10 kadın ve 15 çocuk hala Libya cezaevlerinde, bir sonraki karara kadar hapiste bulunuyor.
Çocuklar parmaklıklar ardında ve insanlık dışı koşullarda büyüyor, ebeveynlerinin işlediği suçların yükünü taşıyor ve terörist olarak damgalanabilecekleri halde ailelerinin kurbanı olarak orada yaşıyor.
Bu çocuklar ve anneleri, Libya Güçleri'nin koruması altındaki Maitika hapishanesinde bulunuyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bu hapishane Libya'nın en tehlikeli hapishanelerinden biri olarak kabul ediliyor ve "Libya'nın Guantanamosu" olarak tanımlanıyor.
Hapishane, çoğu terörle ilgili davalarla itham edilen 3 bin 500'den fazla mahkumu barındırıyor.
BM Genel Sekreteri António Guterres, 2022'de BM Güvenlik Konseyi'ne sunduğu bir raporda, silahlı gruplar tarafından kontrol edilen bu merkezlerde, özellikle de en korkuncu olan Maitika hapishanesinde "yasa dışı ve insanlık dışı koşullarda binlerce tutuklu" olduğunu doğrulamıştı.
Mahsur kalan çocukların geri kalanı için bir çağrı
Resmi makamların ve sivil toplum örgütlerinin hem Libya hem de Tunus'ta çocukları ve annelerini geri gönderme çabaları devam ediyor.
2020'de Tunus, başka bir grubu kabul etmeye hazırlanırken sekiz kadın ve altı refakatsiz çocuğun geri dönüşünü sağlamayı başardı.
Tunus İnsan Hakları Gözlemevi Başkanı Mustafa Abdulkebir, tutuklularla ilgili şu bilgileri verdi:
2016'dan bu yana eşlerinin IŞİD terör örgütüne üye olmaları nedeniyle Libya cezaevlerinde tutuklu bulunan 4 kadın ve 5 çocuk, Tunus ve Libya'daki yetkililerin koordinasyonu ve gözetiminde kısa sürede geri dönecek. Libya Yüksek Mahkemesi geçtiğimiz günlerde sanıkları beraat ettirirken, 10 kadın ve 15 çocuğa da altı ila 16 yıl arasında değişen hapis cezaları verdi. Anneleriyle birlikte hapis cezasını tamamlayacak çocukların durumundan endişe duymaktayız.
Tunuslu ve Libyalı yetkilileri, bu çocukların çıkarlarını gözeten ortak çözümler aramaya, bu yaşta onları korumak için insani formüller bulmaya ve onları topluma yeniden kazandırmak için rehabilite etmeye çağırıyoruz. Çocuk hakları açısından, çocukların annelerinin tutukluluk sürelerini doldurmalarının mantıksız olduğuna inanıyoruz. Bu çocukların haklarını güvence altına alan bir formülün tartışılması için acilen harekete geçilmesi gerekiyor.
Tunuslu ve Libyalı yetkililer arasındaki anlaşmayla, ya onları ve annelerini Tunus'a iade ederek ya da kadınların hapis cezasını azaltarak, çocukların normal bir hayata geçmelerini sağlamak önemlidir. Tunus'taki güvenlik ve adli prosedürler, ilk aşamada çocukların ve annelerinin güvenlik yetkilileri tarafından teslim edilmesini gerektiriyor. Daha sonra, daha ayrıntılı soruşturma için adli soruşturma yeniden açılmalıdır.
Bütüncül yaklaşım
BM Çocuk Hakları Komitesi konuya ilişkin şu açıklamayı yaptı:
Gerilimin ortasında kalan Tunuslu çocuklardan kaygı duyuyoruz ve Tunuslu yetkilileri çocukların geri dönüşlerini hızlandırmaya çağırıyoruz.
İnsan hakları örgütleri, çocuk oldukları ve şiddet eylemlerine karıştıklarına dair hiçbir kanıt olmadığı için IŞİD gibi terör örgütleriyle bağlantıları nedeniyle çocukların yargılanmamaları çağrısında bulundu.
Tunus Cumhuriyet Savcısı Yardımcısı Hakim Ferid Bin Cahha, yaptığı özel açıklamada şunların altını çizdi:
Tunus, çocukların tıbbi, psikolojik ve sosyal yardım yoluyla topluma yeniden entegre olmalarına ve uygun aile ortamında barınmalarına dayalı olarak çeşitli bakanlıkları içeren yasal ve koruyucu mekanizmalar uygulamaya koymuştur. Tunus yasalarına göre sadece anneler soruşturmaya tabi tutuluyor ve çocuk üç yılı geçmediği takdirde cezaevinde annesinin yanında kalabiliyor.
Sosyoloji Profesörü Celal et-Talili, çocukların rehabilitasyonuyla ilgili görüşlerini şöyle paylaştı:
Bu çocukların yeniden topluma kazandırılması için uygun rehabilitasyon mekanizmalarının sağlanması ve anne babalarının yükünü taşıdıkları suçlamasıyla davranılmaması gerekiyor. Tunus'ta entegrasyon mekanizmaları kurumlar ve mevzuat açısından mevcuttur. Ancak asıl mesele, bu çocukların durumunun resmi makamlar aracılığıyla sürekli olarak izlenmesinde yatmaktadır.
Tunus Çocuk Hakları Derneği başkanı Muaz eş-Şerif geri döndürme sürecini zorlaştıran etmenlerden şöyle bahsetti:
Bu süreçte çocuğun yüksek yararının dikkate alınması gerekiyor. Bu dosya, özellikle ilk aşamada annelerin çocuklarını Tunuslu yetkililere teslim etmeyi reddetmesi ve kimliklerini kanıtlamak için genetik analiz yapmayı kabul etmemesi nedeniyle oldukça karmaşıktır. Anneler ve çocukları kimliksiz, bu da onları Tunus'a geri gönderme sürecini karmaşık hale getirdi.
Geri dönüşü kolaylaştırma
2020'de Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Libya Kızılayı tarafından Mısrata şehrinde kurtarılıp Libya'dan alınan Tunus uyruklu altı öksüz çocuğu Kartaca Sarayı'nda kabul etmişti.
Said, çocukların koruma altına alınmasıyla ilgili şunları ifade etmişti:
Bu çocukların ailelerine teslim edilmeden önce psikolojik destek ve sağlık hizmetlerinin sağlanması, bakımlarının sürdürülmesi ve durumlarının kontrol edilmesi için ülkedeki ilgili kurumlar tarafından gerekli tüm tedbir ve işlemlerin hızlandırılması gerekiyor. Libya'da mahsur kalan çocukların geri dönüşünü kolaylaştırmak için bu önemli dosyanın daha fazla takip edilmesini istiyorum.