14 Mayıs'ta yapılacak seçime katılacak siyasi partiler, milletvekili adaylarının olduğu listeleri 9 Nisan'da Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) teslim etti.
Türkiye'nin dört bir yanından binlerce insan milletvekili olabilmek için seçimlerde yarışacak.
Bu kişilerin her biri farklı mesleklerden ve sosyal kesimden geliyor.
Türkiye'de siyasette özellikle de merkezde yer alan partilerde avukatlar, iş insanları, doktorlar, akademisyenler, eğitimciler, mali müşavirler daha fazla ön plana çıkıyor.
Daha öncekiler gibi 34 gün sonra gerçekleşecek seçimde de bu durum pek değişmeyecek.
CHP'de avukatlar ilk sırada
CHP'nin YSK'ya sunduğu listede yer alan 582 adayın 112'sinin mesleği avukatlık.
Adaylar arasında 55 kişi iş insanı var. Listede farklı mesleklerden 53 mühendis, 28 doktor, 5 diş hekimi, 21 mali müşavir, 25 öğretmen, 8 akademisyen ve 8 gazeteci bulunuyor.
Bunlar dışında tabii ki her meslekten aday da listede yer alıyor.
İYİ Parti ve MHP'de iş insanları bir, avukatlar ikinci sırada
İYİ Parti ve MHP'de de bazı meslekler daha fazla öne çıkıyor. İYİ Parti'de 113 kişiyle iş insanları ilk sıradayken, onları 68 kişiyle avukatlar takip ediyor. İYİ Parti listesinde 37 doktor bulunuyor.
MHP'de de kendisini iş insanı olarak tanıtanlar 155 kişiyle ilk sırada.
63 kişiyle avukatlar ikinci sıradayken 3'üncü sırayı 50 kişiyle mühendisler aldı.
AK Parti ve Yeşil Sol Parti listesindeki adayların mesleklerine ilişkin ise henüz bilgi verilmedi.
Konuya dair aradığımız AK Parti Seçim İşleri Merkezi'nden haberin yazım sürecinde bilgi alamadık.
Ancak bugün yapılacak aday tanıtım toplantısında adayların mesleklerine dair de bilgi verileceği ifade edildi.
"Halkla ilişkileri çok fazla, daha sosyaller"
Peki neden özellikle avukatlar, iş insanları, doktorlar siyasette daha yoğun görülüyorlar?
Bu soruyu önce siyasetin içinde uzun yıllardan beri olan eski CHP milletvekili ve diş hekimi Kadir Gökmen Öğüt'e sorduk.
Öğüt, avukatların, iş insanlarının ve doktorların siyasete olan ilgisini "Halkla ilişkileri çok fazla. İddiaları var. Daha sosyaller" diye açıkladı.
Doktorların siyasete para için girmeyeceğini öne süren Öğüt, "Doktorlar normal işini yapsa siyasetten daha çok kazanıyor. Ben siyasette asla muayenehanede çalıştığımdan daha fazla para kazanmadım. Diş hekimliği yaparken başım daha az ağrıyordu. Daha sosyal oldukları için siyasete yöneliyorlar" dedi.
"Sol partilerde avukat, doktor, sağ partilerde iş insanı"
Avukatların siyasete ilgisinde ise konuşma kabiliyetleri ve geniş çevrelerinin de etkili olduğunu söyleyen Öğüt, CHP gibi sol partilerde avukat, doktor gibi mesleklerden gelenlerin daha yoğun olduğunu belirtti.
Öğüt, bunu karşın sağ partilerde Demirel döneminden beri iş insanlarının daha çok yer aldığını öne sürerek, "İş insanları siyaseti prestij olarak görüyorlar. Bir kısmı da devletten iş almak için giriyor" diye konuştu.
"Kanun yapacak olanların hukukçu olmaları doğal"
Eski İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu ise avukatların siyasete ilgisine dair "Sosyal bir meslek olduğu için doğal olarak ilgilidir. Ayrıca TBMM'nin görevlerinden birinin kanun yapmak olduğu düşünülürse kanunu yapacak olanların hukukçu olmaları doğal olarak görülmelidir" ifadelerini kullandı.
Serbest meslek olması da kolaylaştırıyor
Siyasetle uğraşan insanların bu işe ayıracak zamanı olması da önemli bir faktör.
Durakoğlu, avukatların bir kamu görevi yapmasına karşın serbest bir meslek olmasından dolayı siyaset yapma imkanının diğer mesleklere göre daha kolay olduğunu kaydederek, sözlerini "Siyaset bir bilim ise onu hukuk fakültesinde öğrenerek geldikleri için avukatlar siyasetle ilgili" diyerek bitirdi.
"Siyaset belli meslek gruplarının yapacağı profesyonel iş haline getirilmiştir"
Siyaset bilimci Prof. Dr. Bilal Sambur ise demokrasinin en önemli özelliklerinden birisinin demokratik katılımın olması olduğunu vurguladı ve "Toplum kesimlerinin özgürce ve belirli bir kaygı gütmeden, ekonomik bir sıkıntı, bariyerle karşılaşmadan özgürce siyasete katılması gerekir" dedi.
Türkiye gibi ülkelerde demokrasinin halka kapalı olduğunu aktaran Sambur, "Türkiye'de siyaset ancak belirli bir zümrenin ya da zümrelerin ya da meslek gruplarının yapacağı profesyonel bir iş haline getirilmiştir. Her şeyden önce Türkiye'de siyaset çok pahalı bir iş. İkincisi siyaset çok güçlü bir sosyal network gerektiren bir iş. Bu iki nedenden dolayı genelde avukatlar, doktorlar ve iş insanı denilen ekonomik gücü olan, devletten büyük ekonomik rantlar elde eden çevreler siyaseti tekellerine almış durumdadırlar. En temel iki neden bu" değerlendirmesindi bulundu.
"Birçok toplumsal kesim siyasete katılamadan sadece oy veriyor"
Türkiye'de kadınların, işçilerin, öğrencilerin ve daha birçok toplumsal kesimin siyasete ekonomik zorluklardan, sosyal network ağlardan dolayı katılamadığını belirten Sambur, sadece seçim zamanı oyu istenilen bir nesne olarak görüldüklerini öne sürdü.
Sambur, son olarak avukatlık, iş insanlığı gibi işlerin siyasetle iç içe geçen meslekler olduğuna işaret ederek şunları kaydetti:
Bir avukat siyaset yaparken aynı zamanda mesleğini çok geniş alana yayma imkanı bulabiliyor. Bir iş insanı, siyaset üzerinden çok daha geniş iş imkanlarına yönelebilir ya da iş alanlarında faaliyet gösterebilir. Yani bir noktada siyaset bunlara ana iş haline geliyor. Avukatlık, iş insanlığı bir noktada işin etiket tarafı haline geliyor."
© The Independentturkish