Uyanan kara deliklerden, birbirinden tuhaf dinozorların keşfine; çığır açıcı tedavilerden, kendine hayran bırakan robotlara kadar bu yıl bilim dünyası sayısız heyecanlı gelişmeye sahne oldu.
Bilim insanları bir yandan yerin altından tarihin tanıklarını çıkarırken, diğer yandan geleceğin teknolojilerinin yolunu döşedi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bununla beraber sıcaklık rekorlarının kırılmasına neden olan iklim krizi; insan, hayvan ve doğaya karşı tehdidini daha da artırdı.
Maymun çiçeği ve kuş gribi virüsleri endişe yaratırken dünya, gelecek yıl bir pandemiyi daha kaldırıp kaldıramayacağını test etmek zorunda kalabilir.
Bu hafta Logos'ta arkeolojiden yapay zekaya, genetikten uzay keşiflerine 10 ayrı başlık altında 2024'ün en önemli bilimsel gelişmelerini ziyaret edeceğiz.
Arkeoloji ve antik tarih
Arkeologlar bu yıl, binlerce yıl boyunca saklanan gerçekleri açığa çıkararak Asya'dan Amerika'ya pek çok kültürün geçmişine ışık tuttu.
Tarihin en büyük felaketlerinden birinin yaşandığı Pompeii kurbanlarıyla ilgili yeni gerçekler bulunurken, kentin yerle bir olmasında yanardağın patlamasının tetiklediği bir depremin rol oynadığı tespit edildi.
Bilim insanları, Mayaların çocuk kurbanlarının çoğunlukla erkek ve akraba olması ve "çığlık atan" Antik Mısır mumyasının, ölüm sertliği nedeniyle böyle görünmesi gibi, uzun zamandır merak edilen gizemleri de aydınlattı.
Ayrıca Pablo Picasso ve Frédéric Chopin'in yeni eserlerinin ortaya çıkması, bilim ve sanat dünyasını epey heyecanlandırdı.
İnsanlık tarihi açısından bu yıl yaşanan en çarpıcı gelişmelerden biriyse, en eski hikaye anlatımının keşfiydi.
Endonezya'nın Sulawesi Adası'ndaki bir mağarada yaklaşık 51 bin 200 yıllık çizimler bulundu. İnsan benzeri üç figürün yabani bir domuzla etkileşime girdiği kaya resminin, sanat tarihindeki en eski hikaye anlatımı örneği olduğu tahmin ediliyor.
Makalenin yazarlarından Maxime Aubert "Biz insanlar kendimizi hikaye anlatan bir tür olarak tanımlıyoruz ve bunlar, bunu yaptığımıza dair en eski kanıtları sunuyor" diyor.
İzmir'deki bir antik kentte MÖ 5. yüzyıldan kalma bir küp altın bulunması ve Afyonkarahisar'daki Aslankaya anıtının üstünde yazanların çözülmesi gibi, Türkiye de önemli arkeolojik bulgulara ev sahipliği yaptı.
Çatalhöyük'te tarihin en eski ekmeklerinden birinin ortaya çıkmasıysa, dünya gündemine oturdu.
Konya'daki kazı alanındaki ocağın yanında arpa, buğday ve bezelye içeren süngerimsi bir şey keşfedildi. Necmettin Erbakan Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi'nde yapılan analizler sonucu bunun, yaklaşık 8 bin 600 yıllık pişmemiş bir ekmek olduğu belirlendi.
Çatalhöyük'teki keşif, Dünya çapında belki de en çok tüketilen yiyecek olan ekmeğin kökenlerine ışık tutması açısından önem taşıyor.
Diğer yandan Türkiye basınında ve bazı uluslararası yayın organlarında Çatalhöyük'teki bulgunun "dünyanın en eski ekmeği" olduğunun iddia edilmesi epey tartışmaya yol açtı.
2018'de Ürdün'de yaklaşık 14 bin 500 yıllık mayasız ekmek olduğu düşünülen bir yiyeceğin kalıntılarının bulunması bu iddianın karşısındaki en güçlü kanıt.
Çatalhöyük'teki ekmekle ilgili haberler, arkeolojik bulguların milliyetçi amaçlar için kullanıldığı tartışmasını alevlendirdi.
Uzay keşifleri ve teknolojileri
2024'te evrenin gizemlerini açığa çıkarmaya devam eden gökbilimciler, heyecan, merak ve endişe uyandıran pek çok keşif yaptı.
Dünya'ya çok yakın bir büyük bir kara deliğin tespit edilmesinden, Mars'ta su ve yaşamın izlerine kadar çeşitli gelişmelerin yaşandığı uzay bilimleri, yıl boyunca gündemin üst sıralarında kendine yer buldu.
Bu başlıklar arasında en çok konuşulanlardan biri NASA'nın uzayda mahsur kalan iki astronotuydu.
Barry Wilmore ve Sunita Williams, 8 gün sürecek bir görev için haziranda Boeing'in Starliner aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu'na (UUİ) gitti.
Ancak araçta çıkan teknik sorunlar sonucu bir türlü yeryüzüne dönemediler. Boeing aracı boş bir şekilde eylülde New Mexico eyaletine iniş yaparken, iki astronotun da şubatta gelmesi planlanıyordu.
NASA ikilinin, bir sonraki görev için UUİ'ye göndereceği ekiple birlikte dönmesine karar verdi. Ancak uzay ajansı, bu ekibi taşıyacak aracın fırlatılmasındaki gecikme nedeniyle Wilmore ve Williams'ın en erken mart veya nisanda Dünya'ya döneceğini açıkladı.
Bilim dünyasında bu yıl yaşanan en önemli gelişmelerden bir diğeriyse James Webb Uzay Teleskobu'ndan (JWST) geldi.
NASA öncülüğünde geliştirilen araç, emektar Hubble Uzay Teleskobu'nun önceki bulgularını doğrulayarak evrenin genişleme hızının zaman içinde arttığını ortaya koydu.
Evrenin gençlik zamanlarında bugünkünden daha hızlı genişlemesi beklense de yıllardır gelen veriler durumun böyle olmadığını gösteriyor. Hubble gerilimi adlı bu duruma neyin yol açtığı çözülmeye çalışılırken, varlığı henüz kesin bir şekilde kanıtlanamayan ancak geniş çapta kabul gören karanlık enerji ve karanlık madde ihtimali üzerinde duruluyor.
JWST'nin aralıkta açıklanan son verileri, Hubble geriliminin gerçek olduğunu destekleyerek evrenin, beklenenden yaklaşık yüzde 8 oranında daha hızlı genişlediğini gösterdi.
Hakemli dergi Astrophysical Journal'da yayımlanan makalenin başyazarı Adam Riess, "Bu, Webb teleskobu verilerinin en büyük örneği ve Hubble Uzay Teleskobu'nun 10 yıldır uğraştığımız şaşırtıcı bulgusunu doğruluyor" diyerek ekliyor:
Evren şu anda en iyi teorilerimizin açıklayabileceğinden daha hızlı genişliyor.
Ay'ın "karanlık yüzü"nden ilk kez örnek getiren Çin de 2024'ün en öne çıkan gelişmelerinden birine imza attı.
Uydunun kendi etrafında ve Dünya etrafında dönüş hızının aynı olmasından dolayı, yeryüzünden bakınca Ay'ın hep aynı tarafı görünüyor.
2019'un ilk günlerinde gökcisminin karanlık yüzü denen bu kısmına ilk kez araç indiren ülke Çin olmuştu.
Asya ülkesinin mayısta fırlattığı Chang'e-6 aracıysa haziran sonunda dönerek yanında Ay'ın bu tarafından alınan ilk örnekleri getirdi. Bilim insanlarının "hazine sandığı" dediği örneklerin, uydunun yapısı ve geçmişine ışık tutması bekleniyor.
Örneklerin ilk incelemelerinde Ay'ın 2,8 milyar yıl önce volkanik patlamalara sahne olduğu tespit edildi.
Bu yıl Dünya'nın yörüngesine giren bir asteroidin kısa süreliğine gezegenin uydusu olması da halkta heyecan yarattı. 29 Eylül civarında yörüngeye giren küçük gökcismi kasım sonlarında yolculuğuna devam etti.
Kuantum bilgisayarlar
Geleceğin teknolojisi kuantum bilgisayarlar, hesaplama hızında yaratacağı muazzam sıçramayla büyük beklentiye yol açıyor.
Gerçek anlamda devrim yaratması beklenen atılım henüz gerçekleşmedi fakat bilim insanları bu yıl önemli başarılara imza attı.
Klasik bilgisayarlardan farklı olarak aynı anda birden fazla işlem yapabilen kuantum bilgisayarlar, milyonlarca kat daha hızlı işlem yapabilecek.
Kripto paralardan, güvenlik sistemlerine pek çok alanda geniş çaplı değişimler yaratacak bu teknolojiyi geliştirme yarışına bu yıl Türkiye de katıldı.
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'nin geliştirdiği "QuanT" kasımda tanıtıldı. Türkiye'nin ilk kuantum bilgisayarı 5 kubitle çalışıyor.
Halihazırda en gelişmiş kuantum bilgisayar, IBM'in yaklaşık bin kübit içeren cihazı.
En küçük bilgi birimi olan kübitler, klasik bilgisayarlardaki bitlere karşılık geliyor.
Kuantum bilgisayarların karşılaştığı en büyük engellerden biri, ses ve ısı gibi çevresel etkenlere karşı çok fazla hassasiyet göstererek kuantum özelliklerini kaybetmeleri. Bu sorun çözülmediği sürece kuantum bilgisayarların, bugünkü cihazların ötesine geçmesi mümkün değil.
Bu problemin üstesinden gelme yolundaki dikkate değer başarılardan biri yıl sonunda Google'dan geldi.
Genellikle kuantum bilgisayardaki kübit sayısı arttıkça sistemin hata verme oranı da artarak kuantum özelliklerini kaybediyor.
Google'ın yeni kuantum çipi Willow ise, sisteme kübit eklendikçe hata oranını düşürüyor.
Kuantum bilgisayarların gerçeğe taşınması yolunda dönüm noktası sayılabilecek bu gelişme uzmanlar tarafından heyecanla karşılandı.
Willow daha çok bu soruna sunduğu güçlü çözümle öne çıksa da tek başarısı bu değil. Çip, bugünkü en hızlı süper bilgisayarların 10 septilyon yılını alacak bir hesaplama işlemini 5 dakikadan kısa süre içinde gerçekleştirebiliyor.
Halihazırda 105 kübit içerse de daha büyük ve dayanıklı kuantum bilgisayarlar üretmede model olarak kullanılabilme potansiyeli Willow'u özel kılıyor.
Bu yıl ayrıca kuantum ışınlama alanında da önemli bir gelişme yaşandı.
Kuantum dolaşıklığı denen bir özellik sayesinde iki parçacık arasında ne kadar mesafe olursa olsun birbirlerini etkileyebliyorlar. Bu da bilginin ışınlanabileceği anlamına geliyor.
Bilim insanları aralıkta, internet gibi normal trafiğine devam eden fiber optik kablolarla kuantum ışınlamanın yapılabildiğini ilk kez gösterdi. Işığın kuantum hali, 30 kilometreden uzun bir fiber optik kablo boyunca başarıyla ışınlandı.
Bu gelişme, kuantum iletişiminin sunduğu hız gibi avantajlardan yararlanmak için yeni bir altyapı inşa edilmesine gerek kalmayacağını gösteriyor.
Çalışmaya liderlik eden Prem Kumar, "Bu inanılmaz derecede heyecan verici çünkü kimse bunun mümkün olduğunu düşünmüyordu" diyor:
Çalışmamız, bir fiber optik altyapıyı paylaşan yeni nesil kuantum ve klasik ağlara giden yolu gösteriyor. Esasen kuantum iletişimini bir sonraki seviyeye taşımanın kapısını açıyor.
Yapay zeka
Yapay zeka yeni bir alan olmasa da ChatGPT'nin çıkmasıyla günlük yaşantıda daha çok yer bulmaya başladı.
Diğer yandan bazı bilim insanları bu türden sohbet botlarının gerekli bilişsel beceriden yoksun olduğu gerekçesiyle yapay zeka diye adlandırılmasına itiraz ediyor.
Mevcut teknolojiler henüz hayal edilen seviyelere ulaşmadı fakat 2024'te bu yolda önemli adımlar atıldı.
OpenAI temmuzda piyasaya sürdüğü yeni serisini "düşünebildiğini" öne sürerek tanıttı. Şirket, insanlardaki gibi bir düşünme becerisini kast etmiyor fakat o1, sorulara yanıt verirken daha fazla vakit ayırıyor.
Ayrıca yanıtların doğruluğunu kontrol etmesinden dolayı, yapay zeka sohbet botlarında sık sık yaşanan hata yapma oranını azaltıyor.
OpenAI'ın yıl sonunda tanıttığı o3 modeliyse genel zekayı ölçmeyi amaçlayan bir testte insan seviyesinde sonuç elde etti.
Fakat yapay genel zeka diye bilinen ve bu araçların insan zekasına ulaştığını ifade eden eşiğin aşıldığını söylemek için henüz erken. Yeni modelin girdiği testin yaratıcıları yapay genel zekayı ölçmediğini belirtirken, bazı uzmanlar o3'ün çözemediği bulmacalara dikkat çekiyor.
Yine de bu başarı, yapay genel zekaya giden yolda dikkate değer bir adıma işaret ediyor.
Tıptaki atılımlarından bilimsel çalışmalara katkısına, devrim yaratabilecek başarılarından bir türlü giderilemeyen eksikliklerine kadar yapay zeka, çok sayıda konuyla gündeme geliyor.
Ardı ardına çıkan araştırma ve haberler, bu teknolojinin ne kadar yaygınlaştığını gösterirken, yarattığı etkinin boyutu en çok Nobel Ödülleri'nde gözler önüne serildi.
Demis Hassabis ve John Jumper, proteinler için Google görevi gören yapay zeka aracı AlphaFold'u geliştirdikleri için 2024 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü.
Dünya çapında en az 2 milyon araştırmacının kullandığı araç, proteinleri yapıtaşı amino asitlerin karmaşık dizilimlerini tahmin edebiliyor ve aşılardan materyallere pek çok yeni buluşu mümkün kılıyor.
Biyoteknoloji, genetik ve zooloji
Her türlü bilimsel alana katkı sağlayan yapay zeka, 2024'te genetikte görülmemiş bir başarıya imza attı.
Bilim insanları, DNA'nın düzenlenmesine olanak tanıyan CRISPR tekniğine dayanarak bir yapay zeka aracı geliştirdi. Çığır açıcı olan şeyse, doğada bulunmayan gen düzenleyici moleküller üretmesi.
Teknolojinin arkasındaki şirket Profluent, aracın ürettiği moleküllerin, insan DNA'sını düzenlemede büyük başarı gösterdiğini söylüyor.
Bu yıl, ilk kez bir domuz böbreğinin insana nakledildiği çarpıcı bir gelişme de yaşandı.
Daha önce domuzdan insana kalp nakli yapılmış ve iki hasta da kısa süre içinde yaşamını yitirmişti.
16 Mart'taki bir operasyonla genetiği değiştirilmiş böbreğin nakledildiği 62 yaşındaki Richard Slayman da nisanda taburcu edilmesine karşın mayısta hayatını kaybetti.
Biyoloji ve evrim çalışmalarında bu yıl, son derece nadir gerçekleşen bir olayın da gözlemlenmesi mümkün oldu: İki ayrı canlı birleşerek tek bir organizmaya dönüştü.
Alg ve bakterinin birleşimini laboratuvar ortamında inceleyen bilim insanları, bunun en son 1 milyar yıl önce, bitkiler yeryüzüne yayılmaya başlarken gerçekleştiğini tahmin ediyor.
2,2 milyar yıl önce iki yaşam formu ilk kez birleştiğindeyse, karmaşık organizmaların ortaya çıkmaya başladığı düşünülüyor.
2024 boyunca çeşitli hayvanların birbirinden etkileyici özelliklerine dair keşifler, gündemde her zaman kendine yer buldu.
Taraklılar şubesinde Mnemiopsis leidyi adlı türden iki hayvanın yaralanınca birleşerek hayatta kalması şaşkınlık yaratırken, karıncalar ameliyat becerileriyle kendilerine hayran bıraktı.
Labroides dimidiatus denen çöpçü balıkların ise, daha önce insan dışında görülmeyen bir öz farkındalık biçimini sergilediği saptandı.
İklim bilimi, enerji ve çevre teknolojileri
Kavurucu sıcaklar, orman yangınları, seller, hortumlar…
İklim krizi şiddetini artırmaya devam ederken, 2024'ün kayıtlardaki en sıcak yıl olması bekleniyor.
Antarktika'nın beyazdan yeşile dönmesi uzaydan yakalanıyor, buzulların erimesiyle yeni virüsler ortaya çıkıyor.
Küresel ısınmanın önüne geçmek için sera gazı salımlarının azaltılması gerekiyor. Uzmanlar ve halk fosil yakıt kullanımının azaltılması için çağrı yaparken, bilim insanları etkili yöntemler bulmaya çalışıyor.
2024'ün bu açıdan epey verimli bir yıl olduğunu söyleyebiliriz.
Yeni enerji kaynakları bulma yolundaki en büyük buluşlardan biri yıl sonunda geldi. Yeraltında 5,6 trilyon ton hidrojen olması gerektiğini hesaplayan bilim insanları, bunun yüzde 2'sinin bile 200 yıl boyunca fosil yakıt ihtiyacını durduracağını söylüyor.
Güneş ve diğer yıldızlara güç sağlayan mekanizmayı yeryüzüne taşıyarak temiz ve sınırsız enerji vaat eden nükleer füzyon çalışmaları da hız kesmeden devam etti.
Güney Kore'deki bir nükleer füzyon reaktörü, plazmayı 48 saniye boyunca 100 milyon dereceye kadar ısıtarak sektördeki yeni bir rekora nisanda imza attı.
Nükleer füzyon enerjisinin gerçeğe taşınmasına henüz vakit olsa da dünya çapındaki şirketler yeni yollar deneyerek gelecek 10 yıl içinde bunu mümkün kılmaya çalışıyor.
Bilim insanları bu yıl güneş paneli verimliliğinde yeni bir rekor kırarak yenilenebilir enerjiyi yaygınlaştırma yolunda önemli bir adım attı.
Oxford Üniversitesi'nden araştırmacılarsa çanta ve telefonları güneş paneline çevirebilecek bir malzeme geliştirdi.
Ayrıca 2024, doğada çözünebilen plastikten, havadaki karbonu neredeyse ağaçlar gibi yakalayabilen malzemelere kadar korumaya yönelik çeşitli icatlara sahne oldu.
Nanoteknoloji ve malzeme bilimi
Malzeme bilimi kulağa pek ilginç bir alan gibi gelmese de sadece fantastik veya bilim kurgu eserlerinde mümkün olabilecekmiş gibi görünen icatlar ortaya konuyor.
Bu yıl ekimde Örümcek Adam'ın ağını geliştiren bilim insanları, bunun en etkileyici örneklerinden birini sergiledi.
Geliştirdikleri sıvı madde, bir aygıttan fırlatılarak yapışkan bir maddeye dönüşüyor ve kendisinin birkaç katı ağırlığındaki cisimleri havaya kaldırıyor.
Darbe aldıkça sertleşenden, hem esnek hem de sert özellikler sergileyenlere kadar pek çok etkileyici malzeme 2024'te bilim dünyasına kazandırıldı. Bu dayanıklı malzemeler, tıptan tekstile çeşitli alanlarda kullanım imkanı sunmasıyla öne çıkıyor.
Giderek büyüyen bir alan olan nanoteknoloji, sağlık alanında mümkün kıldığı ilerlemelerle öne çıkıyor.
Temmuzda çığır açıcı bir adıma imza atan bilim insanları, kanserli hücreleri ortadan kaldıran bir nanorobot üretti.
Kanser tedavisinde nanorobotların kullanılması pek yeni sayılmaz. Ancak son teknolojinin arkasındaki ekip, minik aygıtların belirli koşullarda aktive olduğunu ve sadece kanserli hücreleri hedef aldığını söylüyor.
Fareler üzerinde yapılan deneylerde istenen sonucu veren nanorobotlar, ciddi yan etkilere sahip kemoterapiye güçlü bir alternatif sunuyor.
Nörobilim ve insan beyni araştırmaları
İnsan vücudunun en gizemli organı sayılabilecek beynin sırlarını açığa çıkarma yolunda çarpıcı gelişmelerin yaşandığı 2024'te endişe verici gerçekler de ortaya kondu.
Mikroplastiklerin yarattığı tehlike gittikçe görünür hale gelse de bilim insanları bunların teşkil ettiği sağlık risklerini tam olarak belirleyemiyor.
Hafıza ve öğrenme becerilerine darbe vurmaktan, kalp damar hastalıklarına yol açmaya kadar çeşitli risklerden söz ediliyor.
Mayısta yayımlanan bir araştırmada incelenen cesetlerin beyninde, diğer organlara kıyasla 10 ila 20 kat daha fazla mikroplastik bulundu.
Çalışmaya liderlik eden Matthew Campen "Beynimizde hayal edebileceğimden ya da kabul edebileceğimden çok daha fazla plastik var" diyor.
Mikroplastikler üzerine çalışan Çukurova Üniversitesi öğretim üyesi Sedat Gündoğdu ise "artık küresel acil durum ilan edilmesi gerektiğini" söylüyor.
Son yıllarda insan beyninin karşılaştığı ciddi risklerden biri diğeriyse demans. En yaygın biçimi Alzheimer olan bu nörodejeneratif hastalığı hem erken tespit etme hem de ilerlemesini önleme alanında bu yıl kıymetli gelişmeler yaşandı.
Bu alanda en çok dikkat çeken çalışmalardan biriyse, demans riskini mesleklerle ilişkilendiren iki araştırmadan geldi.
Nisanda yayımlanan çalışmada fabrika işçiliği, postacılık ve muhasebecilik gibi rutin işlerin demans riskini artırdığı ve öğretmenlik, doktorluk veya avukatlık gibi beyni aktif tutan mesleklerin riski azalttığı kaydedildi.
Aralıkta çıkan araştırmadaysa Alzheimer yüzünden ölme riskinin en düşük görüldüğü mesleklerin taksi ve ambulans şoförlüğü olduğu saptandı.
Bilim insanları bulguları, bu iki meslekte uzamsal hafızanın daha çok çalışmasına bağlıyor.
Hafıza ve bilişsel becerilerdeki gerilemeyle kendini gösteren demans, genellikle yaşlanmayla birlikte ortaya çıkıyor.
Yaşlanmanın çeşitli etkilerini önleme yolundaki çalışmalar sürerken, ağustosta epey dikkat çeken bir tespit yapıldı.
İnsanların yavaş ve kademeli bir şekilde değil, 44 ve 60 yaşında gelen ataklarla yaşlandığı bulundu.
Bilim insanları moleküler düzeydeki bu ani değişimlerin sebebini henüz tam olarak açıklayamıyor. Ancak bulgular, bu dönemlerde beslenme ve egzersiz gibi yaşam tarzı faktörlerine daha çok eğilmenin fayda sağlayabileceğine dikkat çekiyor.
Bunların yanı sıra ilk kez bir insan beynine çip yerleştirilmesi, 2024'ün bilim gündeminin en çarpıcı başlıkları arasında yer aldı.
Elon Musk'ın nöroteknoloji şirketi Neuralink'in geliştirdiği "Telepati" adlı implant, 2016'dan beri felç olan Noland Arbaugh'a ocakta takıldı.
Operasyonun ardından Arbaugh'un bilgisayar faresini beyniyle hareket ettiği açıklanırken, satranç bile oynadığı görüldü.
Neuralink çipinin takıldığı ikinci hasta olan Alex ise video oyunu Counter-Strike'ı tercih etti.
Şirket, ilk hastanın beynine takılan elektrotların yüzde 85'inin yerinden çıkmasına karşın Arbaugh'un implantı sorunsuzca kullandığını, Alex'te ise elektrotların yerinden oynamadığını öne sürüyor.
Robotik ve otonom sistemler
Hayvanlardan esinlenenlerden, mantar tarafından kontrol edilenlere ve gittikçe insana benzeyenlere kadar çeşitli görevler için geliştirilen robotlar yıl boyunca teknoloji meraklılarının ilgisini çekti.
Yapay zekayla çalışan robotlar üreten Figure adlı şirketin yeni robotu OpenAI'ın geniş dil modelleri sayesinde ChatGPT gibi sohbet edebilmesiyle öne çıkıyor.
Henüz sadece prototipi olan Figure 02, hatalarından öğrenebildiği için en gelişmiş insansı robotlar arasında sayılıyor.
2024'ün en etkileyici insansı robotlarından biriyse epey tartışmalı bir şekilde manşetlere taşındı.
Musk'ın şirketi Tesla'nın elinden çıkan Optimus, ekimdeki bir etkinlikte tanıtılırken, kokteyl hazırlayan robotun uzaktan kontrol edildiği ortaya çıkmıştı.
Yine de uzmanlar, yapay zekayla çalışan Optimus'un piyasadaki en gelişmiş insansı robotlar arasında olduğunu düşünüyor.
2024'te robotlarla ilgili en çok dikkat çeken olaylardan bir diğeriyse, sanat dünyasını da yakından ilgilendiriliyor.
Yapay zekanın sanat eseri üretip üretemeyeceği hararetle tartışılırken, bir insansı robotun yaptığı tablo ilk kez açık artırmada satıldı.
Yapay zekanın temellerini atan Alan Turing'i resmeden eser, dünyanın en gelişmiş robotlarından Ai-Da tarafından yapıldı.
A.I. God. Portrait of Alan Turing (Yapay Zeka Tanrısı. Alan Turing Portresi) adlı tablo, kasımda düzenlenen açık artırmada 1,08 milyon dolara satıldı.
Bilim insanları zorlu ortamlarda yol alarak araştırma ve arama-kurtmarma gibi görevlere yardım edebilecek robotlar geliştirirken, Çin'in tekerlekli robot köpeği bu yıl epey konuşuldu.
Teknoloji şirketi Deep Robotics'in ürettiği robot, engebeli arazide rahatça ilerliyor, -20'den 55 dereceye kadar sıcaklıklarda sorun yaşamıyor ve bütün bunları yaparken 20 kilogram ağırlık kaldırabiliyor.
Çin merkezli şirket robot köpeğin "aşırı hava koşullarında" bile "durdurulamaz" olduğunu söylüyor.
Salgınlar ve bulaşıcı hastalıklar
Hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıkların korku yarattığı 2024, kuş gribinin salgın yaratma potansiyeline yönelik endişelerle bitiyor.
Dünya Sağlık Örgütü'nün, Afrika'yı ele geçiren maymun çiçeği virüsünden dolayı ağustosta acil durum ilan etmesiyle birlikte yeni bir pandeminin baş göstereceği ihtimali gündeme gelmişti.
Salgın henüz dünyaya geneline yayılmadı ancak kıtadaki durumun kontrol altına alınamaması kaygıları körüklüyor.
Sadece Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde bu yılki vaka sayısı 53 bine ulaşırken, en az 1250 kişi hayatını kaybetti.
Kuşlardan inek ve kedi gibi diğer memelilere sıçrayan A(H5N1) virüsü ise özellikle ABD'de yıl boyunca endişe yarattı.
Hayvan çiftliklerine sıçrayan kuş gribi virüsünün, bir memeliden insana bulaştığı ilk vaka Teksas'ta martta kaydedilmişti.
İnsan vakaları çok fazla olmasa da aralık sonlarında bir hastadaki virüsün mutasyona uğradığı ortaya çıktı. Oregon eyaletindeki bir ev kedisiyse kuş gribi nedeniyle hayatını kaybetti.
Bilim insanları virüsün insandan insana bulaşmak için tek bir mutasyon geçirmesinin yeterli olduğunu söylerken, bazı uzmanlar sıradaki pandemiye kuş gribinin yol açacağını düşünüyor.
Sivrisineklerden bulaşan Batı Nil virüsü de bu yılın endişe yaratan hastalıkları arasında yer alıyor. Uzmanlar vakalar daha çok yazın görülmesine karşın küresel ısınmanın etkisiyle kış aylarında da devam edebileceğini vurguluyor.
Bulaşıcı hastalıklarla ilgili bu üzücü ve korkutucu gelişmelerin yanı sıra umut veren adımlar da atıldı.
İlaç şirketi Gilead Sciences, yılda sadece iki kez yapılan aşıyla HIV riskini yüzde 96 oranında düşüren devrim niteliğinde bir başarıya imza attı.
Halihazırda AIDS'i tedavi etmede kullanılan ilacın, kadınlarda yeni enfeksiyonları önlemede yüzde 100 başarı gösterdiği kaydedildi.
Mevcut yöntemlerden daha etkili olan ilacın bir sonraki testlerine 2025'te geçilmesi planlanıyor. Şirket, yılda sadece bir iğneyle HIV riskini ortadan kaldırmayı umuyor.
2024'te bilim, teknoloji, sanat ve insanlığın ortak mirası adına pek çok ilham verici gelişmeye şahit olduk. Tüm gelişmeleri takip ettiğimiz Logos'un bu heyecan verici serüvenine 2024'te başladık ve 2025'te de aynı tutkuyla devam etmeyi amaçlıyoruz. Bilginin ışığını uzun yıllar boyunca okurlarımıza taşımayı umuyoruz.
Daha nice keşifler, atılımlar ve umut dolu hikayelerde buluşmak üzere!
© The Independentturkish