Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Başkanı Yavuz Eroğlu'nun Twitter hesabından yaptığı paylaşımda Türkiye'nin ilk tek kullanımlık ürün perakende zincirinin açılışına yer vermesi, çevrecilerin tepkisini çekti.
Prof. Dr. Öztürk: Tek kullanımlık plastikler geleceğin vebası, pandemisidir
PAGEV Başkanı Eroğlu'nu eleştiren isimlerden biri, çevre mühendisi ve eski müsteşar Prof. Dr. Mustafa Öztürk oldu.
"Çevre düşmanı" olarak nitelediği tek kullanımlık plastiklerin Eroğlu'nun paylaşımında övüldüğü gerekçesiyle eleştiren Öztürk, sıfır atık projesinde başarılı olan ülke ve şehirlerin, tek kullanımlık plastikleri yasakladığını savundu.
Doğada bozulmayan tek kullanımlık plastiklere "dur" diyerek çok kullanımlık ürünlere yönelmek gerektiğini dile getiren Öztürk, lokanta, restoran, kafe, eğlence merkezi, toplantı salonları, sinema ve benzeri yerlerde de çevreci uygulamaya geçilmesi gerektiğini dile getirdi.
Öztürk, tek kullanımlık plastikler için depozito (iade) sisteminin de yeterli olmadığını öne sürerek, bu ürünlerin kullanımından vazgeçilmesi çağrısı yaptı.
Prof. Dr. Yıldız: Plastik poşetten kısarken aldığımız tüm ürünler plastik ambalajlı
Tek kullanımlık mağaza açılışına ilişkin tweete tepki gösteren isimlerden biri de Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nden Prof. Dr. Nesrin Yıldız'dı.
Prof. Dr. Yıldız, plastik poşet kullanımının azaltılmaya çalışıldığı bugünlerde plastik içeren diğer ürünlerin kullanımını eleştirdi.
Prof. Dr. Kurnaz: Acilen boykot kampanyasına başlamamız gerekli
Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Levent Kurnaz ise tepkisini "Bu dükkanın nerede açıldığını biliyor muyuz? Acilen bir boykot kampanyasına başlamamız gerekli" ifadeleriyle dile getirdi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
PAGEV Başkanı Eroğlu: Hijyenik, ekonomik ve hayatı kolaylaştırıyor
Tartışmalı tweetin sahibi PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu'na ulaşıp söz konusu eleştiriler hakkındaki düşüncelerini sorduk.
Independent Türkçe'ye açıklamalarda bulunan Eroğlu, öncelikle geri dönüştürülebilir özeliklere sahip tek kullanımlık plastik ürünlerin pandemi döneminde bulaş riskini azaltması nedeniyle devlet eliyle hastane, fabrika ve işyerlerine önerildiğini savunarak, bu ürünlerin hijyenik, pratik, ekonomik ve tüketimden sonra geri dönüştürülebilir olduğunu öne sürdü.
Yavuz Eroğlu sözlerini, "Yüzde 100 geri dönüştürülebilir oldukları için fosil kaynaklardan yeniden üretim yapılmasının önüne geçen ve yeni karbon salımını engelleyen tek kullanımlık ürünler, döngüsel ekonomiye katkı sağlıyor. Pandemide daha fazla talep görmeye başlayan tek kullanımlık plastik ürünler, bulaş riskini azalttığı için sadece restoran, kafe ve evlerde değil aynı zamanda iş yerlerinde, fabrikalarda da kullanılıyor. Otomasyon sistemiyle, el değmeden üretilen ürünlerin, tüketici tarafından ambalajından ilk kez açılarak kullanılıyor olması pandemide hijyen adına güven veriyor. Pandemide talep artışı yaşayan ürünlerin kullanıldıktan sonra geri dönüştürülebilmesi önemli. 8 milyara yaklaşan dünya nüfusunun yüzde 54'ünün kentlerde yaşaması ve şehirleşme kültürüyle yeme-içme alışkanlıklarının değişmesi de tek kullanımlık ürünlere yönelimi artırıyor. Paket servis ve hızlı yemek yeme alışkanlıkları da artışı tetikliyor" ifadeleriyle sürdürdü.
"Türkiye ihracatta Çin ve İtalya'dan sonra 3. büyük oyuncu konumunda"
Tek kullanımlık ürünlerin ABD, Fransa, Hollanda, İtalya ve İsrail başta olmak üzere dünyanın pek çok gelişmiş ülkesine ihraç edildiğini de belirten Yavuz Eroğlu, Türkiye'nin ihracatta Çin ve İtalya'dan sonra 3. büyük oyuncu konumunda yer aldığını ve ülkede tek kullanımlık plastik ambalaj üreten fabrikaların tam kapasite çalıştığını ifade etti.
AB'nin yasak kararının "popülist" bularak, tek kullanımlık plastik pipet, çatal, kaşık bıçak ve tabak yasaklanırken, gıda kaplarının yasaklanmamasını "Avrupa Birliği'nin çevreyi bahane ederek Türkiye ile rekabet edemediği ürünleri yasaklaması" olarak değerlendiren Eroğlu, "Türkiye'nin, yasaklanan ürünlerde büyük üretici ve Avrupa'ya ihracatçı konumda olduğunu göz önünde tuttuğumuzda, yasağın arkasındaki amacın gerçekte çevre olmadığı görülüyor" yorumunu yaptı.
"Çevre bahanesiyle tüketiciye 10 kat pahalı ürün satılacak"
Tek kullanımlık plastiklerin yasaklanıp, insanların 10 kat daha pahalı ürünlere mahkum edileceğini savunan ve bu durumu "çevrecilik" değil "duyarsızlık" olarak niteleyen Yavuz Eroğlu, hedef çevreyi korumak ise bunun toplumu bilinçlendirme ve çevre dostu projeler geliştirmekten geçtiğini ifade etti.
"AB, Türk plastik sektörünün büyümesini sekteye uğratmaya çalışıyor"
Avrupa Birliği'nin (AB) dünyada 6., Avrupa'da ise 2.sırada yer alan Türk plastik sektörünün büyümesini sekteye uğratmaya çalıştığını öne süren Eroğlu, "AB, üretimini yapmadığı tek kullanımlık plastik ürünleri yasaklarken, ürettiği diğer tek kullanımlık ürünleri yasak kapsamına almadı. Bu nokta bile Avrupa'nın çevre konusundaki samimiyetsizliğini ortaya koymaya yeterli değil mi?" sorusunu sordu.
"Çözüm yasaktan değil, tüketiciyi eğitmekten geçiyor"
Tek kullanımlık plastik ürünü çevreye atan bilinçsiz tüketicilerin kutu kola, cam şişe, kağıt tabak gibi tek kullanımlık kağıt veya cam ürünleri de etrafa savuracağını ifade eden Eroğlu, sözlerini "Tek kullanımlık plastik ürünler suyun üstünde yüzdüğü için en azından görülebiliyor, temizlenebiliyordu ancak metal kutu kola veya cam şişeler suyun dibine battığından denizlerimizdeki kirlilik daha vahim noktalara evrilecek. ‘Çevresel kirlilik devam edecek' diyorum çünkü bilinçsiz tüketiciye bağlı davranış bozukluğu çözülmeden doğayı sürdürülebilir şekilde korumamız mümkün değil" diyerek sürdürdü.
"Depozito iade sistemiyle yıllık 1 milyon ton ilave atık oluşumu engellenecek"
Son olarak çevre kirliliğinin azaltılmasında geri dönüşümün önemine değinen Yavuz Eroğlu, ocak ayında devreye girmesi beklenen depozito iade sisteminin hem çevreye hem tüketiciye hem de üreticiye olumlu katkı sağlayacağını dile getirdi. Eroğlu, bu sayede 20 milyar adet içecek ambalajının geri dönüştürülerek ekonomiye yıllık 1,4 milyar lira kazandırılacağını, yıllık 1 milyon ton ilave atık oluşumunun engelleneceğini, 263 bin ton/yıl karbon emisyonunda azalma meydana geleceğini ve "tüketicilerin plastiğin çevreye atılamayacak kadar değerli bir girdi hammaddesi olduğunu anlayacağını" savundu.
© The Independentturkish