Güney Amerika ülkesi Peru'da Cumhurbaşkanı Pedro Castillo'nun 8 ay içinde dördüncü kez kabinesi değişti.
Başkan hakkında 2 kez de gensoru verildi.
Peru'da bir yandan siyasi kriz devam ederken; diğer yandan ülkede grev ve protestolar nedeniyle sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Devlet Başkanı Castillo hakkında Peru'nun sağ muhalefeti, cumhurbaşkanını köprü inşası ihale sürecinde görevi kötüye kullanmakla suçladı.
Ancak Castillo bu iddiaları reddederek "çıkar gruplarının" ve "sağcı partilerin" onu devirmek istediğini iddia etti.
Peru Devlet Başkanı solcu Pedro Castillo, geçen hafta sağ muhalefetin egemen olduğu Kongre tarafından görevden alınmaktan kurtuldu.
Kongre'de 8 saatten fazla süren ve 95 milletvekilinin konuştuğu bir tartışmanın ardından, 55 milletvekili Castillo'nun görevden alınmasının lehinde, 54'ü aleyhte ve 19'u çekimser oy kullandı.
Protestolar 3 bölgede yoğunlaştı
Bu arada Cumhurbaşkanı Castillo'nun görevden alınması için 87 oy gerekliydi.
Castillo, yapılan oylamadan sonra Twitter'da yaptığı açıklamada, "Sağduyu, sorumluluk ve demokrasinin galip gelmesini memnuniyetle karşılıyorum. Herkesi bu faslı kapatmaya ve ülkenin büyük zorlukları için birlikte çalışmaya çağırıyorum" dedi.
Peru'da sadece 2016'dan bu yana 5 cumhurbaşkanı görevini bırakmak zorunda kaldı.
Peru Devlet Başkanı Pedro Castillo'nun, sadece siyasi krizlerle başı dertte değil. Aynı zamanda ekonomi temelli asayiş ve sokak gösterileriyle de mücadele ediyor.
Geçen hafta sonu ülkenin çeşitli bölgelerinde akaryakıt ve gıda fiyatlarına yönelik protestoların kontrolden çıkmasının ardından başkent Lima ve komşu liman kenti Callao'da 24 saatlik sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Protestolar 28 Mart'ta başladı ve Ica, Arequipa ve Junin gibi bölgelerde yoğunlaştı.
Junin bölgesinin başkenti Huancayo, yağmacıların ve protestoculardan en çok etkilenen şehirlerden biriydi.
İki gün süren protestoların ardından hükümet, nakliyeciler ve çiftçilerle bir anlaşmaya varabildi ve bölgedeki barikatlar kaldırıldı.
Sokağa çıkma yasağından saatler sonra binlerce vatandaş, Pedro Castillo'nun emrini görmezden gelerek istifası için sokaklara döküldü.
Başkent Lima'da toplanan binlerce protestocu Peru milli takım formalarını giyerek, Peru Kongresi yakınlarındaki San Martín Plaza ve Abancay Bulvarı arasındaki büyük caddeleri doldurdu.
Sokağa çıkma yasağına rağmen protestolar sürüyor
Göstericiler "İstifa et Castillo!", "Yorulduk!", "Halk teslim olmaz!" pankartları taşıyıp sloganlar attı.
Cumhurbaşkanının sokağa çıkma yasağı, ekonomik ve sosyal etkileri nedeniyle geniş çapta eleştirildi.
Peru'daki iş derneklerinden biri olan Lima Ticaret Odası, sokağa çıkma yasağının olduğu her gün için, yalnızca Lima ve Callao'da, Gayri Safi Yurtiçi Hasılası'nın (GSYİH) yaklaşık 270 milyon ABD Doları kaybettiğini açıkladı.
La Republica'ya göre sokağa çıkma yasağı, personel eksikliği nedeniyle ailelerin kabul edilmediği Ulusal Çocuk Hastanesi'ne gelen anneleri de etkiledi. Ayrıca, sokağa çıkma yasağı nedeniyle 600'den fazla yolcunun uçuşlarını kaçırdığı bildirdi.
Ancak Castillo, "grevlerin ve barikatların bazı liderler tarafından gerçekleştirilen kötü niyetli ve dürüst olmayan eylemler olduğunu" açıkladı.
Bu bağlamda göstericiler, Castillo yönetiminin yakıt vergilerinin geçici olarak düşürmesi, temel gıda ürünlerinde vergi muafiyeti, gaz fiyatını düşürmek için sübvansiyonların artırılması ve yakıt fiyatının istikrara kavuşması gibi önemli adımlar atmasına rağmen protestolar devam etti.
Başkan Castillo neden bu kadar sorun yaşıyor?
En belirgin neden Castillo'nun deneyimsiz ve yönetsel yetenekten yoksun olmasından kaynaklanıyor. Diğer bir faktör ise Peru siyasetinde partilerin olmamasıdır.
İşte bu etkenler, Castillo ve diğer parti liderlerinin kongrede bir koalisyon kuramamasının en büyük nedeni olarak görülüyor.
Eski bir öğretmen ve sendika lideri olan Castillo'nun, geçen yılki seçime kadar Peru Libre Partisi'yle gevşek bir ilişkisi vardı. Dolayısıyla bu platformda kendisinin değil, Marksist parti lideri Vladimir Cerron'un ağırlığı vardı.
Castillo'nun adaylığı, Ulusal Seçim Mahkemesi'nin Cerron'un geçmişte bir yolsuzluk mahkumiyeti nedeniyle aday olamayacağına karar vermesinin ardından ortaya çıktı. Bu nedenle, Castillo'nun ilk turdaki başarısı birçok insanı, hatta Peru Libre Parti liderlerini bile şaşırttı.
Castillo, başkan adaylarından ve 3 başkanlık yarışından da yenik çıkmış sağcı Keiko Fujimori'yi yendikten sonra tüm paydaşlarını memnun edecek pragmatist bir politika izlemeye çalıştı.
Ancak Kongre'de çoğunluğa sahip olmadığı için hem bir açmazdan kurtulmaya çalışıyor, hem kendi partisinin radikal hizbiyle hem de iş dünyası liderleri ve yatırımcılarla arası bozuldu.
Ayrıca Peru, kişi başına en fazla Kovid-19 ölümünün yaşandığı ve sürekli yolsuzluk skandallarının yara aldığı bir ülke oldu.
Milletvekilleri Castillo'yu, "kalıcı ahlaki yetersizlik"le suçluyor
Başkanlık ve kongre arasındaki ilişki, her iki tarafın da her an diğerini devirebileceği uzun süreli bir soğukluğa dönüştü.
Peru Kongresi'nin Castillo kabinesini onaylamasına rağmen, hükümet istikrarsız bir dengeyle karşı karşıya. Başkanın siyasi ivme kazandığı doğru, ancak her şey olabilir. Başka bir yolsuzluk skandalı veya en yakın danışmanlarından birinin itirafı... gibi bir neden görevden alınma olasılığını güçlendirebilir.
Ancak, Kongre'deki muhalefet partileri bölünmüş durumda. Hemen hemen tüm gruplarda Castillo'yu farklı nedenlerle destekleyen üyeler var. Bunun nedeni de milletvekillerinin özlük haklarını korumak ve vekilliklerini sürdürmek istemesi olarak gösteriliyor.
Peru'nun tek kamaralı Kongresi, 10 siyasi parti arasında bölünmüş durumda ve yasaların çıkarılması konusunda nadiren fikir birliğine varılabiliyor. Castillo'nun partisi en büyük grup. Ancak sadece 37 sandalyesi var ve ana komitelere sağcı muhalefet vekilleri liderlik ediyor.
Son gensoru da başkanın görevden alınması için 130 milletvekilinden en az 87'sinin oyu gerekiyordu. 55 lehte, 54 aleyhte ve 19 çekimser oy kullandı.
Kabineye yönelik güven oylaması önemli bir dönüm noktası. Lakin kabine üyelerinin istifa tehdidi sürdürülebilir olmayan krizlerin de habercisi durumda. Bu durum, Castillo'nun gücü zayıflatıyor ve popülaritesi hızla düşürüyor.
Castillo yoksulları savunmaya devam etse de, piyasa yanlısı politikaların sürekliliğini garanti ediyor. Bu durum büyük işletmeler için bir zafer niteliğinde. Fakat Castillo, hatalarının farkında değil ve krizin nedenleri olarak siyasi rakipleri ve basını gösteriyor.
Sağcı muhalefet, Başkan Castillo'nun istifa etme zamanının geldiğini söylüyor. Ancak istikrarsızlık; Peru yönetişim ve ekonomisinde derin bir hasarı tetikliyor.
Castillo'yu görevden almak isteyen milletvekilleri, Castillo'nun yolsuzlukla ilgili 3 ön soruşturmaya tabi olduğunu ve Peru yasalarına göre göreve devam edemeyeceğini iddia ediyor.
Milletvekilleri Castillo'yu, Kongre'nin başkanları görevden almak için 2017'den bu yana altıncı kez kullandığı bir terim olan "kalıcı ahlaki yetersizlik"le suçluyor.
Peru'daki ekonomik ve sosyal kriz, önümüzdeki haftalarda da tırmanacağına işaret ediyor. Çünkü Peru, yarısından fazlası Rusya'dan gelen yılda 1,2 milyon ton gübre ithal ediyor; 19 Mart'ta ülke, artan gübre maliyetinin neden olduğu gıda güvensizliği nedeniyle olağanüstü hal ilan etti.
Castillo hükümeti ile kamyoncu ve tarım endüstrisi liderleri arasında varılan anlaşma; daha önce kamyoncular ve taksi şoförleriyle yapılan anlaşma gibi protestoları durduramadı.
Bu anlaşmalar, gaz vergisinin geçici olarak kaldırılması, gıda fiyatlarında indirim ve ayda 332 dolara eşdeğer olacak olan asgari ücrette yüzde 10'luk bir artışı içeriyordu.
Ülke çapında hükümet karşıtı protestolar Peru'yu felç etti
Peru'da enflasyon son 26 yılın en yüksek seviyesine ulaştı ve tüketim mallarının maliyeti Ukrayna'daki savaş nedeniyle önceki aya göre yüzde 1,5 arttı. Fitch Ratings ve Standard & Poor's, devlete ait petrol şirketi PetroPeru SA'nın notunu hurdaya indirdi.
Sonuç olarak Peru'da son yıllarda 5 başkan görevden alındı. Başkan Pedro Castillo, altıncı olmaktan kıl payı kurtuldu. Ancak Lima ve diğer şehirlerin sokaklarında gıda ve akaryakıt fiyatlarındaki ani artıştan kaynaklanan öfke Castillo'yu daha da paniğe sevk ediyor.
Latin Amerika Kamuoyu Projesi'nin geçen yıl yaptığı 22 ülkeyi kapsayan Amerika Barometresi anketine göre, Amerika'daki her 10 yetişkinden en az 6'sı, politikacıların hepsi olmasa da çoğunun yozlaşmış olduğunu söylüyor.
Bu sonuç diğer Latin Amerika ülkelerinden farklı olarak Peru'da daha derine iniyor.
Peru'daki protestolar, Ukrayna'daki savaşın ekonomik etkisini hissettirmeye başladığı bir dönemde geldi. Üstelik tüm bölge de sosyal riskleri ortaya çıkarıyor.
Ülke çapında hükümet karşıtı protestolar Peru'yu felç etti ve Castillo'nun artan gıda fiyatları nedeniyle gerçekleşen protestolara karşı hükümeti kötü yönetmesi yüzünden daha da kötüleşti.
Castillo'nun otoriter ve yanlış adımları, hükümetini daha büyük bir istikrarsızlığa sokuyor ve muhtemelen yakın gelecekte başka bir suçlama girişimini kışkırtıyor.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish