"İş kazalarında ölen sığınmacı işçilere dair bilgiler, 'kullan at' sistemine göre buharlaştırılıp kayıtlara girmiyor"

İSİG verilerine göre 9 yılda 700 sığınmacı işçi, iş kazalarında öldü. Emek Partisi Başkanı Ercüment Akdeniz, rakamların gerçek tabloyu yansıtmadığını çünkü kayıtdışı çalışan sığınmacı işçi ölümlerinin çoğunlukla kayıtlara bile girmediğini öne sürdü

İSİG verilerine göre sekiz yılda 700'e yakın göçmen işçi iş kazalarında öldü. Gerçek sayının daha yüksek olduğu iddia ediliyor / Fotoğraf: Twitter

Şerif Henderi, Suriye'deki iç savaştan kaçarak yeni bir yaşam umuduyla Türkiye'ye gelen milyonlarca Suriyeli sığınmacıdan biriydi.

Ailesinin ekmeğini çıkarmak için yerleştikleri Mardin'de inşaatlarda çalışıyordu.

Kızıltepe'deki bir inşaatta yeni bir işe umutla başlamıştı.

Geride savaşları bombalamaları ve silahlı çatışmaları bırakarak gelmişti ancak ölüm onu inşaatta çalışırken buldu.

İş güvenliği tedbirlerinin yetersiz olduğu inşaatta bir anlık dalgınlık sonucu asansör boşluğuna düşerek hayatını kaybetti.

Henderi, Türkiye'de çalışanlar arasında "iş cinayeti" olarak adlandırılan iş kazalarında ölenlerden sadece biri. Ancak onun en azından adı biliniyor.

İş kazalarında ölümlere dair haberleri de duyuran İş Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin (İSİG) 2 Eylül 2021 tarihli paylaşımında geçen 10 Ağustos'ta İstanbul Eyüp'te bir metal döküm atölyesinde patlama sonucu 4'ü ağır 6 göçmen işçinin yandığı belirtilerek, bunlardan birinin 21 Ağustos'ta tedavi gördüğü Kartal'daki bir hastanede hayatını kaybettiği duyuruldu.

Ancak İSİG'in paylaşımındaki "Üzerinde kimlik çıkmayan işçinin adı öğrenilemedi" ifadesi aslında Türkiye'de göçmenler arasında iş kazalarından kaynaklı yaşanan dramın acı yüzünü de gösteriyor.

İş kazalarında ölen göçmenlerin kimi zaman adını bile bilinemiyor, resmi kayıtlara girmiyor.

işkazaları.jpy_.jpg
İş kazalarında her yıl yüzlerce çalışan yaşamını yitiriyor / Fotoğraf: TMMOB

 

9 yılda 16 bin 407 işçi kazalarda yaşamını yitirdi

İş kazaları tabii ki sadece sığınmacı işçilerin değil, bütün çalışanların en büyük sorunlarından ve mağduriyet kaynaklarından biri.

Türkiye'de her yıl yüzlerce işçi, iş kazalarında canını yitiriyor.

İSİG verilerine göre 9 yılda 16 bin 407 kişi hayatını kaybetti. En çok iş kazası 2020'da yaşandı.

2427 kişinin can verdiği 2020'den sonra en fazla iş kazası kaynaklı ölüm 2017'de gerçekleşti.

2021'in ilk 8 ayında ise bin 494 kişi iş kazalarında can verdi. 

2013'ten 2021'in ilk 8 ayına ait can kayıpları şu şekilde: 

Yıl Can kaybı
2013 1235
2014 1886
2015 1730
2016 1970
2017 2006
2018 1923
2019 1736
2020 2427
2021 1494

Bu tablo içerisinde iş kazalarında ölen sığınmacı işçilerin sayısı da önemli bir yer tutmaya başladı.

Genelde alt kademedeki ağır ve riskli işlerde kayıtdışı çalışan mülteci işçiler de iş kazalarının mağdurları arasında.

İSİG verilerine göre yine sekiz yıl içinde toplamda 700 mülteci işçi iş kazalarında yaşamını yitirdi.

İSİG'e göre 2021'in ilk sekiz ayında iş kazalarında ölen göçmen işçi sayısı 50'yi aşmış vaziyette.

2020'de 101 göçmen işçi iş kazalarında yaşamını yitirdi. 2019’da bu sayı 112 göçmen, 2018'de 110, 2017'de 88, 2016'da 96, 2015'te 67, 2014'te 53, 2013’te 22'ydi.

ercümentakdeniz.jpg
Ercüment Akdeniz / Fotoğraf: Evrensel Gazetesi

 

"Sığınmacı işçi, kazada öldüğünde ailesi durumdan haberdar olmuyor, dava açamıyorlar"

Sığınmacılar üzerine yaptığı çalışmalar ile bilinen Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz'e göre bu rakamlar buzdağının sadece su üstünde görünen kısmı.

Göçmenlerin ağırlıklı olarak kayıtdışı çalıştığını bu alanların aynı zamanda iş denetimleri ve iş cinayetleri açısından da denetim dışı olan bir alan olduğunu söyleyen Akdeniz, "Kayıtdışı çalışma patronlar için çok karlı. Ağır bir ifade olacak ama mülteci işçilerin ölüsü dirisi kadar değerli. Mülteci işçi öldüğü zaman ne onun ailesi bu durumdan haberdar olmuyor, ne hukuksal bilgiye sahip olabiliyorlar ne de dava açabiliyorlar" dedi.

"Bazı ölümler buhar edildiğinden kayıtlara girmiyor"

Göçmen işçilerin, "kullan at" olarak da adlandırılan bir sistem içerisinde kullanıldığını öne süren Akdeniz, iddialarını şöyle sürdürdü:

Sığınmacıları kullanıp fabrika dışına atanlar aynısını iş kazalarında ölüm halinde de yapmaya başladı. Buranın vatandaşı olan bir işçi öldüğünde bunun ağır cezai yaptırımları, davası var. Yani yerli bir işçinin ölmesinin patron açısından maliyeti var. Ancak yabancı işçilerin ölümlerinde kayıtdışı olduklarından bu cezalardan kurtulabileceklerini düşünüyorlar. İSİG'in kayıtları medyaya yansıyan verilerden oluşuyor. Değerli ancak yeterli değil. Çünkü kullan at dediğimiz sistemde bazı ölümler buhar edildiğinden kayıtlara girmiyor.

mustafaelrecep.jpg
Adana'da bir fabrikada ölen Suriyeli Mustafa el Recep'in cenazesinin dışarı atıldığı anlaşılmıştı / Görsel: Tükenmez

 

"Ölenlerin bir kısmının cenazesi kimsesizler mezarlığına defnediliyor"

2019 yılında yol kenarında üstü örtülü bir şekilde cesedi bulunan Suriyeli işçi Mustafa el Recep'in fabrikada öldükten sonra dışarı atıldığının anlaşıldığını hatırlatan Akdeniz, sözlerini şöyle sürdürdü:

Afganistanlı, Pakistanlı ve yer yer Afrikalı göçmenler şebekelerle geliyor. Pasaportları bile şebekelerin eline kalıyor. İş kazasında öldüklerinde cenazeleri devlet yoluyla gönderme yoluna gidemiyorlar. Cenazeler ya kimsesizler mezarlığına defnediliyor ya da oldukça maliyetli olan bu işlemi kendi aralarındaki dayanışma ile toplayabildikleri parayla ülkelerine göndermeye çalışıyorlar.

murat çakır.jpg
Murat Çakır / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Koruyucu ekipman olmadan işbaşı yaptırılıyorlar"

İSİG Meclisi Üyesi Murat Çakır ise değerlendirmesinde göçmen işçilerin durumuna değindi.

Türkiye'nin bir kriz sürecinden geçtiğini iddia eden Çakır, "Bu dönemlerde bir yandan zamlar yapılırken diğer yandan güvencesiz çalıştırma biçimleri yaygınlaştırılıyor. İşte tam da bu noktada göçmen işçiler, düşük ücretle güvencesiz şekilde çalıştırılabilecek emekçiler olarak her zamankinden daha da önem kazanmaktadır. Günde 16 saati bulan uzun çalışma süreleri, angarya ve sözlü fiziksel şiddet, havalandırmasız ve ışıksız ortamda koruyucu ekipmanlar olmaksızın işbaşı yaptırma, asgari ücretin altındaki ücretlerle sigorta ve sosyal güvenlik kapsamı dışında çalıştırma ve iş yavaşlatma gibi hakkını arama halinde keyfi şekilde işten çıkarmalar bu koşulları özetliyor" diye konuştu. 

göçmenişçi.jpg
İş yaşamındaki yabancı işçi sayısı hızla artıyor / Fotoğraf: AA

 

"İşverenler, göçmen işçileri Türkiyeli işçilere karşı ücret artışlarını baskılamada araç olarak görmekte"

"Maden, tarım, inşaat, tekstil; merdiven altı tezgâhlarda ve fason üretim yapılan işyerlerinde göçmen işçiler Türkiye'de emek piyasasında kayıtdışı işçiler olarak enformel şekilde eklemlenmektedir" diyen Çakır, sözlerini şöyle tamamladı:

İşverenler, işçiler arasında etnik ve mezhepsel ayrımcılığı körükleyerek göçmen işçileri, Türkiyeli işçilere karşı ücret artışlarını baskılamada ve yevmiyeleri düşürmede bir araç gibi görmektedir. Ancak bu demek değildir ki ekonomik krizin nedeni Suriyeli ve Afganistanlı göçmenlerdir. Ekonomik krizin sorumlusu bu krizden zenginlik sağlayanlardır.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU