Gazze Şeridi'ne yakın bir bölgede görev yapan İsrailli bir kadın askerin, cumartesi sabahı Hamas tarafından yapılan saldırılar sırasında yaşadıklarını anlattığı ifadesi İsrail basını tarafından yayımlandı.

Eğitimini henüz geçen hafta tamamladığını ve saldırılardan birkaç gün önce görev yaptığı üsse gözcülük göreviyle gönderildiğini söyleyen İsrail askeri, Hamas'ın saldırıları sırasında bir diğer gözcüyle birlikte kendilerini kumanda merkezine kilitlediklerini belirtti.

Saldırıların roket atışlarıyla başladığını söyleyen İsrail askeri, Hamas militanlarının gözetleme sistemlerine ateş ederek kameraları işlevsiz hale getirdiğini aktardı.

İsrail askeri, saldırının başladığı anları şu sözlerle anlattı:

Sabah 6.30'a alarm kurmuştum. Hemen ardından sirenler çalmaya başladı. Ne yapacağımızı bilmiyorduk çünkü hiç böyle bir durumda kalmamıştık. Sadece dışarı koştuk. Büyük beton bir borunun içine girdik. Çok korunaklı bir alan değildi ve patlamaların sesi korkunçtu. Ölmek üzere olduğumu düşündüm. Kaldığımız yere roketlerin düştüğünü ve şarapnellerin havada uçuştuğunu gördüm. Herkes ağlamaya başladı. Uzun süredir orada olan kızlar bile hiçbir zaman bu kadar güçlü saldırı olmadığını söyledi. Ne olduğunu tam bilmiyorum ama sanırım yeni tip bir roket kullandılar. Çok korkutucuydu ama bu sadece başlangıçtı.

Saldırının bu aşamasından sonra bölgedeki tüm üslere saldırılar düzenlendiği haberini aldıklarını belirten İsrail askeri, "Kızlardan biri saldırıyı erkenden bildirmişti ama birliklerin gelip saldırıyı durduracak vakti yoktu. Çok fazla terörist vardı. Bize tek seçeneğimizin savaş odasına kaçarak hayatımızı kurtarmak olduğu söylendi. Sirenler çalarken ve roketler yanımıza düşerken koştuk. Hayatımda hiç koşmamışım gibi koştum. Tüm kameraları vurdular. Bu nedenle teröristlerin nerede olduğunu göremiyorduk. Hızlı bir şekilde elektriğimizi de kestiler" ifadeleriyle yaşananları anlattı.

Kumanda merkezine girdikten sonra yaşadıklarını anlatan İsrail askeri, "İlk başta silahlı bir birliğimiz vardı. Ama birer birer öldürüldüler. Bir yaralı kumanda merkezine getirildi. Yapabildiğim kadar ona yardım etmeye çalıştım ama saklandığım yerden çıkmaktan çok korkuyordum. Zor bir psikolojiydi çünkü kendi hayatınızdan korkuyorsunuz. 26 saat boyunca yemek yemedik. Yiyecek bir şeyimiz yoktu ve çok az suyumuz vardı. Havalandırma yoktu. Sıcaktan ölüyorduk ve çok havasızdı. Bir bardağa çişimi yapmak zorunda kaldım. Tuvaletimiz yoktu. İnsanlar büyük baskı altındaydı. Kadınlar pantolonlarına kaçırdılar" diye konuştu.

Militanların kumanda merkezinde yangın çıkarmaya çalıştığını belirten İsrail askeri şunları söyledi:

Bir noktada yangın alarmı çaldı. Ölmek üzere olduğumu düşündüm. Çünkü eğer yangın varsa dışarı çıkmak zorunda kalacaktım. Ve dışarda teröristler bekliyordu. İçerde kalırsam da yanarak ölcektim. Şans eseri yangın büyümedi. Teröristler yangın çıkarmaya çalışmıştı. Diğer yerlerde de bunu yaptılar. Tüm kumanda merkezini yaktılar ve kızların dışarı çıkmak veya yanarak ölmekten başka seçeneği kalmadı. Dışarı çıkmayı seçtiler. Şimdi her ses beni strese sokuyor. Her patlama, her kapı çarpması, bir hapşırık sesi. Yalnız başıma uyuyamıyorum.

Independent Türkçe, Haaretz