Arapça, Türkçe ve İngilizce dillerinden yaptığı açıklamada Kılıçdaroğlu, geçmiş yıllarda Avrupa’da yüz yıl devam eden mezhep çatışmalarının neden olduğu yıkımların acısının hala devam ettiğini belirterek, Türkiye’nin dış politikada, hiçbir ayrım gözetmeden kimlik çatışmalarının önüne geçmeyi ve barışı önceleyen bir diplomasi yürütmeyi esas alması gerektiğini ifade etti. Yaşananların görmezden gelinmesinin daha büyük acılara neden olacağını vurguladı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Kemal Kılıçdaroğlu, Ramazan ayında, İslam adına konuşanların, “cihat” diyerek Müslüman kanı dökenlerin ve Kur’an-ı Kerim’i sadece siyasi hesaplar için kullananların ne kadar tehlikeli olduklarının yeniden gözler önüne serildiğini vurgulayarak, Suriye’de yaşanan kimlik temelli katliamların yalnızca bir topluluğu değil insanlığı hedef aldığını belirtti.
Uluslararası hukukta ve insanlık vicdanında yer bulması mümkün olmayan sivillere yönelik bu saldırıların derhal son bulmasının gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
Mübarek Ramazan ayında, İslam adına konuşanların, “cihat” diyerek Müslüman kanı dökenlerin ve Kur’an-ı Kerim’i sadece siyasi hesaplar için kullananların ne kadar tehlikeli oldukları bir kez daha ortaya çıkmıştır. Suriye’de yaşanan kimlik temelli katliamlar yalnızca bir topluluğu değil, insanlığı hedef almaktadır. Uluslararası hukukta ve insanlık vicdanında yer bulması mümkün olmayan sivillere yönelik bu saldırıların derhal son bulması gerekmektedir. Kimlikler üzerinden dizayn edilen ayrışmalar, ülkelerin barışını, bütünlüğünü ve istikrarını tehdit etmektedir. Tarih boyunca kimlikler üzerinden yürütülen savaşlar acı, yıkım ve gözyaşı getirmiştir. Geçmişte Avrupa’da yüz yıl süren mezhep çatışmalarının yol açtığı yıkımların acısı hâlâ sürmektedir. Türkiye’nin dış politikası, hiçbir ayrım gözetmeden kimlik çatışmalarının önüne geçmeyi ve barışı önceleyen bir diplomasi yürütmeyi esas almalıdır. Türkiye, bölgedeki aktörlerle olan ilişkilerini gözden geçirmeli ve bu tür insan hakları ihlallerine karşı açık bir tavır sergilemelidir. Bugün yaşananları görmezden gelmek, gelecekte daha büyük acıların yaşanmasına neden olabilir. Bizlerin görevi, bu coğrafyada istikrarın sağlanmasına katkıda bulunmak ve uluslararası hukukun gereğini savunmaktır. Bu katliamların karşısında susmak, insanlık vicdanına sırt çevirmektir. Lazkiye’de Suriye’nin kadim halklarına yönelik gerçekleştirilen katliamları ve işlenen insanlık suçlarını şiddetle kınıyorum. Herkesin inancını özgürce yaşayabildiği bir düzen, ancak barış ve adaletle mümkündür.
Mübarek Ramazan ayında, İslam adına konuşanların, “cihat” diyerek Müslüman kanı dökenlerin ve Kur’an-ı Kerim’i sadece siyasi hesaplar için kullananların ne kadar tehlikeli oldukları bir kez daha ortaya çıkmıştır.
— Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) March 8, 2025
Suriye’de yaşanan kimlik temelli katliamlar yalnızca bir topluluğu…
Independent Türkçe