Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Önder Aksakal, gerçekleştirdiği basın toplantısında yaşanan gelişmeleri, ülke ve dünya gündemini değerlendirdi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
DSP olarak ülke yönetiminde sorumluluk üstlenen siyasi yapılara, yanlış ya da eksik yaptıkları işler konusunda uyarıcı, yol gösterici ve çözüm önerileri ortaya koyan bir yaklaşım içinde olduklarını söyleyen Aksakal, toplumsal refahın güvenli geleceğin ancak ekonomik olarak güçlü olmaktan geçtiğini, ekonomik olarak güçlü olmanın da üretim konusunda bağımsız, uluslararası ilişkilerde saygın ve güçlü bir devlet yapısını sergileyebilmekle mümkün olduğunu söyledi.
"Asıl çıbanbaşı ABD'dir"
Güvenlik endişeleri konusunda hadise sadece İsveç ve Finlandiya olarak sınırlandırılırsa büyük bir hataya düşülmüş olacağını ifade eden Aksakal, "Oysa ulusal güvenliğimiz konusunda asıl çıbanbaşı ABD'dir. NATO üyeliğine destek şartı olarak sadece İsveç ve Finlandiya'dan ülkelerindeki teröristleri teslim etmelerini beklemek, sorunun özünden uzaklaşmak anlamına gelir. Anılan terör örgütlerinin komuta kademesi Amerika'nın elinde ve denetimindedir. ABD ilk olarak elindeki FETÖ elebaşını ve kontrolündeki PKK elebaşlarını Türkiye'ye teslim etmelidir" dedi.
Aksakal, ABD'nin S-400 şartından vazgeçerek Türkiye'nin yeniden F-35 projesine katılmasını sağlayarak bu yeni süreci başlaması gerektiğini belirterek, "Müttefik olmak" bunu gerektirir. Ondan sonra diğer konular masaya yatırılabilir. Bunu gerçekleştiremeyen bir Türkiye ilânihaye müstemleke muamelesi görmekten kurtulamayacaktır" dedi.
"Kendimizi avutmayalım"
İspanya'daki NATO toplantısı öncesinde gerçekleşen dörtlü zirve sonucunda Türkiye, İsveç ve Finlandiya olarak imzalanan 10 maddelik "Üçlü Mutabakat"a da değinen DSP Genel Başkanı, sözlerini şöyle sürdürdü:
İmzalanan metnin içeriği ve kapsamı detaylıca irdelendiğinde Türkiye açısından tam bir diplomatik başarı sağlandığı propagandası yaparak kendimizi avutmayalım. Sorunlarımızın birinci önceliğinde yer alması gereken muhatap Amerika Birleşik Devletleridir. Amerika da PKK'yı terör örgütü olarak ilan ediyor ama binlerce TIR dolusu silah ve mühimmatı da YPG'ye, dolayısıyla PKK'ya vermekten çekinmiyor. Bu kötü örnek önümüzde dururken bize düşen görev, imzalanan 10 maddelik muhtırada ortaya konulan hususların derhal uygulanması, dolayısıyla İsveç ve Finlandiya'nın samimiyet testinden geçmesini beklemek olmalıdır
Aksakal, imzalanan mutabakat metni gereği muhatapların öncelikli olarak şu adımları atması gerektiğini söyledi:
- İsveç ve Finlandiya ile Türkiye arasında evvelemirde Suçluların İadesi Anlaşması imzalanmalı ve bu ülkelerde oldukları bilinen suçluların başka ülkelere kaçmaları ihtimaline karşı tedbir alınması sağlanmalı ve iadeleri gerçekleştirilmelidir.
- Üçlü Muhtıranın 4.ncü maddesinin ikinci cümlesinde "Bu çerçevede, Finlandiya ve İsveç, PYD/YPG ve Türkiye'de FETÖ olarak tanımlanan örgüte destek sağlamayacaklardır." şeklinde zikredilen tanımlamaya, bu örgütlerin birer terör örgütü olarak görülüp görülmediği hususundaki muğlaklığın giderilmesini sağlamalıdır.
- Üçlü Muhtıranın 8.nci maddesinin alt başlıklarında tanımlanan konuların hiçbirinde bir tarihlendirmeye yer verilmemiş olması düşündürücü ve kaygı vericidir. Bu eksiklik de derhal giderilmelidir.
- Üçlü Muhtıranın 4.ncü maddesindeki muğlaklığın esasen 8.nci maddenin 4.ncü alt başlığında sadece PKK için "terör örgütü" tanımlaması yapmış olması, diğerleri için, yani YPG, PYD ve FETÖ terör örgütlerini kapsam dışında bırakması Türkiye'nin beklentilerine aykırıdır, kabul edilemez ve bu eksiklik de giderilmelidir.
"Türkiye, NATO'dan çıkmayı göze alabileceğini gösterebilmeli"
Aksakal, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Bakanı Biden arasındaki görüşme için de "dağ fare doğurdu" ifadesini kullanarak, "Bugünden itibaren Türkiye, beklentilerinin somut yasal düzenlemelerle ve pratikte gerçekleşmemesi halinde NATO'dan çıkmayı göze alabileceğini gösterebilmelidir. Bunun tarihsel örneğini yaşamış bir ülke olarak 1964 yılında İsmet İnönü'ye küstah ifadelerle dolu bir mektup yollayan ABD Başkanı Johnson'a cevabında olduğu gibi "Yeni bir dünya kurulur ve Türkiye de bu dünyada yerini bulur" sözü ortaya konulabilmelidir" diye konuştu.
Bahçeli'ye idam cezası" çağrısı: Elinizi tutan mı var?
Meclis'teki partilerin genel başkanlarını desteksiz salvo atışlarıyla karşısındakine ayar vermeye çalışmakla eleştiren Aksakal, "Tabii, en büyük avantajları, her birinin yandaş medyaları ve hafta boyunca ekranlarda goygoyculuklarını yapan "elemanlarının" olmasıdır" dedi.
"TBMM'ye idam cezası konusunda bir teklif sunulursa destekleriz" diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye seslenen DSP Genel Başkanı Aksakal, "Elinizi tutan mı var? O kanun teklifini siz niye vermiyorsunuz? Siz mecliste değil misiniz?" şeklinde konuştu.
"En düşük emekli maaşı 5 bin, asgari ücret 7 bin 500 lira olmalı"
Bugün açlık sınırının 6 bin 400 liraya, yoksulluk sınırının da 21 bin lira düzeyine çıkması karşında uygulanan asgari ücretin 4 bin 253 lirada kalmasını düşünmenin bile badirenin vahameti açısından dehşet verici olduğunu belirten Önder Aksakal, "Genel Kurul'da bu konuda bir adım daha atılmalı ve en düşük emekli maaşı 5 bin lira olarak kararlaştırılmalıdır. Enflasyon farkı uygulandıktan sonra seyyanen yüzde 30 zam yapılarak asgari ücretin 7 bin 500 lira olarak belirlenmesi, insanlarımızın yanan yüreklerine bir nebze olsun su serpecektir" dedi.
Aksakal, emeklilere verilen bin 100 liralık emekli ikramiyesinin de 3 bin liraya çıkartılması çağrısında bulundu.
Independent Türkçe