Pandemi, uzaktan çalışanların konutlarını da etkiliyor... "Özel hayat ihlali hep gündemimizde"

Pandemiyle birlikte "evden çalışmaya" geçen bazı şirketler, personellerinin evlerini ofis gibi tasarlıyor. Mimar Çağıl Akçurin, evlerin ofise dönüşme sürecini, avukat Haydar Polat da işin hukuki boyutunu anlattı

Hayatımızın birçok alanını etkileyen pandemi, yerini "yeni normal"e bıraktı.

Yeni normalimiz ise kendine yeni ihtiyaçlar yarattı.

Salgın döneminde yaygınlaşan ve geçici olacağı düşünülen uzaktan çalışma ise birçok şirketin kalıcı iş modeli oldu.

Bu durum, pandemiyle birlikte uzaktan çalışmaya başlayan beyaz yakalıların evlerindeki düzeni de etkiledi.

Birçok şirket, uzaktan çalışan personelinin evlerinin belirli bölümlerini ofise dönüştürmeye başladı.

Bazı mimarlık firmaları, şirketlerin talepleri doğrultusunda uzaktan çalışan ekiplerin çalışma alanlarına el attı.

Independent Türkçe, uzaktan çalışanların evlerini ofise dönüştüren mimar Çağıl Akçurin ile projenin detaylarını, avukat Haydar Polat ile de konunun iş hukuku alanındaki boyutlarını konuştu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Akçurin: Beklenen bir değişiklikti fakat pandemi sadece bunu katalize etti

Akçurin, sahibi olduğu mimarlık şirketiyle "Kurumsal Ev" fikrini hayata geçirdiklerini ve şirketlerle ortak bilgi alışverişi sonrası uygulamalarını gerçekleştirdiklerini aktardı.

"İnsan kaynakları, finans birimleriyle uzaktan çalışmanın maliyeti ve diğer konularda ortak çalışmalar yürüterek geliştirdiğimiz bir sürece dönüştü" diyen Akçurin, şu ifadeleri kullandı:

Ofis yaşantısı aslında canlı bir organizma gibi. Hep canlı ve değişken. 1950'de olan başka 1970'te, 1980'de 1990'da başka. Bu beklenen bir değişiklikti fakat pandemi sadece bunu biraz katalize etti."

"Personellerin hoşuna giden ve gitmeyen konular var, denge sağlamaya çalışıyoruz"

Yaptığı işi tanımlarken ilk sürecin kriz yönetimi olduğunu ve bu aşamanın ürün tedarikini doğurduğunu dile getiren Akçurin, "İlk hedefimiz 'uzaktan çalışanların bir odasını ofis alanına dönüştürebilir miyiz' fikriydi. Çalışma yaptığımızda ortaya çıktı ki insanların bu şekilde bir odası yok. Evdeki bir odayı buna ayıramayacak personel sayısının fazla olduğunu gördük. Ve 'Biraz daha kompakt ürünler oluşturup bunları kurumsal firmalara sağlayabilir miyiz' dedik. Bunda başarılı olduk. Hem ulusal hem de global çapta müşteriler kazandık" diye konuştu. 

Evlerinde uygulama yaptıkları personellerden gelen geri bildirimleri düzenli olarak takip ettiklerini dile getiren Akçurin, "Hoşlarına giden konular da gitmeyen konular da var. İkisini karşılaştırdığımızda ortak bir denge sağlayabiliyor muyuz o önemli. Çünkü günün sonunda kurum kültürünün ön plana çıkması gerekiyor" ifadelerini kullandı. 

 

 

"Genel müdür o kadar mutlu oldu ki kendi evine de istedi"

Evlerini kompakt ofise dönüştürdüğü kişiler arasında uzman personel ve genel müdürler olduğunu söyleyen Akçurin, yaşadığı bir anıyı şöyle aktardı:

Global bir şirketin personeline kurduğumuz çalışma ünitelerinden genel müdürün evine yapmamıştık. Genel müdür süreçten o kadar mutlu oldu ki kendi evine de istedi. Şu anda genel müdür de kurduğumuz istasyonda çalışıyor."

"Özel hayat ihlali hep gündemimizde"

Evden çalışan personellerin ‘iş saatlerinin uzaması, geç saatlerde gelen mail ve telefonlara cevap vermek zorunda kaldıkları’ şikayetlerini sıkça duyuyoruz.

Akçurin'e şirketlerin personelin evine kuracağı ofisle özel hayatın ihlalini artıracağı yönündeki kaygıları sordum.

"Özel hayat ihlali hep gündemimizde" diyen Akçurin, şu yanıtı verdi:

'Çalışma alışkanlığı tasarımı ya da ihlal yani kişinin özel hayatına saygı gösterme' konuları hep kurum kültürüne dönüşmeye başladığı bir zaman. Biz de ürünlerimize tasarımsal anlamda bunu eklemeye çalıştık. Mesela kapak koyduk önüne. Çünkü 'Bir şeyi kapat ve çık' algısı olsun istedik. 'Ofisten çıktım' algısı yaratabilecek tasarımsal ipuçları ekledik. Biz istediğimiz sloganı tasarımsal olarak tasarlamış da olsak, kurum saat 11'de e-maile geri dönmenizi bekliyorsa buna bizim tasarımcı olarak müdahale şansımız bulunmuyor."

Çalışma Bakanlığı’nın bu konudaki talimatları doğrultusunda yeni tanımlamalar hayata geçirilebileceğini düşünen Akçurin, "Her kurum kendisi için doğru çalışma düzeneğini ve bu ihlallerin çok minimize edildiği şekilde ilave edeceği bir çalışma düzenine oturtacaktır" diyerek sözlerini noktaladı.

 

Haydar Polat.jpeg
Avukat Haydar Polat / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Polat: Rızaya dayalı bir sözleşme olduğu için özel hayata direkt müdahale sayamayız

Uzaktan çalışmanın tanımını yapan avukat Haydar Polat, uzaktan çalışmanın bir sözleşmeye dayalı olması gerektiğine vurgu yaparak, "Türkiye'de ve dünyada özellikle pandemiden sonra daha da yaygınlaşan bir iş sözleşmesinin türü olarak karşımıza çıktı. Biz buna uzaktan çalışmaya dayalı iş sözleşmesi diyoruz. Bu iş sözleşmesi yazılı olmak zorunda yani taraflardan biri bunu imzalamazsa, yazılı hale getirmezse zaten bu sözleşme geçerli olmuyor" dedi.

 

 

Personelin evinde yapılacak değişikliklerin iş sözleşmelerinde yer aldığını ve bu durumun özel hayatın ihlalini doğurmayacağını belirten Polat, şöyle konuştu:

Sözleşme karşılıklı rızayla da yapılan bir şeydir. Ve özellikle pandemiyle birlikte biraz da zorunlu nedenlerden dolayı bu çalışma yöntemine başvuru yapıldı. Ama bu şekilde bir iş sözleşmesi yapılabilmesi için mutlaka işin uzaktan çalışmalara uygun bir iş olması da gerekiyor. Rızaya dayalı bir sözleşme de olduğu için özel hayata direkt müdahale sayamayız.

İş sözleşmelerinde açıkça işin tanımının yapıldığını, personelin kullanacağı ekipmanların dahi açıkça yazıldığını söyleyen Polat, "Tüm uygar ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de özellikle pandemiyle birlikte daha çok yaygınlaşan bir iş sözleşmesi türü olarak karşımıza çıkıyor. Ama bununla ilgili de zaten ilgili ekipmanlar, örneğin masanın, sandalyenin, bilgisayarın verilmesi, kullanılacak elektriğin ödenmesi gibi şeylerde işverence karşılanıyor" diyerek sözlerini noktaladı.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU