2022 yılında Türk bankacılık sektörünün kârlılığı

Prof. Dr. Şenol Babuşcu Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

2022 yılında bankaların kârlılığı konusu çok gündemde tutuldu. Gerçekten bankalar çok kârlı mı? 

2022 yılında bankaların kârlarında bir önceki yılla karşılaştırıldığında yüksek oranlı artışlar görülmektedir.

Bu yüksek gibi görünen kâr artışlarında bazı faktörler rol oynadı. Bunlara baktığımızda;

  • Kur korumalı mevduat uygulaması ile mevduat maliyetlerinin bir bölümünün devlete devredilerek maliyet avantajı sağlanması,
  • Politika faiz oranlarındaki düşüşe bağlı Merkez Bankası'ndan borçlanma maliyetlerinin düşmesi,
  • Mevduat tarafında yüksek enflasyona karşılık bankaların mevduata uyguladıkları faiz oranlarını artırmamaları konusunda uygulamadaki baskılar,
  • Bankaların ellerinde bulunan enflasyona endeksli kamu iç borçlanma senetlerinin enflasyondaki artışa bağlı olarak getirilerinin çok artması,
  • Özellikle özel bankaların kapalı YP pozisyonlarına bağlı olarak TL'deki değer kaybına bağlı değer artış kazancı sağlamaları,
  • 2021 yılında düşük kâr rakamlarına sahip olan bankacılık sektörünün 2022 yılında performansının artmasının çok yüksek kâr artış oranına sahip gibi görünmelerini sağlaması, ön plana çıkan konulardır. 

Fakat konuya sadece artış oranı ve hacim olarak bakmayarak, temel kârlılık rasyolarını hesaplayıp, bazı makroekonomik göstergelerle karşılaştırırsak farklı sonuçlarla karşılaşılmaktadır.

Bütün sektörlerde olduğu gibi bankacılık sektöründe de kârlılık rasyoları çok önemlidir.  

Türkiye Bankalar Birliği verilerine göre 2022 Eylül sonu itibarıyla bankacılık sektörü ortalama özkaynak kârlılığı yüzde 33'dür.

Bu rakam ilk başta iyi bir getiri gibi görünmekle birlikte enflasyondaki değişim oranları ile karşılaştırıldığında çok düşük kalmaktadır.

Dolayısıyla kârlılığın yüksek olup olmaması konuya hangi tarafından baktığınızla ilgilidir.


2023'de yüksek gibi görünen bu kârlılık devam edebilir mi?

2023'ün özellikle ilerleyen ayları açısından sektörün genel durumuna baktığımızda bu yüksek gibi görünen kârların düşme ya da artmama olasılığı bulunmaktadır.

Buna yol açabilecek faktörler ise şunlardır:

  • Kur korumalı mevduat rakamlarındaki küçülme,
  • Mevduat maliyetlerinin artması,
  • Bankalara kredi faiz oranlarını artırmamaları konusunda baskı,
  • Seçim ekonomisine bağlı özellikle kamu bankalarının düşük faizli kredi kullandırmaları,
  • Olası faiz artışları karşısında bankaların portföylerindeki kredi ve sabit getirili menkul kıymetlerin zarar oluşturması,
  • Enflasyonda baz etkisine bağlı düşüşten kaynaklanan enflasyona endeksli menkul kıymetlerdeki getiri azalışı,
  • Personel giderleri gibi operasyonel maliyetlerin yüksek oranlı artması. 

Dolayısıyla 2023 bankalar için kârlılık açısından belirsizlikler taşıyan bir yıl görünümünde olacaktır.


2023'ün seçim yılı olduğunu da düşündüğümüzde önümüzdeki dönemde bankaların kaynak ve kullandırımları ile ilgili ne söylenebilir? 

Kaynak tarafında seçime özel bir şey olmayabilir. Ancak kur korumalı mevduatta kurlar bugünkü şekilde hareket ederse azalmanın devam etmesi olasıdır.

Ayrıca mevduatın TL ağırlıklı olması konusunda devletin baskısı da devam edecektir. Yurt dışı kaynak bulmada bugünkü ekonomik ortam devam ettiği sürece zorlanma ve yüksek faiz ödeme durumu da sürecektir. 

Seçimin esas etkisini kredi tarafında göreceğimizi düşünüyorum. Başta kamu bankaları olmak üzere tüm bankaların yoğun ve ucuz kredi kullandırımı konusunda baskı altında kalacağını söyleyebiliriz.

Bunun dışında KGF teminatlı kredilerin hep gündemimizde olacağı açıktır. Son dönemde kullandırımı kısıtlanmaya çalışılan bireysel kredilerin ise rahat bırakılacağını düşünüyorum.

Yani daha önceki dönemlerde de gördüğümüz kredi kullandırımına bağlı, kişilerin borçlanmaya dayalı geçici refah yaşamalarını sağlayan bir ortam oluşturulmaya çalışılacaktır.

Nitekim bildiğiniz üzere kamu bankalarının sermayelerinde artış gerçekleştirilmiştir. Bu artışın başka gerekçeleri de olsa bile, ilk nedeni bu bankaların seçim döneminde kredi sınırlamalarına takılmalarını önlemektir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU