Yazıklar olsun

İsmail Müftüoğlu Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Reuters

Biri Bodrum'da koy alırken, 
Öteki ABD'de çiftlik alır,
Diğeri gemi alır.
Bunlara oy verenlerse BİM'e giderken, 
25 kuruş vermemek için yanına poşet alır.


Enteresan bir tespit… Günümüz yöneticilerinin birçoğu, semtlerin ücra köşelerinde yaşıyor ve kıt kanaat geçiniyordu.

Şimdi ise bunlardan bir bölümü saltanat sürüyor. Maaşları ziyade, en lüks hayatı yaşıyor. Altlarında lüks arabalar, yatlar, katlar alabildiğine.

Seçimlerde bunun hesabı sorulmayacak mı? 

Onları destekleyip, muktedir hale getirenler, acaba şimdi vicdan azabı duymuyorlar mı?

Her gün yapılan zamlarla insanlar bunaltılırken, onların şaşalı yaşamları milletin dikkatini çekmektedir.

Milletin sofrası her gün biraz daha fakirleşirken, çarşı-pazar pahalılıktan iş yapamaz hale gelirken, milletin midesinin guruldaması devam ederken, bu haramzadelere zamanı gelince sandıkta hesabı sorulmayacak mı?

Yoksa bunlara hiçbir şey olmamış gibi yeni imkânlar mı tanınacak?

Zamanında kıt kanaat geçinen şirketler, şimdi tröstleşmiş, paraya para demiyor. Her konuda maddi yığınak yapıyor. Dilediği yerlere el koyuyor, dilediği ihaleyi alabiliyor, ondan sonra da millete sövüyor.

İşte bu adamlar, elan el üstünde tutuluyor. Bize sövenlere, biz de kallavi sövgülerle dönüp, böylece utanmazlara utanmayı hatırlatıyoruz. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Pahalılığın her sıkıntısını millet çekmekte ama gayrı meşru yollarla zenginleşenler keyif çatmaktadır. Bunlar kubur faresi gibi her yere rahatlıkla girip, çıkmaktadır.

Bunların taşkınlıklarına muktedirler sesini çıkarmıyor, çünkü bunlarla ilişkiler içinde oldukları söyleniyor.

Böylece kul hakkı ihlal ediliyor ama hiç kimsenin umurunda değil. Vatan toprakları satılıyor, aldıran yok. Paramız her gün değer kaybediyor, düşünen yok.

Pahalılık cep yakıyor, tepki veren yok. Ahlaksızlık ve çıplaklık tavan yapıyor, kimsenin kılı bile kıpırdamıyor. İnsanlar nasıl bu kadar sessiz kalabiliyor?


Hemen belirtelim ki, ömür baki değil, fanidir. Bir gün bitecek ve herkes musalla taşına konacaktır. Onlara helallik istenecek, ben ferdi vahit olarak asla onlara hakkımı helal etmiyorum.

Onlara helal olsun diyenlere de hakkımı helal etmiyorum. Fakirliğin intikamını almak için çalıp çırpanları, sömürenleri Allah da asla affetmeyecektir.

Onlar esfel-i sâfilîne yuvarlanacaktır. Yığdıkları malları, paraları, makamları onları kurtaramayacaktır. 


Gözümüzün içine baka baka çalanlara adam denebilir mi, Müslüman denebilir mi?

Onlara alkış tutan yalakalara insan muamelesi yapılabilir mi?

Ama ülkemizde siyasi taassup bunları alkışlamakta, bir de bu alkışlarına Allah rızası ilave edilmektedir. 

Bunlara karşı tavır koymayan insanlara yazıklar olsun. Bunlara alkış tutanlara yuh olsun.

Hâlâ bu nevi aymazların peşinde, utanmadan koşanlara da vah ki vah olsun.      


Kalın selametle.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU