Birçok maden projesinin sürdürüldüğü Dersim’de 60 kilometre uzunluğundaki Munzur Dağları’nın tamamının maden sahası ilan edilmesi endişeleri artırdı.
Ülkenin en temiz içme suyu kaynağını barındıran Munzur Vadisi'nin korunması ve gelecek nesillere aktarılması için UNESCO Global Jeopark Ağı'na katılması hedefleniyor.
“Munzur'u Keşfet, Koru” ana teması ile 24-25 Eylül tarihlerinde Tunceli Belediyesi Konferans Salonu’nda düzenlenecek olan “Munzur Vadisi’nin Jeopark Potansiyeli ve Jeoturizm Çalıştayı” bu hedefe yönelik çalışmaların önemli adımları arasında yer alıyor.
İki gün sürecek çalıştayın ilk gününde Munzur Vadisi ve çevresinin Jeopark potansiyeli konuşulacak, ikinci gününde ise teknik gezi düzenlenecek.
Çalıştay öncesi konuştuğumuz Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Alan, Munzur Vadisi’nin içerdiği biyoçeşitlilik ve doğal varlıklar nedeniyle Jeopark olma konusunda önemli varlıklara sahip olduğunu kaydederek, bu varlıkların korunarak Munzur Vadisi’nin Jeopark statüsüne kavuşturulması gerektiğini söyledi.
“Bölge Jeopark statüsüne alınarak korunmalı”
Bünyesinde barındırdığı biyoçeşitlilik nedeniyle 1971 yılında milli park ilan edilen Munzur Vadisi’nin önemli bir potansiyele sahip olduğunu belirten Alan, “Munzur Vadisinin içerdiği; Ovacık fay zonu, yirmiyi aşkın buzul gölü, buzul çökelleri, buzul vadileri, ender güzelliklere sahip mağaralar, şelaleler, derin kanyonlar, karstik su boşalımları gibi çok sayıda jeolojik ve jeomorfolojik oluşumları da içinde barındırmaktadır” dedi.
Alan, Munzur Vadisi'nin jeoturizme açılması gerektiğine dikkat çekti:
İçerdiği hem biyolojik çeşitlilik hem de doğal varlıklar nedeniyle bölgenin Jeopark statüsüne alınarak korunması, gelecek nesillere aktarılması bugün ise, insanlığın ortak mirası hâline getirilmesi için Unesco Jeopark kriterleri çerçevesinde tescil edilerek Jeoturizme açılması gerektiği düşünülmektedir.
“Kamu kurumları Jeopark projesine yeterince destek vermemekte”
Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Alan, Türkiye’nin Jeopark Olmaya Aday Yerlerinin/Alanlarının Belirlenmesi Çalıştayı'nda Munzur Vadisi’nde jeopark ilan edilmesi için 200’e yakın öneri getirildiği söylüyor.
Alan bu önerilerin oylama sonucu 15’e düşürüldüğünü ve çalışmaların başladığını belirtiyor.
Çalıştay’a Jeoloji Mühendisleri Odası’nın yanı sıra Unesco Türk Milli Komisyonu, MTA Genel Müdürlüğü ile Jemirko (Jeolojik Mirası Koruma Derneği) da katılıyor.
Bu karar üzerine TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası 25'inci Genel Kurulu'nda Munzur Vadisi ve Konya Karapınar bölgesine ilişkin çalışma başlatma kararı alındığını aktaran Alan, şu ifadeleri kullandı:
2016 yılında Fettullahçı terör örgütünün darbe girişimi nedeniyle ülkede olağanüstü hâl ilan edilmesi, Vadi’nin birçok yerinin ziyarete kapatılması ile yerel idarelere atanan kayyum nedeniyle 31 Mart 2019 yerel seçimlerine kadar herhangi bir çalışma yapılamamıştır.
Şu an, vadi ve vadi mücavirindeki bazı alanların zaman zaman ziyarete kapalı olması ile ilgili kamu kurumlarının jeopark projesine yeterince destek vermemesinden kaynaklar sıkıntılar bulunmaktadır.
“Maden ve barajlar bölge insanının inanç alanlarını da etkiliyor”
Munzur Vadisi'nin maden arama ruhsatlarına açık hâle getirilmesinin ve vadi üzerinde planlanan barajların bölgeye vereceği zarara değinen Alan şunları söyledi:
Munzur ve Pülümür vadileri üzerinde, bir kısmı da gerçekleşen, yaklaşık 15 adet baraj ve HES projesi bulunmaktadır.
Gerek bu projelerin gerçekleşmesi, gerekse vadinin her iki yakasında verilen maden arama ruhsatlarının işletmeye geçmesi durumunda Munzur Vadisi Milli Parkı da dahil olmak üzere Ovacık’tan Tunceli’ye kadar olan yaklaşık 70 kilometre mesafedeki alan tamamen yok edilecektir.
Kendine has flora ve faunanın yanında, çok sayıda jeolojik ve jeomorfolojik ögeyi ve yine bölge insanı için kültür ve inanç ögesi konumundaki vadiler tamamen yok edilecektir.
Ayrıca madencilik projelerinden kaynaklanabilecek kirlilik, bölgede önemli bir çevre felaketine de (yeraltı ve yerüstü suyu, toprak kirliliği) neden olacaktır.
Yukarı Fırat Havzası üstünde maden atıklarından kaynaklanacak kirlilik, Munzur’dan Basar Körfezi'ne kadar alanda yaşayan, içme ve kullanma suyunu Fırat Nehri veya onun üzerinde kurulu barajlardan temin eden insan ve canlı yaşam üzerinde önemli etkilere neden olabilecektir.
“Munzur Vadisi UNESCO kriterlerince tescillenmeli”
Belediyelerin bünyesinde kurulacak jeopark birimlerinin az sayıda olduğunu söyleyen Alan, “Türkiye’de Ankara, Eskişehir, Bitlis, Erzurum, Zonguldak gibi birçok yerde jeopark alan girişimi olmasına rağmen, şu an itibariyle sadece Kula Salihli Jeoparkı bulunmaktadır. Kula, Manisa Büyükşehir ile son olarak Tunceli Belediyesi'nin bünyesinde jeopark birimlerinin oluşturulması kararları bulunmaktadır” diye konuştu.
Çalıştayda yapılacak çağrıya değinen Alan, şöyle devam etti:
Munzur Vadisi'nin sahip olduğu biyolojik ekolojik, jeolojik ve jeomorfolojik kaynak ve varlıkların korunması, UNESCO kriterleri çerçevesinde tescil edilmesi, korunarak gelecek nesillere aktarılması ile bugün insanlığın hizmetine jeoturizm yoluyla sunularak kırsal kalkınmaya destek verilmesi konusunda çağrı yapılacaktır.
Ayrıca bölgede bulunan çok sayıda ziyaret ve inanç merkezleri ile bölgenin sahip olduğu kültürel değerler tanıtılarak ülkede hoşgörü, özgürlük ve demokrasinin gelişmesine de katkı sağlanacaktır.
© The Independentturkish