Suriye'de olup biteni Beyrut'tan takip ettiğinizde korkuya kapılıyorsunuz.
Zamanı geri almaya çalışmak son derece tehlikelidir.
Beşşar Esad rejiminin devrilmesi hem müttefiklerini hem de muhaliflerini şaşırtan şok edici bir sürpriz oldu.
İçeride iktidar ve baskı zamanının ellerinden kayıp gittiğine inanmayı reddedenler var.
Dışarıda Suriye'nin kendi kaderini ve yolunu seçtiği fikrini kabul etmeyip ya geri alınabileceğini ya da yeni Suriye'yi patlatıp kana bulayabileceğini savunanlar var.
Suriye'nin kaderi sadece onu ilgilendirmiyor.
Bu yüzyılın ikinci 10 yılının dersi buydu.
Suriye'nin damarlarında yangın çıktığı zaman, onu Suriye toprakları içerisinde kontrol altına almak, durdurmak imkânsızdır.
Suriyeliler arasındaki çatışma, komşu ülkelerin damarlarına gerginlik enjekte eder.
Aynı zamanda mülteci dalgalarını da pompalar.
Eğer korkmuş Suriye bir sorunsa, korkutan bir Suriye, halkı ve çevresi için trajedidir.
Suriye'yi patlatmak, Saddam Hüseyin rejimini devirmekten daha az tehlikeli değildir.
Bölgenin kaldırabileceğinden çok daha büyük bir tehlikedir.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bir ülkenin başına gelebilecek en tehlikeli şey, yönetimin Suriye'de Esad döneminde olduğu gibi, kendi bileşenlerinin korkularını kullanmaya çalışmasıdır.
Adalet ve eşitlik yerine üstünlük ve gücü ön planda tutmasıdır.
Tüm köprüleri ve güvenceleri kaldırıp, hayatları ve geçim kaynaklarını elinde tutan tek otorite olmasıdır.
Anayasanın, sarayın küçük bir memuruna dönüşmesidir.
Meclisin sadece alkışlamak için toplanmasıdır.
İnsanların güvenlik mutfaklarının ve acımasız mafya uygulamalarının tasarrufuna bırakılmasıdır.
Mesleğim bana dönüm noktalarından korkmayı öğretti.
Bütün ipleri, bütün kaderleri ve yazgıları elinde tutan adam kaybolduğunda korkarım.
Uzun süre var olmuş ve haritaya bir hapishane havası vermiş bir ordu buharlaştığında, güvenlik birimlerindeki zalimler arkalarında bir ceset ordusu ve bir dizi toplu mezar bırakıp kaçtıklarında korkarım.
Nefret kuyularını taşacak kadar dolduran vahşi uygulamalara karşı harekete geçtiklerinde insanların öfkesinden korkarım.
İnsanlar illüzyon satıcıları tarafından ele geçirildiklerinde, yenilgiyi kabul etmeyip, güvenliklerini ve belki de varlıklarını tehdit eden maceralara atıldıklarında korkarım.
Bu fırsatları kollayan dış aktörlerin yeni Suriye'ye saldırmasından korkuyorum.
İsrail, Suriye bir devlet değil, bir arenaymış gibi davranıyor.
Dürzilerin güvenliğinden bahsediyor, Kürtlerin durumuna da gönderme yapıyor.
Bu davranış, İsrail'in Suriye'yi patlatmayı, bölmeyi veya en azından onu bileşenleri arasındaki bir savaşın ateşinde yaşamaya zorlamayı istediğini akla getiriyor.
Bazıları da Suriye'de kaybettikleri nüfuzlarını her ne pahasına olursa olsun geri kazanmanın hayalini kuruyor.
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın sahil bölgesindeki olaylara ilişkin bağımsız bir soruşturma komisyonu kurma kararı, yaşananları bileşenler arasında bir savaş olduğu izlenimi vermek için kullanmaya çalışan tarafların önünü kesiyor.
Son haftalarda Dürziler, Kürtler ve Aleviler konusunda rahatsız edici sorular gündeme geliyor.
Gerçek şu ki, tüm bu soruların tek cevabı, Suriye'de herkesi kapsayan bir Suriye devleti dışında bir çözümün olmadığıdır.
Suriye'nin patlatılması, Suriye ve komşuları için bir trajedidir.
Suriye'nin bileşenleri arasında bir savaşa sürüklenmesi Lübnan, Ürdün, Irak, Türkiye ve bölge ülkelerini endişelendirecektir.
Mesele çok ciddi.
Suriye'nin istikrarının anahtarı, tüm bileşenlerini bir arada barındıran, hukukun üstünlüğüne ve adalete dayalı bir devlettir.
Geçmişe dönüş, hataların tekrarlanmamasını sağlamak için sadece ders çıkarmakla sınırlı olmalıdır.
Esad rejiminin devrilmesinin ardından yeni Suriye, kendisini kan gölüne sürükleyecek büyük bir çöküşten kurtulmayı başardı.
Cumhurbaşkanı Şara gerçekçi davranarak, Suriye'nin Arap ailesine geri dönmesine, anayasa ve hukukun üstünlüğü altında yaşamaya hazırlanmasına odaklandı.
Suriye'nin öncelikli meselesinin istikrarı sağlamak, yeniden inşa ve normal bir devlet gibi yaşamak olduğunu, birliğinin temellerini sarsacak bir model dayatmaktan uzak durduğunu hatırlatmaya gayret etti.
Yeni Suriye'nin kendi modelini ihraç etmek ve komşularının haritalarına sızmak istemediğini göstermeye önem verdi.
Halihazırda yaşanan kanlı olaylar, Suriye üzerindeki çatışmanın ne içeride ne de bölgede durmadığı izlenimini veriyor.
Suriye saatini geriye çevirmeye yönelik herhangi bir dış girişim, Suriye sahnesinde ve çevresinde rol savaşını tırmandırma tehdidi taşıyor.
Suriye zaten sorunlu bir ülke.
60 yıldır İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri'ni geri alamadı.
İçeride normal bir devlet olamadı.
Erdoğan'ın İslamcı ve NATO üyesi Türkiyesi'nden endişe etti.
Saddam liderliğindeki Irak'tan kaygılandı.
Ürdün'ün ılımlılığından ve onu koruyan uluslararası şemsiyeden tedirgin yaşadı.
Vesayetinden kurtulan Lübnan'dan kaygılandı.
Kaygılı Baasçı Suriye, komşularının güvenliği ve istikrarı üzerinde etkili kartlara sahip olmaya ve bunları kullanmaya çalışmaya başlayınca endişe verici bir devlete dönüştü.
İran'a bağlı ve ondan emir alan milislerin arenasına dönüştüğünde komşularını endişelendirme gücü daha da arttı.
Çözüm, Suriye'nin Suriye'ye dönmesidir.
Birlikte yaşama ve hukuk şemsiyesi altında, mahremiyete ve farklılıklara saygıyı gözeten, birliği koruyan normal devletin geri dönüşüdür.
Endişeli ve endişe verici Suriye sayfasını ancak normal bir devlet kapatabilir.
Adil bir Suriye, bileşenleri için en iyi yuvadır.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.