Atatürk, na'şının nereye defnedilmesini istedi?

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım 1938 tarihinde vefat ettiğinde hükümet süratle bir karar alarak "Atatürk'ün cenazesinin kendisine layık bir anıtkabir yapılıncaya kadar Etnografya Müzesi'nde kalacağı kararını…" duyurdu.

Şimdi mesel şuydu: Gazi nereye defnedilecekti?

Mecliste, Yozgat Mebusu Sırrı İçöz tarafından Atatürk'ün na'şının önce Ankara Kalesi'ne defnedilmesi teklif edildi:

Atatürk'ün mübarek cesedi muvakkaten, kati surette kabri taayyün edinceye kadar, müzede kalacaktır. Halk Atatürk'ü sağlığında başında taşıdı ve onun maneviyatında da daima başında görmek istiyor. Hem de mübarek kabirlerinin Ankara'nın hiçbir noktasından aşağıda yapılmasına razı değiliz. Kalenin ortasında yüksek bir yere yapılacak makamı mahsusasına defnedilsin ve uzaktan en evvel görenler ona tazim ile eğilsin. İcab ederse bütün malımızı, mülkümüzü de bu uğurda feda edebiliriz. Bütün arzumuz budur.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Atatürk henüz hayatta iken aslında bu konu tartışılmaya başlanmıştı.

Atatürk'e yakın isimlerden birisi olan Recep Peker, Gazi'ye Ulus Meydanı'na gömülmesini vasiyet etmesini tavsiye etti.

Afet İnan'ın aktardığına göre Gazi Paşa şu cevabı verecekti:

İyi ve kalabalık bir yer. Fakat ben, böyle bir yeri milletime vasiyet edemem.
 

Afet İnan ve Atatürk.jpg
Afet İnan ve Atatürk

 

Yine Afet İnan'dan Atatürk'ün gönlündeki yerin Çankaya olduğunu ama buna milletin karar vermesini istediği için vasiyetine koymadığını öğreniyoruz:

1932 yılının yaz aylarında bir gündü. Çankaya'daki Pembe Köşk'ün yapılması bitmiş, döşenmiş ve oraya taşınılmıştı. O sırada Atatürk'ün mumdan yapılmış iki cam arasına konmuş bir resmini getirmişlerdi. Bu resim ancak ışık vuruğu zaman görülebiliyordu ve kırılmasın diye de iki pencerenin arasına koymuştum. Akşam çiftlikte bazı davetlilerle Marmara Köşk'üne yemeğe gitmiştik.

Mustafa Kemal sofrada gündüz gördüğü bu resmi anımsatarak konuşmaya başlamıştı. Tarihteki mumya yapmak âdetinin evreleri üzerine durduktan sonra bir ara kendisi 'Beni milletim nereye isterse oraya gömsün, fakat benim hatıralarımın yaşayacağı yer Çankaya olacaktır' demiştir. Atatürk burada insancıl bir duyguyla yaşadığı yere bağlılığını ifade etmişti. Ancak mezarı olacak yer için bir dileğini başka hiçbir zaman vasiyet şeklinde bizlere bildirmedi.


Nitekim bir anıt kabir yapılması için komisyon kurulduğunda içlerinde Atatürk'ün yakın dostu da olan Falih Rıfkı Atay, kabrin Çankaya'da olması konusunda ısrar eden ve teklif veren mebuslar arasındaydı:

Atatürk bütün hayatında Çankaya'dan ayrılmamıştır. Çankaya şehrin her tarafına hâkimdir ve milli mücadele devletin kuruluşu ve inkılâplarımızın hatıralarına ayrılmaz bir surette bağlıdır. En muhteşem abideler inşasına müsaittir. Hülasa maddi manevi bütün şartları haizdir. Atatürk'ü ölümünden sonra Çankaya'dan ayırmayı haklı gösterecek hiçbir sebep bulamadık. Onun için bizler Çankaya fikrinde ısrar ediyoruz.
 

Mebusların Çankaya teklifi.jpg
Mebusların Çankaya teklifi

 

Falih Rıfkı Atay'ın bu insani talebi, İnönü'ye yakın vekiller tarafından sert bir tepki ile karşılanmıştı.

Atay'ı kaynak gösteren Yakup Kadri Karaosmanoğlu tartışmaları şu sözlerle kaleme alır:

Bu komisyonda bulunan Falih Rıfkı Atay -kendisinin bana anlattığına göre- Atatürk'ün Çankaya'da gömülmek istediğini ve bu dileğini adeta bir vasiyet şeklinde tekrar ettiğini hatırlatır, buna karşı Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Kemal Gedeleç de 'İnönü'ye, demek ki, bir türbedarlık vazifesi verilecek!' diye söylenir dururmuş. Nihayet, dönüp dolaşılmış, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterinin ısrarlı teklifi üzerine bugünkü Anıtkabir'in yeri kabul edilmiş.
 

Atatürk'ün ailesi ve yakınları Çankaya'da ısrar etmesine rağmen yapılan oylama sonucu Çankaya teklifi reddedildi.

Cumhuriyetin banisi için Rasattepe'de bir anıt kabirin (Anıtkabir) yapılması kararlaştırıldı. 

Uzun yıllar bu kabir bir türlü tamamlanamadı. Demokrat Parti, seçim sürecindeki vaatlerinden birisi de kabri tamamlamaktı.

Nitekim iktidara geldiğinde inşaatı süratle tamamlayarak Atatürk'ün kabrinin bulunduğu bugünkü Anıtkabir'in inşasını tamamladı.
 

Komisyonun mevcut yer önerisi.jpg
Komisyonun mevcut yer önerisi

 

Demokrat Parti, Anıtkabir üzerinden CHP'ye sert eleştiriler yöneltecekti bu eleştirilerin başında Gazi Paşa'nın na'şı müzede beklerken inşaatı tamamlaması gerekenler arazide ciddi yolsuzluklar yaptığına yönelikti.

DP'ye yakın gazetecilerden Ali Naci Karacan, seçimden sadece bir ay sonra CHP'den hesap sorduğu ilk konu Anıtkabir'de yaşanan krizlere yönelikti:

Halk Partisi iktidarının zirvelerinde oturan bir takım nüfuzlu zevat devlete hakim oldukları günlerde, ölen Atatürk için muhteşem bir Anıt Kabir yapacağız diye ellerindeki arsaları gene devlete, büyük karlar temin edecek surette satmışlar mıdır? satmamışlar mıdır? Bir istibdat rejimi yıkıldığı zaman ona mensup olanlardan bir takım ileri gelenlerin kendi iktidar devirlerinde çeşit çeşit yolsuzluklarda bulunmuş olmaları, mesela nüfuzlarını kötüye kullanmaları şahsi menfaat sağlamaya uğraşmaları (...) kimseyi şaşırtmayacaktır.
 

Anıtkabir'in açılışı.jpg
Anıtkabir'in açılışı

 

Nitekim bu iddialar meclis koridorlarına da taşınmış ve Bağımsız ve DP'liler Anıtkabir inşası sürecinde yaşanan yolsuzlukların incelenmesi için soru önergesinde bulunmuştu.

Demokrat Partili Bayındırlık Bakanı Fahri Belen bu iddiaları onaylan bir cevap vererek konuyu araştırdıklarını ve ilgilileri tespit etmeye çalıştıklarını söyleyecekti:

Bu sahada vereseler arasındaki ihtilaf ve sahiplerinin ikametgâhlarının meçhul olması gibi sebeplerle istimlâk bedelleri bankaya yatırılmak suretiyle hazine adına tescil edilen 9 parsel mevcuttur. İstimlâk bedeli 19.952 liradır. Sahipleri de Salih ve hissedarları, İbrahim ve Ziya, İsmail oğlu Ali, Kamuran kokaydın. Maalesef metrekaresi yoktur.

İlgili makamlardan topladığım dosyalardaki gayrimenkul sahiplerinin hüviyetleri açık değildir. Aydınlatılması gereken hususlar da vardır. Ben topladığım malumatı olduğum gibi arz etmiş bulunuyorum.

Bunları tespit etmenin zaman meselesi olduğunu Sayın Tekelioğlu arkadaşımız takdir buyururlar. Ali oğlu Veli kimdir. Arayacağız. Fakat bunun aranması zaman meselesidir diyorum. Kendilerine ilgilerinden dolayı teşekkürlerimi sunarım.


Velhasıl, ülkenin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk gönlündeki yere gömülemediği gibi bu işten sorumlu kimseler de konuyu eline yüzüne bulaştırmışlar ve kabrin inşaatını bir türlü tamamlayamamışlardı.

Bereket versin Demokrat Parti iktidara geldi de Gazi Paşa ebedi istirahatgahına defnedildi.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU