17 Mart 2024 tarihli şu haber düşündürücüydü:
Fransız haber ajansı AFP duyurdu: Halk, İdlib'de gücü elinde tutan cihatçı Heyet-ü Tahrir Şam'ın (HTŞ veya El Kaide'nin Suriye'deki kolu El Nusra Cephesi-FB) lideri Ebu Muhammed El Cevlani protesto ediyor.
İdlib sokaklarında tur atan yüzlerce kişi, 'Cevlani ve Esad'a hayır!' diye bağırıyordu.
Göstericilerden 35 yaşındaki Muhammed Harnuş, 'Bizim devrimimiz herkese karşı. Beşar Esat ya da El Cevlani fark etmez. Buradaki insanlar demir ve ateşle yönetilemez!' diyordu.
72 yaşındaki Halidiye Aga da oğullarından birini rejim güçlerinin öldürdüğünü, ikisininse HTŞ'nin hapishanelerinde kaybolduğunu söyledi…
Suriye yönetiminin kontrolündeki bölgelerde de eylemciler sokaktaydı. Dürzi topluluğun yoğun olarak yaşadığı Suveyda'da 2020'den beri yapılan gösteriler, dün de sürdü. Protestocular ekonomik koşulların düzeltilmesini bir kez daha talep etti… 1
Barışçıl protestolarla başlayıp kitlesel sivil itaatsizlik eylemlerine dönüşerek silahlı mücadele ve iç savaş halinde devam eden örgütsel isyanın 13. yıldönümünde Suriye'nin hali nicedir?
Bu yazımızda biz ezilen halklar ile silahlı örgütlerin ne durumda olduğuna bakacağız.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Suriye Özel Temsilcisi Geir Pederson'un 16 Mart 2024 tarihi açıklamasına göre durum şudur:
Suriye halkı uzun süredir, toplumun her kesimini ayrım gözetmeksizin etkileyen, tarif edilemez şiddete ve yıkıma katlanıyor. Ülkedeki insani kriz derinleşmeye devam ediyor. 16,7 milyon kişi (halkın yüzde 90'ı) insani yardıma ihtiyaç duyuyor. Çatışmaların başlamasından günümüze, yardıma ihtiyaç duyanların sayısının ulaştığı en yüksek seviye budur. Komşu ülkelerde 5 milyondan fazla Suriyeli yaşıyor; 7 milyonu aşkın insan yerinden edilmiştir.
Suriye sınırlarının belirlendiği 1920'li yıllardan bugüne yaşanan en büyük ve derin siyasal/toplumsal krizin sonucunda ülke üç farklı idari bölgeye bölünmüştür:
Merkezi Şam yönetimi, Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO) ile cihatçı Heyet'ü Tahril'il Şam (HTŞ) ve Kürt hareketi yönetimi.
Daha beteri de yüzbinlerce insanın canına mal olan bu iç savaşın ufkunda herhangi bir siyasi çözümün gözükmemesidir!
Çünkü:
- ABD, Avrupa ve bazı Arap ülkelerinin BM gözetiminde düzenledikleri Cenevre görüşmelerinde Suriye ile muhalifleri uzlaşamadılar.
- Cenevre müzakerelerine "alternatif" olarak düzenlenen Astana-Moskova görüşmelerine katılan Rusya, Türkiye ve İran Suriye ile muhalifleri barıştıramadılar.
- Rusya'nın girişimiyle başlatılan Türkiye-Suriye yakınlaşması, bilhassa AKP iktidarının 'Kürt takıntısı' ve silahlı Suriyeli muhaliflerden vazgeçip askeri denetimindeki topraklardan çekilmeyi kabul etmemesi nedeniyle yarım kaldı.
- Arap ülkelerinin bir zamanlar büyük bir heves ve heyecanla destekledikleri Suriyeli cihatçılar ile muhalif siyasi oluşumlar, 2022-2023 döneminde alınan karar gereğince Esat yönetimiyle yakınlaşma aşamasından sonra eski etkinlik ve hükmünü yitirdi. Muhalifler artık sıradan bir ses, pazarlık masasında bir koz olarak işlev görebiliyor.
- Katar dışındaki Arap ülkelerinin sırtını çevirdiği bu muhalifler ile cihatçılar, cami avlusuna bırakılmış sahipsiz ve gayrimeşru bebek gibi Türkiye'nin elinde kalıverdiler. 2
Şark'ul Avsat gazetesinde yayımlanan 27 Mart 2024 tarihli makalesinde, Suriyeli gazeteci-yazar Fayez Sara'nın muhalefet hakkında tarihi tecrübeye dayanan bir tespiti var:
İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana dünyadaki hiçbir muhalefet, ne kadar güçlü olursa olsun, komşu, dost veya kardeş bir tarafın ya da tarafların yardımını almadan herhangi bir ülkedeki rejimi değiştirmeyi veya devirmeyi başaramadı. Hal böyleyken, Suriye muhalefeti gibi zayıf, yıkılmış ve hastalıklarından mustarip bir muhalefet bunu nasıl başarsın?
Bu noktada Arap ve Batı ülkelerince desteklenen Suriye muhalefetinin tarihi bir hatasına değineceğim:
Şeyh Ahmed Muaz El Hatib El Hasani, Emevi Camii eski İmamı ve Sünni meşrepli Arap kimliğiyle bilinmektedir.
Suriye Devrimi Muhalefet Güçleri Koalisyonu (SDMGK) eski başkanı seçildiğinde, bazı batılı ve Arap ülkelerinden oluşan "Suriye Dostları Grubu", muhalefeti desteklemek için 12 Aralık 2012 tarihinde Fas'ta toplantı düzenlediler.
Şeyh Ahmed, toplantıdaki delegelerin huzurunda El Kaide örgütünün Suriye'deki kolu sayılan Cephet'ül Nusra isimli radikal cihatçı örgütü, "Suriye devrim güçlerinin bir parçası" olarak niteledi.
Toplantıda bulunan ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı William J. Burns (şimdiki CIA şefi), bu tanıma çok şaşırmıştı.
Şeyh'in o sıradaki yardımcısı (Hıristiyan) George Sabra bir Amerikan TV kanalında benzer ifadeyi tekrar kullanınca, Suriye muhalefetini alabildiğine destekleyip teşvik eden Amerikan yönetiminde alarm zilleri çaldı.
Tam da o sırada El Kaide bağlantılı cihatçılar, ABD'nin Libya'daki Büyükelçisini katletmişlerdi.
ABD'li yetkililer henüz şaşkınlıklarını üzerlerinden atamamışlardı ki, yukarıda bahsedilen muhalifleri temsil eden SDMGK bu defa (2014-2016 tarihleri arasında) Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) cihatçılarını da "Suriye Devrimi'nin bir parçası" olarak ilan ettiler.
Hâlbuki ABD ile Koalisyon güçleri, o dönemde IŞİD'i "terörist örgüt" listesine almışlardı.
2016 ve 2023 yıllarında, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Suriye Demokratik Meclisi (SDM) isimli iki Kürt oluşumu Suriyeli muhaliflerin "IŞİD Karşıtı Demokratik Kutup isimli bir platformda buluşması" için girişimde bulunmuşlardı. 3
Görüleceği gibi Suriye'deki bu çözümsüzlük hali, çeşitli ihtimallere ve olumsuz senaryolara açık kapı bırakıyor.
O tarihteki Suriye silahlı-sivil muhalefetini temsil eden SDMGK, Suriye yönetimi karşıtı Arap ülkelerinin yönlendirmesi ve Müslüman Kardeşler (İhvan) hareketinin etkisiyle cihatçılara prim veriyor; ideolojik bağnazlıklarına göz yummak suretiyle aşırı hoşgörülü davranıyordu.
Bu pragmatist ve fırsatçı politikanın bir tarafında da Yeni Osmanlıcılık hayalleri gören AKP iktidarının yönettiği Türkiye vardı.
Nitekim gerek El Kaide'nin Suriye kolu sayılan El Nusra Cephesi ile başlangıçta aynı örgüte bağlı olan ama zaman içinde El Kaide'ye rakip olarak ortaya çıkan IŞİD, Ortadoğu ve batılı ülkelerdeki kanlı eylemleriyle nam saldı.
ABD ve batılı ülkeler tarafından "terör örgütü" diye damgalanan El Nusra Cephesi, süreç içinde Türkiye'deki bazı karar merkezlerinin himayesi ve nasihati sonucunda ABD'ye "ılımlı" mesajlar vermeye başladı.
İdlib vilayeti ve çevresinde bir çeşit "kurtarılmış bölge" kurdu. Giderek Türkiye'nin Suriye ve bölge politikalarının bir aracı haline geldi.
IŞİD ise dehşet saçan terör eylemlerine inatla devam etti. Irak ordusu, Peşmerge ve Haşdi Şabi güçlerinin ortak operasyonları neticesinde, Musul bu örgütün elinden alınabildi (Ekim-Aralık 2016-2017).
2019 yılında Suriye'deki Kürt hareketinin askeri kolu sayılan SDG (Suriye Demokratik Güçleri) ile ABD'nin başını çektiği Koalisyon Kuvvetleri'nin ortak operasyonları sırasında Irak-Suriye sınırındaki üslenmiş olan IŞİD, Bağoz'da bozguna uğradı.
Böylece IŞİD tarafından ilan edilmiş bulunan Hilafet Devleti fiilen ortadan kalktı. IŞİD hezimete uğradı ancak faaliyetlerini bırakmadı.
O tarihten buyana bilhassa Irak-Suriye-Ürdün sınırının çöl bölgelerindeki güvenlik boşluğundan yararlanarak onlarca eylem gerçekleştirdi.
Bölgeden geçtiği canlı ve aktif haberleriyle tanınan yerel bir haber ajansına ait sitedeki yorumu birlikte okuyalım:
Hilafet devletinin fiilen son bulmasıyla birlikte IŞİD, askeri faaliyet ve eylemlerinden vazgeçmedi. Suriye'deki stratejisini değiştirmek suretiyle esas olarak Suriye ordu birlikleriyle SDG birimlerini hedef almaya başladı.
Bu arada örgütün kurucu lideri Ebubekir Bağdadi'den sonra öldürülen üç liderin yerine Ağustos 2023'te beşincisi seçildi.
Bozgunun beşinci yıldönümünde örgüt, 'Suriye'de varım ve hâlâ derli toplu faaliyetteyim' algısını yaratmak için eylemlerini sürdürmektedir.
Örneğin 24 Ocak 2022 tarihinde Hasake yakınlarındaki El Sanaa Cezaevi'nde tutulan IŞİD militanlarını kurtarmak maksadıyla büyük bir saldırı-sabotaj hamlesi başlatmıştı. Saldırı neticesinde hasar gören 120 evden 62'si tümüyle yıkılmış, 58'i ise kısmen tahrip olmuştu.
Keza IŞİD, birkaç defa Kürt kolluk kuvvetlerinin denetimindeki Hol Toplama Kampı'na baskın yapıp tutuklu militanlarla ailelerini kurtarmaya çalıştı ama başaramadı.
Bunun üzerine SDG ile kolluk kuvvetleri, Mart 2022 ile Ekim 2023 arasında kamptaki üç büyük arama tarama operasyonu düzenlemek suretiyle çok sayıda IŞİD militanını yakaladı ve sorguya çekerek yeni bilgiler elde etti.
2024 yılının ilk üç ayında IŞİD'in Suriye'deki eylem bilançosunda şu veriler yer almaktadır:
IŞİD'in sahiplendiği eylem sayısı 94. Bunun 72'si SDG hedeflerine, 41'i Suriye ordu birliklerine ve 9'u da sivillere yönelikti. Eylemler Deyrizor, Hums ve Suriye'nin doğusundaki orta kesimlerde gerçekleşti.
Hafif ve ağır otomatik silah yahut patlayıcı madde kullanmak suretiyle meydana gelen eylemler sonucu isabet alan 400 kişinin aidiyet dağılımı şöyleydi: Ölen 192 kişinin 119'u Suriye askeri, 35'i SDG mensubu, 11'i İran yanlısı milis, 5 kişi de Şam yönetimine yakın yerel silahlı birimlerdendi.
Bu yılın ilk üç ayında IŞİD'e yönelik toplam 12 operasyon düzenlendi. SDG tek başına 11 operasyon yaptı, dördünü Koalisyon güçleriyle birlikte gerçekleştirdi. Neticede 67 militan yakalandı ve dördü çatışmada öldürüldü. 4
Suriye ve Irak'ta örgütlenme-silahlı eylem gibi faaliyetleriyle yetinmeyen IŞİD, sanal dünyadaki sitesi olan AMAQ üzerinden gücünü abartarak bir yandan propaganda yapma ve adam kazanmaya çalışmakta, diğer yandan kiralık katiller misali başkaları adına eylem yapabileceğini duyurmaktadır.
Bu pazarlama yöntemi ister istemez ABD-AB-Ukrayna-Rusya-Kafkasya-Orta Asya hattı ile Yemen-İsrail-Filistin-Suriye-Irak-İran-Türkiye hattında uygulanan devletler oyununda, diğer bir deyimle jeopolitik oyunlarda IŞİD'in paralı asker, kiralık vurucu güç veya serseri mayın rolü üstlenmesine yol açmaktadır.
Rusya, Çin, ABD ve Fransa'nın rekabet ettiği Mali, Nijer, Nijerya, Burkina Faso, Somali gibi Afrika ülkelerinde de IŞİD, eskisine oranla eylemlerini 10-20 kat artırmıştır.
Bölgede faal olan bütün istihbarat teşkilatlarının yakından izlediği IŞİD, vuruşan ve rekabet eden güçlerin arasındaki boşluklardan faydalanarak çatışma bölgelerinde boy göstermektedir.
Başkent Moskova'nın çeperindeki belediyeye ait Crocus City Hall binasında gerçekleşen 22 Mart'taki eylem de bu jeopolitik oyunların bir parçasıdır.
Burada sadece IŞİD'e mal edilemeyecek kadar organize, planlı ve eşgüdümlü bir eylemden söz edebiliriz.
Eylemi yapanlar IŞİD'li olabilir ancak içine sızmış ajanların dolaylı önerme ve yönlendirmelerinden bağımsız düşünülemez.
Gazeteci Fehim Taştekin, jeopolitik oyunun idrak edilebilmesi için Moskova'daki saldırı hakkında sorgulayıcı bir tespit yapıyor:
IŞİD ile bağlantılı yayın organı AMAQ'ın duyurularında IŞİD Horasan Vilayetinin adı geçmiyordu. 'Hilafetin askerleri' ya da 'İslam Devleti'nin savaşçıları' diye tanımlanan kişilerin Hıristiyanlara saldırdığından söz ediliyordu.
Para için öldüren, kaçma planına bağlı kalan, yakalanma ihtimaline karşı bomba kemeri taşımayan ve İslamcı geçmişi belirsiz tetikçiler, IŞİD'in cennete uçmak için yanıp tutuşan militan profiline pek uymuyordu.
AMAQ ya da Al-Battar gibi hesapların merkezi bir IŞİD yapılanmasının kontrolünde olup olmadığı da şüpheli. Ama görülen uyumsuzluklar IŞİD-Horasan (IŞİD-H) hücrelerinin işin içinde olmadığı anlamına gelmiyor…
Rusya'ya yönelimde Orta Asyalıların öne çıkması da şaşırtıcı değil. IŞİD-H'nin 2020'den beri liderliğini yürüten Sanaullah Ğaffari'nin Tacik olduğuna dair bilgi, Taciklerin yolunun nerelerde ve neden kesiştiğine ışık tutuyor.
Afgan ordusunda eski asker olan ve 2014'te IŞİD'e katılan 29 yaşındaki Ğaffari'nin geçen yıl öldürüldüğü öne sürülmüş ama haberler teyit edilmemişti… Şahab el Mucahir mahlasını kullanan Ğaffari'nin ses getiren saldırıları özellikle Tacik ve Özbekleri saflarına katmak için düzenlediğine inanılıyor. 5
Urfa'nın Suruç ilçesinde (25 Temmuz 2015), başkent Ankara garında (10 Ekim 2015), Gaziantep Şahinbey ilçesinde Kürtlerin düzenlediği bir düğün şenliğinde (20 Ağustos 2016), İstanbul Beşiktaş Reina eğlence merkezinde (1 Ocak 2017), İstanbul Beyoğlu İstiklal Caddesi'nde (kanıtsız ve mesnetsiz biçimde PKK örgütüne mal edilen 13 Kasım 2022 tarihli saldırı) ve İstanbul Sarıyer Santa Maria Kilisesi'nde (28 Ocak 2024) gerçekleşen saldırılara ilaveten Afganistan, İran (Kasım Süleymani mezarını yakınındaki 3 Ocak 2024 tarihli patlama), Pakistan ve Hindistan'da düzenlenen eylemlerde IŞİD'in parmağı vardır.
Arkasındaki görünmez eller ile istihbarat oyunları hakkında ise defalarca ve farklı boyutlarıyla düşünmemizi sağlayacak bol malzeme mevcuttur.
Son yıllarda gerek Ankara gerekse İstanbul Başsavcılıklarının hazırladıkları iddianamelerde IŞİD'in çokuluslu karmaşık yapısı ile dolaşım haritalarını da görebiliyoruz.
Mesela Irak ve Suriye'den hareketle Türkiye ve himayesindeki Özgür Suriye Ordusu milislerinin denetimi altındaki Suriye topraklarında yasadışı her türlü faaliyete karışıp eylem yapabilen, örgüte eleman sağlayabilen, askeri kamplarda cihatçı eğiten, yılda 2 milyar dolarlık haracı (onlara göre bağışı) toplayabilen, Hol Kampı gibi yerlerden IŞİD'li aileleri kaçırıp komşu ülkeler üzerinden istenilen menzile ulaştırabilen IŞİD unsurlarından bahsedilebilir.
Yine iddianamede sıkça vurgulanan bir noktaya göre; IŞİD, Türkiye'yi militan kabul ve dağıtım merkezi (askeri deyimle sevk ve idare) merkezi olarak kullanıyor. Ara istasyondan Gürcistan-Azerbaycan ve Orta Asya ülkelerine, özellikle Afganistan (Horasan)-Pakistan yönlerine cihatçı militan gönderiliyor.
El Kaide örgütü, 1990'lı yıllarda Afganistan'da ortaya çıkmıştı. Onun küllerinden doğan IŞİD, yine Afganistan'da yığınak yapıp Taliban yönetimine rağmen ülkenin belli bölgelerinde yayılıp üs kurmaya çalışıyor.
Çok uluslu bir örgüt olan IŞİD militanlarının büyük bir kısmı Afganistan, Tacikistan, Türkmenistan ve diğer Orta Asya Müslümanlarından oluşuyor.
Moskova'daki eylemin bir failinin Tacikistanlı Şemseddin Feriduni olması ve bu şahsın İstanbul'un muhafazakâr kesimleri sayılan Bağcılar, Başakşehir, Pendik, Fatih ve Zeytinburnu gibi yerlerdeki Tacik gruplar yahut örgüt elemanlarıyla tanışması, son yıllarda Orta Asya ve özellikle Afganistan'dan gelen/gönderilen sığınmacıların faaliyetleri hakkında kuşkular yaratıyor.
CHP listesinden Fatih Belediyesi Başkan adayı olan Mahir Polat'ın bu hususta ilgili makamlara başvurusunun dikkate alınmaması da kuşkuları artırıyor.
Öte yandan IŞİD'in yeniden canlanma süreciyle eş zamanlı bir hareketlilik de İdlib vilayeti ile civarında (Lazkiye, Halep ve Hama kırsalı) görülüyor.
Cihatçı HTŞ (El Nusra Cephesi ve bileşenleri) ile Suriye resmi birlikleri arasındaki çatışmalar giderek yayılıp tırmanıyor.
Mesela:
- Suriye Savunma Bakanlığı, "terörist cihatçıların" 3 Mart'ta gönderdiği 9 adet insansız hava aracını (İHA ve SİHA) imha ettiğini açıkladı.
- BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi, 3 Ocak 2024 tarihli açıklamasında, Suriye'nin kuzey-batı bölgesindeki askeri çatışmalar ve yerli ahali üzerindeki olumsuz etkileri konusunda endişesini dile getirdi.
- BM verilerine göre Ekim 2023 ile Mart 2024 döneminde hayatını kaybeden 100 sivilin 40 kadarı çocuktu.
- Mart 2024 boyunca HTŞ, Suriye ordusuna yönelik 35 saldırı düzenledi. 34 asker öldürüldü.
- 9-11-17-20 Mart tarihlerinde örgüte bağlı "Başları Kırmızı Bantlılar" (العصائب الحمراء) isimli intihar birimleri aracılığıyla "İntihar Eylemleri" (العمليات الانغماسية) gerçekleştirildi.
- Eylemci birimler arasında Türkistan İslam Partisi militanları da vardı. 6
- Aralık 2022'de HTŞ intihar birimleri İdlib-Halep-Lazkiye-Hama hattında toplam 7 büyük saldırı düzenledi. 7
Peki, Türkiye ile himayesindeki Suriye muhalifi milis örgütlerinin askeri/siyasi/idari denetimindeki bölgelerde durum nedir?
Farklı kaynaklardan okuyabildiğim kadarıyla hal ve gidişat şöyle:
Zeytin Dalı (20 Ocak 2018) ve Barış Pınarı (9 Ekim 2019) harekâtı kapsamında Türkiye, askeri-siyasi denetimine aldığı Afrin, Tel Abyad (Grê Spî) ve Rasulayn (Serê Kaniyê) arasındaki bölgelerin asayişi ve idaresini Suriye Milli Ordusu (SMO) isimli Suriyeli muhalif milislere bıraktı.
Bahsedilen milislerin farklı fraksiyonları günlük faaliyetleriyle keyfiliğin, zorbalığın ve zulmün simgesi haline geldiler.
Bölgede mal ve mülklere el konuluyor; farklı inançlardaki (Êzdî, Hıristiyan, Alevi) insanlar Sünnilik hatta cihat temelinde asimile ediliyor, Kürt ağırlıklı yöreler etnik temizliğe tâbi tutuluyor, zorla göçertmeye ilaveten planlı demografik mühendislik yapılarak Kürt nüfusunun kademeli olarak ortadan kaldırılması hedefleniyor.
Kısacası her türlü insan hakları sürekli ihlal ediliyor.
Tipik örnekleri, Afrin'deki uygulamaların sonuçlarından görülüp anlaşılabiliyor.
Mesela 2023 yılı verilerine göre:
- Zeytin Dalı operasyonunun başladığı 2018'den bu yana Afrin halkından 300 bin kişi yurdundan edildi. Göç ve tehcir devam ediyor. Vilayetteki Kürtlerin dışarıdan getirilip yerleştirilenlere oranı yüzde 25 seviyesine kadar geriledi.
- 604 erkek, kadın, çocuk, muhalif SMO milislerince tutuklandı. 96 kişi de TSK birimlerince yakalandı. 83 kişi saldırıya uğradı, 25 kişi kurşunlanarak veya patlamalar sonucu öldürüldü.
- Salınan vergilerin dışında 104 haraç, zorla para alma olayı kayda geçti.
- 160 ağaç söküldü. Meyve ağaçlarından 11 bin 771'i kesildi. Bunların 8 bin 303'ü zeytin ağacıydı.
- Mal ve mülke zorla el koyma sayısı 39 olarak tespit edildi.
- Mal-eşya çalma sayısı 57 olarak belirlendi; 40 hadise ise bağ ve bahçelerde izinsiz meyve toplamayla ilgiliydi. Zeytin çalma vakası 29 olarak tespit edildi. 8
Bu kaos ve karmaşa ortamındaki kanunsuzluk ile asayişsizlik hali Batı'daki ilgili kurum ve kuruluşların da dikkatini çekti.
Örneğin ABD kökenli bir sivil toplum kuruluşu olan İnsan Hakları İzleme Örgütü, bu konuda hazırladığı raporları kamuoyuyla paylaştı.
Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Soruşturma Komisyonu, 1 Temmuz ile 31 Aralık 2023 tarihleri arasını kapsayan Suriye raporunu açıkladı.
Konuya dair BM Cenevre Ofisinde basın toplantısı düzenlendi.
Komisyon Başkanı Paulo Pinheiro, Ekim ayından (2023) bu yana Suriye'de son 4 yılın en yoğun çatışmalı sürecin yaşandığını belirtti.
Pinheiro, Suriye topraklarındaki çatışmayı sınırlamak için kararlı bir uluslararası çabanın şart olduğunu söyledi:
Suriye halkı, bu yıkıcı ve uzun süren savaşın daha da şiddetlenmesini kaldıramaz…Giderek artan bir kanunsuzluk durumu söz konusu. Silahlı kuvvetler ile silahlı milislerin yıkıcı uygulamaları beraberinde haraç kesme gibi yasadışı uygulamaları getiriyor.
Komisyon üyesi Hanny Megally, Suriye'nin yoğun nüfuslu alanlarda "yıkıcı ve yasa dışı" saldırılar düzenlediğini belirtti.
Megally, saldırılar nedeniyle yaklaşık 120 bin kişinin yerinden olduğunu kaydetti… 9
Aynı BM Raporunda, Türkiye'nin saldırılarına da geniş yer verildi:
Türk hava saldırıları, neredeyse bir milyon kişiyi haftalarca su ve elektriksiz bırakarak uluslararası insani hukuku ihlal etti. Siviller, Türk insansız hava araçları tarafından hedef alınarak öldürüldü. Bu tür saldırılar savaş suçu teşkil edebilir. 10
Neticede çatışma ve bizzat sivilleri hedef alan şiddet bitmedi.
Söz gelimi Erdoğan, Kürtlerin denetimindeki topraklara askeri müdahalede bulunacağını açıkladı. 11
İran ile himayesindeki aşiret ve yabancı milisler, bilhassa Deyrizor bölgesindeki ABD ve SDG hedeflerine saldırıyorlar.
IŞİD, SDG ile Suriye birliklerine yönelik eylemlerini sıklaştırıyor.
ABD ise Ürdün-Suriye-Irak sınırdaki Tanf üssünde barındırıp eğittiği eski Özgür Suriye Ordusu unsurlarından yaklaşık 500 kişilik bir operasyonel güç oluşturup, Türkiye denetimindeki milislere alternatif olarak sahaya sürmek istiyor.
Böylece ABD, hem Suriye birlikleri hem İran milisleri hem de IŞİD benzeri cihatçılara karşı muhtemelen SDG ile OSÖ kuvvetinden yararlanabilir.
Veya yeni ÖSO, Türkiye-Amerikan yakınlaşmasına vesile olabilir.
Kim bilir!
IŞİD hakkında meraklısına not: IŞİD'in Ortadoğu, Afrika ve Orta Asya'daki faaliyetleri, makalemizde tek tek sıralanmayacak kadar ayrıntılıdır. Bilgi edinmek isteyenler şu linklere bakabilirler:
https://www.dni.gov/index.php/newsroom/reports-publications/reports-publications-2022/3638-isis-core-rebuilding-poised-to-grow-globally-through-2021
https://www2.poolre.co.uk/senior-islamic-state-leaders-killed-in-afghanistan-and-syria/
https://www.independentarabia.com/node/562446/
https://artigercek.com/guncel/isid-horasan-kolunu-guclendirmede-turkiyeyi-us-olarak-kullaniyor-281276h
https://artigercek.com/guncel/turkiyedeki-isid-dosyasi-reina-failinin-arkadasi-olan-isidin-zehir-uzmani-bilal-281536h
https://artigercek.com/guncel/isidin-yeni-adresi-pankisi-vadisi-ankaradan-cihatci-goturuluyor-270148h
https://www.bbc.com/turkce/articles/c884memkdd4o
https://yetkinreport.com/2024/03/26/iste-moskova-teror-eylemindeki-isid-militanlarinin-turkiye-seyahatleri/
https://turkish.aawsat.com/opinion/4931026-
https://www.foreignaffairs.com/articles/middle-east/2016-03-01/isis-goes-global
https://www.brookings.edu/articles/comparing-al-qaeda-and-isis-different-goals-different-targets/
https://dergipark.org.tr/en/pub/ilak/issue/81733/1352714
https://www.jstor.org/stable/43828316
https://cisac.fsi.stanford.edu/mappingmilitants/profiles/islamic-state
https://nacta.gov.pk/wp-content/uploads/2021/09/Hard-and-Soft-Terrorism-Concepts-The-Case-of-ISIS.pdf
https://traccc.gmu.edu/wp-content/uploads/2022/04/The-ISIS-Model-and-its-Influence-Over-Global-Terrorism.pdf
https://www.nytimes.com/2024/03/25/us/politics/moscow-attack-isis.html
https://edition.cnn.com/2024/03/25/europe/isis-k-explainer-russia-moscow-attack-intl-hnk/index.html
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC10036157/
https://www.universiteitleiden.nl/binaries/content/assets/customsites/perspectives-on-terrorism/2022/issue-5/atal-ahmadzai.pdf
https://www.dawn.com/news/1823994/global-terrorist-threat
https://www.indyturk.com/node/696056/
https://www.youm7.com/story/2024/1/5/6437687/, 5 Ocak 2024
https://www.majalla.com/node/294526/, صعود-داعش-وسقوطه-وخلايا-جوالة, 29 Haziran 2023.
https://www.majalla.com/node/313616/. داعش-من-جديد , 27Mart 2024.
Kaynakça:
1. Ayrıca bkz. التنظيمات المتطرفة في سوريا تستأنف نشاطها الإرهابي, https://www.independentarabia.com/node/561171/, 22 Mart 2024.
2. https://npasyria.com/182643/, Munzır Haddam, 19 Mart 2024.
3. https://npasyria.com/182226/, Muhammed Seyid Rasas, 13 Mart 2024.
4. https://npasyria.com/182854/, 23 Mart 2024.
5. https://www.gazeteduvar.com.tr/teror-koridoru-turkiye-serbest-t-bolgesi-makale-1679713, 28 Mart 2024.
6. https://www.syriahr.com//707451. https://www.almodon.com/arabworld/2023/1/24.
7. https://www.syria.tv/, 29 Aralık 2022.
8. https://npasyria.com/182566/, 18 Mart 2024.
9-10. https://www.evrensel.net/haber/512871/bm-suriye-sorusturma-komisyonu-turkiyenin-saldirilari-savas-sucu-kapsamina-girebilir, 11 Mart 2024.
11. https://npasyria.com/183223/, Ahmed Rehhal, 28 Mart 2024.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish