İspanya’nın başkenti Madrid’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö, İsveç Başbakanı Magdalena Andersson ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’le gerçekleştirilen dörtlü görüşmede uzlaşmaya varılarak Türkiye'nin Finlandiya ve İsveç'in NATO üyeliği önündeki itirazının kaldırılacağı açıklandı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Görüşmenin ardından imzalanan 10 maddelik memorandumda PKK/YPG/PYD ile birlikte FETÖ de terör örgütü olarak nitelendi.
Yine Finlandiya ve İsveç'in Avrupa İade Sözleşmesi’yle uyumlu biçimde, Türkiye tarafından sağlanan bilgi, delil ve istihbaratı dikkate alarak Türkiye’nin terör zanlılarına dair sınır dışı veya iade taleplerini ivedilikle ve bütün boyutlarıyla işleme koyacağı belirtildi.
İsveçli bakanın açıklaması kafaları karıştırdı
Özellikle bu madde sayesinde her iki ülkenin Türkiye'nin talep ettiği ve terörle bağlantılı olduğu öne sürülen kişileri sınır dışı etmesinin önünün açıldığı belirtilirken, bu iyimser hava çok uzun sürmedi.
İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde, dün yaptığı açıklamada "Terör faaliyeti olduğu yönünde delil olmadıkça hiçbir iadeye razı olmayacağız" dedi.
Basına yansıyan bilgilere göre Türkiye'nin son beş yılda Finlandiya ve İsveç'ten iadesini talep ettiği kişi sayısı 45 olsa da bugüne kadar iade edilen olmadı. İadesi talep edilenler, çoğunlukla PKK, FETÖ ve bazı sol örgütlerle ilişki içinde olmakla suçlanıyorlar.
Peki anlaşmanın en önemli kazanımı olarak gösterilen sınır dışı taleplerinin ivedilikle ve bütün boyutlarıyla işleme konulacağı ibaresi uygulanabilir mi? Bu soruyu diplomasinin içinden gelen isimlere sorduk.
Türkiye de Irak'ın idama mahkum edip iadesini istediği Haşimi'yi vermemişti
2002 ile 2003 yılları döneminde AK Parti iktidarında dışişleri bakanı olarak görev yapan emekli büyükelçi Yaşar Yakış, genel hatlarıyla anlaşmanın olumlu olduğu görüşünde.
Ancak iş Türkiye'nin talep ettiği isimlerin iadesine gelince Yakış, "Pek tabii ki İsveç ve Finlandiya makamları bu tür taleplere kendi hukuki süreçleri çerçevesinde bakacaklar. 'Bu şahsın Türkiye iadesi doğru mudur değil midir?' diye ona göre evet veya hayır diyeceklerdir. Sonunda da ister istemez o ülkelerin söyledikleri geçerli olacaktır" dedi.
Çünkü Yakış'a göre hiçbir ülke bunu bir zorunluluk olarak görmüyor.
Eski Bakan, "Nitekim Irak'ın eski cumhurbaşkanı Haşimi, idama mahkum edilmişti. Ülkesi talep etti, Türkiye iade etmedi" diye konuştu.
"PKK'nın terör örgütü olduğunun yazılmasının ek bir avantajı yok"
Finlandiya İsveç'in de PKK'nın bir terör örgütü olduğunu kabul ettiği maddesi ile ilgili de konuşan Yakış, "Bunu kabul etmeleri için oraya yazılmasına gerek yoktu ki zaten Avrupa Birliği ülkelerinde ve NATO ülkelerinde PKK terör örgütü olarak kabul edilmiştir. Yani onun oraya tekrar yazılmasının ek bir avantajı yoktur" yorumunu yaptı.
"Taahhütlerine hiçbir zaman uymayacaklar"
Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz, anlaşmanın Türkiye açısından herhangi bir kazancı olmadığı düşüncesinde.
Verilen sözlerin sadece taahhüt olduğunun altını çizen Yılmaz, "İsveç ve Finlandiya diyelim ki 50 tane PKK üyesini anlaşmadan önce Türkiye'ye iade etseydi veya sınır dışı etseydi. Sadece taahhüt ediyorlar ama o taahhütlere hiçbir zaman uymayacaklar. Bunu Erdoğan da biliyor. Türkiye de biliyor. Zaten geçmişte de bu örgütleri terör örgütü kabul ediyordu bir şey yapmıyordu, yine yapmayacaklar" şeklinde konuştu.
"Türkiye'nin çok iyi belgelendirmesi lazım"
Emekli Büyükelçi Yalım Eralp ise hazırlanan metnin iyi olduğunu görüşünde.
"Tabii şu aşamada uygulamayı görmek lazım" diyen Eralp, "Yani iadeler nasıl olacak? Çünkü orada hukuk sistemi var. Bir de bu iltica edenlerin iadesi konusunda uluslararası anlaşmalar da var. Onlara da uymak lazım. Uymaları lazım. Türkiye'nin de çok iyi belgelendirmesi lazım" değerlendirmesini yaptı.
© The Independentturkish