Ege'de cuma günü 14.51'de meydana gelen depremin büyüklüğünü AFAD 6,6 olarak açıklasa da, çeşitli kuruluşlara göre daha yüksek.
İzmir'i vuran depremin şiddetinin ise 8 olduğu belirtildi.
Olayda 35'i aşkın kişi yaşamını yitirdi, 880'den fazla kişi de yaralandı.
Depremin üzerinden 24 saat geçtiğinde artçı sarsıntıların sayısı 600'e yükseldi.
Bu sarsıntıların yaklaşık 40'ının büyüklüğünün 4'ün üzerinde olduğu kaydedildi.
Deprem Uzmanı Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, İzmir'i vuran deprem sonrasında fay durumunu ve artçı sarsıntıları, haritalar eşliğinde Independent Türkçe'ye değerlendirdi.
"Bu depremden çıkan stresi alan komşu fayların olmaması, İzmir açısından rahatlatıcı"
Sözlerine "Depremin merkezüssü Samos (Sisam) Adası'dır ve büyüklüğünün 6,6 değil 7,0 olarak ifade edilmesi gerekir" diyerek başlayan Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, fay hareketliliği incelendiğinde İzmir açısından yıkıcı başka bir sarsıntının görülmeyeceğini ifade etti:
İzmir bloğu içinde kuzey güney gidişli, yanal atımlı faylarda bir stres yüklenmesi yok. Bu da bu fayların aktif olmadığını veya bu depremle bağlantılı bir stres yüklenmediğini, bu depremden çıkan stresi alan komşu faylar olmadığını gösteriyor ki, bu da İzmir açısından rahatlatıcı bir olay. Kırılan fay, Samos Adası'nı çevreleyen faylar, sarıyla çevrili faylar. Kuzey-güney gidişli faylar, hem deniz içinde hem karada bulunuyor. Ama İzmir bloğu içinde artçı girişimi görmüyoruz. İzmir bloğunu kat eden kuzey gidişli yanal atımlı faylarda bir aktivite görülmemesi sevindirici.
"Samos'tan kuzeye bakan fay düzleminin üzerindeki kırılmaları görüyoruz"
Şener Üşümezsoy, kırılmalara ilişkin ise "Sarı-kırmızı paralel çizgiler ise İzmir bloğu (yarımadası) içindeki kuzey güney-gidişli yanal atımlı transfer fayları. Ama onlar için de artçıları görmüyoruz. Artçılar doğu-batı gidişli fay düzlemi içinde yerleşmiş, yani Samos'tan kuzeye bakan fay düzleminin üzerinde kırılmaları görüyoruz" yorumunu yaptı.
Harita üzerinden artçıların şiddetlerini de yorumlayan Jeoloji Mühendisi Üşümezsoy, en yüksek ivmelere bakıldığında Bornova'nın göze çarptığını belirtti:
İçerideki en yüksek şiddet 8, derece olarak düşerek 7,6,5'e doğru düşmekte ve şiddetin azalım eğrilerini görüyoruz, bu anlamda bölgede etkilerini anlamak için bu haritayı renklerle okumak gerekiyor. Kabaca turuncu 8, içeride koyu sarı 7, giderek sarı 6, yeşil 5, mavi de4-5 şiddetinde olduğunu gösteriyor. Geniş bölgedeki uzak etkileri, deprem alnı dışındaki alanda 4-3-2 gibi bir dağılım göstermekte. Buradan çıkan sonuca göre, merkezde küçük bir alan 8 şiddetinde, Körfez 7 şiddetinde, İzmir'e doğru 6 ve 5 şiddetine doğru düşüyor. Yıkımın olduğu zayıf kesimde şidddet bir bükülme yaratıyor, artan bir durum söz konusu. Uzak etkileri, Körfez dışındaki alanda 4-3-2 gibi bir dağılım göstermekte. Depremdeki peak (zirve) yer ivmeleri ve max intensity (en yoğun) etkileriyle en çok ivme ve hızın arttığı kesimler, yıkım yerini işaret etmektedir. Deprem şiddeti, yırtılma merkezinde 8-7-6 diye giderken, İzmir'de 6 ile 5 arasına inmiştir. Peak (zirve) ivmelere baktığımızda, yıkım Bornova ve Söke'de. Bu peak ivmelerin ve şiddetin maksimum arttığı kesimler, Söke'ye doğru giden Dibek yarımadasının vadisinde ve İzmir'in doğusundaki vadide yer almaktadır. Buradaki zeminler, dolgu zemindir."
"Bundan sonra asıl risk Aydın, Denizli ve Kuşadası'nda"
"İzmir'in hemen kuzeyinde kordon boyunca devam eden Narlıdere ve Urla'ya kadar devam eden fay, 350 yıldır stres biriktiriyor" diyen Üşümezsoy'a göre bundan sonra en riskli yerler Aydın, Denizli ve Kuşadası:
Bundan sonra asıl risk, Aydın, Denizli ve Menderes Vadisi boyunca yer alan faylarda. 1550'li yıllardan beri bu faylar kırılmadı. Ege kıyılarında en kuzeydeki açılma merkezi Foça'yla Midilli araındaki foça Koyu, 3 yıl evvel 6,3'lük deprem oldu. Bodrum'daki fay, 6,7'lik depremle (kuzeyde Bodrum, Kos, güneyde ise Marmaris ile Datça arasındaki kol açıldı. Bundan dolayı da ben, sürekli Aydın'dan başlayarak Kuşadası'na ve Kuşadası'ndan Samos'a doğru giden Kuşadası körfezinde deprem olacağını düşünüyorum.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Neden Bayraklı'da yıkım büyük?
"Neden İzmir'de Bayraklı gibi belli yerlerde yıkım var?" sorusuna ise Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, "Bir zamanlar deniz kıyısında bataklık ya da tatlı su, tuzlu su geçişi yarı deniz olan bir bölge üzerinde kurutarak şehir kuruyorlar! Benzeri inşallah yapılmaz, Gediz Deltası'nda Kuş Cenneti'nin olduğu alanda, yavaş yavaş kuruyan kesime üniversite, konut yapma eğilimi var! İvmelerin yükselme nedeni de işte bu zemin koşulu. Zemin, hareketin dalgaları ve hızını yükselterek yıkıma sebep oluyor. Sağlam zeminde deprem dalgaları hızlıca oradan geçerek ivme büyütmesi yapmıyor, o yüzden de oralarda yıkım olmuyor" yanıtını verdi.
© The Independentturkish