Balkanlar mı?

Doğudaki Balkanlar'da her ihtimal diken üstünde duruyor

Saraybosna Kuşatması sırasında hasar gören binalar / Fotoğraf: Wikipedia

Birinci Dünya Savaşı, 1914 yazında Avusturya Arşidükü Franz Ferdinand ve eşinin Bosna'nın Saraybosna şehrini ziyaretleri sırasında Sırp ayrılıkçılar tarafından öldürülmesiyle başladı.

Ardından 4 yıl boyunca tüm dünyayı saran o kıvılcım, 17 milyon kişinin ölümü, 25 milyon kişinin de yaralanmasıyla sonuçlandı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bir grup ayrılıkçı, bu suikast ile Avrupa, Rusya, Türkiye ve bunların müttefiki olan ülkeler arasındaki nefretin fitilini ateşleyeceklerini hesaba katmamışlardı.

Büyük güçlerin bir grup kimliği belirsiz genç tarafından savaşa sürükleneceği de kimsenin aklına gelmemişti ama bunlar intikama, karşılıklı işgallere ve askıya alınmış uzlaşılara gebe Balkan ülkeleriydi.

Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat talepleri konusunda baskı yapmak isteyince Ortadoğu'yu Balkanlara benzetmeye başlamıştı.

Şöyle derdi: "Burası yeni Balkanlar."

1990'ların başında Balkan bölgesinin küresel bir çerçeve şeklini almayıp Yugoslavya'nın parçalanmasıyla sonuçlanan yeni bir patlama yaşamasının ardından bu teorisini daha da vurgular olmuştu.

Dünya bir kez daha Balkanların kalbinde.

Savaşın nereye kadar genişleyeceğini ve ne kadar süreceğini kimse bilmiyor.

Ancak Lübnan'ı bilmeyenler için İsrail'in bombaladığı Cadra bölgesi, güneyin başkenti Sayda şehrinin komşusu ve dahası neredeyse mahallerinden biri gibi.

Savaş durmadan genişlerken her gün bir öncekinden daha fazla "savaş genişleyecek mi?" diye merak ediyoruz.

Savaş, bölgeden bölgeye, havzadan havzaya, Akdeniz'den Kızıldeniz'e, Şam'dan Bağdat'a genişliyor.

Cephelerin genişlemediği yerlerde de zararları genişliyor ve ateşiyle tehdit ediyor.

Şu ana kadar Süveyş Kanalı gelirinin yarısını kaybetti ve bu, Netanyahu'nun Hamas'ı yok etme iddiası altında Gazze'yi yok etmeye çalıştığı savaşı nedeniyle Mısır'ın çektiği acının sadece bir parçası.
 


Şu ana kadar uluslararası haritada yaşanan en önemli husus, Netanyahu'nun Refah'a yönelik tehditlerini yerine getirmesi halinde Mısır'ın Camp David Anlaşmalarını askıya alma tehdidiyle ilgili sızdırılanlar oldu.

Bunun anlamı, Netanyahu'nun zaten reddettiği ve oğul George W. Bush'un o dönem Yaser Arafat'ın Washington ziyaretini iptal etmesine neden olan Oslo Anlaşması da dahil olmak üzere varılan anlaşmaların askıya alınarak bölgenin 1967 öncesine geri dönmesi.

Doğudaki Balkanlar'da her ihtimal diken üstünde duruyor.

Küllerin üstünü ve altını karıştırırken herkes savaş istemediğini deklare ediyor.

Ama bu aslında bittiğini sandığımız bir savaş.

Tıpkı Birinci Dünya Savaşı'nın bitmeyip İkinci Dünya Savaşı'na uzanması gibi, şimdi de ikincisinin henüz bitmediği söyleniyor.

Kanıtı da Gazze ve Ukrayna.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU