Geçmişte Sağlık ve Devlet Bakanlığı görevlerini yapan Doğru Parti Genel Başkanı Rifat Serdaroğlu, İzmir depreminin ardından bölgeye giden bakan ve parti başkanlarını eleştirdi.
Sözcü gazetesinden Rahmi Turan, bugünkü köşesinde Serdaroğlu’nun kendisine yazdığı bir mektuba yer verdi.
Buna göre Serdaroğlu, “Ben, 1988 Adana-Ceyhan depremi sonrasında ‘Görevli Bakan' olarak bölgedeydim” bilgisini paylaştı ve şu ifadeleri kullandı:
Ülkemizin bir yöresini deprem mi vurdu, bir afete mi uğradık? Hemen aynı gün akbabalar gibi oraya üşüşürler! Kimler mi? Deprem sonrası hiçbir işe yaramayacak etkisiz yetkililer! Başta bakanlar, başbakan, parti genel başkanları, vs… Onlar gelince neler olur bilir misiniz? Depremde çalışması, kurtarma işini gözlemlemesi, barınma, yemek ve yardımları organize etmesi gereken görevlilerin çoğu, karşılamaya gider. İsterse gitmesinler! Bakan geliyor, bakan! Boru mu bu? Deprem sanki havalimanında olmuş gibi, herkes oradadır! Gelenler, deprem veya kurtarma uzmanı imişler gibi, etraflarındaki gazeteci-televizyoncu- kameraman ordusu ile şov olsun diye yapılan işlere karışırlar! Zamana karşı hayat kurtarma yarışına girmiş görevlilerin işlerini zorlaştırırlar. Şehrin valisi, belediye başkanı işi gücü bırakıp “Beyefendilerin” isteklerini yerine getirmek için koşuştururlar!
"Bu tamamen ilkellik görüntüsü"
"İzmir'de benzeri rezilliği yaşadık!" diyen Serdaroğlu, şöyle yazdı:
Kendisini Bakan zanneden atanmış biri, altında insanların bulunduğu yıkıntının üzerine çıkmış, poz veriyordu! Bir diğeri, gazetecileri toplamış çorba dağıtır gibi yapıyordu! Depremin ertesi günü muhalefet partileri genel başkanları “geçmiş olsun” demek ve çalışmaları yerinde izlemek için İzmir'e geleceklerini açıkladılar! Hâlâ can kurtarma çalışmaları devam ederken neyi yerinde izleyecekler, şahsen ben anlamış değilim! Bakanlar yetmedi, bir de genel başkanlar gelecek! Bu davranışlar tamamen ilkellik görüntüsüdür! Gelişmiş bir ülkede, böyle bir doğal afette veya yangın sonrasında, görevlilerin nerede ve hangi işi yapacakları önceden planlanır. Sivil halktan çalışmalara katılacak olanların ne yapacakları, örneğin hangi yangın borusunun başına gidip vanayı hazır hale getirip itfaiyeyi bekleyeceğine kadar her şey, hastane, barınma, yemek gibi öncelikli işler en ince noktasına kadar planlanır. Bu planlama sonucu afet, en az can ve mal kaybıyla atlatılmış olur.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Lütfen afetin olduğu yere gelmeyin"
Kerametleri kendilerinden olan “Beyefendilere” seslenelim; Lütfen afetin olduğu yere hemen gelmeyin. Bırakın, görevliler insanları kurtarsınlar. Doktorlarımız ve sağlık çalışanlarımız yaralıları hayata döndürsünler. Kayıpları olanlar, sevdiklerini toprağa versinler, hayat normale dönmeye başlasın, ondan sonra gelin! İnanın yettiniz artık! Canımıza tak dedi!
"Şovunuzu sonra yaparsınız"
Bakan otosu geçecek diye yolu trafiğe kapatan görevlileri ve yolda bekleyen ambülansı gördü bu gözler! Zaten insanlara gülmeyi unutturdunuz, hiç olmazsa bırakın görevliler insanları kurtarsınlar! Daha sonra gelip şovunuzu yaparsınız! Güzel İzmir'imize, demokrat ve çağdaş İzmirli hemşehrilerimize geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Allah böyle felaketlerden hepimizi korusun!”
Sözcü, Independent Türkçe