten zevk alır duruma gelir. Karısını ve annesini de öldürür zalimce. Tarihsel bir figür olarak Chaka, kardeşlerinin kendisine kurduğu tuzağa düşer ve bıçaklanarak öldürülür.
Romanda Chaka'nın gaddar bir figür olarak çizilmesi, tartışmalara neden olmuştur. Mofolo'nun etnik kimliğinin bunda belirgin olduğunu iddia eden eleştirmenler olsa da Chaka aslında Afrika uluslarının başarısını kanıtlamaya çalışır.
Chaka gücünü tamamen doğaüstü güçlerden ve ilaçlardan alır, roman boyunca Mofolo, geleneksel tedavi yönteminin ne kadar geliştiğini de göstermek ister.
Uluslararası üne kavuşan ilk Afrika romanı olan Chaka'nın yazarı Mofolo, 1948 yılında Güney Afrika'da siyahlara uygulanan ayrımcılık politikalar sonucu her şeyini kaybetmiş ve yoksulluk içinde ölmüştür.
Benzer bir ulus devlet tahayyülünü on yıllar sonra Etiyopya'dan Sahle Selassie, Warrior King [Savaşçı Kral] adlı tarihi romanında işler.
Romanda Kassa Hailu'nun imparator Tewodros II olarak tahta geçene kadar verdiği mücadeleler anlatılır.
Romanın ana karakteri Kassa, hem içerden hem de dışardan gelen tehditleri yok ederek Etiyopya'nın bugünkü ulusal kimliğini kazanmasında önemli rol oynar.
1974 yılında yayımlanan romanın Mofolo'nun klasik romanı Chaka'dan çok etkilendiği aşikârdır.
Çağdaş Afrika edebiyatının en önemli romancılarından Ayi Kwei Armah'ın Two Thousand Seasons [İki Bin Mevsim] adlı romanı da Afrika uluslarının tarihlerinin nasıl tahrip edildiğini anlatır.
Bunu yaparken Armah romanda sömürgeciliğin beş yüz yıllık tarihinin yarattığı onulmaz yıkımları ele alır. Önce Araplar, sonrasında Avrupalılar tarafından işgal edilen topraklar ve yerli halk.
Armah, Arapları "acımasız" olarak nitelerken ,Avrupalıları ise "muhripler" olarak anar. Bunun yanında Armah aynı zamanda yerli işbirlikçi kralların da üç yüzyıl süren kölelik süresince suçlu olduğunu gösterir.
Armah'ın İki Bin Mevsim romanı pan-afrikanist bir epik olarak okunabilir.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish