2012 yılında kurulan Türkiye'nin ilk otomotiv veri şirketi CarData'nın son raporuna göre sıfır kilometrede en düşük binek otomobil fiyatı 331 bin 500 lira oldu.
Ekim 2020'de 113 bin lira seviyesinde olan bu değer, Ekim 2021'de ise 146 bin liraydı.
13 Ekim 2022'de açıklanan veriye göre ise en çok satan A, B ve C segment otomobillerin fiyat ortalaması, 767 bin TL.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Türkiye'de şu anda aktif olarak satılan tüm sıfır kilometre binek otomobiller ve SUV'lerden 871 adet model tipinin fiyat ortalaması, 1 milyon 819 bin lira.
Eskiden iki ev alınabilen bu fiyatı vermekle bitmiyor ne yazık ki otomobillerin masrafı.
50 litrelik bir benzin deposunu doldurmak 1000 lirayı geçiyor.
Yıl başında yapılan yüzde 25 zamla en yüksek motorlu taşıtlar vergisi 62 bin liranın üzerine çıkmış durumda.
Kış yaklaşırken lastik değiştirecekleri, 750 lira 4 bin lira arasında bir fiyat aralığı bekliyor.
Aracınız yeniyse ilk 10 bin bakımda en az 2 bin lirayı gözden çıkarmak zorundasınız.
Geçen yıl 600-700 lira ile çıkılan rutin bakımlar, bu yıl 3 bin liraya kadar çıkıyor.
Trafik sigortasına üç ayda iki zam
Ve elbette ki trafik sigortası ve kasko masrafları…
Devlet tarafından tüm motorlu araç sahiplerine yapılması zorunlu tutulmuş, kaza sonrası diğer araç veya üçüncü şahıslara verilebilecek zararlar için araç sahibini güvence altına alan zorunlu trafik sigortası primi, aracın teknik özellikleri, sigortalının hasar geçmişi gibi bilgiler göz önünde bulundurularak hesaplanıyor.
Aralık 2021'de yapılan düzenlemeyle hasar gören araçlarda orijinal yedek parça kullanılması zorunlu hale getirilmişti. Ancak araç sahibinin onayı ile hasar gören parçanın orijinalinin olmaması durumunda, eşdeğer ya da yeniden kullanılabilir parçayla da değişim olabiliyor.
Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) Nisan 2022'de yayımladığı genelgeyle de sigorta şirketlerine mayıs ayı başından itibaren trafik sigorta primlerini her ay yüzde 2,25 artırma yetkisi verildi. O dönem yapılan açıklamada, Nisan 2021 ve Nisan 2022 arası yüzde 125 artan zorunlu trafik poliçesinin, sonraki bir yılda yüzde 51 daha zamlanması öngörülüyordu.
17 Mayıs 2022'de Resmi Gazete'de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Yönetmeliği'nde yapılan değişiklikle trafik sigortası haziran ayı primlerinin mayıs ayı primlerine göre yüzde 25 artacağı duyuruldu.
SEDDK'dan ağustosta yapılan açıklamada trafik sigortası primlerine eylül ayından geçerli olmak üzere yüzde 20 zam yapıldığı ve aylık artış oranının da yüzde 4,75'e çıktığı belirtildi.
Yeni Şafak gazetesinin 15 Ağustos tarihli haberine göre Türkiye'de trafiğe kayıtlı olan 25 milyon aracın 5 milyonunda zorunlu trafik sigortası yok. Yola çıkan 14 milyon otomobilin ise 905 bininde trafik sigortası bulunmuyor.
Kaskoya ödenen ücret 2,7 kart arttı
Independent Türkçe'ye konuşan uzmanlar trafik sigortaları için ödenen ücretin paçalda son bir yılda yüzde 222, kaskoya ödenen ücretin ise 2,7 kat, yani yüzde 277 yükseldiğini söyledi.
Hem trafik sigortasında hem de kasko maliyetlerindeki artışın öncelikli sebebi ise döviz kurundaki ve enflasyondaki artış.
Zira Türk lirası, geçen yılın ekim ayından bu yana dolar karşısında yüzde 50 oranında değer kaybetti.
Ekim 2021'de yüzde 19,89 olan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) enflasyonu, eylül itibarıyla yüzde 83,45'e yükselmiş durumda.
Independent Türkçe'nin konuştuğu sigorta sektörü yetkililerine göre 2021'in ikinci yarısından itibaren daha hızlı gerçekleşen kur artışı, maliyetlere de (2020'ye kıyasla) daha çabuk yansıtıldı.
2020 öncesinde ise döviz kurundaki bir artışın yedek parça maliyetlere yansıması yaklaşık 7-8 ay sürüyordu. 2021'de ise bu neredeyse "anlık" olmaya başladı.
Maliyetlerin önceden 7-8 ayda yansıyor olmasının nedeni ise yedek parçaların tamamında değil bazılarında tek tek fiyat artışı olmasıydı.
Haliyle bu yansımanın kümülatifte görülmesi daha uzun sürüyordu.
Tamamına yakını ithal edilen bu yedek parçaların tamamına aynı anda zam gelmesi ise 2021'den bu yana devam ediyor.
Asgari ücret, trafik sigortasını nasıl etkiliyor?
"Enflasyon artışı da en çok işçiliği etkiledi. İki yıllık bir pandemi sürecinden sonra parçacılar, onarımcılar gibi satış sonrası hizmet sektörünün tahammülü kalmamıştı" diyor bir kaynak ve ekliyor:
Enflasyon etkisini bu nedenle zamana yayamadılar. Birdenbire bir yükleme oldu. Fiyatları etkileyen diğer önemli faktör de ekonomideki belirsizlik.
Özellikle asgari ücretlerdeki artış trafik sigortalarını çok etkiliyor. Bedeni hasarlarda bir "destekten yoksun kalma tazminatı" hesaplaması yapılırken asgari ücret baz alınıyor. Dolayısıyla özellikle hala dava sürecinde ya da tasfiye sürecinde olan, henüz ödenmemiş, muallakta bekleyen dosyalar için asgari ücret artışı bir maliyet artışı olarak yazılıyor.
[Editör notu- Destekten yoksun kalma tazminatı: Ölen kişinin yaşamında maddi veya manevi destek vererek yanında olduğu kişilere öldüğü için destek olamaması sebebiyle destekten yoksun kalan kişilere verilir.]
Sigorta, bugünün değil 364'üncü günün maliyetlerine katlanmak zorunda
Sigorta sektörünün hemfikir olduğu bir konu var: İster bir mobilya ister bir kahve takımı olsun bir ürün satıldıktan sonra o ürün için enflasyon biter. Ancak sigortacılıkta poliçeyi sattıktan sonra enflasyon başlıyor. Çünkü satılan, 12 ay vadeli bir ürün ve 12 ay içerisinde gerçekleşecek bir riske karşı güvence veriliyor. Yani gelecek 365 günün 364'üncü gününde bir kaza olsa, sigorta, o zamanın onarım maliyetleri üzerinden ödeme yapıyor.
Örneğin sigortayı yapıldığında 500 bin lira olan araç, 12 aylık poliçe vadesinin 10'uncu ayında çalınmış olsun. Poliçenin yapıldığı zamanki değeri değil, rayiç değeri kadar bir teminat verildiğinden sigorta şirketi 1 milyon lira ödeme yapıyor.
Eskiden sigorta sistemi dışında tutulan araçlar bile sigortalanıyor
İkinci el araçların bile fiyatının önüne geçilemez şekilde arttığı ortamda yaşlı araçlara bile sigorta yapılıyor.
"Bundan iki yıl öncesine kadar sigorta şirketleri genelde 10 yaş üzeri otomobillere pek kasko yapmazlardı" diyen uzmanlar, "Şimdi 15 yaşa kadar sigorta yapılıyor.
Eskiden araç yaşlandıkça ekonomik değeri düşerdi. Düştükçe sigorta sisteminin dışına çıkardı" bilgisini paylaşıyor.
Sigortacılık sektöründe yönetici pozisyonunda olan ancak ismini açıklamak istemeyen bir kaynak şunları söyledi:
Sattığınız poliçelerin maliyetini hesaplarken bunları öngörebiliyor olmanız lazım. Fakat içinde bulunduğumuz konjonktürde bunlar öngörülemiyor. Aşırı enflasyon, seçim sathına girilmiş olması gibi etkenler nedeniyle asgari ücrete sene başında önce yüzde 50 sonra yüzde 30 zam yapıldı.
Aralıkta yüzde 40-50 oranında yeni bir zamdan bahsediliyor. Bugün satılacak bir poliçe için asgari ücretin aralıkta ne kadar olacağı ile ilgili duyumlar alıyoruz ama 2023 yılında bir artırım daha olacak mı ya da kur nereye gidecek kimse bilemiyor.
Taşıt kredisi talebi ikiye katlandı
Kaynaklar, aracına kasko yaptırmak isteyenlerin sayısında dramatik bir düşüş olmadığını söylüyor. Geçen seneye göre aşağı yukarı aynı sayıda kasko poliçesi imzalanırken, trafik sigortası poliçesinde yüzde 6 kadar arttı.
Trafik sigortası yaptıranların sayısı | Kasko yaptıranların sayısı | |||
Toplam | Otomobiller | Toplam | Otomobiller | |
2022'nin ilk yarısı | 10 milyon 571 bin 878 | 6 milyon 677 bin 658 | 3 milyon 716 bin 633 | 2 milyon 639 bin 174 |
2021'in ilk yarısı | 9 milyon 630 bin 208 | 5 milyon 995 bin 742 | 3 milyon 395 bin 373 | 2 milyon 418 bin 320 |
2021'in tamamı | 20 milyon 729 bin 249 | 13 milyon 48 bin 748 | 7 milyon 635 bin 606 | 5 milyon 365 bin 860 |
Kaynak: Türkiye Sigorta Birliği |
Bu artıştaki temel nedenlerden biri parasını Türk lirasında tutmak istemeyenlerin otomobile yönlenmiş olması. Pek çok insanın tek varlığı otomobile dönmüş durumda.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun verilerine göre taşıt kredisi kullanımı iki katına çıktı. Ağustos 2021'de 14 milyar 541 milyon lira taşıt kredisi kullandırılırken, bu sayı Ağustos 2022'de 28 milyar 272 milyon lira.
Bir far 60 bin lira olur mu?
Diğer bir neden ise sorumluluk limitlerinin ve onarım maliyetlerinin çok yükselmiş olması. Tüm modeller göz önünde bulundurulduğunda bir araba farı yapımının ortalaması 25 bin lira. Aracınız C segment üzerine çıkıyorsa tek fara 60-70 bin lira vermek zorunda kalabiliyorsunuz. Nisan ayından bugüne kadar sadece camcılar üç kere zam yaptı.
"Sigorta şirketlerinin sermayesi eriyor"
Independent Türkçe'ye konuşan sigortacılık sektörü yöneticisi, enflasyon karşısında sigorta şirketlerinin de sermayesinin eridiğini söylüyor ve ekliyor:
Bizim sermaye yeterlilik rasyosu diye bir rasyomuz var. Üstlendiğiniz sorumluluklar karşısında olması gereken bir sermaye var. Eğer bunlar eşitse, rasyonuz yüzde 100'dür; yani "sermayeniz yüzde 100 karşılıyor" demektir.
Yüzde 100'ün altına ne kadar düşerseniz o kadar "sermaye açığınız var" demektir. Bizim sermayemiz Türk lirası cinsinden duruyor. Enflasyon karşısında değeri en az yarı yarıya azaldı.
Rasyonun pay ve paydasına baktığımızda; bir tarafta sermaye düşüşü yaşanırken diğer yanda hasarlar sonrası katlanılan maliyetler arttı. Dolayısıyla sermayeyi yükümlülüğe orantıladığınızda sermaye küçük kaldı.
Şirketler, bir de bunun üzerine operasyonel anlamda zarar yazacakları bir fiyatlama yaparlarsa hepten iflas ederler.
"Sigorta şirketleri bazı branşlardan çekilebilir"
Monopoli Sigorta Kurucu Ortağı ve CEO'su Erol Esentürk, geçen ay yaptığı yazılı açıklamada sigorta şirketlerinin bilançolarının gelecek yıllardaki durumunun öngörülmesinin zorlaştığını söylemişti.
Risk yönetimi danışmanlığı hizmeti sunan Monopoli Sigorta'nın CEO'su, "Biz müşterilerimiz için en doğru poliçeyi seçmeyi amaçlıyoruz. Bu nedenle son dönemlerde özellikle bilançosu çok zarar görmemiş ve gerektiğinde sermaye artırımı yapabilecek şirketlere yönelmeye çalışıyoruz" demiş ve şu ifadeleri kullanmıştı:
Çünkü sigorta şirketleri oto branşında yaşanılan zararları oto-dışı branşlarda telafi etmeye çalışmakta oldukları için ister istemez bu branşlarda daha tutucu bir sigortacılık anlayışına yönelebiliyorlar. Önümüzdeki dönemlerde bir kısım sigorta şirketleri bazı branşlardan çekilebilir ya da bu branşlara yüksek prim ve muafiyetler getirebilir.
"16 bin liralık kasko 65 bin liraya çıktı"
CarData Genel Müdürü Hüsamettin Yalçın'a göre satış, servis, yedek parça ve satış sonrası hizmetlerde artan maliyetler, sigorta şirketlerini zam yapmaya zorluyor.
Bunun yanı sıra şirketlerin personel gibi sabit maliyetlerinin de olduğunu hatırlatan Yalçın, "Örneğin bir araç kaza yapıyor ve servise gidiyor. Servis eskiden 100 birime tamir ettiği aracı, artık 400 birime yapıyor. Sigorta şirketi bu maliyete belli bir oranda katlanmak zorunda. O da kendi fiyatını yansıtıyor" açıklamasını yapıyor.
Independent Türkçe'ye konuşan Yalçın'ın açıklamasına göre geçen yıl 16 bin lira seviyesinde olan C segmenti sedan bir aracın kaskosu bu sene 65 bin liraya kadar çıkabiliyor.
"Sıfır kilometre araç fiyatlarının artacağını düşünüyoruz" diyen Yalçın, şöyle devam ediyor:
Bu araçların fiyatlarının artması, kasko bedellerinin de artması demek. Dövizdeki ve enflasyondaki artış bitmediği sürece sıfır kilometre araç fiyatları artacaktır.
Ancak sigorta şirketleri de her şeyin farkında. Tüketicinin gelir seviyesine ve karşılamayacaklarına hakimler. O nedenle çeşitli ürün ve paketler çıkarıyorlar. Fiyatları belli bir oranda iyileştirmeye çalışıyorlar.
© The Independentturkish