Sanatçı Aydınlar: Nice Kürtçe eser Türkçeleştirilmiştir

Kürt, Alevi bir sanatçı olarak Türkiye'de her türlü hakarete maruz kaldığını belirten Pınar Aydınlar, Kürt müziği üzerindeki baskı politikalarının her zaman hissedildiğini söyledi

Fotoğraf: Instagram - @pinaraydinlarrr

Derince Belediyesi'nin Aynur Doğan konserini iptal kararının ardından, Metin ve Kemal Kahraman kardeşlerin dün Muş'ta verileceği konser de iptal edildi.

Art arda gelen konser iptallerine meslek örgütleri tepki göstererek, "Müzik sektörü, mülki yönetimlerin keyfi yasaklamalarıyla tamamen bitmek üzere" açıklamasında bulundu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Aynur Doğan'ın konserinin iptal edilmesi ile başlayan süreçte, bu uygulamalar "Kürtçeye yasak" olarak algılandı. Müzik camiasından tepkiler de gecikmedi.

Konserleri iptal edilenler Aynur Doğan ve Metin-Kemal Kahraman kardeşlerle sınırlı değil.

Alevi bir sanatçı olarak Türkiye'de her türlü hakarete maruz kaldığını belirten Pınar Aydınlar, Kürt müziği üzerindeki baskı politikalarının her zaman hissedildiğini söyledi.

Kürt, Alevi ve siyasi kimliği nedeniyle Türkiye'de hep baskı gördüğünü söyleyen sanatçı Pınar Aydınlar'ın bazen konserleri yasaklandı, bazen de söylediği eserler nedeniyle cezalar aldı. 
 

Aydınlar Birçok Kürtçe eser Türkçeleştirilmiştir (1).jpg
İstanbul doğumlu olan Pınar Aydınlar, ailesini Dersim'den Erzurum'a göçmüş Kızılbaş bir aile olarak tanımlıyor

 

"Doğal olarak ezilmiş bir halkın bir bireyi olarak hayata o pencereden bakıyoruz. Bir üzümü 40'a bölen bir geleneğin insanıyız" diyen Aydınlar, aynı zamanda siyaseti yaşamın her alanında sahiplenilmesi gereken bir olgu olarak anlayıp, yaşadığını; yediği ekmeği, içtiği suyu sahiplendiklerini dile getirdi. 


"Müzik benim için sisteme başkaldırıdır"

Müziğin kendisi için kavga, sisteme başkaldırı olduğunu ifade eden Aydınlar, "Müzik benim için mazlum halkların derdine dermandır. Kimi zaman omuz başındaki halay, kimi zaman yavrusuna toprağa vermiş bir ananın ağıtıdır. Ben her zaman Yılmaz Güney'i kendine örnek almış bir insan olarak "sarayın soytarısı olacağına, halkımın sofrasında eşkıya olurum" şiarını sahiplenen bir insanım. Yasaklansam da, engellesem de, albümlerim çıkartılmasa da, haklı bir davanın neferiyim" diye konuştu. 
 

 

"Türküler söylemem bile yasaklandı"

Halkların eşitliğini istediğini ve hiçbir ulusun diğer ulustan üstünlüğünü kabul etmediğini söyleyen Aydınlar; anadilin, kadının ve ekolojinin özgürlüğünü sahiplendiğini sözlerine ekledi.

Türkiye'de pek çok yerde konserlerinin mahkeme kararlarıyla yasaklandığını ifade eden Aydınlar, şöyle konuştu: 

Dersim bölgesinde Türküler söylemem bile yasaklandı. Tüm bunlara karşı asla boyun eğmedim. Yeri geldi işçilerle, yeri geldi köylülerle, Kürt halkı ile ezilen halklarla yan yana olmaktan asla vazgeçmedim. Alevi bir sanatçı olarak bu ülkede her türlü hakarete maruz kaldım. Devlet politikaları kendinden görmediği, kendinden olmayan tüm anlayışlara karşı baskı otoritesini kullanmıştır. Kimi zaman bunu bir dil üzerinden, kimi zaman da inanç üzerinden uygulayarak elinden geleni yapmıştır. Bunların sonucu olarak hapishaneler, gözaltılar ve toprağın altı olmuştur.
 

 

"Nice Kürtçe eser Türkçeleştirilmiştir"

Kürt müziği üzerinde yapılan baskıların her zaman kendisini rahatsız ettiğini söyleyen Aydınlar, "Hayata karşı kendimi örgütledikten sonra bunların ne için olduğunu çok daha iyi fark ettim. Nice Kürtçe eser Türkçeleştirilmiştir, bu hep benim içimde bir yaradır. Çünkü ben Kürtçe bilmiyorum ve Türkçe okumak zorunda kalıyorum. Yine de buna rağmen elimden geldiğince Kürtçe ezgileri yer verip, elimden geldiğince okumaya çalışıyorum. Bir halkın gerçekleri, tarih boyunca kimse saklayamaz, kimse yok edemez. Onun için müzik çok değerlidir, sözlü anlatımlar yarınlara taşınacaktır. Bunun içinde Kürtçeyi en iyi hali ile konuşan arkadaşlarımıza her zaman çok ihtiyacımız var. Gerilla halayını okuduğum için, pek çok cezalar aldım. 'Kırmızıgül'ü okuduğum için dört kere yargılandım. Sonradan bozulsa da hapis kararı aldım" şeklinde konuştu. 
 

 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) içinde siyaset yaptığı için hapse atıldığını söyleyen Aydınlar, şu ifadeleri kullandı: 

Her türlü baskıyı görsem de, ben Pir Sultan Abdal'ın yoldaşıyım, ben Seyit Rızaların yoldaşım, İboların, Mahirlerin, Mazlumların yoldaşıyım. İnandığım değerlerden hiçbir şey beni vazgeçiremez. Önümüzde Newroz var. Newrozu, Demirci Kawa'nın boyun eğmeyen tavrı ve asaletiyle Zalim Dehak'a karşı, isyanın, direnişin büyütüldüğü yeni doğacak baharı selamlıyorum. 

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU