Generallerin savaşı Sudan'ı Afrika Boynuzu'nun Ukrayna'sı yapıyor!

Tüm askeri güçler sivil stratejik ve mali kontrol altına alınmadığı sürece, Sudan'da pek çok kişinin can attığı demokratik sivil hükümete geçişin önünde bir engel olmaya devam edecek

Fotoğraf: Reuters

Sudan'daki son çatışmalarda yüzlerce kişi öldü ve binlerce kişi yaralandı.

Amerika Birleşik Devletleri dahil olmak üzere birçok ülke, diplomatik personelini tahliye etti ve büyükelçiliklerini kapattı.

Bu gelişme üzerine birçokları Sudan'da olup bitenleri açık savaş ve Sudan'ın Afrika Boynuzu'nun Ukraynası olabileceği şeklinde yorumladı.

İki savaşan grubun bir zamanlar yakın müttefik olmasına ve 2021'de Sudan'ın kontrolünü ortaklaşa ele geçirmesine rağmen, kontrol ve temel ulusal meselelerde karar alma konusunda yaşadıkları müteakip gerilimler onları birbirinden ayırdı.

Sudan'da nihayetinde askeri yönetimden sivil yönetime geçiş için yapılan planlama kapsamında Hızlı Destek Kuvvetleri'nin Sudan ordusuna entegre edilmesi konusundaki karşıt görüşler, bu pek çok temel meseleden sadece biri.

Sudan'da yaşanan kanlı olaylar, her birinin kontrolü ele geçirmek için rekabet ettiği birden fazla güçlü silahlı grubun bulunduğu kırılgan devletlerde görülen tipik bir güç mücadelesini andırıyor.

Bununla birlikte, Sudan'ın konumu ve onu çevreleyenlerin önemi sebebiyle siyasi mücadele, tırmanan askeri çatışma aslında basit iktidar mücadelesinden çok daha karmaşık.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

23 Mart 2021'de The Ever Given konteyner gemisi Süveyş Kanalı'nda seyir halindeyken kontrolden çıkarak yaklaşık bir hafta karaya oturdu.

Gemi, her yıl dünya ticaretinin yüzde 12'sinden fazlasını yönettiğinden uluslararası ticaret için en önemli küresel geçiş noktalarından birini tamamen kapattı.

Mısır hemen harekete geçti, kanalı açtı ve yüzlerce gemi Süveyş Kanalı'nı başarıyla geçti.

Bu olaydan sonra Kızıldeniz bölgesel düzenini düzenleyen dinamikler yeniden önem kazandı.

Kızıldeniz, kuzeyde Süveyş Kanalı'ndan güneyde Babu'l-Mendeb Boğazı'na uzanan çok önemli bir su yolu. Akdeniz'i Hint Okyanusu'na bağlayarak küresel deniz ticaretinde çok önemli bir rol oynuyor.

Jeostratejik önemi ve ticari potansiyeli, bu su yoluna girmeye ve Kızıldeniz kıyılarında kendilerine bir dayanak oluşturmaya karar veren bölgesel oyuncuları da cezbetti.

Nitekim son yıllarda Türkiye, Rusya ve Çin gibi ülkeler Sudan'dan Somali'ye bu bölgede artan sayıda liman ve askeri tesis inşa ettiler.

Bu hızlı yayılma, Afrika kıyı devletlerinde yeni bir "Afrika kapışmasının" yaşandığına işaret ediyor gibi görünüyor.

Bu bağlamda Mısır, Kızıldeniz üzerindeki çatışmayı her zaman tüm bölgenin deniz güvenliğine yönelik bir tehdit olarak gördü.

Aslında, Babu'l Mendeb Boğazı yakınlarında da birkaç küçük olay meydana geldi. Bu olaylar ve Ever Given gemisi olayı, Süveyş Kanalı ve Babu'l Mendeb'deki iki geçiş noktasının Kızıldeniz'den geçen küresel ticaret akışını ne ölçüde etkilediğini gösterdi.

Bu ise her iki tarafındaki kapısıyla söz konusu su yolunun tek bir halkasında görülecek sorunun etkisi, kaçınılmaz olarak Kızıldeniz bölgesi boyunca yankılanacak, Akdeniz ve Hint-Pasifik bölgesine uzanacak demektir.

Bu nedenle Kızıldeniz, deniz yollarının güvenliğinin, coğrafi sınırlarının ötesine uzanan karmaşık bir bölgesel güvenlik çerçevesinin parçası olduğu, entegre bir sistem olarak düşünülmeli.

Sudan'daki son kriz, kökleri eski devlet başkanı Ömer el-Beşir rejiminin son yıllarına dayanan, 2019'da silahlı kuvvetler tarafından devrilmesinin ardından yaşanan kaos sırasında şiddetlenen bir çıkmazın doruk noktası.

O zamandan beri, demokrasiye geçiş için varılan kırılgan bir güç paylaşımı anlaşması konusunda yaşanan gerilim tırmandı.

Devam eden mücadele de, bu anlaşmanın iki güçlü tarafı arasında üstünlük için uzun süredir devam eden bir rekabetin parçası.

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı General Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, "Hamideti" lakabıyla bilinen General Muhammed Hamdan Daklu liderliğindeki Hızlı Destek Kuvvetleri'ne karşı iktidar mücadelesi veriyor.

İki adam arasındaki ilişki, Hamideti'nin ünleri hâlâ kendilerinden önce gelen Cancavid milislerinin lideri olarak ortaya çıktığı 2000 yılındaki Darfur ihtilafına kadar uzanıyor.

Cancavidler Beşir rejimi tarafından Darfur'da savaşmak üzere görevlendirilen bir gruptu ve Hızlı Destek Kuvvetleri de daha sonra 2013 yılında bu gruptan oluşturuldu.


İki komutan, Beşir'in devrilmesinden sonra iktidarın dizginlerini devralan ve geçiş dönemini yönetecek olan sivil-askeri Egemenlik Konseyi'ne atandı.

Konseyin başına Burhan, yardımcılığına Hamideti getirildi. Ancak bu düzenleme, Hartum'daki istikrarsızlığı veya ordu ile o zamana kadar onun güçlü bir devlet dışı rakibi haline gelen Hızlı Destek Kuvvetleri arasında yıllar içinde büyüyen güvensizliği hafifletmek için çok az şey yaptı.

Ekim 2021'de ordunun eski başbakan Abdullah Hamduk başkanlığındaki geçici hükümeti görevden alıp olağanüstü hal ilan etmesiyle dalgalanmalar yeni bir hal aldı.

Burhan ve Hamideti Konseyde kalırken, sivil üyelerinden biri hariç tümü değiştirildi.


Afrika Birliği, darbenin ertesi günü Sudan'ın üyeliğini askıya aldı. ABD ve Avrupa Birliği, Sudan'daki geçiş aşamasını desteklemek için söz verdikleri yüz milyonlarca dolarlık kalkınma yardımını dondurdu.

Sudan ekonomisi felaketin eşiğinde sallanmaya devam etti ve şiddetli huzursuzluk ülkenin birçok köşesini sarstı.

Ordu, Hartum'un geleneksel ortaklarının çoğunun tam desteğini almayı başaramadı.

Bunlar darbe sonrası kurulan hükümeti pek desteklemediler. Bu arada darbenin akabinde ordu karşıtı geniş çaplı gösteriler yoğunlaştı ve devam etti. Ordu, ülke çapında geniş bir meşruiyet kazanmak için mücadele etti.
 


Şimdi bir grup bölgesel ve uluslararası ses kıtada çok popüler olan "Afrika sorunlarına Afrika çözümleri" sloganına atıfta bulunarak, Afrikalı liderlere Sudan'daki çatışmayı çözmek için daha proaktif adımlar atma çağrısı yapıyor.

Ancak Sudan -ve büyük ölçüde Afrika Boynuzu - nüfuzlarını yansıtmak isteyen küresel ve bölgesel güçler için uzun süredir bir mücadele alanı olduğundan, bu uyarı tamamen akademik.

Rusya, ABD, Birleşik Krallık ve Çin dahil olmak üzere bir dizi uluslararası aktörün Sudan'da izi var.

Altyapı, enerji, savunma, madencilik ve tarıma kadar tüm zinciri kapsayan ortaklıkları bulunuyor.

Bu da onlara Burhan ve Hamideti başta olmak üzere temel siyasi seçkinler arasında önemli bir etki kazandırıyor.


Sudan'daki son kriz en azından ülkenin coğrafi konumu nedeniyle çok büyük önem taşıyor.

Sudan Afrika'nın yüzölçümü olarak üçüncü büyük ülkesi. Muazzam bir jeopolitik öneme sahip geniş bir alanı kapsayan bir ülke ve 7 ülkeyle sınır komşusu: Mısır, Libya, Çad, Orta Afrika Cumhuriyeti, Güney Sudan, Etiyopya ve Eritre.

Hepsi derin bir şekilde onun iç işleriyle iç içe geçmiş durumda ve her birinin çetin özel güvenlik sorunları var.

Aynı zamanda Sudan Kızıldeniz'e yakın ve toprakları Nil boyunca uzanıyor, bu da Sudan'ı yalnızca karayla çevrili, denize kıyısı olmayan Etiyopya için değil, aynı zamanda su kıtlığı çeken Mısır için de çok büyük bir öneme sahip kılıyor.


Hızlı Destek Kuvvetleri'nin finansal ağı (Rusya ve altın ile ilişkileri) hakkında söylenenler durumu tırmandırabilir ve savaşı uzatabilir.

Sudan barışçıl bir demokratik geçiş için çabalayacaksa, askeri harcamalar üzerinde sivil denetim ve Sudan halkına doğal kaynakları üzerinde daha fazla kontrol sağlamak kritik önem taşıyor.

Tüm askeri güçler sivil stratejik ve mali kontrol altına alınmadığı sürece, Sudan'da pek çok kişinin can attığı demokratik sivil hükümete geçişin önünde bir engel olmaya devam edecek.

Tabii eğer generaller savaşı yakında birinin diğerinden kurtulmasıyla sona ererse.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU