Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın verdiği bilgiye göre merkez üssü Ege Denizi'nin Seferihisar açıkları olan 6,6 büyüklüğündeki depremde 28 kişi yaşamını yitirdiği, 800'ü aşkın kişi yaralandı.
Pek çok kişi de enkazdan kurtarıldı. Yıkılan binaların enkazında kalanların kurtarılması için de zamanla yarış sürüyor.
Ancak yan yana bulunan binalardan bazıları yerle bir olurken bazılarına hiç bir şey olmaması dikkatleri İzmir'deki yapı stokuna çevirdi.
Jeoloji Mühendisleri Prof. Dr. Hasan Sözbilir ile Aysun Aykan, İzmir'i vuran depremi ve olası tehlikeleri, kentteki yapı stokunun durumunu Independent Türkçe'ye değerlendirdi.
"İzmir'deki bina stoku depreme uygun değil, binaların yıkılmaması gerekirdi"
Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Sözbilir, yıkım olan yerlere bakıldığında İzmir'deki bina stokunun depreme uygun olmadığının ortaya çıktığını söyledi.
"Bazı binalar depreme dayanıklı değil" Sözbilir, "Bornova'yı düşündüğümüzde depremin merkezinden 70 kilometre uzaklıkta, oradaki binaların yıkılmaması gerekirdi. Yıkılmaları, binaların depreme uygun olmadığı anlamına geliyor. İzmir'de çok sayıda böyle bina var, depreme dayanıklı değiller" dedi.
"Yaşanan çok küçük ölçekli tsunami, depremin büyüklüğü 7'yi aşsaydı kayıp büyük olurdu"
Özellikle bazı yabancı istasyonların depremin büyüklüğünü 7 olarak verdiğini belirten Sözbilir, bunun tam sınır olduğunu, zira depremin 7'yi aşması halinde tsunaminin de büyük can ve mal kaybına neden olabileceğini ifade etti.
"Karadaki fay kırılmış olsaydı, çok can kaybı olurdu"
Prof. Dr. Sözbilir, depremin merkezinin kara değil deniz olmasının lehte bir durum olduğuna da değindi:
Tsunami, 7 sınırındaki ana şoktan sonra gerçekleşen bir durum. Çok küçük ölçekli yaşandı. 7'yi aşsaydı, can ve mal kaybı çok yüksek olurdu. Depremin merkezinin karadan uzaklıkta, denizde olması şansımıza. Fay denizde kırıldığından yerleşim olmadığından, biz sarsıntısından etkilendik. Fayın kendisi uzaktaydı ama etkisi bize yansıdı. Karadaki fay kırılmış olsaydı, çok can kaybı olurdu.
Depremin İzmir açıklarındaki Sisam Adası'nın 5 kilometre kuzeyinde, doğu-batı uzanımlı, Kuzey Anadolu Fayı'nın (KAF) dışında çalışan bir fayda meydana geldiğini belirten Hasan Sözbilir, böyle bir fay deprem ürettiğinde, fay üzerindeki bloğun aniden aşağı düştüğünü söyledi ve şunları ekledi:
Seferihisar, Menderes, Gaziemir, Kuşadası, Buca, Urla, bu fayın düşen bloğunda yer aldığından, buralarda daha büyük hasar gerçekleşti. Fayın eğimi kuzeye doğru olduğundan güney kıyıları etkilenmiş oldu. Fayın bir de karadaki uzantıları var Kuşadası, Efes tarafında.
"Tehlike geçmiş değil" diyen Sözbilir, 7 büyüklüğündeki depremin artçılarının 6 büyüklüğüne ulaşabileceği uyarısı yaparak, "Kuşadası, Bornova, Buca, Seferihisar, Gümüldür, Selçuk, Gülbahçe ve Urla'da gerilim olabilir, binalara girilmemesinde fayda var" uyarısında bulundu.
"10 yıldır söylüyoruz, deprem master planı şart"
"Deprem bizden hızlı ilerliyor" sözleriyle çalışmaların ağırdan alındığını savunan Sözbilir, İl ölçeğinde deprem master planlarının yapılması gerektiğini vurguladı.
Bu yöndeki uyarılarını 10 yıldır yaptığını dile getiren Sözbilir, tek çıkış yolunun hangi binaların zarar görebileceğinin tespit edilip, o binaları iyileştirerek, depreme önceden hazırlıklı olmak olduğunu da sözlerine ekledi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Türkiye'deki yapı stoku acilen yenilenmeli"
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Aysun Aykan da İzmir'deki yapı stokunun yetersizliği konusunda Prof. Dr. Hasan Sözbilir'le hemfikir.
Depremin merkez üssüne yaklaşık 70 kilometre uzaklıktaki binaların bile yıkıldığına dikkati çeken Aykan, bu durumun nedenlerini ise şöyle sıraladı:
Zemin yapısının çok kötü olduğunu ve böyle zayıf bir zeminde bina inşa edilmeden önce mutlaka zemin iyileştirme çalışmalarının yapılarak ya da gerekli temel tipi seçilerek zemine göre bina yapılması gerekiyordu. Kısaca, zeminin, yapı tasarımının ve malzeme kalitesinin kötü olduğunu, Zeminin Jeolojik durumuna göre binanın tasarlanmadığını söyleyebiliriz. Ülkemizde yapı stoku açısından baktığımızda, depremlerin büyüklüğü 6‘yı geçtiğinde can ve mal kayıpları oluyor, fakat normal şartlarda bu büyüklükte binalarda hasar olmaması gerekiyor!
"Orta büyüklükteki bir depremde bu yıkım normal değil"
5 ile 7 büyüklüğü arasındaki depremlerin "orta büyüklükte deprem" olarak adlandırıldığını belirterek, böylesi bir yıkımın normal olmadığını vurgulayan Aysun Aykan, "Yıkılan bir bina var ama bakıyorsunuz çevresindeki yapılara hiçbir şey olmamış. Niye yanındaki binalar yıkılmamış da o yerle bir olmuş? Çünkü depreme uygun yapılmamış" dedi.
"Riskli binalar biran önce kentsel dönüşüme tâbi tutulmalı"
Türkiye'deki yapı stokunun iyi olmadığının bir kez daha görüldüğünü vurgulayan Jeoloji mühendisi Aykan, "Ülkedeki yapı stoku hızlı bir şekilde gözden geçirilmeli ve riskli binalar biran önce kentsel dönüşüme tâbi tutulmalı" şeklinde konuştu.
"Binaların mühendislik hizmeti alması şart"
Binaların mühendislik hizmeti almasının şart olduğunu vurgulayan Aykan, zeminin jeolojik durumuna göre tasarım yapılması gerektiğini kaydetti.
© The Independentturkish