Devrim yolu: Lübnanlı göstericiler mücadelelerini otoyollara nasıl taşıdı

Richard Hall, gösteriler üçüncü haftasına girerken göstericilerin hükümet üzerindeki baskıyı artırmak için yol kapama eylemlerini kullandığını belirtiyor

Göstericiler, yol kapamanın parçası olarak Beyrut'taki ana çevre yolunda oturma odası kuruyor (Richard Hall / The Independent)

Elias Saade, tipik bir Lübnan oturma odasında, koltuğunda oturuyor. Saade'nin önündeki sehpanın üzerinde çiçeklerle dolu bir vazo bulunuyor. Ayağının altındaki büyük kırmızı halı, odayı gerçekten bir arada tutuyor.

Fakat bu oturma odasıyla ilgili farklı olan şey, Beyrut'un en işlek otoyolunun ortasında yer alıyor olması.

Lübnan’daki hükümet karşıtı gösteriler üçüncü haftasına girerken, yollara kurulan bunun gibi barikatlar, göstericiler tarafından talep edilen kapsamlı reformlara direnmeye devam eden ülkenin siyasi liderleri üzerinde baskıyı sürdürmek için kilit bir strateji ve belirleyici bir savaş alanı olarak ortaya çıktı.

37 yaşındaki girişimci Saade, “Burası Beyrut'un girişi, çok önemli bir yol” diyor.

Amacımız basit: Bize kulak verene kadar hükümetin düzgün çalışmasını engelliyoruz.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Lübnan'daki gösterilerin son iki haftası, büyüklüğü ve karakteri bakımından tarihi bir özellik taşıyor. Bir milyondan fazla kişi, nadir görülen bir ulusal birlik görüntüsü içinde sokaklara çıktı. Sokağa çıkanlar ülkenin dini kimliklere göre oluşturulan siyasi sisteminin tamamen elden geçirilmesi ve yaygın yolsuzluğun sona ermesi çağrısında bulundu.

Gösteriler, Lübnan’ın siyasi seçkinlerini sarstı, ülkenin başbakanı Saad Hariri’yi istifaya zorladı ve geniş reform vaatlerine yol açtı.

Ancak göstericiler bu reformların yeterli olmadığını söylüyor. Zaman tekdüze biçimde geçtikçe ve sokaklardaki insan sayısı azaldıkça, hükümet üzerindeki baskıyı sürdürmek için göstericiler taktiklerini farklı şekillerde uyarlıyor.

Beyrut ana yolunu tıkayan birkaç düzine protestocu arasında yer alan 28 yaşındaki Paola Elsitt, “Bir şeyler yapmak zorundaydık, çünkü hiçbir şey olmuyormuş gibi davranmaya çalışıyorlar” diyor.

Lübnan nüfusunun yarısı sokaklara çıkıp gitmelerini ve bize temel haklarımızı vermelerini istedi ama hala bizi görmezden geliyorlar. Bizi duymaları gerekiyor ve şu an için tek yol bu: Yolları kapamak ve tam bir sivil itaatsizliği sağlamak.

Yol kapamalar ülke genelinde yayıldı; Akdeniz kıyıları boyunca uzanan ana karayolundaki şehirlere, küçük dağ yollarına, güneydeki kasaba ve köylere ve doğuda Bekaa Vadisi'ne.

The Independent bu hafta, başkent Beyrut'tan kuzeye, Lübnan'ın ikinci şehri Trablusşam'a yolculuk yaptı ve otoyol boyunca bir düzineden fazla büyük barikata şahit oldu. Bazıları taşlardan ve sandıklardan yapılmış küçük barikatlardı, diğerleriyse yüzlerce kişinin çadırlarıyla ve müzikleriyle katıldığı dev cümbüşlerdi.

Bazı göstericiler, alaycı bir biçimde, Lübnan’daki yolların zaten sık sık kapatıldığına ve bunun çoğu zaman karşı çıktıkları sorunların bir sonucu olduğuna dikkat çekti: Siyasilerin konvoyları genellikle tüm şehir merkezini kapatıyor ve otoyollar altyapı ve toplu ulaşım eksikliğinden dolayı çoğu zaman trafik nedeniyle tıkanıyor.

Ülke genelinde bu barikatların yayılması, derinden bölünmüş Lübnan’da nadir görülen bir şekilde protestoların gerçek anlamda ulusal bir boyuta eriştiğini gösteriyor.

Yol kapamalar, ülkeyi felç etmede de etkili oldu. Geçen hafta, güvenlik güçlerinin tüm yolların yeniden açılmasını öncelik haline getirmesi göstericilerle çatışmalara neden oldu. Perşembe günü, askerler Beyrut'u Lübnan'ın kuzeyine bağlayan bir kara yolunu tıkayan çöp konteynerlerini, arabaları ve çadırları kaldırdı ve başkentteki ana çevre yolunu tekrar açtı.

Yol kapamalar, bazı Lübnanlı vatandaşları da öfkelendirdi. İşe gitmelerinin engellemesinin altından maddi olarak kalkamayacak yoksul yurttaşları orantısız biçimde etkilediği için bu barikatlar eleştirildi.

 

richar hall.jpg
Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta bir yol kapama eyleminde polisle yüzyüze gelen bir protestocu (Richard Hall/The Independent)

 

Bu hafta, Lübnan'da Hizbullah'ın ve müttefiki Amal hareketinin taraftarları, Beyrut'taki ana çevre yolunu tıkayan göstericilere saldırdı. Birkaç yüz kişilik grup, şehir merkezine girip göstericilerin kampını yıkmadan önce göstericilere ve gazetecilere taş ve sopa fırlattı.

Saldırının ardından göstericiler basitçe yol kapamalarına geri döndü. O zamandan bu yana, güvenlik güçleriyle kedi-fare oyunu oynuyorlar. Ancak Beyrut'taki Lübnan Amerikan Üniversitesi'nden siyaset bilimi profesörü Tamirace Fakhoury, göstericilerin taktiklerini tekrar değiştirebileceklerine dair işaretler olduğunu söylüyor.

Fakhoury, “Yolları kapamanın tartışmalı bir strateji olduğuna kuşku yok. Pek çok kişi kolları sıvamak için bunun doğru bir yol olmadığını söylüyor. Ancak, soru şu: Sistemi bozacak etkili taktikler neler? Bence akıllı bir protesto hareketiyle karşı karşıyayız" diyor.

Artık sadece geceleri yolları kapatıyorlar. Ekonomik hayatı tamamen felç etmek istemiyorlar, bu yüzden yeniden düzenleme yapıp tekrar strateji oluşturuyor ve barikatları farklı şekilde kullanıyorlar.

Fakhoury, çoğu sivil örgütün dini kimliklere göre şekillenmiş siyasi partilerle işbirliği yaptığı bir toplum için yol kapamaların gerekli bir manevra olduğunu söylüyor.

(Bu taktik) başka türlü sönecek ayaklanmayı kalıcı ve sürekli hale getirmek için çok etkili bir protesto tekniği olarak ortaya çıktı. Aktivistler önceki stratejilerden ders çıkarıyor; lobiciliğin, kampanyaların ve şehrin geri kalanından yalıtılmış meydanlarda sadece protesto etmenin sistemi etkilemeyeceğini ve aksatmayacağını ve seslerini politikacılara ulaştırmayacağını keşfettiler.

Hükümet tarafından bugüne kadar açıklanan reformlar göstericileri yatıştırmadı. Şiddetli ekonomik krizle onlarca yıldır süren yaygın yolsuzluğun birleşimi, ülkeyi uçurumun kenarına itti.

Lübnan, yıllardır yanlış yönetildiği için dünyadaki en yüksek borç/GSYH oranlarından birine sahip. İşsizlik yüzde 25'e yakın seyrediyor ve fırsat eksikliği nedeniyle her yıl 10 binlerce eğitimli genç ülkeden ayrılıyor.

 

 

Şimdi 1990'da iç savaşın sona ermesinden bu yana ilk kez, Doğu Akdeniz ulusunu yöneten dini kimliklere göre oluşturulan siyasi düzen, kendisini devirmeyi amaçlayan kitlesel bir hareketle karşı karşıya.

Göstericiler başbakanın istifasına, gösteriler sırasında popüler hale gelen ve ülkenin tüm siyasi liderlerinin devrilmesi için bir çığlık olan sloganı söyleyerek cevap verdi: “Hepsi, hepsi demek."

Barikatlarda ve meydanlarda, bu gösterilerin Lübnanlılar arasında bir tür uyanışa neden olduğu hissi var.

Saade, “Yolu kapattığımız için ekonominin çökeceğini söylüyorlar. Kendi pislikleri için bizi suçlamaya çalışıyorlar. Ama bunun sorumlusu bu yozlaşmış siyasetçiler, merkez bankası müdürü, onlar çaldıkları için biz buradayız. Geçtiğimiz iki hafta içinde dini kimliklerin üstesinden geldik ve yeni bir ulusal kimlik yarattık. Bunu burada, sokaklarda yaptık ve hesap verilinceye kadar sokaklardan ayrılmıyoruz" diye belirtiyor.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news/world/middle-east

Independent Türkçe için çeviren: Onur Bayrakçeken

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU