Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uzun bir aradan sonra yarın Diyarbakır'a bir ziyaret gerçekleştirecek.
Toplu açılışlara katılması beklenen Erdoğan, AK Parti teşkilatı ve milletvekilleriyle de bir araya gelecek.
Erdoğan ayrıca, iki yılı aşkın bir süredir Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır il binası önünde eylem yapan ailelere destek vermek amacıyla da bir ziyaret gerçekleştirecek.
Parti yönetiminden destek bulmasa da HDP İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlu'nun "Erdoğan adım atarsa HDP, AKP ile tabii ki uzlaşır" değerlendirmesi ve dün AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in Erdoğan'ın yakında müjde vereceği açıklaması ziyarete olan ilgiyi artırdı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Ancak bu ilgi birtakım spekülasyonları da beraberinde getirdi.
AK Parti'nin HDP'ye göz kırptığı, bir çıkış aradığı ve yeni bir açılım süreci için fırsat kolladığı tartışmaları yayılmaya başladı.
Kimi çevreler, Erdoğan'ın bayramdan sonra yeni bir sürece hazırlandığı ve MHP'den kurtulmak için fırsat aradığını, Diyarbakır'da bunun ipuçlarını vereceği iddiaları da dillendiriliyor.
Öte yandan Erdoğan'ın HDP'ye yönelik ötekileştirme politikasının hız kazanarak artacağını savunanlar da var.
Peki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Diyarbakır ziyareti nasıl okunmalı? Yeni bir açılım süreci mümkün mü?
Akademisyen ve bölgenin sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, Erdoğan'ın Diyarbakır ziyaretini Independent Türkçe'ye değerlendirdi.
"Bunun bir seçim hazırlığı olarak okumak mümkün"
Eski Diyarbakır Baro Başkanı Avukat Cihan Aydın, Erdoğan'ın Diyarbakır ziyaretini çok önemsemeyenlerden biri.
Aydın'a göre asıl odaklanılması gereken, Erdoğan'ın ne söyleyeceği, daha da önemlisi söylediklerinin ne kadarını yapacağı meselesi.
Ülkede erken seçimin konuşulduğu bir dönemde bir parti liderinin cumhurbaşkanı olarak görev yaptığını hatırlatan Aydın, "Bunun bir seçim hazırlığı olarak okunması da pekala mümkün" dedi.
Erdoğan'ın 2000'li yıllarda Kürt meselesinin demokratik ve barışçıl çözümü konusunda olumlu mesajlar verdiğini anımsatan Aydın, "Örneğin 2011'de başlayan çözüm süreci, çok önemli bir gelişme ve cesaretli adımlardı. Ancak geldiğimiz noktada tüm o süreç ve söylemlerden çok uzağız. Şu an hem içerde hem dışarda tamamen güvenlik üzerine inşa edilmiş bir Kürt politikası var" diye konuştu.
"En önemli mesaj çözüm sürecinin yeniden başlamasıdır"
Diyarbakır'da Kürt meselesinin demokratik ve barışçıl çözümü konusunda mesajların verilmemesi durumunda ziyaretin bir anlam ifade etmeyeceğini kaydeden Aydın, "Eski bir sivil toplum örgütü temsilcisi olarak beklentimiz, mevcut güvenlik politikalarının terk edilmesi. Hukuk devletinin yeniden inşasıyla başlamanın iyi bir adım olacağını düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Daha önce de çok sürprizlere şahit olduğunu ancak halkın derdine deva olacak bir müjdeye tanıklık etmediklerini ifade eden Aydın, benzer şeylerin sürekli bir şekilde politika malzemesi olarak kullanılmasının doğru olmadığını belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
Diyarbakır'da bölgeye ve Kürtlere verebileceği en büyük ve önemli mesaj, yeniden bir çözüm sürecinin başlaması, barışın inşası konusunda çaba ve bu konuda bir programla olur.
Onun dışında hiçbir söylem ve eylemin Kürtler açısından çok da anlamlı ve önem atfedilmeyeceğini düşünüyorum.
Diyarbakır'da kime mikrofonu uzatsanız size söyleyeceği ilk şey Kürt meselesinin demokratik çözümü ve barıştır.
Dolayısıyla bunlara ilişkin bir müjde varsa kendi adıma memnun olurum. Ama içi boş ve ekonomik vaatlerle sınırlı, sonrasında bunun da yerine getirilip getirilmeyeceği belli olmayan müjdelere hiç gerek yok.
"Erdoğan Kürtleri ikna etmezse seçimden zaferle çıkması çok zor"
Diyarbakır Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Vahap Coşkun ise Erdoğan'ın bölge ziyaretini kaybettiği Kürt seçmenlere bağladı.
AK Parti'nin yaptığı tüm kamuoyu araştırmalarında oy kaybettiğini gördüğünü ifade eden Coşkun, oy kaybedilen kesimlerin arasında Kürtlerin ilk sırada yer aldığını söyledi.
Erdoğan'ın MHP ile ittifak kurması ve son dönemde oldukça milliyetçi bir politika izlemesinin Kürtler nezdinde ciddi manada eleştirildiğini dile getiren Coşkun, "Bu, AK Parti'ye oy vermiş bir kısım Kürt seçmenin partiden uzaklaşmasına sebebiyet verdi. Bu önemli bir faktör" diye konuştu.
Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Coşkun, AK Parti ile arasına mesafe koyan seçmenler için yeni alternatiflerin de ortaya çıktığını hatırlatarak şunları söyledi:
Eğer Erdoğan AK Parti ile aralarına mesafe koyan Kürtleri bir şekilde ikna etmezse erken ya da zamanında yapılacak olan bir seçimde zaferle çıkması son derece zor.
"Ziyaret, yıkılan ilişkileri tamir etme amaçlıdır"
Kürtlerle yeniden köprüler kurma ihtiyacının kendisini açık bir şekilde hissettirdiğini kaydeden Vahap Coşkun'a göre Erdoğan'ın ziyaretinin öncelikli amacı bu.
Ziyareti, 4-5 yıldır yıpranan ilişkileri ve yıkılan köprüleri tekrardan tamir etmek için bir adım atma çabası olarak gördüğünü söyleyen akademisyen "Bence asıl neden budur" diye konuştu.
Parti sözcüsü Çelik'in sözünü ettiği müjdelerin siyasi ve demokratikleşme alanındaki müjdeler olduğu kanısını taşımadığını aktaran Coşkun, şöyle devam etti:
Erdoğan toplu açılışlar için geliyor. Muhtemelen yine ekonomik ve sosyal alandaki bazı hizmetlerin tanıtımını yaparak bölgeye daha fazla hizmetler getireceği yönünde birtakım mesajlar verebilir.
Çözüm süreci ve Kürt meselesinin demokratik siyaset zemininde çözülmesi için yeni bir inisiyatif alacağına dair beklentiyi oldukça aşırı buluyorum.
MHP ile ortaklığın devam ettiği bir süreçte AK Parti'nin böyle bir siyaset yürüterek inisiyatif geliştirebilmesi çok güç. Dolayısıyla sözü edilen müjdeler daha çok ekonomik ve sosyal alana dair olabileceğini düşünüyorum.
"Kürt vatandaşları hoş tutacak söylemlerde bulunabilir"
Doğu ve Güneydoğu Sanayici ve İş Adamları Dernekleri Federasyonu Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Şah İsmail Bedirhanoğlu da ziyarete ilişkin çok iyimser bir yaklaşım içerisinde olmayanlardan biri.
Buna rağmen diyalog ve nabız yoklamaya kapı aralayacak ziyareti önemli bulduğunu kaydeden Bedirhanoğlu, "Cumhurbaşkanı ve bakan gibi devletin üst düzey yetkililerin Diyarbakır'a ziyareti hep merak konusu olmuştur. Söyleyecekleri ve vereceği mesajlar önemlidir" dedi.
"Çözüm süreci" ve "yeni bir açılım" gibi birtakım tartışmaların yapıldığı dönemde Erdoğan'ın Diyarbakır'a yapacağı ziyareti "manidar" bulduğunu söyleyen Bedirhanoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
Erdoğan'ın yeni bir açılım sürecine doğru giden bir yolda olduğunu düşünmüyorum ancak Kürt vatandaşları hoş tutacak söylemlerde bulunabilir.
"Keşke Kürt meselesine dair yeni bir açılım sürecinden söz etse"
"Keşke Kürt meselesine dair yeni bir açılım sürecinden söz etse" temennisinde bulunan Bedirhanoğlu'na göre ziyaretin Kürt meselesinden çok kamu hizmetleri bağlamında olması muhtemel.
Erdoğan'ın geçmişte Kürt meselesine dair yeni açılım süreçlerinden bahsettiğini hatırlatan Şah İsmail Bedirhanoğlu "Bu konuda önemli çıkışları olan bir lider. Ayrıca bunları söyleyebilecek potansiyele sahip. Temennim iyimser çevrelerin beklediği gibi bir ziyaret olur. Ki bundan hepimiz memnun oluruz" diye konuştu.
© The Independentturkish