Tunus'ta şiddet senaryosu geri dönüyor, komplo ve ihanet suçlamaları hazır

Cumhurbaşkanı Kays Said'in destekçileri ile "Ulusal Kurtuluş Cephesi"nden protestocular arasındaki sürtüşmeler, ülkedeki krizin derinleşmesine ilişkin korkuları artırıyor

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in destekçileri, Muneyhile bölgesinde "Ulusal Kurtuluş Cephesi" taraftarlarına karşı şiddet kullanıldığını yalanladı / Fotoğraf: AFP

Tunus başkentinin bitişiğindeki Aryana şehrinde bulunan Muneyhile bölgesi, 8 Ocak Pazar günü, Cumhurbaşkanı Kays Said'in destekçileri ile muhalefetteki Ulusal Kurtuluş Cephesi'nden protestocular arasında sürtüşmeye tanık oldu.

Bu gelişme, Said ile muhalefet arasındaki karşılıklı gerginliğin ülkedeki durumun kötüleşmesine yol açacağına dair korkuları yeniden canlandırdı.

Müslüman Kardeşler'in siyasi kolu olan Nahda Hareketi liderliğindeki çok sayıda siyasi partiden oluşan Ulusal Kurtuluş Cephesi bu sefer başlığı dikkatlice seçti.

Cumhurbaşkanı Kays Said, 2019 yılında iktidara gelmeden önce Muneyhile'de yaşıyordu ve söz konusu bölgeyi sık sık ziyaret ediyordu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ulusal Kurtuluş Cephesi, pazar günü yaptığı resmi bir açıklamayla Muneyhile'de toplantı yapmasını engellemeye yönelik girişimleri kınamakta gecikmedi.

Aktivistler, Said'in destekçileriyle yaşanan sürtüşmeden sonra kaçmaya çalışan liderlerinin video kliplerini tedavüle sokarken, muhalifleri Kays Said'i "yetkilerin çoğunu ele geçirdikten sonra yeni bir diktatörlüğü kutsamakla ve anayasayı ülkeyi başkanlık hükümet sistemine döndürecek şekilde değiştirdiği bir geçiş yoluna öncülük etmekle" suçluyor.

Sosyal medyada yayımlanan ve gerçekliği doğrulanamayan video kliplerde, bir kalabalığın Ulusal Kurtuluş Cephesi liderlerinin yüzüne "gidin", "hainler" ve daha pek çok slogan attığı görüldü.


"Tunus değişime hazırlanıyor; artık kimse bu değişikliği durduramayacak"

Ulusal Kurtuluş Cephesi Lideri Ahmed Necib eş-Şabi, genel kurulunu Muneyhile Belediyesi önünde yapmayı başardığını söyleyerek "Siyasi ve toplumsal yelpazenin birleştiğine, sınıf ve amaç birliğinin demokrasinin ve meşruiyetin geri dönüşü ve diktatörlüğün yenilgisi için var olduğuna" dikkat çekti.

Eş-Şabi, "Ulusal Kurtuluş Cephesi'nin Muneyhile halkıyla buluşmasını engelleme girişiminin onu barışçıl protestolarını sürdürmekten caydırmayacağına" işaret etti.

Tunus'un "değişime hazırlandığını ve artık kimsenin bu değişikliği durduramayacağını" vurguladı.


"Hayatımız boyunca milislerden mustarip olduk"

Büyük ölçüde bölünmüş olan Tunus muhalefeti, hükümet sistemini ve siyasi sahneyi yeniden şekillendiren Cumhurbaşkanı Kays Said'in geniş değişiklikler getirme planlarını engellemeyi başaramadı. 

Tunus'ta 17 Aralık'ta yapılan parlamento seçimleri geniş bir boykota sahne oldu ve muhalefet Cumhurbaşkanı Kays Said'in istifasını talep etti. 

Tunus'ta pek çok kişinin Nahda Hareketi'nin paravanı olmakla suçladığı eş-Şabi, Ulusal Kurtuluş Cephesi destekçilerini, merhum Cumhurbaşkanı Zeynel Abidin'in iktidarına karşı bir ayaklanmanın ardından görevinden ayrılışının yıl dönümüne denk gelen 14 Ocak'taki protestoya katılmaya çağırdı.

Sürtüşme, sokağa gölge düşüren bir ekonomik çöküş yaşayan ülkede şiddete doğru sürüklenme korkularını yeniden canlandırdı.

Eski milletvekili Büşra Belhac Hamide, "Hayatımız boyunca milislerden mustarip olduk. İsimler değişiyor ama uygulamalar hep aynı kalıyor" dedi.


"Şiddet hayaleti her zamankinden daha fazla mevcut"

Muhalefet ile iktidar arasındaki sözlü tartışmaların ışığında, özellikle her iki taraf için de önemli bir seçim aşamasının yaklaşmasıyla, olası bir şiddet korkusu tırmanıyor.

Parlamento seçimlerinin ikinci turunun başarısı, Cumhurbaşkanı Kays Said için bir zafer olacak ve başarısızlığı ise, muhalefetin elinde ona baskı kurmak için başka bir silah olacak.

Eski Milletvekili Hatim el-Müleyki, "Şiddet hayaleti her zamankinden daha fazla mevcut. Sokaktaki çatışmanın çözümü için ufkun tıkanmasının gölgesinde yavaş yavaş kayıyoruz" diye konuştu.

El-Müleyki, "Korku, Cumhurbaşkanı Kays Said'in destekçilerinin şiddete başvurmasından kaynaklanıyor ve bu durumda güvenlik güçleri görevlerini yerine getiremeyecek. Devlet aygıtı sırayla bölünmeye ve sapmaya zorlanacak ve bu, Tunus'un ulaşmaması gereken bir nokta" açkıklamasında bulundu.

El-Müleyki,sözlerini şöyle sürdürdü:

Protestocular arasında ister muhalefet kanadına mensup olsun ister iktidar yanlısı olsun herhangi bir çatışma çıkmamalı ve güvenlik güçleri göstericileri koruyarak ve ortaya çıkabilecek herhangi bir ayaklanmayı önleyerek onları rahat bir şekilde rollerini oynamaya bırakmalıdır. Ancak bugün, ufkun kapanması ışığında protesto hareketlerinin gelişmesi ve başka meydanlara kayması muhtemeldir.


En olası senaryonun, bir sonraki aşamada daha fazla şiddet olduğunu söyleyen El-Müleyki, çünkü "Cumhurbaşkanı Kays Said'in olası bir sükunete veya diyaloğun açılmasına dair herhangi bir emaresinin olmadığını" ifade etti.

El-Müleyki, "Bu, çatışmaya doğru ilerlemek anlamına geliyor ve devlet aygıtının, özellikle de güvenlik güçlerinin, bir taraf lehine önyargılı olacağı veya bölüneceği korkusu devam ediyor. Bu bizim istemediğimiz bir şey, çünkü bunun yansımaları felaket olacak" dedi.


"Kays Said, muhaliflerini vatana ihanet ve komplo kurmakla suçlamaktan vazgeçmiyor"

Bu tırmanış, "Tunus Genel İşçi Sendikası" da dahil olmak üzere birçok gücün yeni yılın mali yasasını reddetmesi ışığında, siyasi ve sendikal arenanın daha fazla uyumsuzluğa tanık olduğu bir zamanda geldi.

Tunus Hükümeti, ekonomik çöküşün ışığında ülkenin yeni finansman elde etmesini sağlamak için Uluslararası Para Fonu (IMF) ve diğer uluslararası bağışçıların gerektirdiği bir dizi reformu uygulamaya çalışıyor.

Siyasi işlerde uzman gazeteci Cihan Alvan, "Cumhurbaşkanı Kays Said, muhaliflerini vatana ihanet ve dışarıyla komplo kurmakla suçlamaktan vazgeçmiyor. Dolayısıyla Ulusal Kurtuluş Cephesi'nin toplanmasının engellenmesi, muhalefeti reddeden yandaşlarının bu suçlamalarının tercümesi olarak geldi" şeklinde konuştu.

"Aslında bu, herhangi bir tarafça reddedilir, çünkü yargı bu tür suçlamalarda bulunmaya yetkili tek organdır" diyen Alvan, sözlerine şunları ekledi:

Muneyhile'de yaşananların, özellikle 14 Ocak'ta özgürlük için yapılan ayaklanmanın on ikinci yıldönümünün yaklaşmasıyla, diğer bölgelerde de tekrarlanacağına inanıyorum. Özellikle Cumhurbaşkanı Kays Said, muhalefet bileşenlerinin 14 Ocak'ta sokaklara çıkma çağrıları arasında seçim sürecini tamamlamakta ısrar ettiği için bu muhtemel görünüyor. Pek çok meslek ve sektördeki grevler ve öfke günlerinin yanı sıra bunlar, zor geçecek günlerin habercisi. Ayrıca işler tehlikeli bir kaymaya doğru gidebilir.


Alvan, "Yetkililerin bazı özgürlüklere dokunma eğilimi, özellikle olağanüstü halin yakın zamanda uzatılmasından sonra hala göz ardı ediliyor. Cumhurbaşkanı Kays Said, daha önce toplumsal barışın korunmasının gerekliliğinden bahsetmişti. Önümüzdeki birkaç gün, Said ile siyaset sahnesinin geri kalan bileşenleri arasındaki keskin bölünme ışığında gergin geçecek" dedi.


"Biz milis değiliz"

Ayrıca, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in destekçileri, Muneyhile bölgesinde "Ulusal Kurtuluş Cephesi" taraftarlarına fiziksel şiddet uygulandığını yalanladı.

Kays Said'i destekleyici bir örgüt olan Muneyhile Gençlik Koordinasyon Komitesi Başkanı Tarık el-Maciri şunları söyledi:

Koordinasyon Komitesi, Ulusal Kurtuluş Cephesi'nin kendilerini Cumhurbaşkanı Kays Said'i destekleyen faşist milisler olarak tanımlamasını reddediyor.


El-Maciri, "Bölücülüğü yaymayı amaçlayan konuşmalara tepki olarak, bazı vatandaşların şiddet kullanmadan sadece Ulusal Kurtuluş Cephesi liderlerine karşı 'gidin' sloganı atarak protesto ettiğini" belirtti.

Bu, Tunus siyasi çevrelerinin, özellikle yabancılaşma aralarındaki ilişki üzerinde asılı kaldığı için Cumhurbaşkanı Kays Said ile muhalefet arasında ateşkes beklenmeyen bir zamana denk geliyor.

 

DAHA FAZLA HABER OKU