ABD’de Yüksek Mahkeme, herhangi bir suçlama yöneltilmeksizin Guantanamo’da 17 yıldır tutulan mahkumun davasını, yargıçlardan birinin söz konusu kişinin ömrünü demir parmaklıklar ardında geçirme ihtimalini dile getirmesine rağmen reddetti.
42 yaşındaki Yemen vatandaşı Muaz Hamza Ahmed Alevi’nin avukatları, davanın görülmesi ve 11 Eylül sonrası çıkarılan yasaların, bir kişiyi suçlama yöneltmeden uzun süre tutuklamak için yeterli olup olmadığının incelenmesi için mahkemeye başvurmuştu.
Savunma tarafı ayrıca, bizzat hükümetin, Alevi’nin El Kaide’nin 11 Eylül saldırılarına katıldığı ya da Afganistan’da ABD birliklerine karşı Taliban’ın yanında savaştığına dair hiçbir kanıt göstermediğini de ifade etmişti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Pazartesi günü kararını açıklayan Yüksek Mahkeme, avukatların talebini geri çevirdi. Ancak mahkemede liberal olarak tanınan 4 yargıçtan biri olan Stephen Breyer, verdiği mahkeme beyanında, kendisinin ve meslektaşlarının meseleyi yeniden gözden geçirebileceğini ifade etti.
“Yüksek Mahkeme’ye başvuran Yemenli Muaz Hamza Ahmed Alevi’nin, ABD’nin Küba’daki Guantanamo Körfezi’nde yer alan donanma üssüne ilk getirildiği günden bu yana 17 yıl geçti” diyen yargıç Breyer, mahkemenin, ABD'nin Taliban ve El Kaide’ye karşı silahlı mücadele verdiği sürece bu mahkumların tutulabileceği yönünde daha önce verdiği kararları hatırlattı.
Breyer, “Hükümet, söz konusu düşmanlığın sürdüğünü ifade ediyor ancak ufukta herhangi bir sondan bahsetmiyor. Sonuç olarak bu kişi, bir nesil önce düşman savaşçı olarak tanımlanmasından dolayı hayatının geri kalanını tutuklu geçirme ihtimaliyle karşı karşıya” ifadelerini kullandı.
Mahkumu temsil eden avukatlar da Alevi’nin cezaevinde tutulmasının mantıklı ya da meşru bir gerekçesinin olmadığını söyledi.
Savunma ekibinde yer alan New York Şehir Üniversitesi’nde hukuk profesörü Ramzi Kassem, The Independent’a yaptığı değerlendirmede şöyle konuştu:
“Bu durumun güvenlikle hiçbir ilgisi yok. Muaz, jeopolitik ve yerel siyasetin bir kurbanı. Gerek Amerikan hükümeti, gerekse mahkemeler, bu kişinin ABD’ye karşı el kaldırmadığını kabul ediyor. Şayet pasaportunda Yemen yazmasaydı, başka bir yerden, daha önemli bir ülkeden gelmiş olsaydı bugün muhtemelen evinde olurdu.”
ABD'de daha önceki iki yönetimin ve mevcut hükümetin söz konusu kampı siyasi sebeplerle kapatmadığını belirten Kassem, cezaevini açık tutmanın Trump’ı memnun ettiğini ancak bedelini Guantanamo’dakilerin ödediğini kaydetti.
Birçok mahkumu temsil eden Reprieve adlı grubun Başkan Yardımcısı Katie Taylor ise “Senato’nun Guantanamo’nun işkence tarihini belgelemesine rağmen yargıçlar, kişilerin suçlama ya da yargılama olmadan sonu gelmez şekilde tutuklu kalmasına yol açan acımasız siyaseti sorgulamayı reddediyor” diye konuştu.
Teröristlere Karşı Askeri Güç Kullanma Yetkisi (AUMF) diye bilinen kanun, 2001’de New York ve Washington’da yaklaşık 3 bin kişinin öldürüldüğü saldırılardan sadece bir hafta sonra 18 Eylül’de Kongre’de kabul edilmiş ve dönemin ABD Başkanı George W. Bush tarafından imzalanarak yürürlüğe girmişti.
Bu yasa, sözde terörle savaşı sürdürmesi için Bush’a geniş yetkiler tanımış ve Guantanamo Körfezi’nde bir mahkum kampı kurulmasını sağlamıştı.
O günden sonra yüzlerce kişinin tutulduğu kampta şimdilerde 40 kişi bulunuyor. Bugün ABD başkanlık koltuğunda oturan Donald Trump, üssün kullanım alanını genişletmek istiyor. Guantanamo’nun ABD’li vergi mükelleflerine yıllık yükü ise 10 milyon doları (yaklaşık 58 milyon TL) buluyor.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independent.co.uk/news/world/americas
Independent Türkçe için çeviren: Elvide Demirkol
© The Independent