Pandeminin ardından Kovid-19'la mücadeleye odaklanan bilim insanları, aşıların git gide yaygınlaşmasıyla tekrar başka alanlara eğilmeye başladı.
İlerleyen yıllarda hassas tıbbın bütün alanlarda gelişmesi bekleniyor. Hassas tıp, tek bir ilaç yerine bir hasta grubuna göre tıbbi kararlar, tedaviler ve uygulamalardan yararlanmaya deniyor. Bu kapsamda pek çok bilimsel araştırma yapılıyor.
İspanya'nın önde gelen gazetelerinden El País, ileride tıp alanında görülebilecek 9 gelişmeyi mercek altına aldı.
Antimikrobiyal dirence karşı mücadele
Antimikrobiyal direnç, bakteriler, virüsler, mantarlar ve parazitlerin zamanla değişime uğrayarak daha önce etkili olan ilaçların artık bu özelliğini yitirmesiyle ortaya çıkıyor. Bu durum, yaygın enfeksiyonların tedavisini zorlaştırıp ciddi hastalık ve ölüm riskini artırıyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Antimikrobiyal direnç dünya genelinde bir sorun.
Dünya genelinde araştırmacılar, algoritma oluşturmak ve enfeksiyonların davranışlarını öngörmek için mevcut verilerin analiz edildiği bir sistem oluşturdu. Böylece yeni antibiyotikler geliştirilebilir.
Ancak yeni antibiyotiklerin mümkün olmadığı veya ilaç endüstrisinin yatırım yapmadığı durumlar için yenilik gerekiyor. İspanya'daki Biyomedikal Araştırma Ağı Merkezi'nden Jesús Oteo mevcut ilaçların, bakterilerin direnç meydana getiren enzimlerini engelleyen maddelerle birleştirilmesinin araştırıldığını kaydetti.
Ayrıca bakterileri enfekte eden ve yok edebilen virüsler üzerine de çalışmalar sürüyor. Bakteriyojaf denen bu virüsler henüz test aşamasında.
Hassas tıpta kanser tedavisi
Bağışıklık sisteminin kanser hücreleriyle savaşmasını sağlayan tedavi türüne immünoterapi deniyor. Bilim insanları, ilerleyen yıllarda bu tedavinin daha da ilerleyeceğini belirtiyor. Barselona'daki Vall d'Hebron Onkoloji Enstitüsü'nün müdürü Josep Tabernero, immünoterapinin kanserin erken evrelerinde uygulanmasının istendiğini ifade etti.
Kansere karşı aşı çalışmaları da sürüyor. Örneğin BioNTech ve Moderna gibi şirketler, mRNA aracılığıyla kanser aşısı çalışmaları yapıyor. BioNTech ve Moderna'nın yanı sıra MD Anderson Kanser Merkezi de kanserle savaşmak için mRNA teknolojisinden yararlanıyor. Buradaki bilim insanları, kansere neden olan mutasyonlar için kişiselleştirilmiş mRNA aşıları üretmeye çalışıyor.
Tabernero, CAR-T tedavisinde de ilerleme kaydedileceğini düşünüyor. Peki bu tedavi nedir?
İnsanların bulaşmayı defetmek için kullandığı tek silah edinilmiş bağışıklık sistemi değil. İnsan vücudu lenfositlerin bir alt kümesini oluşturan ve bağışıklık yanıtında önemli bir yere sahip olan T hücrelerini gelecekte aynı işgalciyle karşılaştığında tanımasını sağlamak için üretiyor.
Cardiff Üniversitesi'nden bilim insanları iki yıl önce yaptıkları deneylerde söz konusu hücrenin kanserli hücrelere saldırabildiğini ortaya koydu. Laboratuvar ortamında yapılan deneylerde, kanserli akciğer, deri, kan, kolon, meme, ilik, prostat, rahim, böbrek hücreleri T hücrelerinin saldırısıyla öldürüldü.
Buna göre kanser hastasından kan örneği alınıp kandaki T hücreleri çıkarılarak genleriyle oynanıyor ve kanserli hücreleri bulan reseptörlere dönüştürülüyor.
Genetiği değiştirilmiş hücreler, sayıları artırıldıktan sonra tekrar hastaya enjekte ediliyor.
Biyomedikal Araştırma Ağı Merkezi'nden Anna Bigas, "sanal ikiz" üzerine çalışmaların sürdüğünü de belirtti. Bigas bunu şöyle açıkladı:
Sanal ikiz, tümörün kapsamlı genom analizini yapıp verileri paylaşmakla ilgili. Böylece tümörün, hastanın nasıl ilerleyeceğini, tedavisini ve prognozunu tahmin etmemizi sağlayan sanal ikizini yaratabiliriz.
Nanoteknolojinin gücü
Nanoteknolojiden tıpta yıllardır yararlanılıyor. Kovid-19 pandemisi de nano tıbbın olgunluğunu başarıyla test edildi. Zira mRNA aşıları, RNA'nın lipid nanopartiküllerin içine yerleştirilmesiyle elde edildi.
Nano tıp araştırmaları teşhisten ilaçlara kadar çeşitli alanlarda sürüyor. Örneğin yavaş salınımlı ilaçlar üzerine çalışmalar yapılıyor. Bir hastanın alması gereken miktar, yutması gerektiğinden daha az olduğunda bu ilaçlar devreye giriyor. Böylece daha verimli ve daha zehirsiz hale geliyor.
Nanopartiküller tedavi şekli olarak da görülüyor. Biyomedikal Araştırma Ağı Merkezi'nden Laura Lechuga buna şu örneği verdi:
Tümör hücrelerine nüfuz edebilen nanopartiküller olabilir. Dışarıdan radyasyon verdiğinizde titreşmeye ve kötü huylu hücreleri öldürmeye başlar.
Gen düzenleme
CRISPR (Clustered Regularly Interspaced Palindromic Repeats-Düzenli Aralıklı Palindromik Tekrar Kümeleri) genetik mühendisliği alanında bir devrim yaptı. Bilim insanları artık bir hücreyi değiştirebiliyor. Kan hastalıkları ve Leber Konjenital Amorozisi diye bilinen körlüğün tedavisi için bununla çalışmalar sürüyor.
CRISPR'ın sınırlarına ve etik kaygılara rağmen uzmanlar başka konularda da araştırmalarına devam ederek gen düzenleme teknikleri geliştirmeye devam ediyor.
Mikrobiyomun rolü
İnsan vücudunda yaşayan milyarlarca mantar, bakteri ve tek hücrelilere mikrobiyom adı verilmektedir. Mikrobiyom, insanların sağlığını koruyor.
Uluslararası İnsan Mikrobiyom Konsorsiyumu'nun eski yöneticilerinden Francisco Guarner, mikrobiyomun kişiden kişiye değiştiğini söylüyor. Guarner, bakterilerin hastalıkları nasıl etkilediğine yönelik araştırmaların sürdüğünü de kaydediyor.
Mikrobiyomdaki bir diğer zorluk da ideal koşulların bir modelini çıkarmak. Konsorsiyum, anormallikleri tespit etmeyi sağlayacak bir model için 1 milyon kişiden veri toplamayı istiyor.
Robot destekli ameliyatlar
Da Vinci adlı robotik cerrahi sistemi, tıpta büyük bir etki yarattı. Daha fazla robot üzerine de çalışmalar sürüyor.
Uzmanlar, 10 yıl içinde robotların "bağımsız robot" kavramına daha da yaklaşacağını düşünüyor:
Cerraha bağlı olacaklar. Ancak örneğin bir arteri veya damarı kesmemek gibi için cerrahlara yardımcı olacak uyarılar verecekler.
Ayrıca vücudun dışında gerçeklesen ameliyatlar da ufukta gözüküyor. Yani robotlar sayesinde bir organa yoğun şekilde yüksek enerji uygulanarak ameliyatların yapılması hedefleniyor.
Yaşlanmayı durdurma yarışı
Dünya Sağlık Örgütü'ne göre insanların beklenen yaşam süresi 73 yıl. Beklenen yaşam süresi, 21. yüzyılın başından bu yana 6 yıl artsa da araştırmacılar, daha uzun ve kaliteli bir yaşam için çalışmalara devam ediyor. Shinya Yamanaka, 2006'da yetişkin hücreleri kök hücrelere dönüştürmek için bir teknik icat etmişti. Bu sayede hücrelerin laboratuvarda gençleştirebileceğini gösterdi. O zamandan beri yaşlanmayı yavaşlatma çalışmaları devam ediyor.
Amazon'un kurucusu Jeff Bezos'un yatırım yaptığı Altos Labs, yaşlanmayla mücadele üzerine uğraşıyor. Laboratuvar, dünyanın en iyi bilim insanlarından bazılarını bünyesine kattı. Altos Labs'ten Juan Carlos Izpisúa, "Asıl hedefimiz, insanların daha uzun süre daha sağlıklı yaşamalarını sağlamak ve her yaştan hastada hastalığı tersine çevirmek" dedi.
Organ nakli
Bilim insanları, organ nakli için alternatif arıyor. Laboratuvarlarda veya 3d biyoyazıcılarda yapılmış organ ve dokular üzerinde çalışılıyor. Ayrıca nakledilmiş organların ömrünü uzatma çalışmaları da var.
Ayrıca genetiği değiştirilmiş hayvan organları da deneniyor.
Nörobilim devrimi
Tekrar yürüyebilen felçli hastalar, insanların zihinleriyle mesaj yazabilmelerini sağlayan çipler… Beyin-makine arayüzleri, nörolojik hastalıklardan mustarip kişilerin fonksiyonel kısıtlamalarının üstesinden gelmesinde etkili olduğu görüldü. Ancak bu teknoloji hala emekleme aşamasında.
İspanyol Nöroloji Derneği'nden lvaro Sánchez Ferro, şöyle konuştu:
Bunlar, nörolojik becerilerinizi kaybettiğinizde işlevleri kurtarmak için birer alternatif. Ancak uzun vadedeki güvenliğinin hâlâ kanıtlanması ve gerekli düzenlemelerin yapılması gerekiyor.
Independent Türkçe, El País, Sağlık Bakanlığı
Derleyen: Uğurcan Yıldız