Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısıyla gündemi değerlendirdi.
Günay, söze Beyrut'ta 4 Ağustos'ta yaşanan patlamayla başladı. Beyrut'ta yüzlerce insan hayatını kaybettiğini, binlercesi yaralandığını ve 300 binden fazla insan da evsiz kaldığını hatırlatan Günay, patlamada hayatını kaybedenlere başsağlığı diledi.
Hükümetin iki ayrı bakanlığının birbirinden farklı ve çelişkili vaka sayısı açıkladığını kaydeden Günay, "Bu beceriksizlik yetmiyormuş gibi son dönemde valiliklerin açıkladığı verilere göre ortada bir sahtekarlık da var" dedi.
Günay'a göre açıklanan koronavirüs rakamları çelişkili.
"Malatya Valisi 100'lü rakamları aşan hasta sayılarına ulaştıklarını söylüyor, Sağlık Bakanlığı Malatya'nın da dahil olduğu 8 ilde 45 vaka sayısını açıkladı" diyen Günay, "Rize Valisi 40'lı vakaları gördüğümüz gün oldu" diyor, Ancak Sağlık Bakanlığı'nın Rize'nin de dahil olduğu 6 il için açıkladığı en yüksek rakam 25. Erzurum Valisi kentteki toplam vaka sayısının 2511 olduğunu açıkladı. Aynı tarihte Erzurum'un dahil olduğu 6 ilde Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı vaka sayısı ise 2946. Rakamlar arasındaki çelişki çok büyük. Bu bir yana; bu valilikler İçişleri Bakanlığı'na bağlı valilikler. Aynı hükümetin iki ayrı bakanlığı böylesine kritik bir konuda nasıl birbirinden bu kadar farklı ve çelişkili veriler açıklayabiliyor? Hangisi yalan söylüyor? Birbirlerinden bu kadar habersiz olmaları mümkün mü? Eğer bu kadar habersizlerse bu ülkeyi yönetmeye mahirler mi?" diye konuştu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"İktidarın derdi asla halk sağlığı değildir; iktidar para ve koltuk peşinde"
İktidarın para ve koltuk peşinde olduğunu ileri süren Günay, devamında şunları söyledi:
"İçişleri ve sağlık bakanlıklarının açıkladığı vaka sayıları arasındaki büyük çelişkinin sebebi nedir? Bu soruyu sormaya hakkımız var çünkü AKP'de Saray entrikaları bitmiyor. Verilerdeki büyük çelişkinin sebebi elbet ortaya çıkacaktır. Ama şu kesin ki bu iktidarın derdi asla halk sağlığı değildir. İktidar para ve koltuktur peşinde."
"Kendi koltuklarının derdine düşen bakanlar, bilinçli olarak Kürtleri ölüme terk ediyor"
Kürt nüfusunun yoğun yaşadığı bölgelerde halkın kendi kaderine terk edildiğini savunan Günay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Meselenin başka bir boyutu da Kürt kentlerinde yaşananlar. Kürt kentlerinde kontrol yok, halk kendi haline terk edilmiş. Ne vaka sayısı tespit ediliyor ne de tedavi var. Bütün Kürt illeri kendi kaderine terk edildi. Kendi koltuklarının derdine düşen bakanlar, bilinçli olarak Kürtleri ölüme terk ediyor. Salgının ilk günlerinden beri iktidara seslenen, ortak çalışma çağrısı reddedilen TTB'nin çabası olmasa Kürt illerinde ne yaşandığından kimsenin haberi olmayacak. Ama durum buradan gözüktüğünden çok daha vahim düzeyde."
"Halk tedbir alındığı iddialarına itibar etmemeli"
"Kürtleri bir kez daha ölüme terk eden bu zihniyetle daha fazla devam edemeyiz" diyen Günay'ın basın açıklamasında öne çıkan konu başlıkları şöyle:
"Halkımız iktidarın aldığını iddia ettiği tedbirlere itibar etmemeli. Gereken tüm tedbirlerini kendisi almalıdır. Ve tabi dayanışmayı ihmal etmemelidir. Partimiz, bu yöndeki çalışmalarına hız kesmeden devam edecektir."
"Yine yandaşlar bir gecede milyoner yapıldı, olan yine ülke ekonomisine oldu"
Bu pandemi tedbirlerini gevşetme ve halkı savunmasız bırakmanın gerekçesi yaptıkları ekonomi de tepetaklak. Döviz kuru aldı başını gidiyor. Dolar 7,5 TL'ye tırmanırken, Euro 8.5 TL'yi geride bıraktı. Altındaki rekorların çetelesini tutmak bile neredeyse imkansız hale geldi. Muhtemelen bu hareketlilikle yine yandaşlar bir gecede milyoner yapıldı. Olan yine ülke ekonomisine oldu. Her geçen gün daha fazla borçlanan, alım gücü düşen, emeği değersiz hale gelen bir ülke yarattılar. Enflasyon, tartışmalı TÜİK verilerine göre bile yüzde 12'lerde. İnsanların alım gücü düştü.
"Kuvvetler ayrılığı paramparça edildi, kurumlar çökertildi; krizin bir sebebi de bu"
Oysa Erdoğan 24 Haziran 2018 seçimlerinde "Verin kardeşinize yetkiyi, faizle, ekonomiyle nasıl uğraşılırmış göreceksiniz" demişti. Hamasetle halkı aldattılar, sonuç ortada. Biz o zaman yeni sistemin Türkiye'yi uçuruma sürüklediğini söylemiştik. Geçen iki yıllık süreçte kuvvetler ayrılığı paramparça edildiği gibi kurumlar da çökertildi. İçinden geçtiğimiz krizin bir sebebi de budur.
"Hakça adil vergi ve adaletli dağıtım olmadan krizden çıkmak imkansız"
Krizden çıkış yolunu; biz geçtiğimiz günlerde sunduğumuz Halk İçin Bütçe Kanun Teklifimizde açıkça yazdık, önerdik. Halk için bütçe çıkmadan, hakça adil vergi ve adaletli dağıtım olmadan krizden çıkmanın yolu ve imkanı olmayacaktır.
"Meclis krize yol açan tüm sorunların çözülmesi için acilen toplanmalı"
Meclis bu durum nedeniyle acilen toplanmalı ve krize yol açan tüm sorunların çözülmesi temelinde görüşmeler yapmalıdır. İsraf ekonomisine son verilmesi, demokrasinin tam uygulanması gerekiyor. Kürt sorunu çözülmeden, kutuplaşmalar kamplaşmalar sona erdirilmeden ekonomik istikrar hiçbir zaman mümkün olmayacaktır."
Independent Türkçe