2000'lerde kanın gövdeyi götürdüğü Otel (Hostel) ve Testere (Saw) serileri çok revaçtaydı ve ekranlarımıza hükmediyordu. Dayanması güç işkence görüntüleri içeren filmlerin ataları, Soldaki Son Ev (The Last House on the Left) ve Teksas Katliamı (The Texas Chain Saw Massacre) gibi Vietnam Savaşı sırasında ortaya çıkan yapımlardı.    

Tamamen acımasız, kötü niyetli cinayetlere duyulan arzuysa 11 Eylül sonrasında ortaya çıkan kültürel değişimin ardından geri döndü. Uzun bir süre boyunca, geçmişin ikonik slasher'ları, rastgele şiddet eylemleriyle yer değiştirdi. Bir süre sonra, sadece var olmak, masum genç kızları takip eden ünlü maskeli katillerden çok daha korkutucu hale geldi. 

Korku filmleri Çığlık serisinin gölgesinde kalmıştı

Çığlık (Scream) serisinin Ghostface'i neredeyse imkansızı başararak büyük sükse yaptı. Ve ardından uzun bir süre boyunca slasher türüne yeni katılanlar Wes Craven'ın başyapıtının gölgesinde yaşamaya mahkum oldu. Ta ki Damien Leone'nin Terrifier serisinin psikopat palyaçosu Art, elinde dipsiz ve siyah bir çöp torbasıyla sahneye çıkana kadar.

Korku filmlerinin ikonik karakterlerinden Michael Myers banliyölerdeki bebek bakıcılarını derinden sarsmıştı. Jason Voorhees, kampçıları korkudan titretti. Ghostface'se korku filmlerini çok seven arkadaşlarımıza yan gözle bakmamıza neden oldu. 

Ultra-vahşetin amansız yükselişi

Slasher'lar, birbirlerinin pantolonlarından ve içkiden uzak duramayan gençler için büyük ölçüde ahlaklı olmaya zorlayan semboller haline geldi. Peki, Palyaço Art'ı bu kadar cazip kılan ne oldu?

Art bir şekilde, diğer unutulmaz korku serileri gibi 20 yıllık bir mirasa sahip olmadan izleyicilerin kanına girmeyi başardı. Son birkaç yıldır, işkence filmleri yerini klasik korku anlatılarının daha sanatsal yorumlarına bıraktı. Ancak David Howard Thornton tarafından canlandırılan Palyaço Art, belki de korkularımızı başka bir biçimde arzuladığımızı kanıtladı. 

2000'lerin başındaki nihilist işkence filmleriyle 2010'ların ortasından bugüne uzanan internet mimi kültürünün mükemmel bir birleşimi olan Art, ultra-vahşetin amansız kanlı gösterisini sundu.

Filmin gösterildiği salonda çekilen fotoğraflar viral oldu

Palyaço Art, kendisinden önceki slasher ikonlarına benzer şekilde, bu tür şiddet eylemlerini canlandırırken mizahı kullanarak mevcut kültürel kaygılara hitap etmeye devam ediyor. Art'ın mizahı kullanması ona özgü olmasa da, buna eşlik eden vahşet seviyesi kesinlikle öyle. 

Günümüzde çok fazla kesip biçme gördük, ancak Art işleri alıştığımızdan biraz daha ileri götürme eğiliminde. Terrifier serisinde, hızlı ölümlerin yerini sadece bıçaklanmakla kalmayıp, tanınmaz bir et yığınına dönüşen cesetler alıyor. 

Terrifier 2 geçen yıl ekimde gösterime girdi ve viral fotoğraflar hızla yayıldı. Film sırasında kusan veya bayılan izleyicilerle yanlarındaki sağlık görevlilerini gösteren fotoğraflar, sadece Palyaço Art'ın cazibesini güçlendirmeye yaradı. Böylece Terrifier 2'yi sinemalarda izlemek neredeyse bir onur nişanı haline geldi.

Dünyanın en ünlü komedyeninin katil palyaçoyla ne işi olabilir?

Son zamanlarda Art'ın cazibesi, kendi serisinin dışında etkili olduğunu kanıtladı. Dünyayı kasıp kavuran Kanadalı komedyen Pete Davidson'ın kendini oynadığı Bupkis'teki son görüntüsü, Art'ın bu kadar sinir bozucu olmak için tüm bu kanlı tiyatrosuna ihtiyaç duymadığını kanıtlıyor. Onu yüzünde ve vücudundaki kan lekeleri olmadan görmek bile tekinsiz hissettiriyor. Bu durumda Art, izleyicileri heyecanlandırmak için tek yapması gerekenin orada öylece oturmak olduğunu kanıtlıyor. 

Bupkis'in ilk sezonunun son bölümünde yalnızca bir dakikalığına görünen Art, ne kadar kısa olursa olsun ekrana tamamen hakim olmayı başardı. Pete'in grup terapisi seansına sıkışmış bir halüsinasyon olarak ortaya çıkan Art, kısa süre içerisindeki ürkütücülüğüyle 2020'lerin korku ikonu olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.

Independent Türkçe, Collider