Şangay İşbirliği Örgütü genişleyerek işlevsizleşiyor mu?

Dr. Ümit Alperen Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: DPA

Bir zamanlar "Asya'nın NATO'su mu oluyor" diye tartışılan Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) pandemiden sonraki ilk zirvesini geçen yıl eylül ayında Özbekistan'ın tarihi şehri Semerkant'ta yüz yüze gerçekleştirmişti.

Hindistan'ın ev sahipliğinde yapılan bu seneki zirve ise çevrimiçi olarak gerçekleştirildi. Japonya'nın Hiroşima kentinde 19-21 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilen G7 Zirvesi ise yüz yüze gerçekleştirildi. Yine Çin'in Xian kentinde 18-19 Mayıs'taki Çin-Orta Asya ülkeleri zirvesi de yüz yüzeydi.

Liderler zirvesi öncesi gerçekleştirilen bu yılki toplantılarda da Hindistan'ın Çin eleştirisi dikkatleri çekmişti. Muhtemelen Rusya'da yaşana "Wagner darbe" teşebbüsünün hemen ardından belki Putin'in katılması zor olabilirdi.

Ama anlaşılan zirvenin çevrimiçi olmasının nedeni katılım fiziksel zorluklarından daha çok Hindistan-Çin arasındaki anlaşmazlıklardan kaynaklanıyor.

Hindistan-Çin arasında Haziran 2020'de sınır anlaşmazlığı ve çatışması nedeniyle başlayan sürecin etkisinin hala devam ettiğine işaret ediyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Zirvede kim, ne dedi; niçin dedi?

Genel olarak liderlerin zirvede temas ettiği hususlara bakıldığında, her lider kendi ulusal çıkarlarını ön plan çıkardığı görülmekte.

Hindistan Başbakanı Naredra Modi, sınır-aşan terörizmi ŞİÖ'nün eleştirebilmesi gerektiğini söylerken hem Pakistan'ı hedef aldığı hem de bu konuda Pakistan'ı koruyan Çin'i eleştirdiği bir sır değil.

Diğer yandan Modi, ülkelerin toprak bütünlüğüne ve egemenliklerine saygı duyulmasını dile getirirken de Çin ile yaşadığı sınır anlaşmazlığından bahsediyordu. 

Rusya Başkanı Vladimir Putin ise yerel paralarla ticaret yapılmasından, küresel ekonomik krizden ve potansiyel çatışmalardan bahsederken Ukrayna işgali nedeniyle içerisinde bulunduğu sorunları anlattı.

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping de bölgesel barış, ortak güvenlik vurguları ile Batı'yla yaşadığı sorunları çözmeye ve küresel yönetişime katkı veren küresel güç imajı oluşturmaya çalıştı.

Ayrıca Çin, Kuşak-Yol Girişimi'ni (KYG) ŞİÖ'ye angaje etmeye çalışsa da Hindistan buna sıcak yaklaşmıyor.

Hindistan, KYG'yi jeo-ekonomik bir girişimden daha çok jeopolitik bir girişim olarak görüyor. 

Gelecek yıl ŞİÖ dönem başkanlığı yapacak olan Kazakistan Devlet Başkanı Kasım Tokayev de örgüt içerisinde yakın enerji işbirliği ve ortak enerji stratejisi geliştirilmesi gerektiği konusuna değindi. 


ŞİÖ, Batı karşıtı mı oluyor?

Bu zirvedeki en önemli gelişme ise şüphesiz İran'ın ŞİÖ'ye tam üyeliğinin onaylanması oldu.

İran'ın ŞİÖ'ye tam üyeliğinin onaylanması acaba örgüt Batı karşıtı bir yapılanmaya mı gidiyor tartışmalarını da beraberinde getirdi.

Hem Çin hem de Rusya, ŞİÖ'nün ABD karşıtı bir yapılanma olduğu imajı oluşturmamak için İran'ın örgüte tam üye olmasına sıcak bakmadılar.

Ayrıca, Çin ve Rusya'da, İran'ın ŞİÖ'ye tam üye olmasının avantajından daha çok dezavantajının olacağı yaklaşımı hakimdi.

Fakat Çin ve Rusya'nın ABD ile ilişkilerindeki gerilimin son dönemelerde yeni bir boyut kazanması ile İran'ın tam üyeliğine yaklaşımları değişti. 

Diğer yandan İran'ın tam üyeliğine olumlu yaklaşımla birlikte alt-sistemsel dengeler gözetildiği dikkatlerden kaçmamalı.

Suudi Arabistan, Mısır ve Katar'ın ŞİÖ'de Diyalog Ortağı statüsü verilmesiyle Arap ülkelerinin de dahil olmasını örgüt içerisinde İran-Arap dengesi olarak da okumak mümkün.

Bahreyn, Maldivler, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Myanmar da yeni Diyalog Ortaklığı için süreç başlatıldı. Belarus için de tam üyelik sürecinin başlatılması da sürpriz olmadı.

Dolayısıyla ŞİÖ'nün Suudi Arabistan, Mısır, Katar gibi ülkelerin de dahil olmasıyla genişlemesi ve Hindistan'ın Rusya-Batı denge politikası örgütü ABD ya da Batı karşıtı bir yapılanma olmasını zorlaştırıyor.

Hatta Çin ve Rusya ŞİÖ'yü ABD'yi dengeleyecek bir yapıya dönüştürmeye çalışsalar da bu artık mümkün olamayacak bir süreç de başladı.
 


Hindistan'ın artan bölgesel ve küresel rolü

Bu yıl hem bölgesel bir örgüt ŞİÖ'ye hem de G20'ye ev sahipliği yapan Hindistan için 2023 oldukça hareketli geçiyor.

"Dışında olmaktansa içinde olmak daha iyidir" yaklaşımı ile ŞİÖ'ye dahil olan Hindistan'ın örgütün temel dinamiklerini devasa ölçeği ile köklü olarak nasıl etkilediğine şahit oluyoruz.

ŞİÖ, 2020 ortalarına kadar Rusya-Çin ikili ekseninde şekillenirken, Hindistan'ın dönem başkanlığı örgütü üçlü eksene taşıdı.

Aynı zamanda Asya ekseninde Çin-Rusya ikilisinin ortaklığının kendi aleyhine olabilecek dezavantajlarını da etkisizleştirmekte hatta avantaja çevirebilmekte.

Modi'nin 21-24 Haziran'da Vaşington'a gerçekleştirdiği ziyarette ABD Başkanı Biden tarafından görkemli bir şekilde karşılanmasının ardından, Çin ve Rusya başkanlarının bulunduğu zirveye başkanlık etmesi de her anlamda Hindistan için büyük bir prestij.

Dahası Hindistan'ın hem Asya'nın ve ABD'nin rakip olarak gördüğü ŞİÖ'de üçüncü bir güç olarak ortaya çıkması ve ABD'yle de yakın ilişkiler geliştirebilmesi uluslararası sistemdeki avantajını gösteriyor.

Ayrıca, Hindistan'ın ABD'yle savunma sanayi işbirliği, teknolojisi transferi, ortak uçak motoru üretimi, predatör satışı gibi antlaşmaları da Vaşington'un nazarında Delhi'nin önemini gösteriyor. 

Muhtemelen ABD, Avrupa'da İngiltere, Doğu Asya'da Japonya ile olan stratejik ilişkilerine benzer bir ilişkiyi de Güney Asya'da Hindistan ile kurmaya çalışıyor.

ABD bunu yaparken Hindistan'ın Rusya'yla olan ilişkilerini bir engel olarak görmemesi de Delhi'nin elini rahatlatıyor.

Hindistan küresel sistem içindeki bu avantajlarını da ŞİÖ içerisinde aktif bir şekilde kullanıyor. 

Ayrıca Hindistan'ın ekonomik, politik ölçek büyüklüğü ile birlikte ŞİÖ içerisindeki pozisyonu, Rusya-Çin arasındaki Orta Asya ülkeleri için de önemli bir ekonomik ve politik alan açmakta.

ŞİÖ çerçevesinde Hindistan-Orta Asya ülkeleri arasındaki kurumsal etkileşiminin artması bu ülkelerin güney yani Hint Okyanusuna çıkışları açısından da önemli.

Ayrıca, Orta Asya ülkeleri için ŞİÖ içerisinde ellerini rahatlatmakta ve seçeneklerini arttırmakta. Tabii ki Hindistan'ın bu durumu Orta Asya ülkelerinin de ŞİÖ içerisinde Yeni Delhi'ye ilgisine olumlu yansıyacak.

Sonuç yerine, Asya ve küresel politikada yaşanan değişimlerin etkisini ŞİÖ Liderler Zirvesi'nde de görmek mümkün.

Her şeyden önce bu seneki zirvenin en önemli yönü alınan kararlardan, konuşmalardan ziyade çevrimiçi gerçekleşmesi.

Hindistan-Çin rekabetinin artarak devam ettiği görünüyor. ŞİÖ'de Çin, Rusya etkisi göreceli olarak azalırken Hindistan'ın etkisi hızlı bir şekilde artıyor.

Hindistan'ın hem Rusya hem de Batı ile iyi ilişkileri de Yeni Delhi'yi Asya'da ve küresel boyutta da dengenin dengeleyicisi konumuna getirmekte. 

Son olarak; tekrar etmekte fayda var. Artan bir şekilde Batı karşıtı olarak konumlanan Çin ve Rusya'ya rağmen Hindistan'ın denge Batı-Doğu denge politikasının da etkisiyle, ŞİÖ, karar-alıcı ve uygulayıcı bir örgütten hızlı bir şekilde genişleyerek diplomasi forumuna dönüşmekte.

Dolayısıyla ŞİÖ, genişleyerek işlevselleşiyor. Fakat Asya'nın en büyük diyalog formuna dönüşmesi de hem bölgesel hem de küresel düzeyde oldukça önemli.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU