Güney Kıbrıs, Ortadoğu'nun sıcaklığını hissederken... Yüksek alarma geçildi; 50 yıl sonra sığınaklar hazırlanıyor, kadınlar askere çağırılıyor

Son 1 yılda yaşanan olayların ardından Güney Kıbrıs, Ortadoğu'nun sıcaklığını Lefkoşa'dan hissetmeye başladı

Avrupa Birliği (AB) üyesi Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, son günlerde İsrail'e verdiği destek ve Batılı askeri güçlerin Ortadoğu'ya yönelik yığınakları nedeniyle bölge gündeminin ilk sıralarında anılan ülkesi haline geldi.

İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırıları nedeniyle, hem tahliye hem de İsrail'e destek için başta ABD, Birleşik Krallık ve Almanya olmak üzere 12 kadar Batılı ülkenin askerleri, savaş gemileri, uçakları ve kurtarma ekipleri Güney Kıbrıs'a konuşlandı.

Birleşik Krallık'ın Ada'nın güneyinde bulunan egemen üsleri, İran'ın İsrail'e yönelik misillemeleri ve Yemen'deki Husilere yönelik hava ve deniz operasyonlarına katılması, Gazze konusunda İsrail'e istihbarat desteği vermesiyle, Körfez'den Suriye'ye kadar Güney Kıbrıs'ı Ortadoğu'da sıkça anılır bir hale getirdi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Güney Kıbrıs'ın Gazze ve Lübnan konularında İsrail'e desteği de bölgedeki örgütler tarafından yakından izleniyor.

Son 1 yılda yaşanan bu olayların ardından, Güney Kıbrıs'ta Ortadoğu'nun sıcaklığını Lefkoşa'da hissetmeye başladı.

Bir yandan ABD, İngiltere ve diğer Batı ülkeleri ile savunma iş birliği anlaşmaları ve silah alımına yönelen Güney Kıbrıs, diğer taraftan halkını yeni gelişmelere hazır tutmak için çaba gösteriyor.


50 yıl sonra sığınaklar hazırlanıyor

Güney Kıbrıs'ın 1963'ten 1974'e kadar Türklere yönelik saldırılar dolayısıyla çatışmaya alışık olan halkı, bugünlerde Ortadoğu'daki gelişmelerin Ada'ya sıçrama ihtimali olan gelişmelerden endişe duyuyor.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, ülkenin 1 milyona yakın nüfusunun olası bir çatışmada yararlanacağı sığınakların artırılması için harekete geçti.

Halen ülke genelinde, aralarında okul ve kilise zemin katlarının da bulunduğu 2 bin 200 civarındaki sığınak sayısı, olağanüstü hallerde yaklaşık 350 bin kişiyi barındıracak durumda.

Bu sayının 700 bin kişiyi koruyabilmesi için Güney Kıbrıs'ta tespit ve inşa faaliyetlerine yakında başlanacağı bildiriliyor.

Rum Sivil Savunma Müdürlüğü Basın Temsilcisi Panagiotis Liasidis, Ortadoğu'daki savaş nedeniyle "yüksek alarma geçtiklerini" açıklarken, olası bir durumda halkın kendi evlerinin zemin katlarını da kullanabileceklerini söyledi.

Kilise ile de iletişim halinde olduklarını anlatan Liasidis, kiliselerin genelinde barınak olarak kullanılabilecek yerlerin fazla olduğunu bildirdi.
 


Kadınlar askere alınacak

ABD, Birleşik Krallık ve İsrail ilişkileri nedeniyle, üyesi olduğu Avrupa Birliği içinde Ortadoğu'da yanan ateşi en fazla hisseden Güney Kıbrıs'ın 15 bin kadar askeri bulunurken, bu sayı yedekler ile birlikte en fazla 70 bine kadar çıkabiliyor.

Son gelişmelerin ardından, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis'in, 2025'te kadınların da Rum Milli Muhafız Ordusu'nda (RMMO) gönüllülük esasıyla askerlik yapacağını açıklaması dikkat çekti.

Halihazırda, teknik olarak RMMO'da profesyonel asker veya uzmanlık yapabilme imkanı sahip kadınlardan ayrı olarak 25-35 yaş arası kadınların orduda gönüllülük esasına göre bir süre hizmet verecek olması, Türkiye'nin gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekatı'ndan 50 yıl sonra tekrar tartışılmaya başlandı.
 


ABD'ye üs vermek kurtuluş olacak mı?

Birleşik Krallık'ın Kıbrıs'ta bulunan egemen üslerinin yanı sıra, ABD'ye Larnaka'da helikopter ve deniz üssü vermeye hazırlanan Güney Kıbrıs'ın, hem İngiliz hem de ABD üsleri sayesinde kendini Ortadoğu'dan gelen tehditlere karşı korumayı hedeflediği ileri sürülüyor.

Güney Kıbrıs'ın aşırı solcu ana muhalefet partisi AKEL ile bazı sivil toplum kuruluşları, iktidardaki sağcıların Ada'ya getirdikleri Batılı askerler ve İsrail ilişkileri nedeniyle Kıbrıs'ı hedef haline getirdiğini öne sürerek yönetime sert eleştirilerde bulunuyorlar.
 


İstihbarat temasları Güney Kıbrıs'ı rahatlatmadı

Güney Kıbrıs'a yönelik Hizbullah'ın öldürülen Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın, Kıbrıslı Rumların herhangi bir saldırıda üs ve havaalanlarının düşman güçleri tarafından kullanılmasına izin vermeleri halinde, hedef alınacakları yönündeki tehditkar açıklamaları ve Yemenli Husilerin tehditleri sonrası Rum İstihbarat Servisi Lübnan ile temas kurdu.

Kıbrıs Rum İstihbarat Servisi Başkanı Tasos Conis, Analiz Direktörü Panayotis Kumna ve yardımcılarıyla birlikte Nasrallah öldürülmeden 1 hafta kadar önce Beyrut'u ziyaret ederek, Gazze'deki savaş ve bunun bölge üzerindeki etkileri de dahil olmak üzere iki ülke arasındaki ortak ilgi alanlarını görüştü.

Bazı basın organlarına göre, Rum İstihbaratı Hizbullah dahil Lübnan'daki gruplar ile iletişimini güçlendirme kararı aldı.

Görüşmenin hemen ardından, Güney Kıbrıs Lideri Nikos Hristodulidis, Güney Kıbrıs'ın "herhangi bir askeri çatışmaya dahil olmadığını ve kendisini sorunun değil çözümün bir parçası olarak sunduğunu" vurgulayarak, ülkesinin "başta Arap dünyası olmak üzere dünya çapında insani kolaylaştırıcı" rolünü teyit eden bir açıklama yaptı.

Tüm bu gelişmeler yine de Güney Kıbrıs'taki tansiyonu düşürmeye şimdilik yetmedi.


Lübnan ve Gazze gündemde ilk sırada

Kıbrıs Barış Harekatı'ndan sonra ilk haberlerini genellikle Türkiye'deki gelişmeler ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki (KKTC) olaylara ayıran Rum basını, ülkelerinin son 1 yılda Ortadoğu gündemine girmesi ile birlikte artık İran, İsrail, Gazze ve Lübnan'ı manşetlerinden düşürmüyor. Gazetelerin köşe yazılarında ve televizyonların tartışma programlarında artık Türkiye ile KKTC yerine İsrail ile İran mercek altına alınıyor.

Güney Kıbrıs'taki bu değişim çok rahat hissedilirken, hükümetin şu sıralar tekrar Avrupa gündemine dönmesi oldukça zor görünüyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU