Prof. Celal Şengör’den Ayasofya yorumu: Aklıselime ihanet, hatta insanlık suçu olur

“Umarım 1400 sene evvel aklıselime dikilmiş bu âbidenin vücuduna ve anlamına zarar vermeyiz”

Fotoğraf: AA

Prof. Dr. Celal Şengör, son günlerde yine gündeme gelen “Ayasofya ibadete açılsın” tartışmalarıyla ilgili Habertürk yazarı Fatih Altaylı’ya açıklamalarda bulundu. Şengör, “Burayı tek bir dinin mensuplarının tapınmasına açmak demek onu bir grup insanla sınırlamak demektir ki bence bu aklıselime ihanet, hattâ bir insanlık suçu olur” dedi.

Şengör, Altaylı’ya yaptığı açıklamada Ayasofya’nın tarihte eşi olmayan bir yapı olduğuna dikkati çekerek şunları söyledi:

Çünkü, inşası 6. yüzyılda, yani hemen tüm insanlığın en karanlık çağlarında (Çin bile o zaman parça parçaydı), memleketlimiz iki matematikçi, Aydınlı Anthemios ve Miletli İsidor tarafından o zamana kadar hiç teşebbüs edilmemiş yöntemlerle, 5 yıl gibi inanılmaz kısa bir sürede gerçekleştirilmiştir. Tüm Osmanlı camileri (Mimar Sinan’ınkiler dahil) Ayasofya’yı ondan altı yüzyıl sonra bile örnek almışlardır.

Bugün yapılan camilerimizin hemen hepsinin temelinde Ayasofya örneği vardır. Ayasofya yapılırken, o meşhur ‘yassı kubbesi’nin yerleştirilmesi esnasında meydana çıkan gerilmeler nedeniyle duvarlar iki yana doğru açılmaya başlamıştı. Anthemios ve İsidor derhal inşaatı durdurarak bu durumu bertaraf edecek yeni statik modeller üzerinde çalışmaya başladılar. İnşaatın kesintiye uğradığını duyan İmparator Jüstinyen’in bu iki büyük matematikçiyi cezalandırmak istediği rivayet edilir. Ama onlar imparatoru toptan binasız kalma tehlikesi konusunda ikaz edince, Jüstinyen’in hiddeti dinmiştir. Anthemios ve İsidor binayı yan payandalarla kurtarmış ve söz verdikleri tarihte inşaatı bitirmişlerdir.
 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Yıkılmayacak demek hasar vermeyecek demek değildir"

“Ülkemizin en önde gelen deprem mühendisi sevgili arkadaşım Mustafa Erdik, Ayasofya’yı 8 büyüklüğünde bir depremin bile yıkamayacağını söylediydi” hatırlatması yaptı ve “Bu doğrudur. Bunda binayı tekrar tahkim eden Mimar Sinan’ın da payı vardır” dedi.

Şengör şöyle devam etti:

Ama yıkmayacak demek, hasar vermeyecek demek değildir. Binanın yamulması bugün dahî devam etmektedir. Ayasofya’yı ziyaret edenlerin dikkatini yamulmuş sütunlar ve dalgalanmış döşeme muhakkak çekmiştir. Ayrıca duvarlarda sonradan açılmış dikdörtgen oyukların içindeki papyon şekilli camların hemen hepsinin kırılmış olduğuna dikkat edilmelidir. O camların görevi binanın yamulup yamulmadığını tespit etmekti. Hemen hepsinin kırılmış olması yamulmanın devam ettiğini göstermektedir.

“İnsan kalabalığı galeriye zarar verebilir”

Ayasofya’yı dolduracak büyük bir insan kalabalığının hele galeriye zarar vermesi ihtimalden uzak değildir (Turizm asla bir ibadet kalabalığını toplayamaz). Ayasofya adı ‘Haghia Sophia’ yani ‘Kutsal Aklıselim’ demektir. Bütün insalık tarihinde bir eşi daha olmayan bu muazzam âbideyi her yıl dünyanın her yerinden, her millet, ırk ve inançtan insan ziyaret etmektedir. Burayı tek bir dinin mensuplarının tapınmasına açmak demek onu bir grup insanla sınırlamak demektir ki bence bu aklıselime ihanet, hattâ bir insalık suçu olur. Fatih onu camiye çevirdiği zaman böyle bir sorun yoktu. Ancak büyük dâhî daha o zaman, Ayasofya’nın içindeki muhteşem san’at eserlerini tahrip ettirtmemiş, sadece üzerlerini sonradan açılabilecek bir şekilde örttürmüştür. Ama insanların seyahat imkânlarının ve kültürlerinin arttığı bir zamanda onun için Atatürk onu müze yaparak tüm insanlara açmıştır. Umarım aklıselimimiz bizi terk etmez de bundan 1400 sene evvel aklıselime dikilmiş bu âbidenin vücuduna ve anlamına zarar vermeyiz.

 

Habertürk, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU