Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 24 Kasım'da gerçekleştirdiği toplantının ardından faiz kararını 150 baz puan indirdi.
Son indirimle birlikte politika faizi tabelada yüzde 9'a gerilese de vatandaşa yansıması ise oldukça farklı.
İhtiyaçları doğrultusunda kredi kullanmak isteyen vatandaşlar, bireysel, konut ve taşıt kredilerine ulaşmada, belirlenen rakamın oldukça üzerinde bir faiz oranıyla karşı karşıya kalıyor.
Kredi faizleri el yakıyor
Son yıllarda politika faizi sürekli olarak indirilse de bu durum vatandaşların bankalardan aldığı kredilere olumlu anlamda yansımıyor.
TCMB'den yüzde 9 faizle para alacak olan bankalar, sıra bu parayı kredi olarak vatandaşa vermeye gelince çok daha farklı oranlar yansıtıyor.
Bu da bankaların kârlarının rekor düzeylere ulaşmasını sağlıyor.
Bugün itibariyle internet kanalıyla ulaşılabilen 100 bin liraya kadarlık ihtiyaç kredilerindeki faiz oranının kamu bankalarında 1,55 ila 1.89; özel bankalar ve finans kuruluşlarında ise 1,55 ila 3,39 oranında olduğu görülüyor.
36 ay vadeli 50 bin lira ihtiyaç kredisi kullanacak olanların geri ödemesi 66 bin 549 lira ile 98 bin 625 lira arasında değişiyor.
Konut kredilerinde durum biraz daha farklı. 1 aydan 120 aya kadar taksitlendirilebilen konut kredilerinin faiz oranları kamu bankalarında 1,20 ile 1,29 arasında değişiyor.
Özel bankalar ve finans kuruluşlarında ise bu oran 1,34 ila 3,75 aralığında.
120 ay vadeli 500 bin lira konut kredisi kullanacak kişilerin geri ödemesi 950 bin 545 lira ile 2 milyon 283 bin lira arasında değişkenlik gösteriyor.
Taşıt kredilerinde 1 aydan 48 aya kadar kullandırılan kredilerde kamu bankaları 1,59 ila 1,65; özel bankalar ve finans kuruluşlarında ise 1,44 ila 4,39 faiz oranları belirlenmiş durumda.
48 ay vadeli 250 bin lira taşıt kredisi kullanmak isteyen vatandaşlar 385 bin 184 lira ile 624 bin 918 lira arasında geri ödeme yapabiliyor.
Kısaca bankaların verdiği en düşük faiz oranı aylık 1,29. Bu 12 (ay) ile çarpıldığında insanların karşısına çıkartılan yıllık faiz oranı yüzde 15,48.
Bu şunu gösteriyor. Tabeladaki rakam her ne kadar tek haneli olsa da vatandaşın karşılaştığı oran hep çift haneli. Üstelik TCBM'nın belirlediği yüzde 9'dan çok daha fazla.
"Politika faizinin yüzde 9'a düşmesi, piyasadaki faizin yüzde 9 olduğu anlamına gelmez"
Kerim Rota, uzun süre önemli bankalarda kritik görevlerde bulundu ve finans sektörünü iyi bilen isimlerden.
Rota, politika faizinin düşürülmesinin bankalardan kredi almak isteyen vatandaşa herhangi bir yararı olmadığını görüşünde.
Politika faizinin yüzde 9'a düşmesinin piyasada hiçbir faizin yüzde 9 olduğu anlamına gelmediğini ifade eden Rota, "Bu da politika faizinin önemsizleşmesi ve etkisizleşmesi anlamına geliyor. Bu aslında sadece politika faizinin etkisizleşmesi değil Merkez Bankası'nın itibarsızlaşmasıdır" dedi.
"TCMB ne kadar itibarsızlaşırsa belirlediği faiz oranı da piyasadan o kadar kopuyor" diyen Rota, "Bugün TCMB faizi yüzde 9, mevduat faizi yüzde 24'e gelmiş durumda. Buna karşın tüketici kredileri yüzde 35-40 civarında fiyatlanıyor. Yüzde 17-18'e fiyatlanan bazı kredilere ulaşım neredeyse mümkün değil. Bu piyasaların ismi, 'adı var kendi yok piyasaları'dır. Ama en önemli etkiyi sokaktaki vatandaş gördü. Enflasyondaki bu artış, devletin enflasyonla mücadeleyi terk etmesi, enflasyonun başı boş hale gelmesine sebep oldu. Bütün bunların sonucunda kaybeden toplumun yüzde 95'i oldu" ifadelerini kullandı.
"Bugün kamu bankasından konut kredisi çekmeye gittiğinizde 250 binden fazlasına ulaşmak mümkün değil"
Devletin bankaları kredi kullandırtmamaya özendirdiğini belirten Rota, "Bunu siyasilerin ağzından duymuyoruz ama yapılan düzenlemeler ve tebliğlerle bankaların mümkün olduğunca kredi vermemesi ve tüketiciye vereceği kredileri de yüksek faiz ya da miktarının düşürülmesi yönünde baskı yapılıyor" diye konuştu.
Bugün bir kamu bankasından konut kredisi çekmeye giden bir vatandaşın 250 bin liradan fazla krediye ulaşmasının mümkün olmadığını vurgulayan Rota, şunları söyledi:
"Ona da krediye başvuran 100 kişiden ancak 20'si ulaşabiliyor. Tüketici kredisinde de yüzde 35-40'a varan faiz var. Ticari firmalara yüzde 20'nin üzerinde kredi vermek yasak gibi görünse de bankalar zaten hiç kredi vermiyorlar. Bütün firmalar işletme sermayesinde sıkışmış durumdalar. Bu faiz seviyesiyle kredi büyümesinin imkansız olduğunu gören ekonomi yönetimi faiz seviyesini Sayın Cumhurbaşkanı’na teslim etti. 'Buyurun istediğinizi yaptık' dediler ve arka kapıdan kredi verilmemesi için her şeyi yapıyorlar."
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"'Faiz sebep, enflasyon sonuç' tezinin doğru olmadığı kanıtlandı"
Kredi miktarı ve erişiminin kısıtlanmasının, ekonominin kendi dinamikleri üzerinde devam etmesini engelleyeceğini vurgulayan Rota, bu durumun da büyük bir durgunluğa neden olacağı görüşünde.
"Hükümetin ekonomi yönetiminin buna ne kadar dayanacağı, seçimlerden önce bu politikaya devam edip edemeyeceği bir soru işareti" diyen Rota, "Zannediyorum devam edemeyecekler. Bundan dolayı da yine seçici diyeceğimiz kredilerin açılması için bazı uygulamalar bekliyorum" dedi.
Eylül 2021'den itibaren faizlerde bir düşüş başladığını hatırlatan Kerim Rota, bu süre içinde enflasyonun yüzde 20'lerden 85'lere çıktığını vurgulayarak, "'Faiz sebep, enflasyon sonuç' tezinin doğru olmadığı kanıtlanmış oldu" yorumunu yaptı.
© The Independentturkish