Libya ve Tunus arasındaki ilişki, bugün ortaya çıkmış değil, tarihi bir bağdır.
Bu yüzden Libya'daki kargaşa ve istikrarsızlık, Tunus'taki ekonomik ve hatta siyasi durumu etkiledi.
İki ülke, seyahat ve ticari düzeyde önemli bir coğrafi faktör oluşturan ve 'pasaport' adı verilen seyahat kitapçıkları, sınırlar ve gümrükler tarafından kısıtlanmadan önce aralarında tarih boyunca seyahat ve göç hareketine tanık olan 460 kilometrekarelik bir sınırla birbirine bağlanmıştır.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Libya ve Tunus'un arasındaki bağ, özellikle Batı Libya'da hissedilen ortak lehçeyi ve iki ülkenin tarihine damga vuran 'kuskus'un başını çektiği en lezzetli, güzel ve meşhur yemekleriyle ortak mutfak anlayışındaki benzer adetleri aşan bir bağdır.
Tunus'ta Fransızlar ve Libya'da İtalyanlar olmak üzere iki ülke, farklı sömürgecilere karşı mücadele vermesine rağmen bu mücadele döneminde ortak bir ulusal tarihle birlik olmuşlardır.
Libya ve Tunus'un birbiriyle bağlantısı ve yakınlaşması, Kartaca İmparatorluğu dönemine, İslami fetihlere ve oradan Osmanlı sömürgeciliği döneminden Kaddafi ve Burgiba dönemine kadar uzanıyor.
Zamanında Kaddafi ve Burgiba iki ülkenin birleştiğini duyurmuştu. Bu, 48 saat ile tarihin en kısa soluklu birleşmesi olmasına rağmen, iki ülke arasındaki ekonomik bağ, Libyalı olmalarına rağmen kavga eden Kaddafi ve Burgiba arasındaki tansiyonun yükseldiği zamanlarda bile pozisyonunu korumuştur. Tunus Cumhurbaşkanı Burgiba Libya asıllıydı.
Diğer yandan Tunus asıllı Libyalılar da var. Zira iki ülkenin bağımsızlıklarına kavuşmadan önce aralarında seyahat ve göçü engelleyen sınırlar olmadığından, evlilik ve akrabalık ilişkileri vardı.
İki ülkedeki siyasi durum da birbirinden farklı değil. Ancak Libya, yalnızca rejimin düşmesine değil, devletin düşmesine, ordunun bitmesine ve bunun sonucunda silahlı milislerin ortaya çıkmasına sahne olurken, Tunus'ta devlet değil, sadece rejim düştü.
Bu bakımdan, Libya'daki siyasi ve güvenlik durumu siyasi çıkmaz noktasına varacak kadar birçok sorunla karşı karşıya kaldığı sürece, Tunus'ta siyasi veya ekonomik istikrar sağlanamaz.
El-Beci Kaid es-Sibsi dönemindeki Tunus'un krizin çözümüne aktif olarak katılmadan Libya'da olup bitenlerden uzaklaşma politikası uyguladığı doğru.
Ancak Nahda hükümeti tam tersine apaçık bir müdahalede bulunarak Libya Ulusal Ordusu'na (LUO) karşı milisler ve siyasal İslamcılardan oluşan hükümeti destekledi.
Bu, Tunus ekonomisine olumsuz yansıdı. Nahda hükümeti o zamanlar Libya krizini taraflar arasında uzlaşma ve yakınlaşma sağlama açısından ele almadı. Dolayısıyla Sibsi'nin politikasının tam tersini uyguladı.
Nahda'nın manevi babası ve lideri Raşid el-Gannuşi, Libya'daki siyasal İslamcı yoldaşlarının lehine müdahalede bulundu.
Bugün Gannuşi ve eski başbakanı, Nahda Hareketi'ne mensup usta konuşmacılar aracılığıyla, kadın erkek demeden Tunuslu gençleri kandırıp din ve 'cihad nikahı' kisvesi altında Libya ve Suriye'deki savaşa götürme suçlamaları ile karşı karşıya.
İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler) yanlılarının yönetimi altındaki Libya ve Tunus'ta, kara 10 yıl boyunca Nahda Hareketi'nin yanlış hesaplamaları hem Libya hem de Tunus'u istikrarsızlığa sürükledi.
Umulur ki, Libya ile Tunus arasındaki ekonomik entegrasyon, Afrika'nın Avrupa Birliği'ne (AB) açılan kapısını oluşturan iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi ve ekonomik ve endüstriyel forma dönüştürülmesi yönünde atılan ciddi adımların en önemli aşamalarından birini temsil edecek şekilde 'Afrika'ya açılan kapı' olmalarıyla başlar.
Tunus diplomasisi; Kaddafi ve aşırılıkları dönemi, 'Gafsa olayları', Burgiba ile Kaddafi arasındaki tartışma ve siyasal İslam tarafından yapılan son sahte tartışmadan beri Libya öfkesini her zaman idare ediyor.
Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe Tunus merkezli bir gazetenin 'kışkırtıcı' olarak tanımlanan ifadelerine yanıt verdi.
Söz konusu gazetede, Libya'nın 'teröristlerin yuvası' olduğu ifadesi kullanıldı. Bunun üzerine Dibeybe diplomasi sınırlarını aşarak "Asıl Tunus'tan son yıllarda Libya'ya teröristler geliyor, Tunus bir terör ülkesidir" dedi.
Ancak gerçek şu ki, Libya ve Tunus, güç kazanmak için şiddeti kullanan, iki ülke arasında teröristleri ve silahları transfer eden siyasal İslam'ın kurbanları idi.
Bu, Libya ve Tunus arasında paylaşılan ve bugün Libya ve Tunus'un üstesinden gelmeyi başardığı kara10 yıl boyunca her iki taraf için de trajedilere neden oldu.
Libya-Tunus ilişkilerinde geçici yaz bulutlarına rağmen, iki ülke arasındaki köklü tarihi, coğrafi ve halklar arasındaki bağlar sağlam ve güçlüdür.
Bu ulusal ve ekonomik güvenliği aralarındaki önemli bir ortak nokta haline getirmiştir.
Dolayısıyla iki ülkenin istikrarının sağlanması birbirinden ayrı düşünülemez. Ekonomik ve endüstriyel kalkınmada da aynı şey geçerlidir.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia