"İnsanlar ölüyor": IŞİD'in varlığını göstermeye çalıştığı Şii şehri

Patrick Cockburn Kerbela'da, resmi olarak mağlup radikal Sünni örgütü hala ölümüne destekleyenler var, diye yazıyor

Geçen hafta sonu Kerbela'da otobüsün bombalaması IŞİD'in tamamen yok edilmediğinin ve gücünü tekrar kazanmaya çalıştığının göstergesiydi (AP)

20 Eylül'ün gece yarısı civarında, genç bir adam Bağdat'ın güney batısındaki Şiilerin kutsal şehri ve hac merkezi Kerbela'nın (İran'ın dini lideri Ali Hamaney 2016'da hac fetvası vererek Şiilerin Mekke yerine Kerbela'ya giderek hacı olacaklarını ilan etmişti ed.n.) girişinde beyaz bir minibüsten indi. Birkaç dakika sonra uzaktan kumandaya basarak minibüsteki koltuğunun altına bıraktığı çantadaki patlayıcıları patlattı.

Bomba 12 kişiyi öldürdü ve 5 kişiyi yaraladı: Kamera görüntüleri alevler içindeki otobüsü ve "insanlar ölüyor" diye bağıran bir sesi gösteriyor. Iraklı güvenlik kaynakları, bombacı olduğu iddia edilen kişinin güvenlik kameralarından hızlıca tespit edildiğini ve aileleri Sünni kasabası Curf el-Sakharlı olan iki kişiyle birlikte tutuklandığını söylüyor. Saldırının sorumluluğunuysa IŞİD üstlendi.

Bombalama, boyutuyla orantısız bir etki yarattı çünkü son iki yıldır Irak şehirleri, en kötüsünün tek seferde yüzlerce sivil öldürdüğü, yıkıcı IŞİD bombalarından büyük oranda kurtulmuştu.

Bu son saldırı; IŞİD'in tamamen yok edilmediğinin ve 2017'de 9 aylık kuşatma sonrasında başkenti Musul'u kaybetmesinin ardından toparlanamasa da gücünü tekrar kazanmaya çalıştığının işareti.

Kerbela'daki Güvenlik Merkezi'nde araştırmacı Ali Talkani "Topraklarını kaybettiler ama hala kemik kitlesi var" diyor:

Gücünün zirvesindeyken geçici olarak IŞİD'li olanların desteklerini tekrar kazanmaya çalışacaklar.

Özellikle silah altına almak istedikleri arasında, arkasında mahrumiyetle nefret mirası bırakan ve 2013-2017 yıllarında Irak'ı yakıp yıkan acımasız iç savaşta ağır zayiatlar veren Sünni topluluklardan kişiler var.

Saldırıyı gerçekleştirdiği iddia edilen üç kişilik IŞİD hücresinin nereden geldiği, bu miras yüzünden bu kadar önem kazanıyor. Bir zamanlar 90 bin nüfusu olan Curf el-Sakhar, Bağdat'ın güneyindeki birkaç Sünni kasabasından biriydi ve önce El-Kaide'nin daha sonra da IŞİD'in kalesi olarak ün salmıştı.

Başkentteki, Kerbela ve çevresindeki Şii hedeflere yönelik bombalı saldırılarında, Bağdat'a yakın ve Şii güney Irak'a giden ana yol üzerindeki kasabanın stratejik konumundan yararlandılar.

Kasabaya 2014'te Şii paramiliter gruplar saldırdı ve Sünni nüfusun tamamı sürüldü. Bir zamanlar büyük çiftlikleri olan birçok aile son beş yılda barakalarda ya da tek odalı evlerde yaşamak zorunda kaldı. Curf el-Sakhar, büyük ölçüde şahin Şii milislerinin işgal ettiği bir hayalet kasabaya döndü.

Orada yaşayanlar uzun süredir evlerine dönmek için izin istiyor ama bu temel hakkın yakın bir zamanda verilmesi pek olası değil. Artık yakınlarında IŞİD'in bölgesel üssü olmadığı için çok rahatlayan ve kuşatılmış Hilla şehrindeki Şii çoğunluğun temsilcileri, Curf el-Sakhar halkının eski kasabasına dönmesine izin verilmesini isteyecek herhangi bir siyasetçiye karşı yasal işlem yapma tehdidinde bulundu. 

 

 

Kerbela halkı, yaşanan son bombalamanın en azından şehrin dış savunmasını delmediğini söylüyor. Gelecek haftalarda dünyanın dört bir yanından milyonlarca Şii hacının Erbain yürüyüşüne katılmak için Kerbela'ya gelmesi önemli bir güvenlik testi olacak. Dini bayraklar sallayan yürüyüşçülerin oluşturduğu kalabalık, bombacılara karşı savunmasız ama sıkı güvenlik önlemlerinden dolayı geçtiğimiz yıllarda nispeten güvendeydi.

Kerbela şu an bir inşaat furyasında; her yerde vinçler var. Özellikle de altın kubbeleri ve mozaikle kaplı duvarlarıyla şehrin merkezine hakim İmam Hüseyin ve İmam Abbas türbelerinin çevresinde...

Yetkililer "Türbeleri ziyaret eden milyonlarca insan için kalacak yer inşaat etmeliyiz" diyor. Sonuç olarak, inşaat makineleri her yerde; otel ve moteller temellerinin atılacağı yerlerde de büyük çukurlar var.

Türbeler hac kalabalığına güvenli bir şekilde dolaşmaları için refakat eden çok sayıda siyah giyimli gence -İmam Hüseyin türbesinde 15 bin, Abbas türbesinde 7 bin- istihdam sağlıyor.

İşlerini her zaman başarıyla yapmıyorlar: 10 eylülde İmam Hüseyin türbesinin girişinde gerçekleşen izdihamda 31 kişi ezilerek can verdi ve 100 kişi yaralandı. İzdiham, İmam Hüseyin ve ailesinin ölümünün anılmasının doruk noktası Aşura gününde, Tuveriç adı verilen geleneksel koşuda hacılar türbeye girmeden son yüz metrede yaşandı.

Bu olayda yaşlı bir adam, Babu'l Reca (Umut Kapısı) kapısının hemen yanında takıldı ve düştü. İnşaattan dolayı türbenin sadece iki kapısı açıktı. Diğer 8 kapı ya kapalı ya da erişilemez durumda olduğu için kalabalık yoğundu, bu da hacıları dar bir girişe hapsetti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kerbela türbelerinin fiziksel olarak genişletilmesi ve Irak'ın geri kalanıyla Şii dünyasından gelen milyonlarca hacı, ABD işgalinin 2003'te Saddam Hüseyin'i devirmesinden bu yana Irak'taki Şii çoğunluğun elde ettiği zaferi gösteriyor.

Bu, aynı zamanda İngiliz ve Osmanlı yönetiminin bir özelliği olan ve Saddam'ın somutlaştırdığı Sünni Arap üstünlüğünün sona erdiğinin işaretiydi. 1991'de Saddam'ın tankları ve Cumhuriyet Muhafızları Şii ayaklanmasını katliamlarla ve yıkımla bastırırken Kerbela'daki Şii türbeleri, Saddam'a karşı direnişin son kaleleriydi.

Irak'ın kullandığı -İran-Irak savaşı sırasında İran'dan ele geçirilen- Britanyalı Challanger tankları türbelerin dışına, Irak'lı askerler de zaferlerini kutlamak için Saddam'ın fotoğraflarını koydukları türbelerin yakınlarına konuşlandırılmıştı.

Bundan neredeyse 30 yıl sonra, Curf el-Sakhar gibi Sünni kasabaların kaybı ve Musul gibi Sünni şehirlerin kısmi tahribi Irak'taki yeni düzenin ana özelliği. Geçen hafta sonu Kerbela'daki gibi daha fazla IŞİD bombalaması olsa bile bu düzen değişmeyecek.

 

 

*Makale orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news

Independent Türkçe için çeviren: Miraç Eren Dereli

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU