Siviller İdlib'de rejimin bombalarından kaçıyor ama sığınacak yer bulamıyor

Richard Hall bildiriyor: Türkiye sınırı kapatılmış ve bölge, hükümet kuvvetlerince kuşatılmış durumdayken yüz binlerce Suriyelinin dönecek yeri kalmadı

Suriye'nin kuzeybatısında yer alan İdlib kentindeki Türkiye-Suriye sınırının doğusunda, Dana kasabasında bir çocuk, yerinden edilmiş Suriyelilerin uzun konvoyunu balkondan izliyor. Bu kişiler, kentin isyancıların kontrolündeki bölgelerine yapılan rejim yanlısı saldırılardan kaçıyor daha güvenli yerler arıyor, 11 Şubat 2020 (AFP)

Araba ve kamyon akışı, her gün İdlib yollarını tıkıyor. Her araç, bombardımanın yaklaşmasıyla son zamanlarda evsiz kalmış kişilerle dolu ve kurtarılabilen birkaç eşyayla istiflenmiş. 

Hükümet güçlerinin, isyancıları ülkedeki son yerleşim bölgelerinde köşeye sıkıştırmasıyla Suriye'nin kuzeyindeki kentin umutsuz sivilleri, kitleler halinde göç ediyor. 

Rus destekli harekatın aralıkta başlayan son hücumlarıyla Suriye hükümeti, düzinelerce kasabayı ve köyü (bazılarını Türkiye'nin desteklediği) bir dizi milliyetçi ve radikal dinci isyancı gruptan geri aldı. 

Yoğun bombardıman hastaneleri hedef aldı, sivilleri öldürdü, kasaba ve şehirlerin boşaltılmasına sebep oldu. Son 10 haftada yaklaşık 700 bin kişi yerinden oldu. Birleşmiş Milletler (BM) bunu, savaş boyunca böyle kısa zamanda yaşanan en büyük yer değişimi diye tanımladı. 

Tam kış soğuklarının ısırmaya başladığı dönemde her gün daha kuzeydeki kasabalara varan aileler sığınacak yer bulamıyor. Türkiye sınırı kapatılmış ve bölge hükümet kuvvetlerince kuşatılmış durumdayken yüz binlerce Suriyelinin dönecek yeri kalmadı.

Üç gün önce eşi ve iki küçük çocuğuyla Atarib kasabasından kaçan Suriyeli aktivist Fayyad Akoush, "Binlerce insan burada sokaklarda. Etrafta yürürseniz onları görebilirsiniz. Ne yapcaklarına dair hiçbir planları ya da fikirleri yok" dedi. 

Telefonla The Independent'a konuşan Akoush, "Kimse bize yardım etmiyor. Biz ölürken tüm dünya izliyor. Biz de bombaların üstümüze düşmesini beklemekten başka bir şey yapamıyoruz" diye devam etti. 

Şu anda yaklaşık 3 milyon kişi İdlib'de toplanmış durumda. Bunların 1 milyondan fazlası, ülkenin diğer bölgelerinden göç etmek zorunda kaldı. 

Bölge, savaşın büyük bölümünde sığınak görevi gördü ancak artık yeni gelenler için yeterli çadır yok. Göçmen kampları dolunca okullar ve camiler, ihtiyacı karşılamak için kapılarını açtı. Şimdiyse onlar bile dolu. 

Türkiye'nin güneyinden bildiren, BM'nin Suriye krizi bölgesel sözcüsü David Swanson, "Bu krizde yerinden olan kişi sayısı, hareket halindeki binlerce kişiyle birlikte artık kontrolden çıkıyor" dedi.

Swanson "Kamplarda, gayriresmi yerleşim alanlarında veya tamamlanmamış binalarda sığınak arayanların çoğunun, sırtlarındaki kıyafetlerden başka hiçbir şeyi yok" diye ekledi. 

Aslen Halepli, 28 yaşındaki muhasebeci Tahir İbrahim, güvenli yer arayışında geçen ay iki kez yer değiştirdi. Geçen ay saldırıya uğrayan Kafr Naha kasabasından Atarib'e kaçan İbrahim, bombardımanın onu takip etmesiyle son günlerde tekrar ayrılmak zorunda kaldı. 

İki gün önce karısı ve aralarında 6 haftalık kızının da olduğu üç çocuğuyla birlikte daha da kuzeye hareket etti. Yollardaki kalabalık nedeniyle yaklaşık 30 kilometrelik yol arabayla 4 saat sürdü. 

İbrahim, "Güçsüz hissediyorum. Çocuklarımı güvende ve sıcak tutamıyorum veya onlar için kalacak yer bulamıyorum" dedi. İbrahim sözlerine şöyle devam etti:

Çadırda yaşamak zorunda kalsam bile, ailemin zarar görmesini engellemek için her yere giderim. (...) Yollardaki kalabalık yüzünden arabayla herhangi bir yere gitmek saatler sürüyor. Yeterli kullanım suyu yok. Temel ihtiyaçlar mevcut ama yeterli miktarda değil ve çok pahalı. Ekmek sadece birkaç saat bulunabiliyor. Eğer zamanında gidemezseniz hiç alamıyorsunuz.

Yerinden edilme seviyesinin kapasiteyi aşmasıyla daha fazla ödenek isteyen BM, giderek kötüleşen insani durum için acil uyarılar yayımladı.  

BM'nin Suriye Krizi Bölgesel İnsani Yardım Koordinatör Yardımcısı Mark Cutts, krizle ilgili uluslararası müdahale çağrısı yaparken İdlib'teki yeni yer değişimlerini "toplu göç" diye tanımladı. 

Cutts, "Sivil nüfusun korunması için Güvenlik Konseyi'nde defalarca çağrı yaptık.  (...) Savaş bölgesinde sıkışıp kalmış, çoğunluğu kadın ve çocuk olan 3 milyon sivili koruyamıyorsa dünya nereye gidiyor?" diye sordu.

 

 

Suriye hükümeti ve müttefikleri daha önce de İdlib'i hedef almıştı ama son saldırı şu ana kadarki en güçlüsü oldu. Rus ve İran güçlerince desteklenen rejim birlikleri, salı günü uzun zamandır hedeflerinde olan, Halep'le Şam arasındaki stratejik yolu ele geçirdiğini iddia etti. 

Son günlerde Şam, geriye kalan isyancı bölgelerini de ortadan kaldırmaya yönelik yeni hücumlarıyla, (bölgede bir dizi isyancı grubu destekleyen ve cephe boyunca kendi birliklerini gözlem noktalarına yerleştiren) Türkiye'yle doğrudan çatışmaya girdi. 

Suriye hükümetinin bombardımanıyla son 10 gün içinde Türkiye'nin 13 askeri personeli hayatını kaybetti. Türkiye, 52 Suriyeli asker öldürerek karşılık verdiğini iddia etti ve cumhurbaşkanı, Türkiye birliklerinin zarar gördüğü durumda daha fazla misilleme yapılacağını söyledi. 

Recep Tayyip Erdoğan, "Bu süreçte gözlem noktalarındaki veya diğer yerlerdeki askerlerimize en küçük bir zarar gelmesi halinde bugünden itibaren İdlib ve Soçi muhtırası sınırlarıyla bağlı kalmadan rejim güçlerini her yerde vuracağımızı buradan ilan ediyorum" diye konuştu. 

Ankara'daki AKP üyelerine, "Karada ve havada her ne gerekiyorsa çekinmeden, tereddüt etmeden, hiçbir oyalamaya meydan vermeden bunu yapacağız" dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Taahhütleri bir yana, Türkiye'nin Suriye'nin müttefiki ve İdlib üzerindeki hava sahasını kontrol eden Rusya'ya karşı kararlı duruş sergileyebileceği kesin değil. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, ülkenin her metrekaresini geri alma sözü vermişti ve bunu yapmada Moskova'nın tam desteğine sahip gibi görünüyor.  

Bu esnada, olaylar üzerinde etkisi az olan Batı ülkeleri, İdlib'de büyük ölçüde gözlemci statüsüne geriledi.   

Batılı bir diplomat, Türkiye'nin yeni bir mülteci akışını önlemek adına bölgedeki geçişleri durdurma stratejisinin "başarısız oluyor gibi göründüğünü" söyledi.  

Adını vermek istemeyen diplomat, "Türkiye elini fazlasıyla büyük oynadı. Ruslardan ve Amerikalılarla yapılan anlaşmalardan çok fazla şey beklediler. Bu arada Avrupa'yı mültecilerle tehdit ediyor ve sonra da mülteciler için ödeme yapmamızı bekliyorlardı" diye konuştu. 

İdlib'te sayısı giderek artan siviller için durum korkunç. Birçoğu, bölgenin büyük kısmını kontrol eden radikal dinci güçlere karşı çıkıyor ama önemli bir kısmı da hükümet güçleri kontrolü tekrar ele geçirirse hapis veya ölümle karşılaşmaktan korkuyor. 

Türkiye sınırı kapalı kalmaya devam ederken İdlib'teki siviller, sığınak ve kaçış yolu olmadan, sıcaklığın düştüğü ve giderek daralan bir alanda sıkışıp kalmış durumda. 

Üç çocuk babası Halepli İbrahim, en kötüsünden korktuğunu söyledi. 

İbrahim, "Kaçınılmaz ölümü erteliyormuşuz gibi hissediyoruz" dedi.

Borzou Daragahi bu makaleye katkı sağlamıştır

 

 

Hall'ün tasarımdan kaynaklanan nedenlerle kısalttığımız başlığının tamamı şöyledir: Sivil kitleler Suriye, İdlib'de rejimin bombalarından kaçıyor ama sığınacak yer bulamıyor

https://www.independent.co.uk/news

Independent Türkçe için çeviren: Ata Türkoğlu

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU