TBMM 27. Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Başkan Vekili İsmail Kahraman, 15 Temmuz hakkında yaptığı açıklamada “Bir darbe teşebbüsü değildir. İhtilal teşebbüsü de değildir. 15 Temmuz bir işgal teşebbüsüdür” ifadesini kullandı.
Eski TBMM Başkanı Kahraman, 15 Temmuz Derneği ve Marmara Üniversitesi tarafından düzenlenen "Hafızanda ne var? Harbi konuşmalar" adlı programa katıldı.
Hafıza 15 Temmuz Müzesi'nde, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Köse'nin moderatörlüğünde düzenlenen programda bir konuşma yapan Kahraman, 15 Temmuz gecesi TBMM'de yaşananları anlattı.
“15 Temmuz bugünkü Suriye’nin haline gelmemiz için yapıldı”
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
15 Temmuz darbe teşebbüsünü bir işgal girişimi olarak niteleyen Kahraman, "15 Temmuz bir darbe teşebbüsü değildir. İhtilal teşebbüsü de değildir. Darbeler baştaki idarecileri değiştirir, ihtilaller bütün sistemi değiştirir. 15 Temmuz bir işgal teşebbüsüdür. Türkiye'nin işgali teşebbüsüdür. Bugünkü Suriye'nin haline gelmemiz için yapılmıştır." dedi.
15 Temmuz darbe girişiminin ardında dış güçlerin ve istihbarat örgütlerinin olduğunu söyleyen Kahraman, "15 Temmuz'u bir adam yapamaz, çok güçlü bir teşebbüstür. Deniz, kara, hava kuvvetleri. Büyük bir güç gerekir. Bu MOSSAD, CIA, İsrail, Amerika ve İngiltere'nin organizesidir. Ama Cenabı Allah bunu önledi." ifadelerini kullandı.
Kahraman, darbe teşebbüsünden nasıl haberdar olduğunu şöyle anlattı:
Evdeydim ve çocuğumla beraber yemek yiyordum. Bir uçak uçtu ve müthiş bir ses. Hemen pencereyi açtık uçak. Meclis emniyet müdürü beni aradı ve Beylerbeyi korumadaki iki arkadaşın silahın alındığını söyledi. Eyvah dedim 'darbe' oluyor. Cumhurbaşkanı ve başbakanı, Meclisi toplamam lazım. Kendi şahsi kararımla karar verdim. Meclisi açacağım. Genel bir söz vardır: Kaptanlar gemilerini terk etmezler, fareler gemileri terk ederler. Abdestimi aldım Meclise geldim. AA ve TRT'ye yazı yazdım, olağanüstü toplantı yapma yetkimi kullanarak ilan ettim. Vekilleri Ankara'ya çağırdım. Grup başkanvekillerine mesaj attım. 'Çankaya'ya hükümeti almaya gidiyorum' dedim. Çankaya'dan çıktığımızda helikopterler ateş kusuyordu. Meclis'e arka kapıdan girdik. 17 kişiydik. İçeride 30 kişi olduk. Divan katipleri geldi. Mecliste Mehmet Muş, Özgür Özel, Erkan Akçay üç tane partinin grup başkanvekili vardı. Partiler ortadan kalkmıştı. Öyle bir bütünlük meydana geldi ki herkesin yakasında parti rozeti yok Türk bayrağı var. O akşam herkesin İsmail Abisi oldum. O akşam 7 Ağustos'taki mitingin altyapısını attık.
Darbe teşebbüsünün önlenmesinde en büyük rolün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliği olduğuna dikkat çeken Kahraman konuşmasına şöyle devam etti:
Cumhurbaşkanımız bu işgal teşebbüsünün önlenmesinin doğrudan doğruya mimarıdır. Zira kendisine 'sizi 5 dakika sonra uluslararası hava sahasına çıkarırız. 10 dakika sonra Rodos'tayız' dendi. Ama Cumhurbaşkanımızın yapısı ve mizacı öyle mi? O Kasımpaşalı, O Rizeli... İstanbul'a geldi ve milleti meydanlara çağırdı. Ve o millet parti ayrımı göstermeden meydanları doldurdu. O meydanın dolması darbe teşebbüsünü önledi.
TBMM'nin bombalanması sırasında Meclise ait sığınakların durumunu ilk kez gördüklerini anlatan Kahraman, "Mecliste sığınağı yapmış ama yol Genelkurmay'a çıkıyor. Sığınaklarda hiçbir şey yok. Bir taraf kütüphane bir taraf mutfak malzemeleri işgal etmiş. Sığınakta jeneratör, su, ilk yardım malzemesi olur. Bir tek tuvalet var. Onun da kapısı kırık. Mecliste sığınak yoktu. Şimdi mükemmel hale getirdik." diye konuştu.
"Sığınakların Genelkurmay'a açılan yollarını kestiniz mi?" sorusuna Kahraman, "Tabii ki kestik. Kaldı ki onların yolunu Tayyip Erdoğan kesti. Asker kışlasına girdi. Millet devletsiz, devlet askersiz olamaz. Ordu peygamber ocağıdır. Ama ordu kışlasında kalacak. Tayyip Bey'in yaptığı büyük başarılardan birisi de orduyu kışlasına göndermek oldu" dedi.
AA