Türkiye sıcak hava dalgasının etkisi altına girdi. Birçok ilde sıcaklık rekorları kırılıyor.
30 dereceyi aşan sıcaklıklar ülke genelinde etkili olurken, yer yer 45 derecenin üstü görüldü.
Mevsim normallerine dönülse de bu durum uzun sürmedi ve Türkiye yeniden sıcak hava dalgasının etkisi altına girdi.
Yazın en sıcak ve boğucu günlerinin yaşandığı bu döneme "eyyam-ı bahur" deniliyor.
Yüksek sıcaklığın 4-5 gün etkisini göstermesi beklenirken, küresel ısınma konusunda harekete geçmenin kritikliği her geçen gün daha net şekilde görülüyor.
Türkiye'nin yaşadığı kurak dönemlerin sıklaştığını vurgulayan Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız, iklim değişikliği konusunda harekete geçilmekte geç kalınırsa sonuçların geri döndürülemez şekilde tüm hayatı etkileyeceği uyarısı yaptı.
Türkiye'de bazı kentlerde 50 derecenin görüldüğünü hatırlatan Yıldız, konunun siyaset üstü olduğuna dikkati çekerek ülkenin öncelikli gündeminde yer almasının şart olduğunu söyledi.
"Türkiye 2 yıl arka arkaya yaygın ve şiddetli kuraklık yaşarsa, tarımsal üretimde çöküş yaşar"
Sıcaklıkla beraber su kaynakları bakımından tehlike çanlarının çaldığına işaret eden Yıldız, özellikle İstanbul için uyarı da bulundu.
20 milyonluk kentin su temininde Melen Barajı'nın gerekliliğine değinen Yıldız, bu yapı tamamlandığında İstanbul'a yılda 1 milyar 77 milyon m3 su temin edileceğini aktardı.
Melen Barajı'nın İstanbul'a 160 kilometrelik uzaklıktaki Batı Karadeniz havzasında yer aldığı için kurak dönemlerde İstanbul'un acil su temini sigortası işlevi göreceğini dile getiren Yıldız, "Melen Barajı depolaması işletmeye alınmadan mevcut barajlar ve su kaynakları yoluyla İstanbul'un su yönetimi, 2 yıl üst üste yaşanacak şiddetli bir kurak dönemde büyük zorluk yaşar. Kente temiz su temini riske girebilir" dedi.
Bu durumun sadece İstanbul için değil, Türkiye genelinde de böyle olduğunu hatırlatan Yıldız, "Türkiye 2 yıl arka arkaya yaygın ve şiddetli kuraklık yaşarsa, tarımsal üretimde çöküş yaşar. Türkiye, bunu kaldıramaz. Meteorolojik ve tarımsal kuraklığın birlikte yaşanması, sonun başlangıcı olur" diye konuştu.
"Türkiye gıda konusunda kendine yetebilirlikten uzaklaşıyor"
Dursun Yıldız'ın bu uyarısı, iklim değişikliğinin tarımsal üretim ve gıda güvenliğine olumsuz etkileri noktasında kritik önemde.
"Türkiye gıda güvencesini sağlayabilecek mi? Kendisine yeterli gıda üretimini yapabilecek mi?" soruları yanıt bekliyor.
Yıldız'a göre Türkiye gıda konusunda kendine yetebilirlikten uzaklaşıyor. İklim değişikliği etkisi altında ülkede kurak periyodlar artıyor ve yağışa bağlı tarım üretimi riske giriyor.
"Önümüzdeki yıllarda su bütçelerinde açıklar bekleniyor"
Özellikle bazı nehir havzalarında önümüzdeki yıllarda su bütçelerinde açıklar beklendiğini ileri süren Yıldız, önlem alınmazsa tarım üretimin riske gireceğini ve Türkiye'nin birçok gıda ürününde dışa bağımlı hale gelebileceğini söylüyor.
Yıldız, "Tarım ve su politikaları birlikte ele alınmalı. Suya göre tarım politikası, hızla hayata geçirilmeli, önümüz karanlık" ifadelerini kullandı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Kuraklık sudaki gibi enerjiyi de etkileyecek, önlem alınmazsa olumsuzluklar katlanacak"
Kuraklık konusunda öne çıkan bir diğer husus ise enerji fiyatlarına etkisi.
Dursun Yıldız, su kaynaklarında olduğu gibi enerji alanında da olumsuzlukların katlanacağı uyarısı yaptı.
Türkiye'de kurak periyodların sıklaştığını belirterek önlem alınmaz ise iklimsel değişkenlik etkisinin daha yoğun şekilde görüleceğini vurguladı.
"Ekimden itibaren süreç kurak geçerse yılbaşına kadar enerji fiyatları artar"
Yıldız'a göre Türkiye'de yenilenebilir enerji üretiminde riski azaltacak ilerleme sağlanamadı.
Kurak periyodlarda enerji üretimi açısından rezervuarların boşaldığı uyarısı yapan Yıldız, şunları kaydetti:
"Hidroenerji üretiminde enerji güvenliği, yenilenebilir enerji açısından riske giriyor. Bunun sonuçları şöyle oluyor, ithale bağımlı olunuyor! Enerjiye bağlı kaynakların artması, enerji fiyatları ve karbon salımının yükselmesine neden oluyor. Türkiye'deki baraj doluluğu ortalama yüzde 35-40 seviyesinde. Ekim ayında başlayacak su yılının geçen yıl gibi kurak geçmesi durumunda hidroenerji üretiminde büyük azalma meydana gelir. TL'nin döviz kuru karşısında değer kaybetmesi ve enerji kaynaklarına bağlılığı nedeniyle enerji fiyatları artıyor. Dünyada da enerji fiyatları yükselişte. Yerli ve yenilenebilir kaynaklardan üretimin maksimize edilmesi lazım."
Gidişatın sonbaharda yeni bir elektrik zammına da işaret edip etmediği konusunda ise Yıldız, ekimden itibaren süreç kurak geçerse yılbaşına kadar enerji fiyatlarının artacağını öne sürdü.
Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız, "Üretimden dağıtıma elektrikteki özelleştirme fiyat dengesini zorluyor, sürekli artıyor. Yılbaşına kadar elektriğe yeni zam gelebilir" diyerek sözlerini tamamladı.
© The Independentturkish