2010'lu yıllar boyunca çok az stüdyo A24 kadar etkili oldu ya da beğeni topladı. Bağımsız film stüdyosu, kurulduğu 2012'den beri izleyiciler arasında kült statüsüne ulaşan, eleştirmenlerin beğenisini kazanan ve dünya çapındaki sinemaseverlerin yoğun desteğini kazanan birçok film üretti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
A24'ün şimdiden sektörün devlerinden biri olduğunu ve durma emaresi göstermediğini söylemek abartılı olmaz. Daha da iyisi, şirketin filmlerinin birçoğu 2010'larla özdeşleşti. Bu yapımların itibarı, birçoğunun şüphesiz Amerikan sinemasının modern klasikleri haline geleceği noktaya dek gelişmeye devam ediyor.
Collider, A24'ün 10 yıl gibi kısa bir sürede izleyiciyle buluşturduğu ikonik filmler arasında klasik olmaya aday 10 tanesini seçti.
İşte A24'ün 10 modern klasiği...
10- Ayin (2018)
Ari Aster'in tarzı herkese göre olmayabilir ancak rahatsız edici korku filmleri yaratma konusundaki yeteneği inkar edilemez. 2018 yapımı Ayin'in (Hereditary) başrolünde Oscar adayı Toni Collette, trajik bir kaybın yasını tutan bir kadını canlandırırken, ailesinin kökenleriyle ilgili sırları keşfediyor.
En iyi korku filmlerinde olduğu gibi, Ayin de tüyler ürpertici hikayesinin ardında miras, kuşak travması ve aile dinamikleri gibi konuları irdeleyen katmanlar gizliyor. Collette'in kariyerinin en iyi performansı ve muhteşem yardımcı oyuncu kadrosuyla zenginleşen Ayin, kabus gibi ve unutulmaz bir yolculuk olmanın yanı sıra tüm zamanların en iyi korku filmlerinin yanında durmaya layık modern bir klasik.
9- Cadı (2015)
Anya Taylor-Joy, Robert Eggers'ın 2015 yapımı "folk horror" türündeki filmiyle çıkış yaptı. Film, gözlerden uzak bir çiftlik evinde yaşayan ve en küçük çocuklarının kaybolmasının yasını tutan bir ailenin etrafında dönüyor. En büyük kızları Thomasin'in büyücülük yaptığından şüphelenmeye başladıklarındaysa, ailenin bağları zorlanmaya başlıyor.
Cadı (The Witch), Eggers'ın kendine özgü vizyonu, Anya Taylor-Joy'un yıldızlaşan performansı ve ölümcül atmosferi sayesinde dehşet verici olduğu kadar düşündürücü bir korku egzersizi.
8- Pearl (2022)
Mia Goth yavaş yavaş korku sinemasının çığlık kraliçesi haline geliyor ve Ti West'in Pearl'ündeki muhteşem performansı bunun belki de en büyük kanıtı. Filmin başrolündeki Goth, otoriter annesi ve hasta babasıyla birlikte çiftlik evinde yaşayan ve yıldız olma hayalleri kuran genç bir kızı canlandırıyor. Hırslı ama deneyimsiz ve saf olan Pearl'ün hayalleri, onu tarifsiz suçlar işlemeye kadar götürüyor.
Pearl, her şeyden önce Mia Goth'un kayda değer oyunculuk yetenekleri için bir vitrinden farksız. Aktris, şöhret peşinde koşarken yavaş yavaş kötüleşen Pearl rolünde Oscar'a layık bir güç gösterisi sunuyor. Pearl, West ve Goth'un modern sinemanın en iyi ikililerinden biri olduğunu kanıtlayan bir slasher klasiği.
7- Ex-Machina (2014)
2010'lar bilimkurgu için inanılmazdı ve yeni milenyumda türün en iyi filmlerinin çoğu bu dönemde üretildi. Alex Garland'ın başrollerini Alicia Vikander, Domhnall Gleeson ve Oscar Isaac'in paylaştığı büyüleyici bilimkurgusu Ex-Machina, bunun en iyi örneklerinden biri. Film, gelişmiş insansı robot Ava'ya, Turing testi uygulamak üzere bir CEO'nun izole evine davet edilen genç programcıyı konu alıyor.
Amerikan sinemasındaki her büyük bilimkurgu filmi gibi, Ex-Machina da incelikli, anlayışlı ve büyüleyici. Üstelik büyük fikirleri basit ama çarpıcı görsellerle izleyicisine sunuyor. Vikander'in çekici ve karmaşık performansıyla güçlenen Ex-Machina, klasik olmaya aday modern bir bilimkurgu.
6- Uğur Böceği (2017)
Greta Gerwig'in ilk yönetmenlik denemesi Uğur Böceği (Lady Bird) hiç şüphesiz tüm dünyayı kasıp kavurdu. Saoirse Ronan, Laurie Metcalf tarafından canlandırılan annesiyle fırtınalı bir ilişkisi olan lise son sınıf öğrencisini canlandırıyor.
Ergenlik ve aile dinamiklerine dair şaşırtıcı ve incelikli içgörüleriyle Uğur Böceği, sinemanın en iyi ve en doğru işlenmiş gençlik filmleri arasında yer alıyor. Ronan'la Metcalf'ın kariyerlerinin en iyi iki performansını sergilediği Uğur Böceği, izleyicisiyle çok az filmin yapabildiği şekilde bağ kuran nadir filmlerden biri.
5- Sekizinci Sınıf (2018)
Uğur Böceği'nden bir yıl sonra, başka bir yazar-yönetmen ilk uzun metrajlı filminde ergenlik döneminin samimi ve incelikli bir tasvirini yaptı. Bo Burnham'ın yıkıcı filminde Elsie Fisher, liseye başlamadan önce sekizinci sınıfın son haftasında hayatta kalmaya çalışan 13 yaşındaki içe dönük Kayla rolünde.
Ergenliğe giriş türünün modern bir klasiği olan Sekizinci Sınıf (Eighth Grade), insan hayatındaki önemli bir döneme son derece empatik ve keskin bir bakış. Fisher, yalnızlığın ve kafa karışıklığının çarpıcı ve güçlü bir tasvirini sunarak Bunham'ın zekice yazılmış senaryosunu güçlendiriyor ve pek çok kişinin hafife aldığı önemli bir döneme etkileyici bir bakış getiriyor.
4- Uncut Gems (2020)
Adam Sandler, Safdie Kardeşler'in gerilim filmi Uncut Gems'de kariyerinin en iyi performansını sergiliyor. Film, bir zamanlar başarılı ve ağzı iyi laf yapan bir kuyumcu olan Howard'ın, kellesini almaya gelen öfkeli alacaklılara ödeme yapmak için pahalı bir mücevheri geri almak zorunda kalmasını anlatıyor.
Acımasız ve amansız Uncut Gems, izleyicisini ustaca germeyi başarıyor. Film, yanlış ellerde ulaşılmaz görünebilecek bir rolde kendinden emin, katmanlı ve son derece sempatik bir performans sergileyen Sandler sayesinde yükseliyor. Zorlu bir denge unsuru olan Uncut Gems, kolay izlenecek bir film olmayabilir ama Sandler'ın performansı ve Safdie Kardeşlerin bulaşıcı enerjisi sayesinde yıllar geçtikçe daha da iyi yaşlanacak, değerli ve türünün tek örneği bir film.
3- Derinin Altında (2013)
Bilimkurgu, Jonathan Glazer'ın 2013 tarihli başyapıtı Derinin Altında'yla (Under the Skin) en iddialı ve düşündürücü filmlerinden birine sahip. Scarlett Johansson, İskoçya'daki erkekleri avlayan genç ve çekici bir kadın kılığındaki dünya dışı varlık rolünde.
Derinin Altında zorlayıcı, anlaşılması güç ve büyüleyici. Johansson en iyi performanslarından birini sergileyerek hipnotize edici bir performans ortaya koyuyor. Film, güzellikle korku, sanat ve provokasyon arasında mükemmel bir kombinasyon olan usta işi bir bilimkurgu.
2- Ay Işığı (2016)
Barry Jenkins'in Oscar ödüllü ergenlik draması Ay Işığı (Moonlight), tüm zamanların en iyi filmleri arasında yer alıyor. Film, uyuşturucu salgınının en yoğun olduğu dönemde büyüyen Chiron'un çocukluktan yetişkinliğe uzanan hayatını, cinselliği ve kimliğiyle yüzleşmesini anlatıyor.
Siyah erkeklik, cinsellik, kimlik ve kendini keşfetme gibi ana akım sinemada nadiren görülen temaları Ay Işığı için türünün tek örneği denebilir. Film ilerledikçe son derece gerekli bir karakter çalışması haline geliyor. Jenkins'in şefkatli ve empatik yaklaşımı kimlik, romantizm ve samimiyetin olağanüstü bir tasviriyle sonuçlanıyor ki bu da zamana meydan okuyacak ve Amerikan sinemasının tüm zamanların en iyi filmlerinden biri haline gelecek.
1- Her Şey Her Yerde Aynı Anda (2022)
A24, Daniel Kwan ve Daniel Scheinert'ın sürrealist komedisi Her Şey Her Yerde Aynı Anda'yla (Everything Everywhere All At Once) en büyük gişe başarısını elde etti. Michelle Yeoh, kendini çok evrenli bir savaşın ortasında bulan Çin asıllı göçmen Evelyn Wang rolünde.
Komik, kışkırtıcı, zeki ve çılgın film, adeta bir yaratıcılık patlaması. Travma, miras, soy ve Asyalı-Amerikalı kimliği hakkında düşündürücü temaları harmanlayan film, tartışmasız bir şekilde "benzersiz" olarak adlandırılabilecek birkaç filmden biri ve her yeniden izlemede daha da iyi hale gelen gerçek bir sinema deneyimi.
Independent Türkçe, Collider
Derleyen: Nazlı Erdol
